an itibariyle euro satış kuru 3.1558 olan banka. serbest piyasada satış kuru ise 2.96 civarında. bu yurtdışında veya internette yabancı sitelerden worldcard aracılığıyla alışveriş yaparsanız yiyeceğiniz kazığın derecesini göstermekte, haberiniz olsun (ben yandım eller yanmasın).
Ortalama tüketim eğilimi: kullanılabilir gelirin ne kadarının tüketim harcamalarına gittiğini gösteren bir orandır, yani apc=büyük C/Yddir. john maynard keynes'e göre kullanılabilir gelir arttıkça ortalama tüketim eğilimi azalır.
mutlak gelir hipotezine göre kullanılabilir gelirdeki bir birimlik bir artışın daima kendinden daha küçük bir tüketim artışına yol açmasıdır. Buna göre, tüketiciler, gelirlerindeki bir birimlik artışın ne kadarını tüketim harcamalarına yönelteceklerini ve nasıl bir hayat standardı oluşturacaklarını belirleyen psikolojik davranış kalıplarına sahiptirler.
John Maynard Keynes tarafından 1936 yılında geliştirilmiştir. Buna göre, Klasik makro iktisattaki gibi faiz oranı ile tüketim arasında ters yönlü bir ilişki değil de; bugünkü kullanılabilir gelir seviyesi ile bugünkü tüketim harcamaları arasında doğru yönlü bir fonksiyonel ilişki vardır. Yani tüketim harcamalarını belirleyen faiz değil, kullanılabilir gelirdir.
basit makroekonomik modelde büyük C=büyük C0+cYd olarak ifade edilir. yani, kullanılabilir gelir ile tüketim harcamaları arasındaki ilişkiyi ifade eder. böylesi bir ilişki Keynesyen anlamda Mutlak gelir hipotezi ile uyumludur.
kullanılabilir gelirdeki bir birimlik artışın ne kadarının tüketim harcamalarına gideceğini gösterir, c ile ifade edilir ve c=delta(büyükC)/deltaYddir. öyle ki c=0,1 değeri, toplam tüketimdeki değişimin 10 birim, kullanılabilir gelirdeki değişimin ise 100 birim olduğuna ve dolayısıyla 100 birimlik gelirin 10 biriminin tüketim harcamasına gideceğini gösterir.
tüketicilerin kullanılabilir gelire dayanarak yaptıkları, yani milli gelir tarafından uyarılmış tüketim harcamalarını gösterir. en basit fonksiyonel ilişkide büyük C=büyük C0+cYd, cYd uyarılmış tüketim harcamalarını gösterir. öyle ki, kullanılabilir gelir 300 milyar lira, küçük c=0,9 ise, uyarılmış tüketim harcamaları 270 milyar lira olacaktır.
--spoiler--
m.ö 10. yy'dan beri fakirler arasında çok fazla kullanılmaktadır. ilk başta güneydoğu asya'da ki fakir kardeşlerimiz çıkarmıştır.
--spoiler--
demiş. tamam, herhalde yazdıkları gerçek değil, kasti yapıyor. birşeyleri abartmaya çalışıyor ama burası sözlük olduğu için yazdıklarına biraz dikkat etmesi gerek.
çünkü mantıken m.ö.'de zengin-yoksul ayrımı mı varmış? zenginlik, kavram olarak bile 16. y.y. sonrası avrupa kapitalizmiyle ortaya çıkmamış mı? derler adama, sloganvari saçmalamaktan uzak durup düşünmen gerekir o zaman.
Vallahi hüzünleniyorum dinledikçe...Çok güzel zamanları keşke geçmek bilmeseydi.
Her şarkıya tek tek eşlik edebiliyorum,şuan çıkan türkçe şarkılarda bi tanesini bile bilmem...
Keşke değerlerimizi yitirmeseydik,keşke para/para kazanma hırsı sanatın önüne geçmeseydi.Şuan ki her şarkıda o zaman ki gibi bi hatıra bıraksaydı bizde.
Walcott, don't you know that it's insane?
Don't you want to get out of Cape Cod, out of Cape Cod tonight?
Walcott, Mystic seaport is that way
Don't you know that your life would be lost out of Cape Cod tonight?
Walcott, don't you know that it's insane?
Don't you want to get out of Cape Cod, out of Cape Cod tonight?
Walcott, the bottleneck is a shit show
Hyannisport is a ghetto out of Cape Cod tonight
Lobster's claw is sharp as knives
Evil feasts on human lives
The Holy Roman Empire roots for you
Walcott, all the way to New Jersey
All the way to the Garden State, out of Cape Cod tonight
Walcott, fuck the women from Wellfleet
Fuck the bands from Provincetown
Heed my words and take flight
Walcott, don't you know that it's insane?
Don't you want to get out of Cape Cod, out of Cape Cod tonight?
Walcott, don't you know that it's insane?
Don't you want to get out of Cape Cod, out of Cape Cod tonight?
