Yazar olan kimi erkek veya bayanların özellikle zirveler aracılığıyla yapmaya çalıştığı şeydir. namus bacak arasında aranmaz diyen de küçük kızları kapatalım diyen de bu işi yapmaya çalışır.kısacası modern(!) olanı da var içlerinde yobaz olanı da. evet şimdi bu başlığa kişi kendinden bilir işi yazıp, kendi vicdanınızı aklınızca rahatlatabilir , bana satılarca ayar verebilirsiniz. ama bunlar, zirvelerde "ben bunu götürürüm lan bu gece" diye fısıldaşan yazarların sesinin duyulmasına engel değil.
fiziğinin yanı sıra tekniği ile de ön plana çıkan bir ufc dövüşçüsü. aslında yalnızca ufc dememiz yanlış olur. geçmişte farklı tipte çok sayıda organizasyona da katılmış birisi. rakibinin bacağını kıracak kadar da güçlü bir dövüşçüdür.
köpeğimi gezdirirken en çok karşılaştığım soru. genelde bu soruyu 8-12 yaş arasındaki veletler sorarlar. eğer yanınızdaki bir alman çoban köpeği ise sıçtınız baştan söyleyemek gerek. bu durumda karşılaşacağınız sorular "abi cinsi ne?"*,"abi k9 mu?","abi almanya kurdu mu?" olacaktır. bu gibi durumlarda yapmanız gereken sorulara cevap vermeyip, çocuklara bakmayıp düz ilerlemek olmalıdır. soruları cevaplarsanız arkası kesilmeyecek, çocuklara bakarsanız arkanızdan geleceklerdir.
internet ortamında kullanılanr, genelde yanında sigara ve kırık kalp ifadeleri bulunan cümle. çoğunlukla askerliğini yapmakta olan erler tarafından kullanılmaktadır.
Ülkemin spor salonlarında bolca rastlayacağınız hocadır.Herhangi bir birikime sahip olmadan para kazanma meraklısı bu hocalar * sizi mahvedebilirler.Örnek vermek istiyorum: Bizim spor salonumuza * bir çocuk geldi geçtiğimiz günlerde. Salonun hocasıyla konuşurken 8 aydır çalıştığını söyledi.Ancak vücudu öyle göstermiyordu.Omuzları hiç genişlememişe benziyordu,göğüsleri çıkık değildi,kol ve kanat kasları ise hiç spor yapmamış birinden farksızdı.Belki de giydiği kıyafet böyle gösteriyordur diye düşündüm.Birlikte çalışmaya başladık.Lateral Raise hareketini yaparken 5 kiloluk dumbllerın çocuğa ağır geldiğini gördüm.Kaldıramıyordu.Yeni başlayan biri için normal olabilirdi ancak bu kişi 8 aydır bu sporu yaptığını söyledi. Daha sonra 2.5 kglar ile çalışmaya başladı. Salonun spor hocası kıyafetini çıkarmasını istedi(vücudunu görmek için). Çıkardığında ise daha vahim bir manzara vardı karşımızda.Çocuğun vücut simetrisi bozulmuştu ve bu vücudunu şekle sokmak ve geliştirmek amacıyla yaptığı bir spor sırasında olmuştu. Sonuç olarak gittiğiniz spor salonlarında aletlerden ve fiyattan önce spor hocasının yeterliliği ile ilgilenin .Aksi takdirde vücudunuzu bozabilirsiniz.
Kimilerinin öyle olduğunu sandığı ancak aslı astarı olmayan durumdur. Bu yalana inananları "hadi güneydoğuya okul","hadi oraya kitap" kampanyalarında çok sık görebilirsiniz.Tamam kitap yollayın edin ancak bunu yaparken "geri bıraktığımız kürtlere yardım ediyoruz","devlet bunlara bakmadı" demeyin.Devlet bu ülkede kime tüm imkanlarını sunabildi?Bir kere Trakya köylerini gezin lütfen.Göreceksiniz ki hiçbir farkı yok.Hani diyorsunuz ya tezeklerle yan yana okullar işte aynısı bu bölgenin köylerinde de var.Aynısı Ege köylerinde de var.Aç çocuklar mı istiyorsunuz?Gidin sürekli unuttuğunuz refah içinde yaşadğını sandığınız batı köylerine açlığı görün.Tarımın planlı programlı olarak bitirilmesine paralel olarak insanların nasıl kan ağladığını görün. Bu ülkede dikkat çekmek için ille de devlet bize bahmıyir mi demek gerekli?illa dağa çıkıp asker,polis,bebek öldürmek mi gerekli?
