aşağıdaki yazısıyla iyice çuvallamış köşe yazarı. merhum neşet ertaş'ın erdemlerinden, birleştirici anadolu kültüründen bahsederken, aynı yazı içinde kimin onu layıkıyla dinleyip kimin dinlemeyeceğini söyleyebiliyor. anlamadığı nokta şu ki, bir sanatçının müziğini dinlemek, sevmek, onunla duygulanmak, ağlamak için, o sanatçının ölümüne üzülmek için onunla aynı siyasi görüşe sahip olmak, onunla aynı ülkeden, ırktan, dinden, dilden olmak gerekmiyor. bu bakış açısıyla, örneğin yılmaz özdilin sırf arapça diye natacha atlas'ın gafsa'sını dinleyip hüzünlenmemesi gerekir.
nadalın hatayı maç başlarken kurayı kazandığında yaptığı tercih olduğunu düşünüyorum. neyse ki 3. sette avantajı elde etti. heyecanlı bir final olsun da şu yaz gününde denize gitmek yerine evde kalmayı tercih etme nedeni boşa gitmesin *
porto-beşiktaş maçının içine .ıçmış. zaten q7'siz tatsız oynayan beşiktaşın maçını, iyice çekilmez hale getirmiş, sesini duydukça insanın sinirlerini bozan, gereksiz insanımsı...
zeki demirkubuz'un kader'inde, masumiyetteki yaşlı bekir'in (haluk bilginer) gençliğini ufuk bayraktar oynamıştı. bugün ezel'de ufuk bayraktarı ramiz karaeskinin gençliğini oynarken gördük. güzel oldu, yakıştı...
hayatında hiç sigara içmemiş olanlar, sigarayı iradesiz insanların içtiğini düşünür ve kendilerini sigara içmedikleri için son derece iradeli olarak adlederler. aslen o iş öyle değildir efendim. asıl sigarayı bırakarak bağımlılıktan kurtulanlar iradelerini kanıtlamış insanlardır. *
son zamanlarda sık sık, bizim zamanların şarkıları, filmleri, tavırları, fikirleri gibi sözler söyleyerek yaşlandığına işaret ediyor. sanırım bu hallerinin sebebi istanbul'un dünyaya gelmesi. yıllar değil, baba olmak yaşlandırdı onu.
herşeyin açıklığa kavuşması son bölüme bırakılarak, bir dizi klişesi olan olaylar zirve yaptığı anda pat diye kesip, bimem kaç ay sonra filan diye bağlama yapıp, birinin mezarını, birinin saçı sakalı karışmış halini, diğerlerinin toparlanmış hayata adapte (ders almış) halini gösterip, iyiler kazandı diyerek bitireceklerdir diye tahmin ettiğim dizi.
en sevindiren nokta, ikinci sezonunda bitiyor olmasıdır.
adeta toplara koordinat veren, sabırlı oyunuyla rakibini yıldıran neredeyse kırılmadık rekor bırakmayan son yılların en başarılı tenisçisi.
dün soderling'e elenip taraftarlarını üzmüş olması bunları değiştirmiyor tabiki.
ekselanslarıroger federer'in, tenis dünyasında yaşamadığı tek başarı kalmıştı. dört grand slam'i bir yıl içerisinde kazanmak...bu sene kendimi çok iyi hissediyorum, bunu da başaracağım diyordu fransa açık'tan önce. kendi açısından turnuvada herşey iyi giderken, 6 yıldır * bir grand slam'de yarı finalden önce elenmemiş olan roger dün çeyrek finalde roland garros 'a veda etti. sakatlandığı veya kötü gününde olduğundan veya başabaş oynayıp şanssızlıktan filan da değil üstelik kaybedişi. geçen sene rafael nadal'ı aynı turnuvada 4. turda geçen ve finalde karşısına çıkan robin soderling, geçen senenin rövanşını tabiri caizse çatır çatır alarak turnuva dışına itti roger'i. hem de fransız seyircisinin yuhlamaları, ıslıkları eşliğinde...
