şuan burada olan herkesten daha mutluyum. 4 ay önce kaybettigim şifremi bulmayi pes etmisken 15 dakika önce durup dururken 'haydi bir deneyeyim' deyipte girmeyi başardim. mutluluk derecemi anlatamam edemem.
Beni kendinden uzak tut. Duymuyayım sesini, gormeyim yuzunu, ozlemiyim o derin içinde fırtınalar yatan bakışlarnı. Açık ve net ; ne nefret edeyim ne de seveyim seni. Bir kimse olmaya var mısın benim için ?
Neden hep geceleri aklıma gelirsin ki ? Neden hep, herkes, herşey sessiz, sadece karanlık konuşurken düşüncelerin belirir beynimin bir ucunda ? Neden şimdi geçicek, gidecek dediğimde dahada yerleşirsin ki düşüncelerimde ? Neden seni unutmak degil, seninle yaşamayı öğrenmeliyim dedigimde hep o sessizlik hatırlatır bana 'imkansız' olduğunu? Yapma bunu sevdiğim, dayanamıyor bu beden, dayanamıyor bu kalbim. Duygusuz değilim ben, silemem defterime yazılanları bir küçük silgiyle. Geceler dolar gözüme, ağırdır geceler taşıyamaz ama görmezden de gelemez ya, göz işte; zavallı bir emir kulu.
Ama kötü haber sevgili, ben ne seninle yasamayı, ne unutmayi, nede defterden silmeyi öğrenebildim ama ben şunu yaşamayı öğrendim ; 'imkansız'dan daha güçlü, yaşamaktan azap çekmediğim, başkasının saf ve duru duygusunu,
onun aşkını...
--spoiler--
Estikçe tenimden bir zerrecik daha uçurup götüren rüzgar!
Kalbime ulaşana kadar esmeye devam edeceksin değil mi?
Kalbimi de söküp aldıktan sonra ne kalacak benden yana sana?
Daha neyi tüketebileceksin bir düşün!
Es ama usul usul düşün..
--spoiler--
-Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?
-If you're gonna be two-faced at least make one of them pretty.
-What do I wear in bed? Why, Chanel No. 5, of course!
Geçen gün bankaya gittim kuzenle. Sırada beklerken önümüzdeki bayan aile dostlarından biri çıktı. Kendisi 50 yaş üstü bir bayan. Halkla ilişkilerin "telefon numaranız nedir?" sorusuna kendisi "turkcell şekerim" gibi bir cevap verdi. Karşıdaki kişinin o an yüzünün aldığı ifade paha biçilemezdi.