(bkz: #5544716)
Amerikalı kardeşlerimiz için yeni bir fırsat çıktı onu da söyleyeyim: Binlerce dolar vermenize gerek yok .Yalnızca biletinizi alın ve Türkiye'ye gelin.Hüseyin Üzmez'i görmek bedava.
Az yakan,sesi Türk kandaşları için çıkmayan müslümanlardır.Hayır hayır hiç burada gelip o tipik ümmetçi zihniyetinle beni eleştirme. Ben adam gibi adam çok müslüman gördüm.Dinine bağlı ölen kandaşı için gözyaşı döken,oradaki insanlar için herşeyi yapan çok insan gördüm. Ama bu gördüklerimin sayısı lpgli müslümanlar kadar değil.O lpgli müslümanlara değinelim biraz.O lpgli müslümanlar ki yardım örgütlerinin tırları yalnızca filistine gidiyor.O tırların şoförleri yalnızca arap soyuna hizmete gidiyor.O yardım örgütlerinin hiç biri soydaşı için kampanya başlatmıyor.işine geldiğinde müslüman işine geldiğinde dinsiz olan medyamız filistinli çocuklar için yaptığı yardımı Türk kardeşleri için yapmıyor.Sözde dindar,onurlu ve şerefli olan ancak aslına bakıldığında haysiyetsiz ve şerefsiz olan hiçbir yeşil sermaye zengini elini cebine atmıyor.işte bunlar lpgli müslüman.işte bunlar araba param değil götüm bile feda deyip Türk kandaşları için iki satır yazamayan,iki kuruş yollayamayan müslümanlar.işte bunlar gerçek haşeratlar.Her zaman yaptıklarını yapmaya devam eden haysiyetsiz ve onursuzlar.Karabağ'da,Tel-Afer'de gık çıkarmayan müslümanlar,sözde müslümanlar! Ciğeri 5 para etmeyen, insana değer vermeyen müslümanlar. Kendine dindar deyip,yeri geldiğinde ağzından cihat lafını din kardeşliği lafını eksik etmeyen bu müslümanlar oradaki din kardeşleri için hiçbirşey yapmıyorlar.Ve destekledikeri hükümet te duymazdan görmezden geliyor. Anlıyorum hepinizi.Hiçbirinizin damarlarında millet ruhu kalmamış.Beyninizi saran o yobazlık adlı örümcek ağı çok şeyi almış götürmüş sizden ama bari din kardeşleriniz için değer verin,aynı dinden olduğunuz için.O da olmaz değil mi?Onlar arap değil çünkü. Haklısınız. One minutelükmüş sizin şerefiniz de haysiyetiniz de.
Flash Tv 'nin israil ve Amerikanın kullandığı istihbarat aracı olan yalan makinasını getirmesi ile başlamış yalan testi programının ilk "yarışmacısı". Yaşam tarzı,giyim tarzı ve çalıştığı yerler dolayısıyla çevresi tarafından "gay o " tarzı iddialarla karşı karşıya gelen naim tüm iddialara cevap verdi ve bu makinede "gay olmadığını" kanıtladı.Ancak programda asıl bomba gay naimin süper kankası ve program içerisinde birbirlerine karşı olan küfürleri ile hareketleriydi.Ayrıca gay naimin kankasının konuşma tarzı,kanıtları,çalıştığı yer ve çalıştığı yerdeki "konumu" insanı koparacak cinsten.ilgilenenler için
Yılmaz Erdoğan'ın kardeşi Mustafa Erdoğan'ın bir zamanlar saflarında olduğu yayın organı. Sonra ver elini Sultance of the Dance ver elini Türk milletinin aldığı biletlerden sağlanan paralar. Gün gelir devran döner...
düzenleme: hayırdır o paralardan senin hesabına da yatıyor heralde?
internetten Call of Duty 4 oynarken karşılaştığım beni derin düşüncelere salan cümle. Oyunda ağır silahlarla duvarlara düşmanı vurma amacıyla düşmanı görmeden ateş etmek hoş karşılanmıyor. Ancak mesele bu da değil. Mesele bunu yazan insanın 2 cümle öncesi "beyler küfür yok" demesiydi. insan ne garip bir varlıkmış bugüne kadar anlamamıştım. Duvar tarayan orospu çocuklarına bana bunu öğrettikleri için teşekkürlerimi sunarım.