hayattaki mutluluk değerlendirmesini, insanların sadece sevgilisi olup olmamasına göre yapan bünyeler tarafından mutlu insancıklar kategorisine yükseltilmiş yazarlardır. *
Çok sağlam bir çelişki sebebidir bu durum. Şöyle ki, coğrafya gereği mi desek, sosyokültürel yapı gereği mi desek, yoksa birbirlerini tetikleyen bu olguların kümülatifinden mi kaynaklanıyor desek, erkeklerin neredeyse %90'ının bekareti önemsediği ama yine neredeyse aynı oranda erkeğin biryerlerden hatun düşürüp yatağa atma heveslisi olduğu bu topraklarda aslında bu çelişkili adamların ömür boyu mutsuz cinsel hayatları olmasına neden olmaktadır bu tutarsızlık. Şu şekilde açıklamaya çalışayım; ülke nüfusu 70 milyon diyelim. 35'i erkek olsun bunların. 10 milyon erkek çocuğu ve işi bitmiş ihtiyar adamı * çıkarınca, kaldı 25 milyon sevişme potansiyeli olan adam. Bunların %90'ı eder 22,5 milyon. Bu 22,5 milyonun 2,5 milyonunun zengin, yakışıklı veya şanslı olduğunu düşünüp cinsel açıdan zorlanmadığını düşünelim, kaldı 20 milyon. Bu 20 milyon adam evlenmeden önce cinsel ilişkiye girmek için bir çok çaba harcamış, yorulmuş, çoğu kez hüsrana uğramış, genelevlerin pis ortamlarında cinsellikten soğumuş hatta bunları bile yapamayıp bol bol porno izleyip, veya dergi okuyup, veya cine5'in karıncalı yayınından .öt, .eme seçmeye çalışıp gözleri bozularaktan tosbir çekmiştir. Şimdi buna neden olan ortam nasıl ortaya çıktı? Bu adamların bekaret merakları, el değmemiş kızla evlenirim ben abi söylemleri, kanlı çarşaf göstermeleri, eğlenilecek kız, evlenilecek kız gruplamaları yüzünden tabiki. Bunun üzerine, kızlar kendilerini cinsellikten uzaklaştırdı ve cinsel açıdan cahil bir karşı cins ortaya çıktı yıllar içinde ki, bu tecrübesizlikle erkek tarafının cinsel bilgisi de tartışılabilir. Bu toplam cinsel bilgisizlikle evlilik sonrası da çoğu zaman sıradan, zevksiz, tatsız bir cinsel hayatları olur bu insanların ve bir ömür .ok olmuştur sonuç olarak.
ondan sonra artislik yapmaya gerek yok, türkiyedeki kızlar seks konusunda bilgisiz filan diye. hepsi senin benim yüzümüzden. *
yukarıdaki 20 milyon hesaplamasına da girmemin nedeni okumakta olduğum olasılıksız romanının bilinç altıma etkisi olsa gerek. yoksa çok lazım değildi *
üzrinde konuşmaya değmeyecek saçmalıkta bir tartışma. aslında birileri böyle birşey söylediyse de amaçları tam olarak insanları bu tip saçma tartışmaların içerisine çekip germektir.
bu işler sayın pamukoğlu'nun söylemlerindeki gibi yürümüyor artık. demokrasi, insan hakları diye şeyler var. ulus devletin anlamını kavrayamamış olanların, hiçbir sorunu çözmeye gücü yetmeyeceği gibi yeni sorunlar doğuracaklardır. asker zihniyetiyle ülke yönetilmez. bu iki işi birbirine karıştıranların akıbeti bellidir. sadece, büyük dehasıyla atatürk başarılı olabilmiştir ki şartlar çok başkadır. bu anlamda kendisine fazla kulak asmamak, yaşlılıktandır deyip geçmek lazım.
var diyen kendi içinde bunun kanıtını bulmuş ki var diyor. yok diyenin zaten umrunda değil, kendine göre olmayan. her koyun kendi bacağından asılır diyip bi çay koyup, cuğara yakmak lazım. *