çok kıl bir durumdur. oyunlarınız 40 senelik türk filmleri gibidir. resimlerinizde limonilik görülür. beyaz olan her şey sanki sıradan deterjanla yıkanmış gibi olur. işin kötüsü her zaman her durumda olabilen bu olay, bir süre sonra gözde alışkanlık yapar, ekranın sarardığını fark etmezsiniz bile. odaya abiniz dalar, gelir kasaya tekme atıp geforce a sövmeye başlar. bir bakarsınız ki ruhunuz aydınlanmış, ortalık bir başka görünür olmuş, sanki nirvana size ermiş de oturduğunuz yerden sizi hiç kaldırmaya zahmet ettirmemiş olur. ayrıca tek yolu tekme atmak da değildir. kasanızın yakınında bir dolap, çekmece vs. bir şey varsa onu açıp kapatmanız kasadaki mikron büyük büyüklüğünde bir devreyi kıpraştırır, monitörü normal renk düzenine getirir.
aha böyle rezil bir durumdur işte, üstelik kasa kaba kuvvete başvurmak zorunda kalmanız da cabası... halbuki ben biricik driver ıma nazik davranmak istiyorum.
geçen gün bir arkadaş tarafından dile getirilen, biraz düşündükten sonra katılmadan edemediğim düşünce. tamam, kabul ediyorum, başka nice güzide hevay metal eserleri mevcut ama bunu dinlerken içim ayrı bir hoş oluyor. tek kelimeyle fevkaladenin fevkinde bir parça *
(bkz: iron maiden)
oyunun size kendi kendine verdiği bir hile gibidir. bir nevi training'tir. oyuna başlarsınız, sol üst köşedeki advisor abla size her türlü dostu düşmanı kuzuyu kurdu dağı taşı tanıtır. en güzel askerinizi, longbowman'ınızı, heavy cavalary'nizi anlatır. bir de üstüne şurayı alırsan karlı çıkarsın der. oyuna ne yapsam diye başlarken, tek sorununuz papa'dan gelen kıytırık small church inşası görevleridir. küfrü basar, yaptırırsınız. zaten çanak çömlek devleti scotland ı almak 5 turdan uzun sürmez. pasif, ezik, sessiz dev fransa size bulaşmaz, ispanya'ya saldırıp kendini yok eder. 20 tur içinde paris'i alıp koca bir batı avrupa süper gücü oluverirsiniz.
ayrıca sizin ruslar, türkler gibi bir moğol ve timur sorununuz da yoktur( gerçi internette timur'un metz'i kuşattığı bir screenshot görmüştüm de neyse) bunlar doğu devletlerini yiyip bitirirken siz büyük bir rahatlıkla danimarka'yla falan uğraşırsınız. haçlı seferleri de sizi bağlamaz. çünkü kimse sizin burnunuzun dibine koca avrupa ordularıyla girmez. siz kudüs'ü savunmak zorunda değilsinizdir. keyfiniz isterse bir generalle sefere gidersiniz belki, o da hatır için.
milan, kutsal roma cermen'in ebesiyle haşna fişne yaparken, hamburg-viyana-bologna diye gidersiniz. sonra sıra roma'ya gelince papa görevleri sorununuz da çözülmüş olur. bu sırada orta doğu devletleri mahvolmuş, yakılıp yıkılmış "rebel"leştirilip dağıtılmıştır. eh, siz de hazıra konarsınız. bu arada kudüs olayı da hallolunca çaktırmadan oyun biter.
bu arada sömürgeyle, azteklerle falan uğraşmasınız da olur. zaten size meşhur longbowmanlar ve türklerin toplarından aşağı kalmayan bombard'lar yeter de artar bile... tabi scotland'ın orman kaçkını tarzan bozması woodlander'ları ve milan'ın cevat kelle gibi tam mekanize süvarileri sizi durdurabilirse... (ki imkansız)
bu da oyunun ingilizlerce yapılmasının bir sonucu olsa gerek...
özellikle küçük bir mekanda oynanan mahalle maçlarında sıkça görülen kural. örneğin oynanan yer evin bahçesiyse "futbol sahası" olarak tanımlanan yer bir odadan biraz daha büyük bir mekandır. bu durumda taçdan gol olmaması kaçınılmazdır.