Ülkem insanının olduğuna inandığı ancak olmayan adamdır.Yurdum insanı genellikle sporun tüm ilkelerinin bir arada yürütülerek yapılacağından ve ancak böyle başarıya ulaşılacağından habersiz. Vücut geliştirme sporuna gelelim. Belirttiğim gibi sporun birçok ilkesi var.Vücut geliştirmede en önemlililerinden biri belki de en önemlisi beslenme.Protein ağırlıklı beslenip kas yapımına olanak sağlama sporun temelini oluşturuyor diyebiliriz.Bu bağlamda bu sporu yapan kişilerin sağlam beslenmesi gerekiyor yani ton balığı,tavuk,et,pilav,makarna tarzı gıdalarla aminoasit hapları ve protein tozlarına ihtiyaç duyuyor sporcular.Ancak yukarıda belirttiğim gibi ülkem insanı bu konularda biraz kolaycı.Bazı şeylerin yalnızca ağırlık kaldırıp indirmekle olduğunu sanıyor ve para harcamayı "lüks" sayıyor. Eğer gerçekten sağlıklı ve estetik bir vücuda sahip olmak istiyorsanız bunları lüks görmeyin.Bir ayda sigaraya verdiğiniz parayı,alkole verdiğiniz parayı ve diğer gereksiz şeylere verdiğiniz parayı düşünün ve bir yana da yaptığınız sporu ve size getireceklerini koyun.
Özellikle yağmur yağarken veya yağmurdan sonra meydana gelen olaydır.Hele de siyah veya mavi bir kot giyiyorsanız kendinizden nefret etmenizi sağlar.Her adım attığınızda arkanızdaki tiplerin "anaa inşaattan gelmiş lan bu" diyeceğini düşünürsünüz. En kısa zamanda ıslak mendille silmeye çalışırsınız ,çünkü bu çamur damlaları çok kısa süre içerisinde kurur ve sizin bir gününüz boyunca sizinle birlikte vakit geçirirler. Buna karşı alınacak en iyi önlem hızlı yürümemek,adımları dikkatli atmaktır.
Vücut geliştirme sporunda omuzların gelişmi için kullanılan bir egzersizdir. Bench press e benzese de, uzaktan "destekli lan daha kolay" gibi dursa da çok daha zordur.Gerek sürtünme gerekse de ağırlıksız metalin ağırlığı military press i daha zor kılar. ilk defa çalışanların ağırlıksız ve güvenlik bariyerlerini yüksek tutarak çalışmalıdırlar.
Vücut geliştirme,boks ve kick boks sporlarını yapanların nefret ettikleri olaydır. Boks ve kick boks yapıyorsanız vücut geliştirmeniz gerekir,sadece vücut geliştirme de yapıyor olsanız sağlam beslenmeye ihtiyaç vardır.Bu durumda imdadımıza 100 gramında yaklaşık 20 gram protein olan,ucuz ve bulunması kolay olan tavuk göğsü yetişir.Ancak bir problemimiz var.Bu tavuğu ne soslayabiliyoruz ne yağlayıp tuzlayabiliyoruz. Bu şekilde tükettiğimizde protein olarak değil farklı biçimlerde vücutta işlev kazanıyor.Yani ne yapıyoruz o zaman?Yağsız tuzsuz yiyoruz. O tavuğun kokusu içimize içimize işlerken,plastik gibi olmuş tavuğu çiğniyoruz. Bir süre sonra aç değilsek doymuş olmanın da verdiği bıkkınlıkla parçaları daha çok çiğniyoruz çiğniyoruz.Ama bitmiyor o parçalar bitemiyor.Bitsin diye dua ediyoruz,olmuyor olamıyor.Ne yaptın bize tavuk!
Kick Boxta gerideki ayakla çıkarılan,darbenin ayak tabanıyla yapıldığı tekmedir. Bacağın esnekliğine ve duruma göre kafa ile karın arasındaki bölgeye uygulanabilir.Müsabakalarda rakibi uzaklaştırma amacıyla kullanılır. Sokakta bir kavganın öncesinde veya kavga sırasında kullandığınızda eğer darbe diyaframa veya surata gelirse KO yapmanıza olanak sağlar. Profesyonel olunmadığı sürece sokakta denenmemelidir.
