"seni düşünmek güzel şey,
seni düşünmek ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum."
dersin kaynamasına vesile olan olaydır.
artık, hoca sizi yakinen tanıyordur.
sınıftaki popülariteniz artmıştır.
isminiz sık anılmaya başlanmıştır.
ama merak etmeyin unutulacaktır.
yıldızlı not : hocayla tartışmak pahasına fikrinizi söylemekten çekinmediğiniz için, size aferimdir.
Hermann Hesse romanıdır.
Tek hedefi başarılı olmak, küçük düşmemek, ailesini ve çevresindekileri hayal kırıklığına uğratmamak olan Hans Giebenrath'ın, devletin açtığı yatılı okul sınavını kazanmasının ardından hayatındaki dönüşümü anlatır.
oldukça etkileyici bir romandır.
bir canlının hayata merhaba dediği gündür.
yılda bir defaya mahsus olmak kaydıyla kutlanır.
ilerleyen yıllarda, iki yılda bir kutlanmaya başlanacaktır.
daha sonları üç yılda bir..
velhasıl gün gelecek, kutlanmamaya başlanacaktır.
(bkz : işte geldik gidiyoruz)
şahsi not : bu gece efkarlıyım be sözlük.
(bkz : bu gün de böyle olsun)
okulunu, ailesinden ayrı, doğduğu büyüdüğü şehirden uzakta okuyan öğrencilerin yıl içerisinde tekrarladıkları aktivitedir. bunun gerçekten tatil olduğuna dair inançları sonsuzdur.
(bkz: dokunmayın çocuğa)
anlattıklarını anlamamış öğrenciyi gözünden anlayan hocanın, teyit aldıktan sonra, tüm konuyu özet halinde tekrar anlatmasından sonra kurduğu, olumsuz yanıt alınması halinde tekrar tekrar kuracağı cümledir.
şeytan diyo aç ağzını yum gözünüdür...
ama marifet, ağzını bi güzel açıp gözlerini yummamaktadır.
yummayın gözlerinizi ve o arsızın yüzünün renginin nasıl değiştiğini seyredindir.
not : ondan daha agresifsin de diyebilir. ama o işin suyunu çıkarmış bi kere. koyverin gitsin.
"Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR..."
kanımca, nazım hikmet söyleyecek söz bırakmamıştır.
her şey üst üste gelmiştir.
her şey ters gitmiştir.
her şey seni bulmuştur.
zaman senin için durmuştur. oysa dışarda kuşlar, çiçekler, böcekler... herkes hayatına devam etmektedir.
ateş düştüğü yeri yakmıştır.
canın acımıştır.
içinde biriktirdiklerin mideni bulandırmaya başlamıştır.
yuttuğun cümleler boğazına kadar gelmiştir.
bağıra bağıra ağlamak istemişsindir.
birileri duymasa da olur.
bağırmak ve ağlamak.
ağlamak.
tavsiye notu : acı da, yara gibi kabuk bağlayabilir. kaşımamaya, kaşıtmamaya özen göster.
dersin kaynamasına vesile olan olaydır.
artık, hoca sizi yakinen tanıyordur.
sınıftaki popülariteniz artmıştır.
isminiz sık anılmaya başlanmıştır.
ama merak etmeyin unutulacaktır.
yıldızlı not : hocayla tartışmak pahasına fikrinizi söylemekten çekinmediğiniz için, size aferimdir.