ilk bölümleri bir ayı aşkın zamanda çeker bu adam; ama gerçekten hakkını vererek çeker. genelde başlatır, devamını başkaları çeker. onun bıraktığı da çok belli olur. aşırı detaycı
çıktığı gün izledim. salon doluydu. ne yalan söyleyeyim beklentim düşüktü. çünkü adem kılıç'ın ilk 2 filminden bildiğin nefret etmiştim, ancak bu kafa boşaltmak için iyi film olmuş. özellikle 'hoca'ya sor' sahnelerine çok güldüm.
geleneksel 'yarısında çıktım' filmler festivali sözlük yazarları düşünülerek yarım çekilmiş filmlerden oluşur yahut sözlük yazarı sözlükte, zaten o filme gitmeden 'yarısında çıktım' yorumu yapacağı için hiç çekilmeyen sadece afiş halindeki filmlerden oluşacaktır.
bunu demeden gerçek sözlük yazarı olunmuyor sanırım. derbide gol atmak ve bu sayede taraftardan gerçek anlamda kabul görmek gibi bir şey. en sevdikleri şarkı: zorunda mıyam'dır. ya bir filmden yahut oyundan yarıda çıkmak nasıl olur da cümle yapısı olarak kemikleşir ve dile yerleşir, garip.
faşist ne menem bir sözcüğe dönüştü. "atatürk mü dedi o, faşist de ondan", "şehit mi dedi, görüyo musun faşistliği?"
gencecik insanlar sokak ortasında katlediliyor hiç bir hümanistten ses yok. aynı olay örneğin üç kürt kardeşimizin ölümüyle sonuçlansaydı, tepesinde de "türkiye'yi kürtlerden temizleyeceğiz " gerekçesi yazsaydı, faşistliğe lanet eden ne güzel yazılar okuyacaktık şimdi. "hala gebersin diyenler var yahh inanamıyorum insan onlaarr" başlıklı iletiler okuyacaktık mesela.kardeşlikten falan dem vurulacaktı. ağabeyiniz ya da sevgiliniz hakkari'ye askere gönderilse ya da askerde bir gece "özgürlük savaşçı"larından biriyle göz göze gelseniz ne halt edersiniz elimiz değmişken bi onu da gözden geçirelim. yalnızca birilerinin ölümüne üzülüyorsan, "like, rt" toplamak için "hümanist" iletiler giriyorsan, gencecik insanların ölümüne "entelliğime zeval gelmesin" diye tepki vermiyorsan, testi çözdün ve afedersin "faşist"ten beter bi şey çıktın kardeşim. çekilebilirsin.
magazin programlarında konuşulan, ancak henüz doğrulanmayan aşktır. yıldırım demirören'le çıksa cansu dere'yi borçlandırıp ilişkiyi bitirirdi tüp kafa. fikret orman iyi yine...
galatasaray'ın kafaları jöle ettiğinin göstergesi sorular dizisi. galatasaray'a dört atan dortmund efsaneydi bir haftadır, başakşehir de neredeyse benzer şekilde efsane oyuna ve skora ulaştı. 'bu galatasaray'a dört atmak' sıradanlaşınca dortmund'a duyulan saygı bir tık ufaldı... tüm bunlar olurken, dört atmanın normal bir durum olduğu galatasaray'a yenilen fenerbahçe'yse 'ağabey taş gibi takım aslında'dan, en rezil sıfatların dibini sıyırmaya başladı maalesef.
ahmet kural'ın da bulunduğu aslında bakınca hiç de fena sayılmayan bir kadroya sahip film: http://www.youtube.com/watch?v=LyV-ASSUJN4 köksal engür, tark pabuçcuoğlu, onur dilber, eser eyüboğlu falan... ne bileyim, bir beklenti yaratmadı değil.
adama son olarak 'atalay demirci'ye devreder misiniz?' diye soruldu. kime devredeceksin sorularından sıtkı sıyrılan, tersi pis şensoy'un yapmasından tırstığım harekettir. ha atalay demirci'den daha çok yaraşır kavuk, safiye ablamıza, o ayrı! ama ustanın dediği gibi hak eden kimse yoktur şu anda.
röportajlarında en sık kullandığı cümle bu: 'yaratıcılığa inanmıyorum'. 'kahkaha tufanı, espri makinesi zengin kız fakir oğlan birazdan trt 1'de ' diye tweet atan bir adam için normal bir demeç sanırım.
pkk bir gün kendisine bir şarkı düşünürse, bunu uyarlayabilir bence. en azından 'var mı nazo gibisi' reklam sloganı gibi, nefret ettirse de herkesin diline dolanıverir hemen.
bu ülkeyi bu hale getiren 20 kiloluk damacana şişesidir dese biri ona bile hak vereceğimz zamanlar bunlar. herkesin kafa sünger. ama demokrasi çok oy alanın az oy alana diktatörlüğüne dönüşmüşse kabahat demokraside değil maalesef...
ekmek yutamaz
fare tutamaz
ne de yaramaz
benim benekli kedim
bu dörtlükteki 'ne de yaramaz' çok vurucu bence... bunca çaresizlik içinde benekli kedinin hala itlik uğursuzluk peşinde olduğunu da gözler önüne seriyor bu dize.