as above so belowe filminde 'souxie' olarak izleyici karşısına çıkmış, aşık olunası bir yüze, izlerken insanın içindeki yağları eriten bir güzelliğe sahip tapılası bir kadın. gözlerindeki soylulukla direkt olarak dikkatimi çeken, hayalimdeki kadının görüntüsüne birebir uyan fransız güzellik harikası.
son teknoloji ürünü olan çiptir. dikkatlice bakarsanız nerde akıllara zarar, kafası çalışmayan akpli varsa, hepsi rte'nin söylediği şeylerin aynısını söylüyorlar. uzaktan kumandalı oyuncak araba gibiler. birebir aynı kafaları, nasıl bir senkron, nasıl bir wifi ağı ben çözemedim.
muhteşem bir korku komedi filmi olan housebound da görür görmez, hatta ilk görüşte aşık olduğum mükemmel kadın. mimikleri, konuşma şekli, hal ve hareketleri fantastik derecesinde çekici olan yeni zelanda'lı hem sempatik, hem güzel, hem eğlenceli, hem de karizmatik kadın. yeni zelanda'dan housebound gibi kaliteli bir film, morgana gibi bir hatun çıkınca insan ister istemez hayran oluyor.
inglizlerdeki royal ailelerin konuşma şeklidir. üst tabaka ağzı olarak adlandırılsa da özenenleri yüzünden genel kesimde apaçi aksanı olarak adlandırılır.
roman atwood kadar başarılı olmasa da kaliteli bir prankster kardeşimizdir. yalnız son zamanlarda pooter pranktan başka bir şey yapmıyor. çıtayı yükseltmeli.
brad pitt'in 1990 yılında ilk oyunculuk deneyimi sonrası vermiş olduğu röpartajdır. adam kariyerine 26 yaşında başlamış, küçük ibo gibi çekirdekten yetişmemiş yani. brad reyizin parayı bulmadan önceki halini görmek ilginç bir olay. adam heyecandan konuşamıyor lan.
ilginç bir rastlantıdır. batman arkham city oynayanlar bilir, silah ticareti, bahisci ve mafya olan penguin diye bir karakter vardır. aziz yıldırım ve penguin görünüş olarak hep benzer gelmiştir bana.
modern dünyanın lord of the rings'idir. öyle bir dizi ki her karakterin hikayesi kendi dizisini çıkartabilecek derinlikte. nasıl ki lotr temalı fantastik bir evren varsa breaking bad evreni de böyle bir şey olma yolunda ilerliyor.
tuco, gus frings, mike, hank bunların hepsinin kendine ait dizisi çekilse deliler gibi izlenicek kıvamdalar.
better call saul'den sonra gus frings'in yükeliş hikayesi gelebilir. ondan sonra tuco var.. tuco nasıl tuco oldu ? tuco'yu bu hayata sürükleyen zorlu şartlar nelerdi... mike nasıl iyi bir polisken tetikçiye dönüştü. torunu ve kızı aile hayatı. bir light side'dan dark side'a geçiş öyküsü.
gus frings, meksika'nın ortalama bir semtinde şekline bakarken hangi olaylar onu drug lord'una dönüştürdü. kartel'den neden intikam aldı ?
hank, bu adam tipik bir türk zaten. hank'in ormanda ağaç boyadığı yıllardan sonra büro'ya atanıp şehrin dürüst ama yetenekli ajanı olarak yükselirken ne tip maceralar yaşadı.
walter reyiz ve jesse'nin hikayesini izledik. şimdi saul'ü izliyoruz. sırada daha çok hikaye var.
yakın gelecekte olabilirliği tartışmaya açılacak olan kanserli olan parmağı kesme eylemi. şimdi şöyle düşünün, bu ortadoğulu cahil islam ülkelerinin elinde, amerika'nın gücünün onda biri olsa ortalığı ateşe verirdi bunlar. mesela güç kimde ? amerika ve avrupada. bunun tam tersi olsa bunlar taş taş üstüne bırakmazdı bu herkesin tahmin edebileceği bir şey.
ortadoğulular amerika şöyle böyle diye sövüyor ama amerika'nın gücünün onda biri bunlarda olsa dediğim gibi taş taş üstünde bırakmazlardı.
neyse konu bu değil, konu hititlerden beri yüzyıllarca sürekli savaş terör şiddet yüzünden yüzü gülmemiş ortadoğunun ne olacağı ile ilgili. acaba neden bunlar böyle ? bunların gelişememesine, geri kalmasına, vahşi yaşamalarına neden olan, üzerindeki insanlarını terör, şiddet, özgürlüğe sansür, ilkellikle hayatlarına devam etmelerine neden olan büyük sebep, neden ne ?
hititlerden beri bu topraklar ve insanları böyle. neden acaba ?
çözüm nuke mü olacak ? neden olmasın. japonya'ya bile attılar kim takar bu vahşi ve cahil insanları...