Kökeni Muay Thai'nin dirsek darbesi olan vuruş şeklidir.Temel kullanım amacı guarddaki rakibin guardını devirmek ve daha sonrasında sağ/sol direk,uppercut gibi vuruşlar için rakibi savunmasız bırakmaktır.Ancak guard halinde olmayan bir rakibin şakağına veya çenesine atıldığında müsabakayı/kavgayı hazin bir sonla bitirir.
Türkçesi döner tekme olan tekme. * Bacak açma,germe antrenmanı yapmamış bir insanın bile temel tekniği öğrendiğinde darbeyi vuracağı bacağını yerden aldığı güç nedeniyle oldukça yukarı kaldırabileceği tekmedir. Tekmenin estetik ve güç/hız kazanması için zıplayarak atılması daha iyi olur.Ancak guardın düşmesi nedeniyle maçlarda pek atılmaz.Atılması en zevkli tekmelerdendir.Taekwondo da Burgu Tolyo olarak bilinmektedir.Ancak tüm bunlara rağmen dikkat edilmesi gerekir,dengeyi sağlayamama durumunda sakatlık riski oldukça fazladır.
Asla olmayacak olaydır.Harp okulu,harp akademisi gibi kurumlara girip bunlardan çıkmak güven özveri ve tecrübe ister.Muhtıra verildiği gün şehir dışına çıkan adamlarda onun olduğunu düşünmüyorum.
15 yaşındaki çok sayıda öküzün bile anlamadığı,yeni doğmuş bir bebek olan devleti çok kısa süre içerisinde toparlamış ve kalkındırmış olan sistemi 15 yaşından küçüklere anlatmak,Türkiye'nin nasıl kalkınabileceğini * göstermektir.Türkiye'de ne işçi sınıfı vardır ne de dünya çapında para babaları. Türkiye'de ne kral vardır ne de tam anlamıyla demokrasi. işte bunu anlatmaya çalışıyor insanlar.Gördüğüm kadarıyla başarılı olamamışız yeterince,nüfus cüzdanıyla gezen öküzler hala mevcut ülkemde
Türkiye'nin ne denli garip bir ülke olduğunun en büyük göstergesidir.Yahu adamda ses desen vasat,kişilik desen böyle bir komedi yok,tam bir denyo.Hani farklı bir tarzı olsa o da yok.Hala niye alınır bu adamın albümü insanlar tarafından anlamak güç.
Ülkemde şu aralar bir hayli öne çıkarılmış kampanyadır doğum kontrol.Gazete ve televizyonlarda sıkça reklamı çıkıyor gördüğünüz gibi. Ama bu ne kadar doğru? Kesinlikle yanlış.Elbette insanların bakabileceği kadar çocuk yapması taraftarıyım,RTE gibi en az 3 çocuk demiyorum .Ancak bakabilecek durumu olan insanların da çocuk yapmaları bakabilecekleri kadar çok çocuk yapmalarını diliyorum.Bunu istememin en büyük nedeni ise Türk milletinin buna ihtiyacı olduğuna inanmamdır.Faşist,nazist,ülkücü,mal,salak...istediğiniz yakıştırmayı yapmakta özgürsünüz,az sevişin tarzı seviyesiz ve aklınca "kapak" yapan cevaplarda yazmakta da. Ancak bu gerçekleri değiştirmiyor.Hele de ülkemde hiç! izleyin olanları.Bakın yaşananlara. istanbul,Ankara,Adana,Mersin,Diyarbakır. Bir araya gelen 50 tane it sokağa çıkıp sağı solu talan ediyor,güvenlik güçlerine taş yağdırıyor,sokaklardaki insanları yaralayabiliyor. Bu denli iç güdüleriyle yaşayan bir toplum var bu ülkede ve hızla çoğalıyorlar.Siz istediğiniz kadar "kardeşimiz onlar" diyebilirsiniz ama bu hiçbirşeyi değiştirmiyor.Hayvan iç güdüleriyle yaşayan bu kimseler biraz kalabalıklaştıkları zaman içlerindeki tüm nefret alevleniyor.Hiç kimse mi izlemiyor DTP kongrelerini?Görmüyorlar mı binlerce insanı ellerinde ki pkk çaputlarıyla,zafer işaretleriyle. Görüyorlar elbette.Ama onlar kardeş.Benim bildiğim kardeş kardeşe kurşun sıkmaz ya neyse...