(Walcott, don't you know that it's insane?
Don't you want to get out of Cape Cod, out of Cape Cod tonight?
Walcott, don't you know that it's insane?
Don't you want to get out of Cape Cod, out of Cape Cod tonight?)
çünkü filmlerde gördüğüm kadarıyla üniversite hayatı;
deliler gibi alkol almak-esrar çekmek, çılgınlarca sabahlara kadar dans etmek, sonra güzel kızların gırla olduğu seks partilerine katılmaktan ibarettir.
muhtemelen yabancı, güzel bir bağyanın oynadığı bir klibe sahip bir parça,
dikkat ettim de klibin başlarında (ve genelinde) ne zaman öpüşme sahnesi olacak olsa kesilip başka sahneye geçilmiştir; bu da aklıma nuovo cinema paradiso'yu getirmiştir, neyse ki sonrasında bi yerlerde uu beybi bir hareketlenme oldu bende tepkisini yaratmıştır,
yine de kenan, klibin kestiğiniz yerlerini istiyorum hacı*.
aynı hobilere ve aynı aksana sahip olduğumuzu farkettiğim zamanında miss universe adayı olan sinem sülün'ün ingilizcesidir;
hobilerimiz o kadar aynı ki: bence de çikolata delişınstır, misal ben de nivıspeypırı last peycten förste dogru okurum; yani hay hiyls'lerim de hayatımın vazgeçilmezi olmuş olsa kendimi sinem sülün zannedecektim bir an.
Yoksulluk çalışıyorsun, 'there are many truths of which the full meaning cannot be realized until personal experience has brought it home' diyor adamın biri (J.S.Mill),
ağzından çıkan cümle: 'adam s.kip atmış beyler' oluyor,
eh yani; kendime 'işten çıkarken adama ingilizce .m günü yağ' diyorum, başka da bir şey demiyorum.
belirli bir yılda ülke sınırları içerisinde üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeridir; yani iktisadi bir sonuçtur,
bazı durumlarda bireylerin algıladığı değerle (durumla), ölçüm paralel bir duruş sergilemeyebilir, yani;
bir ülkede gayrisafi yurtiçi hasıla artmasına rağmen, insanlar hala refah (iyi yaşam açısından) olarak kötüleşmekte iseler; bu insanlar, hükümetin daha iyi hissedecekleri umuduyla onlara daha iyi olduklarını söylediklerini düşünerek, hükümetin istatistiki verilerle oynadığından endişelenebilirler,
bu durumda hükümete güven aşınır, aşınan güven de hükümetin önemli kamu politikalarına eğilme kapasitesini zayıflatır.
ne var ki, ülkenin vatandaşlarının durumlarının daha iyi olup olmayacağının ölçümü konusunda gayri safi yurtiçi hasılanın değil de (yani safi ekonomik göstergelerin değil de) sosyal ve siyasi göstergelerin de işin içine katılması o ülke vatandaşlarının durumlarının -diğer bir deyişle iyi yaşama ulaşabilme kapasitelerinin- ölçümü konusunda politika-yapıcılara daha iyi fikir verebilir,
çünkü safi ekonomik göstergelerin ölçümü mevzu bahis olduğunda; eğitim, sağlık gibi göstergeler konu dışı kalmakta, gelir dağılımı eşitsizliği anlaşılamakta, bu da insanların durumlarının ne derece iyi veya kötü olduğunu anlaşılmaz kılmaktadır.
tarafımca kulüp; -iktisadın teorik yanının ağır bastığını kabul etse de- iktisadı pür teori olarak görmeyen, hem zaten oluşturulan teorilerin politika-yapıcılara ışık tuttuğunu kavramış iktisatçıları biraraya getirmeyi, onların bilgileriyle de sözlükte yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeyi ve iktisadi bilgilerin genişletilmesini amaçlar,
bu çerçevede kurulduktan sonra, üyelerinin uzmanlık alanlarının belirlenip sözlükteki diğer yazarlar ile organize çalışılmasına gerek duyar,
öyleyse, üye olmak isteyen yazarların bu isteklerini belirtmesiyle, ilk entry editlenip zaman içerisinde başkanımızı ve uzmanlık alanlarımızı seçeriz ve misyonumuzu gerçekleştiririz,
türkiye'de yeni kurulan üniversitelerin bile ilk açtığı fakültelerden olan iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nin güzide bölümlerinden iktisat bölümü öğrencilerinin ve/veya iktisada gönül vermişlerin el ele vererek oluşturduğu kulüptür,
misyonu, iktisadın ve iktisadi terimlerin başta sözlükte olmak üzere tüm sanal ortamda ihtiyaç duyanlara açık bir dille anlatılmasını ve böylece iktisadın sevdirilmesini sağlamaktır,
an itibariyle kadrosunda benim dışımda kimse yoktur; yok ama birileri gelirse başkan filan da seçeriz hani, sorun değil*.