sözlükspotta kalmayacak sözlük. direkt http://www.siporsozluk.com domaini alındı. kendi butonları eklenip yazılımı bittiği an direkt kendi domaininden interaktif devam edecek.
kendine ait domaini alındı, yazılımı sürüyor. yeni domain ve yazılımla (ekstra butonlar da olacak haliyle) çok yakın bir zamanda güzel bir ortam olacağını düşünüyorum.
yeni bir sözlük çalışması. adının sipor sözlük olduğuna aldanmamak lazım. amaç goy goy yapıp eğlenmek. belirli bir sözlük formatı ve lüzumsuz dir'li-dır'lı tanımlar yok. üçüncü kişi, şahıs ve kurumlara hakaret edilmediği sürece her şey serbest. pornografi ve çocuk istismarı... gibi suçlar da olmayacak haliyle.
özellikle eklenecek bazı butonlar sayesinde diğer tüm sözlüklerden farklı bir yerde olacak gibi. gelişmeler ve eklentiler zamanla oturacak. kendisi şimdilik şu adreste ikamet etmekte >>>>> http://siporsozluk.sozlukspot.com/
ben bu birayı önceden bilmiyordum açıkçası, geçen gün markette gördüm kutusu dikkatimi çekti. biralar içinde siyah kutusuyla cool bir duruşu var diye gaza geldim. doğru bir tercih yapmışım, yüksek alkollü bira seviyorsanız beklediğinizi tam olarak karşılıyor.
kutusunun görüntüsü sebebiyle bile aslında gece hayatında elinde gezmek için çok doğru bir tercih bence. üstelik %8 alkol oranına rağmen kolay içimli, yormuyor. yalnız dikkatli olun, beklediğimden hızlı çarptı, evde keyfine maç izlemelik değil de parti ortamı birası daha çok. o güzelim kafayı boşuna harcamak bir nevi günah zaten.
frederick miller isimli güzel abimizin, bu ülke bu aralar çok gergin, dur şu krala keyfini yerine getirecek bir şey yapayım damilletin yakasından düşsün diye ürettiği biradır aslında. sonra work & travel'a katılarak mayasını cebine koyup köyden tarhana götürür misali amerika'nın taşı toprağı altın diye birasını yeni dünyaya taşımıştır. o kraliyet mayasıyla amerika'da markalaşan bu güzel abimiz sonunda miller'ı yaratmıştır. frederick miller'ın almanya kralı için ürettiği biranın mayasını cebine koyarak amerika'ya göç etmesiyle başlayan hikayesidir. o kraliyet mayasıyla amerika'da miller'ı yaratmıştır.
ben bira konusunda hiçbir zaman şundan vazgeçmem, buna bayılırımcı olmadım. tuborg biraz daha iyiydi ya da arkadaşlar onu daha çok seviyordu diyelim. ama bu yazı bira eşliğinde yaşadım resmen, konuya bi kfa yorayım dedim yani. içiyoruz öyle ama ineğin ot yediği gibi olmasın yani. biliyorum heyecanlandınız, açıklıyorum anasını satayım kararımı, yaptığım bütün tadımlar, çeşitli ruh hallerinde içişler, yemekle birlikte tatmalar falan sonunda ruhbiramı buldum! efes abi, lezzet, kıvam, her anlamda artık ben de buldum biramı. öyle yani, afiyet olsun gençler.
burda yok diye üzülürken bir gün kadıköy'de bir mekanda rastladım ve inanılmaz sevindim. o karizmatik şişesi, dolgun tadı amsterdam'daki günlerimi getirdi aklıma.
şahsıma ait (ki ben eski nickimle cennetten kovulan)dövme ve piercing stüdyosu. bahariye/kadıköy'de. tüm sözlük yazarlarına ve okurlarına olan %50 indirim devam etmektedir. kalıcı ve geçici dövmenin yanında portre çizimleri de yapılmaktadır.
böyleleri var.. artık ramazan geldi diye mi böyle davranıyorlar ya da başka bir durum mu var anlamadım gitti.. aslında zihniyet belli; hani dövmeciyle dövme yaptıran kişi birebir iş yapıyor ya, ve bir çok dövme özel bölgelere yapıldığından, bu it, bu durumdan prim yapmaya çalışıyor..
bak canım arkadaşım, 8 yıldır profesyonel dövme yapan ve stüdyosu olan bir insan olarak söylüyorum; hiçbir insan ekmek kazandığı çanağa işemez kolay kolay.. ha, dövme yaptırmaya gelen çok abidik-gubidik insanlar yok mu? var illa ki.. ama senin bildiğin gibi değil mevzu.. burada yaptığım bir dövmenin videosunu paylaştırma bana.. her şey gayet steril bir ortamda halledilip, müşteri-işyeri sahibi diyalogu arasında geçiyor..
belki inanmayacaksın ama, bir dövmeci olarak tekrar belirteyim, yapan kişi sırf konsantrasyonu bozmamak için konuşmuyor dahi.. ben konuşmuyorum mesela..
şimdi sen bu mantıkla, eşinin doğum yapmasına da izin vermezsin.. hani erkek doktorlar...
lan neyse.. allah akıl fikir versin.. ne diyeyim başka..