not defterindeki not hanesine 100'ü sığdıramadığını o yüzden öğretmenlik hayatı boyunca hep 99 verdiğini söyleyen bir öğretmendir, böyle söyleyince kızamaz da insan.
trt 2004'te de kazanılması durumunda ertesi yıl sahnenin haliç'te bir platform üzerinde olacağını açıklamıştı, 2003'te yapmak neden akıllarına gelmediyse.
hakkındaki ilk entryim bu olmasın isterdim ama aklıma gelmişken yazayım daha sonra ben de bir güzelleme yaparım.
bu dizide dış mekan sahnelerinde(özellikle erdal bakkal, sahil ve leyla ile mecnun'un sürekli gittikleri park) dış sesler çok yoğun oluyor, oyuncuların sesi zor duyuluyor.
roger waters bayram için memleketine giderken facebook iletisine 'open your heart/i'm coming home' yazan yurdum öğrencisini görse tüm telif haklarını ajdar'a devrederdi sanırım.
bu okulun bilkentle karşılaştırılıyor olması kendi kendine gelin güvey olma eylemi olduğu için okulun önemini değil karşılaştırmayı yapanın ezikliğini gösterir. ayrıca yapılan eleştiriler sanılanın aksine akademisyenlere, derslerin zorluğuna*, devam zorunluluğuna*, çalışma ortamına değil; ortak eğitim saçmalığı da dahil olmak üzere öğrenciden 1+4 yıl 11'er ay maraton koşucusu gibi koşmasını bekleyen ve herhangi bir hatada hiçbir telafi şansı vermeyen sistemedir.
öğrenci topluluklarının sosyalleşme adına hiç kimseye bir faydası olduğu görülmemiştir, boşuna emek sarf etmeyin. sosyalleşmek için topluluğa falan ihtiyacınız yok, üniversitede en önemli sosyalleşme aracı ders notudur.*
bilkent'le aralarındaki kapışma sadece tobb etülü'lerin hayallerindedir.
-dil eğitimine gelince; dil eğitimi veren kişilerin ingilizce'leri öğrencilerden iyi değildir, okulda öğrencilerin okutmanlardan yüksek toefl puanları aldığı görülmüştür. bir yıl boyunca fce sınavına hazırlandığınız hazırlık eğitimi sonunda 'sistemi değiştirdik 2 ay sonra toefla gireceksiniz' diyebilirler. mezun verdiği üç yılda mezun olacak öğrencilerinin yarısı ileri ingilizce dersleri yüzünden mezun olamamıştır. yabancı diller bölümü baskı sonucu uyduruk sınavlar* yapmış ve 4 yıldır bu dersleri ve hazırlığı veremeyen* öğrenciler bir ay içinde bütün ileri ingilizce derslerinden bir şekilde muafiyet alarak mezun olabilmiştir. gelecekte bu sınavların yapılacağının garantisi de yoktur.
7 yıllık bir okul olmasına rağmen halen sistemde değişiklikler yapılmakta ve öğrenciler kobay olarak kullanılmaktadır. okul mevcudunun az olması sebebiyle dersler tek şube açılır ve o dönemde almanız gereken zorunlu dersler(!) birbiriyle çakışabilir. büt yoktur, yaz okulu yoktur, kaldığınız bir dersi tekrar alma şartları da bu yıldan itibaren zorlaştırılmıştır. okuduğunuz 4 yıllık lisans eğitiminde 3 kez müfredat değişebilir, defalarca intibak yapmak zorunda kalabilirsiniz, tam mezun oldum diye düşünürken artık müfredatta bile olmayan bir dersi vermediğinizi iddia edebilirler.
-başka bir üniversiteden gelen yarı zamanlı bir öğretim görevlisinin tobb etü'de verdiği bir dersi misafir öğrenci olarak öğretim görevlisinin kendi üniversitesinde aynı müfredatla yine aynı öğretim görevlisinden alırsanız kabul etmeyebilirler, buradaki kriter diğer üniversitenin tobb etü kadar cool olup olmadığıdır.(odtü veya bilkent ise şansınız biraz yüksek)
-staj sisteminden bir örnek; dersleri 3+ ortalamayla verip başarılı bir kpds+kpss+kurum sınavı+mülakat kombinasyonunun ardından işe başlamak için mezuniyet belgesi istediğinizde okul eksik bir stajınız yüzünden işe başlamanızı engelleyebilir.*
ha bir de; sözlüğe yazdığınız bir entry nedeniyle rektör sizi odasına çağırabilir, dikkatli olun.*
tercih yapacak arkadaşlara tavsiyem; burs, bina, yurt, bilgisayar safsatalarına kanıp da hayatınızı karartmayın. özellikle burslu tercih edecekler; hayal ettiklerinizin ve vaat edilenlerin hiçbirini bulamayabilirsiniz, mezuniyet ihtimaliniz pamuk ipliğine bağlıdır. o kadar puan almışsanız; boğaziçi yazın, odtü yazın, bilkent yazın, itü yazın, adam gibi dil öğrenin, adam gibi eğitim alın. buradan alacağınız +5000 lira burs fitil fitil burnunuzdan gelmesin.
popülist siyasetten ekmek kazanamayan levent kırca kötü yapımlarına geri dönmüş diye düşündüren dizi. o siyasetteyken biz daha çok eğleniyorduk oysaki.
+yarın herkes öğle namazından itibaren beş vakit namaza başlayacak.
-hocam neden sabah namazından itibaren değil?
+yahu siz şimdi sabah uyanamayacaksınız sonra amaan olmuyor diye hiç başlamayacaksınız.
92-93 sezonunda ankaragücü'nün önüne gelenden 5+ yediğini, son 4 iç saha maçında 15+ gol yemişken lider galatasaray'dan 8 yemesini tuhaf gören ve galatasaray'a 1 farklı galibiyetin şampiyonluk getirdiğini bilmeyen cahiller tarafından bok atılan taraftardır.
Edit:
ikinci yarıdaki farklı maçlar;
mke ankaragücü 0-4 fenerbahçe
mke ankaragücü 0-6 beşiktaş
mke ankaragücü 0-5 karşıyaka
mke ankaragücü 0-8 galatasaray
çocukluğumda yaptığım bir okul gezisinde otobüste saatlerce dinlediğim atilla taş - ham çökelek albümünün bütün şarkılarını hala ezberim, duş alırken kendimi 'zennubee zennubee ah zennubee' diye bağırırken yakalıyorum.
bazen ankara'dayken özlüyor insan ankara'yı. 5 yıl önce, 'gün gelecek ankara'yı seveceksin hatta özleyeceksin' deseler başlamadan bitirirdim bu ilişkiyi.