acınası kişilik.
gözlerdeki korkuya bak. utanmasa güreşecek vatandaşla.
kendisine ufak bir düzeltme.
para toplayan STK'lar fatura kesmez. kendisinin alışık olduğu başka bir durum(!) ile karıştırdı sanırım.
insan ettiğini bulmadan ölmüyor dedirten durum.
ne kadar garip değil mi? 99 depremine laf ede ede bir hal olmuştu, şimdi kader oldu birdenbire.
başka konuda "tehlike" görenlerin yaptığı eylem.
millet iş makinası diye kendini paralasın, bizimkiler tek katlı binayı yıkma derdine düşsün.
olay duyulduktan sonra geri vites gelirse şaşırmam.
erdoğan'a bakınca "ışığı" gördü gözlerinde.
99 depreminde yıkılan binalarda namaz kılmayanların, ayakta kalan binalarda da müslümanların olduğunu öne süren bir akrabam vardı.
kendisiyle uzun zamandır görüşmüyorum ama bu başlığı kendisine sorsam ne cevap alacağımı çok merak ediyorum.
iyi olan her şey onların, kötü olan her şey dış güçlerin.
devam, ne diyeyim...
bedelli askerliğimi tamamladığım birlik.
sorusu olanlara seve seve yardımcı olabilirim.
çok da şaşırtmayan durum.
önce kaydedecek, sonra montajlayacaklar "kaçıranlar için" diye.
ondan sonra yayınlayacaklar emin olun.
güzel bir gülümseme.
başkasına ihtiyaç yok.
oğlum uydura uydura bunu mu uydurdunuz lan.
konu ekrem imamoğlu olunca ancak bu kadar çamur atılabiliyor sanırım.
atrial flutter gibi tipleri daha sonra ventriküler fibrilasyona çevirip sizi tahtalıköye yollayabilir.
amiodaron tabanlı bir ilaçla genelde tedavi edilir. çok da takmayın kafanıza.
30 yaşında doktoraya başlamaktan hallice olsa gerek.
aranızda gazili yazarlar varsa danışmak istediğim konular var.
voltaren 75mg sr ve 1 saat sonra alınacak etol kombinasyonu.
yanlız böbreklere dikkat.
2004 yapımı vasat bir amerikan filmi vardı, filmde sürekli "ismini söyleyemediklerimiz" diye yaratıklardan bahsediyorlardı. şimdi film gerçek oldu.
korkmayın yahu, yemez sizi. onun merhameti herkese.
tam da bugündür.
bu seferki tek farkı, geçen senelerde acaba hangisini beğenir diye mağaza mağaza gezerken aldığın hediyenin yerini 5 litrelik suyun almasıdır.
nur içinde yat babam.
kendisiyle ufak bir sohbet imkanı bulduğum, sohbeti sıkmayan yazar.
kadınmış, erkekmiş banane. insan olduğundan eminim.
çok fazla "outlier" yoksa neden olmasın.
adam sanki internetten alışveriş yapıyor.
filtreleri azalt biraz yiğidim. sen "nefes alsın yeter" i tıkla gerisini beğenirsin zaten.
bedelli askerlik.
kiminle konuştuysam allah başka dert vermesin diyor. hadi hayırlısı.
yeni yasayla başına geleceğini bilse tövbe edecek işletme.
ufak bir alo 170 şikayetinden sonra al çekirdeği izlemeye başla.
15 yıl ailenin bir ferdi olduktan sonra cidden koyar.
o gün bugündür yeni bir kuş almadım.
konunun ilk entrysinde "hem yurtdışında iletişim problemi olmaz...." diye başlayan saçma önerme.
zaten türk halkı da iletişim kurmaktan korkutuğu için çıkmıyordu yurtdışına. yoksa onların parasının bizimkinin ırzına geçmesinden, ya da onların bizi nasıl gördüğü ile alakalı değil.
aslında seni değil, kendisini engelliyordur.
tam da şu an hissedilen.
özlem illa ki bir kişiye ya da nesneye duyulan şey değil. gülüşe ya da ışıldayan gözleri zaman özlediğim doğrudur.
Samimi, sohbeti sıkmayan yazarları beklerim.
Babamın aldığı son yolculuk bileti.
Neredeyse 1 yıl olacak. Anne üzülmesin diye içime atmaktan, bir şeyler paylaşamamaktan yoruldum.
Bu zıkkım hakkında bilgi almak, danışmak ya da benim gibi ruh halinde olan biri varsa konuşabiliriz.
ikisinde de vatan kurtarılır.
hangisinde nasıl kurtarılır hiç değinmeyeyim de sinirler yıpranmasın.
derya baykal'ın elektonik donanımı olan versiyonu. hurda rezistanstan kestane pişirme makinası tasarlıyor, eğlenceli.
tesadüf eseri youtube'da rastgeldim kendisine, azimli bir abimiz. destekliyoruz.
daha fazla entry yükleniyor...