çözümlü testlerin çözümlerinde yazarın bittiği andır. yazar bazen kendi yazdığı soruyu kendi de anlamaz, kafa bir iki göstermelik işlem yapar ve muhtemelen "ne soru yazmışım be" şeklinde düşünerek apışıp kalır. tabi erkekliğe bok sürmemek için bu tarz bir kaçamak cümleyle işiş bağlar ve örneğin "gerekli işlemler yapıldığında x/y=3/8 dir" diyerek biz mazlum öğrencileri dumur eder. olan bize olur çünkü zaten başlı başına bir piskopatlık örneği olan sorunun bir de doğru dürüst çözümü olmadığı farkedilince soru, hocalardan birine götürülür, çözülemezse, öbürüne götürülür, sonra sınıfiçi tartışma çıkar, herkes bir çözüm sunar ve böylece sürer gider. tabi bu esnada hocaların yaptığı tafralardan hiç bahsetmiyorum. hoca, güzelim teneffüsünü kahvesini yudumlayarak geçirmek isterken başına üşüşen öğrenciler sinirini bozmuştur, ama yine "idealist öğretmen" havasını bozmamak için durumu çaktırmamaya çalışır. yani kısaca çözümlü soru bankalarını öğrenciye işkence haline getiren bu gibi ifadeler ciddi sorunlara yol açar. dikkatle sakınılması biz öğrencilerden, "zaygıdeer" hocalarımıza önemle rica olunur...
her türlü ev gezmesinin son noktası. özellikle yaşlı çiftlerin ev gezmelerinde "yeter bu kadar muhabbet" anlamında kullanılan gezinin bittiğini ifade eden cümle.
her on kadının dokuzunda rastlanan bilgi eksikliğidir. kadınlar genelde ofsaytla ilgili açıklamalardan da bir şey anlamazlar. hatta bir seferinde rıdvan dilmen bile kendi eşinin ofsayt kuralını bilmediğinden ve kadınlarda bu konuyla ilgili bir genel bilgi eksikliği olduğundan bahsetmiştir. ilginç bir durumudur aslında...
lost'taki güzel bayan sayısını görünce hemen her türk erkeğinin verdiği tepki. aslında bu türke mahsus değil evrensel bir olaydır herhalde. tabi iş güç derdinden kurtulmak ya da entrika yaşamak isteyenlerce de söylenebilir...
özellikle ege yöresindeki okullarımızda çok yaygın olan "kahvaltı yapmadan okula gelen öğrenci" yiyeceği. genelde ilk tenefüste kantine akın eden öğrenciler tarafından on dakika içinde kantin stoklarından silinir. açma ayran süheyl le behzat, loral le hardy, kate le sawyer gibidir. yani açma ayransız, ayranda açmasız olmaz. tabi en büyük faydası kantinci abi ya da ablalara bıraktığı büyük kar payı olur.
yasak bir olaydır. sonucu multihunterlarca oyundan def edilmektir. sinirlerinizi tutamazsanız sonuçları ağırdır, mesela aylarca uğraşıp 800 nüfus olduğunuz hesabınızı kaybedersiniz. tabi olay genelde yeni bir hesap açılıp multihuntera daha da küfürlü, kaba bir mesaj yazmakla devam eder ki bunun da sonucu atılmaktır. en sonunda siniriniz geçince yeni bir hesap daha alıp uslu uslu oynamaya başlarsınız oyunu, ta ki birilerinin köyünüze saldırıp durmasına yine sinirleninceye kadar...:)
şu anki en saçma, en anlamsız reklamlardandır. müzikal havası verilmeye çalışılmış ortamlarda bilgisayar efekti kullanılarak izleyici etkilenmeye çalışılmıştır. tamamen zorlama, abartılı saçma sapan reklamlardır. ayrıca yapımcılarının vodafone reklamlarını örnek alması gerekmektedir kanımca...
meraklısı meraksızı herkesin ilgisini çekebilecek, microsoftun 3 yılını aldığı açıklanan ilginç bir gökbilim programı. internetten bedava indirilebiliyor. ayrıca başta hubble olmak üzere 5-6 uzay teleskopunun özel resimleri de eklenmiş. her yıldızı, galaksiyi, zatı zurtu görebiliyorsunuz. görünüm olarak google earth ın uzay versiyonu denebilir. şu an link atmaya üşendiğimden kendini arayın bulun diyerek lafı bağlıyorum