oyunu, skoru, hakemi her şeyi geçtim de galatasaray bu maça neden kırmızı forma ile çıkmaz arkadaş? hava karlı, yerler bembeyaz olmuş zaten. rakip siyahı giymiş işte çek kırmızıyı sen de. tribünde ve tv başında maç izleyenlere eziyetti valla beyaz formalı adamları sahada seçmek. hakem giysin turkuazı, sarıyı çok mu zor?
kendi sahasında deplasman formasını bukadar çok giyen başka bir takım var mı merak ediyorum.
iyi topçu, yetenekli de fakat hiç şut çekmemesine takılıyorum ben. bazen ceza sahası çevresinde çok müsait pozisyonlarda topla buluşuyor ama aklı çalım atıp pas vermekte. hazı messi ile de karşılaştırılıyorsun bazı medya kuruluşları tarafından, messi'nin dün tenerife'ye attığı aşırtma golünü de gördük, ara sıra kaleyi düşün be arda! messi ile karşılaştırılmasının ve messi'nin türk futboluna zerre katkısı yok.
siktir et messi'yi. sadece kendin için ve galatasaray için şut atma olayına biraz eğilsen derim.
ulan iki gün internete girmedik neler olmuş arkadaş. vay anam vay neler dönmüş serhat ya. nasıl oldu? nedir? birisi çıkıp bana şu transferin hikayesini anlatsın. iki günde dünya yıkılsa bu kadar şaşırmazdım. galatasaray' a transfer olmuş. galatasaray defansının yetersizliği ortadayken, son iki sezonda 20 ve 19 lig maçına çıkmış bir oyuncunun transferi ile bu sorun çözülemez. kolay kolay sakatlanmayacak ve kart görmeyecek bir oyuncunun daha transferi şart.
teknik aksaklıkları ve aldığı reklamlar ile 5 haziran 2009 fransa türkiye hazırlık maçı'nın amına koymuştur. hadi top ekranın altında olduğunda reklam görmeye alıştık yıllardır da, maçın uzatma dakikalarında tem ekranın ortasına gelen ve ekranı tamamen kaplayan reklam neydi öyle?
mehmet topuz'un bonservisini sırf ibnelik olsun diye fenerbahçe'ye veren kulüptür. kızını sevdiği adama değil de 3 kuruş parası var diye başkasına veren adam gibidir.
8 tane maçı aynı anda canlı yayınlamayı marifet sanan yayıncı kuruluş. tamam, kabul edelim ki kolay bir iş değil; ama kalite yok. maç içinde çekimler çok kötü, bir pozisyonun tekrarı bazen 5 dakika sonra ekrana getirilebiliyor. maçların devre arasında hiçbir görüntü, güzellik yok. hemen, kaçarcasına reklam. hayır, ilngiltere premier ligi maçları da digiturk'ten yayınlanıyor. ara sıra oturun bi bakın, ordaki yayınlar nasıl oluyor? devre aralarında maç öncesi ve sonlarında neler gösteriliyor. hiç stadların kalitesi falan filan denilmesin, biraz özen gösterilsin
maçlar dışında gündüz de izliyorum bu kanalı ama pişman oluyorum izlediğime. mesela, haftanın golleri, maç özetleri veriliyor. birden maçın birinin ortasında çat diye reklama gidebiliyor. ayda bir ton para veriyor hala reklam izliyoruz sayın seyirciler! iki güzel hareket birden!
bu sezon oynanan ve barcelona'nın 4-1 lik galibiyeti ile sonuçlanan 13 mayıs 2009 athletic bilbao fc barcelona maçı'ndan önce çalınan ispanyol milli marşı, katalan ve bask seyirciler tarafından şiddetle ıslıklanmıştır.
maçı canlı yayınlayan ispanyol Tve, marşın başındaki ıslıklarla birlikte bilbao'daki san mames stadına bağlanmış; kısa bir süre sonra ise seramoniyi sansürlü ve ıslıksız bir şekilde banttan yayınlamıştır.
bu sezon galatasaray forması ile 42 maçta 26 gol kaydetmiştir. ligde 31 maçta 20, türkiye kupasında 3 maçta 1 ve avrupada 9 maçta 5 gol atmıştır. Milan Baros'un Gol Krallığı yarışında zirveye çıkmasıyla Galatasaray, 14'üncü kez kadrosundan gol kralı çıkarmış olmuştur.
son hali yukarıdaki gibi olan kulüptür. bu listeye girmeye en yakın aday 99 gol ile hasan özer; ama o da futbolu bırakmış. gökhan ünal'ın gol sayısı 77. bu listeye en iyi aday şu an o.
bir de necati ateş'in 84 golü bulunuyor. ama önce türkiye'ye dönmesi lazım bu listeye adını yazdırabilmesi için.
bir sezonda üç büyük kupayı birden kazanan ilk ve tek ispanya takımıdır. (katalan muhabbetine girmeyelim)
ilk önce athletic bilbao'yu 4-1 yenerek ispanya kral kupasını kazandılar. ardından la liga kupası geldi. şimdi de manchester united'ı mağlup ederek şampiyonlar ligi kupasını müzelerine götürdüler.
beşiktaş'ın şampiyonluğa yakışmayan futbolu ve mustafa denizli'nin şansıyla kazandığı maç.
oyunun kontrolü genel olarak galatasaray'daydı. iyi pas yaptılar. milan baros iki tane karşı karşı karşıya pozisyondan yararlanamadı. ama sezon boyunca yaşanan talihsizlikler bu maçta da ön plana çıktı. yenilen gollerin biri kendi kalesine, diğeri de emre aşık'ın yusuf'a ikramı. maçın hakkı en azından beraberlikti. ama yeneni de kutlamak lazım bir yerde.
her neyse; ligde son haftalardaki maçlar, geçen haftaki ankaragücü-bjk maçı ve bu maç gösterdi ki toplar beşiktaş'ın şampiyon olmasını istiyor.
iyi taraftardır, güzel taraftardır ama içlerinde büyük bir eziklik her daim vardır. bak, ezik taraftar demiyorum dikkat et.
her galatasaray maçı öncesi 92 93 sezonundan 8-0'lık ankaragücü maçını hatırlarlar; ama beşiktaş'ın ankaragücü'nü o sezon istanbul'da 4-0, ankara'da ise 6-0 yendiğini unuturlar. yıllardır kötü yönetilmenin, hatalı transferlerin acısını hakemlerden çıkartmayı da adet edinmişlerdir.
shakira ile olan la tortura düetiyle tanınsa da diğer şarkılarının güzelliğinden bahsetmezsek haksızlık etmiş oluruz. amiga mia, mi soledad y yo, el alma al aire gibi şarkıları dinlenmeyi çokça hak eder. unplugged ve grandes exitós 91-04 albümleri de oldukça güzel.