Ha unutmadan söylemek te isterim."Doğum kontrol ne güzel işte az çocuk yaparlar" diyenler de olacaktır ve oluyor da. Buna cidden inanıyor musunuz merak ediyorum?Buna gönülden inanıyor musunuz yoksa kendi attığınız yalana mı aldanıyorsunuz? Kan parası almak için çocuklarını arabların önüne atanlardan mı bunu bekliyorsunuz? Apoyu lider olarak görenlerden mi bu topluluğa mensup çocuklar doğurmamasını bekliyorsunuz?Sabah çapa yapan akşam teröriste destek sağlayanlardan mı bu düşünceyi bekliyorsunuz? Ne kadar eğitilirse eğitilsin terörist olanlardan mı bekliyorsun bunu?
(bkz: bkz: Apo)
Yoksa bu kampanyanın yalnızca insan gibi yaşayan Türk ailelerinin çocuk yapmasına engel olabileceğini ve bunun Türk milleti için nasıl bir felaket olacağını anlamıyor musun?
Genelde er rütbesine sahip askerler ve serseri takımı tarafından yazılan şiirlere tarafımdan verilen addır.Bu şiirlerde işlenen konular sınırlıdır.Bu konular:
-Şarap,esrar,uyuşturucu,manita
-Kavga,bıçak,sustalı falçata.
Bu tip şiirlerin en önemli noktası msnde bolca kullanılması ve net ortamında büyük küçük harflerle yazılmasıdır.Örnek olarak tarafımdan yazılmış bir er şiirini göreceksiniz:
içilir esrar kesilir başlar,
En delikanlı aşklar Adapazarın'da başlar,
Mert kavgalarda açılır kelebekler,sustalılar,
Sevdalarıyla yaşar Adapazarlılar
Her karakolda ismimiz var her lisede izimiz,
Biz keyfekeder yaşayan serserileriz,
Gece açar şarabı sokaklarda demleniriz,
Anlamazsın güzelim biz serseriyiz,
Lüks mekanlarda tabak kıramayız paramız yok,
Serseriye her ihanette saplanır zehir gibi bir ok,
Sosyete kızı benim bu laflara karnım tok,
Bizde isyanın kralı var ihanet yok,
Açılır zulalar,çıkar tinerler gogolar,
Bir bilsen neler hisseder isyankar,
Keş sevgisiyle gönlü sokaklarda volta atar,
Dişe diş kana kan sever adapazarlılar,
Gezer,cebinde kelebekle bu serseri,
Çeker şarabı efkarla dinler Ferdi'yi,
Geziyoruz kankalarla,açmışız sonuna kadar ses sistemini,
Kafam kadar güzelsen paylaş benle tinerimi.
Not: şiirde geçen şehir değişiklik gösterir.Bu şehir Şırnak'ta olabilir,Trabzon'da,Konya'da.
Malum bu yıl ki ÖSS yaklaşıyor.Yaklaştıkça sinir de stres te artıyor. iyi bir üniversitede okumaya ne kadar layık olduğu ölçülecek öğrencilerin sonuçta.
Öncelikle söylemek istediğim şey,Çağatay'ın kendi notunda bahsettiği gibi sistemin ne denli berbat olduğu. Hayır,kendi başarısızlığımı sisteme yüklemiyorum. Ancak şu bir gerçek ki bir insanın kendisini geliştireceği en önemli yaşlar olan 15-19 arasında böyle bir sınava hazırlanmaya mecbur bırakılıyoruz.Peki ya sonrası? Sonrası ise tam bir fiyasko aslında. Çocukların kitap okumaları için Türkçe derslerini (haftada 1 saat!) seçiyoruz. Açıklaması da belli: Kitap okuyan gençlik.Peki ne kadar inandırıcı?Hiç de değil... Öncelikle öğrencileri öyle bir sınava sokuyorsunuz ve öyle bir sistemde yetiştiriyorsunuz ki ellerine kitap aldıklarında "ÖSS'ye çalış vakit harcama bunlarla,sonra okursun" diye ailelerinden kimi zaman öğretmenlerinden tepki alıyorlar. Sonra ise televizyonlara çıkıp "Türkiye'de kitap okuma oranı düşük","baskı sayısız az" diyorsunuz.Okuyucuyu suçluyorsunuz,peki ya siz? Elbette burada gerçek anlamda sisteme karşı çıkan yazarları kastetmiyorum ama tek yaptığı birkaç mecaz ve bir iki süslemeyle olmayan bir dünyayı anlatan, hayatın,devletin,sistemin eleştirilmesine asla yanaşmayan, harikalar diyarı yazarlarından da nefret ediyorum.
Kitap okumamanın tek sebebi elbette bu değil ama en önemli sebebi bu bana kalırsa. Türkçe'yi öğrenmenin en iyi yolu olan,düşünmeyi geliştirmenin en iyi yolu olan kitap okumanın önüne müthiş bir set çekiyorlar.Bunu yaparken de kitap okumayı vebalı bir alışkanlık gibi gösteriyorlar zaman zaman.
En iyi üniversiteleri bitirmiş insanların iki kelimeyi bir araya getiremediğini görmek insanı üzüyor.Yüksek makamlardaki insanların ise buna hala el atmaması insanı kahrediyor...
Yalnızca kitap okumak değil elbette etkilediği şey sistemin. Spordaki başarısızlığımızın da temel nedeni bu belki . Herhangi bir sporda başarılı olabilecek insanların geleceğini mutlu değil de fakirlik içinde görmesi insanları spordan uzaklaştırıyor.Sporla uğraşan insanlara ise zaten imkan verilmiyor pek.Sanatçılık için de aynı şey geçerli. Müziğe yeteneği olan insanları" zurnacı mı olacan eşşoğlu otur ders çalış!" diyerek daha da sindiriyorlar.
Düşünün bir lütfen bugüne kadar üniversitelerimiz ne bulmuş ne yapmış? Yabancı üniversiteler ile karşılaştırın.Evet maddi katkı vb gibi olaylar önemlidir.Ancak kullandığımız facebook'un yapımcısı yabancı bir üniversiteden mezun olmuş biri,bunun için devlet kaynak mı ayırdı?Hayır. işte sistem ve işte verimsiz geçmiş onlarca yıl.Türkiye'nin geleceği denenlerin hiçbir katkı yapamaması,Türkiye'nin geleceği denenlerin,yeri geldiğinde göğsünde kocaman ATATÜRK rozetiyle gezenlerin en ufak fırsatta yurt dışını düşünmesi.
Ve işte müthiş bir gençlik. Etrafındaki olaylardan bir haber,iki kelimeyi yanyana getiremeyen,düşünme dolayısıyla muhalefet etme yeteneğini kaybetmiş bir insan yığını!Tek derdi hayvanlardaki çoğalma arzusu gibi yoğun olan para kazanma hırsı! Yanındaki insanların gelecekleri,ülkesi umrunda olmayan bir et yığını.
Gençlik demişken belki en büyük problem de gençlikte.Bu sistemin yetiştirdiği bireyler ne kadar bozuk olursa olsun aralarından sistem hatası olarak sağlıklı düşünen insanlar çıkabiliyor.Peki bunların büyük çoğunluğu ile sistemin sağlıklı üretimleri ne yapıyor? Eskiden eleştirdiği sistemin kucağına hemen atıyor kendini. Bir iki bin liralık maaşı görünce ağzının suları akıyor. Ama asla düşünmüyor,anaokulundan ilkokula kadar,ortaokuldan liseye kadar ve hatta üniversitede kendisi için harcanan,ailesinin cebinden çıkan sayılamayacak kadar parayı!Unutuyor hemen ailesinin ve kendinin neler çektiğini!iyi bir maaşı kaybolmuş onlarca yılına, boşa geçmiş onlarca yıla değişiyor.Tek suçu düşünmek olan,kendini daha fazla geliştirmek olan insanlar ise işsiz kalıyor veya hakettiği yere gelemiyor.işte Türkiye işte sistem.Ve işte siz yıllarca eleştirdiğiniz sistemin kucağına kendini atan ahmaklar.
Bir söz vardır ya herşey hayal kurmakla başlar diye...Doğru;ancak mezun olduğu zaman alacağı iki bin liranın hayaliyle yaşayanlarla bu ülkede ne başlar? Yorum sizin.
not:bahsi geçen çağatay arkadaşımdır,facebookta yazdığım bir nottu,buraya koydum.
Kırklareli belediye başkanlığı yapmış eski MHP'li yeni AKP'li Kırklareli belediye başkan adayı. 5 yıllık görev süresi sonrası koltuğu CHP adayı Cavit Çağlayan'a kaptırmıştı. Kaptırması da doğal zaten.Rekor seviyede borçlanma,buna karşın şehir için ufak birşeyler bile yapmaması sonunu hazırladı adayımızın . Bu seçimlerde de kazanması biraz zor görünüyor. Ama diğer adaylarla kıyaslandığında Cavit Çağlayan ile yarışabilecek tek aday gibi duruyor.
