Twitch'de birkaç kez yayınına denk geldiğim yayıncı, hakikaten çekilmez bir muhabbeti var. Can Sungur ve Mert gunhan'ı severek takip ettiğim için en azından tancanı da izlemek istedim ama bu tayfanın en leşi o galiba.
Sinema yorumu adı altında saçmalamaları özellikle çekilir gibi değil, burada görüşlerine değil anlatım biçiminin kötülüğünden bahsediyorum içerik üretiyorum diye piyasaya çıkıyorsanız bu denli kötü bir iletişim kurmanız kabul edilir bir şey değil.
Bir de uzun süre önce hadsiz bir Twit atmış fenerbahçe hakkında falan, aslında çok da önemli bir şey değil ama böylesine cesur bir çıkışı yanında yayın yaptıklarına el pençe divan duran birinden görmek şaşırttı beni. Özgüven kazanmak için bi hayli kötü yol üzgünüm.
Roka iyidir bol bol roka yiyin.
ankara ümitköyde bulunan güzel dizayna sahip cafe , kahveleri de lezzetli v60 chemex syphon gibi demleme yöntemleri ile beğenimi kazanan , kız arkadaşımla defalarca kez gelip iyi vakit geçirdiğim yer . ancaaaaaaaaaak.
cuma cumartesi canlı müzikleri var kız arkadaşımla her geldiğimde güler yüzle beni karşılayan mekan 3 erkek arkadaşımla birlikte canlı müziğe gelince niye geldin dercesine suratımıza bakan girişteki ablamız ve çalışanlarıyla beni oradan soğutan mekan . demem o ki cinsiyetçiliğin alasını yapmış olan mekan.
sayın cafe - bar sahipleri kardeşlerim biz erkekler sadece kadınlar ile gezmek zorunda değil bizim de erkek arkadaşlarımız var .
Bu arkadaşlar tribün nerde onlar ordadır , amatör sporlar , masa tenisi , kriket , tenis maçında bile atmosfer yaratma hevesiyle yanar tutuşurlar . bu türümüz ülkemiz tribünlerinin olmazsa olmazı biraz da güzelliğidir bana kalırsa. yüzde 90 kale arkasında görülür.
Herbiri aniden LAYLALALAY diye gaza gelebilir , cep telefonları havada uçuşabilir kaçan bir pozisyon sonrası. bunlar olağan şeylerdir şaşırmayınız. en çok - ankaragücü ,trabzonspor , konyaspor , bursaspor , eskişehirspor ve izmir takımlarında görülür (saçma sapan tartışmalar yüzünden 3 büyükleri yazmak istemiyorum)
ikinci türümüz -Çekirdekçiler
Aslında bu türümüzde aşağı yukarı her tribünde görülür , lakin amatör bir yeni fanatiğimiz bu türü küçük görmek gibi bir gaflete düşebilir anca içlerinden yıllar yıllar evvel tribüncülüğün allahını yapmış dayılarmız çıkabilir ya da gönül verdiği takımın altyapılarında harcandığını düşünüp iç çeken dayılarımız olabilir saygı gösteriniz. en kuvvet skilleri -''PU ALLAH CEZANI VERSiN ŞEREFSiZ'' dir
en çok gençlerbirliği , başakşehir tribünlerinde görülür
Üçüncü türümüz - Maraton tayfa
bu türümüz aslında çekirdekçilikle fanatiklik arasında gidip gelmeyi çok yaşamış ancak kararını henüz verememiş arkadaşlardır . 90 dakika bağırmayı amelelik görüp içinden sürekli ''bu takımı en çok ben düşünüyorum amk'' diye söylenirler bir yandanda çekirdekçilere söverler. garip bir şekilde takımın amatör futbol takımının dahi futbolcularını sayabilirler ve takip ederler.
her tribünde bulunsada ağırlıklı olarak fenerbahçe , galatasaray , beşiktaş tribünlerinde bulunur.
dördüncü türümüz - kapalı tayfa
aslında her ligde her branşta görülecek tiptir , büyük kısmı zengindir . içlerinden sürekli ''ulan o yönetimde ben olacaktım'' diye geçirirler aynı zamanda birçoğu kale arkasını küçümser. içlerinde birileri sürekli yönetime yakındır , dedikoduları bu tayfadan öğrenebilirsiniz. o facebook sayfalarının altına ''x transferi bitti rahat olun'' yazıp siklemenmeyen arkadaşlar genelde bunlardır , iddiaları yüzde 95 tutmaz . fazla ciddiye almayın.
beşinci ve son türümüz -deli tayfa
bu reyislerimiz fanatik tayfanın çok çok üst kademeleridir , bu arkadaşlar genelde emanetsiz gezmezler , üstünde 20 kişiyi silahlandırmaya yetecek kadar kesici alet vardır. tek başına 50 kişilik taraftar grubuna saldırabilme yeteneğine sahiplerdir . takım kaybedince soyunma odasını basıp topçuları dövme vakaları genelde bu arkadaşlardan gelir. tüm tribün bu arkadaşlara saygı duyar .
bir de bunların cidden deli olan tipleri vardır , kafada 1-2 tahta eksiktir. rambo okan türkiyede en sağlam örneklerden biridir , ankaragücü ve trabzon tribününde bolca bulur , uzak durmak en sağlıklısıdır.
Dağlık Karabağ'da Azerbaycan güçlerinin Ermeni mevzilerine yönelik olarak Perşembe sabahı düzenlediği saldırıda, 20 Ermeni askerinin öldüğü iddia edildi.
Ermeni tarafı ise sayının 3 olduğunu iddia ediyor .
Ermeni tarafı her ne kadar saldırının püskürtüldüğünü açıklasa da, Rus kaynaklar, Azeri verilerini doğruluyor.
Halen sınır sorunu yaşanan bölgede kardeşlerimizin kritik bir zamanda gerçekleştirdiği vur-kaç saldırıları gelecek günlerde dünyanın Türk karşıtı isimlerinin toplanacağı 'anma günlerine' bir mesaj niteliği taşımaktadır.
Ordumuz muzaffer olsun , inşallah hepsinin kökü kazınacak.
öncelikle bu başlığı açarken kendisine çok saygı duyduğumu belirtmek isterim.
bildiğimiz üzere mustafa kemal ülkenin kurucusu , kurtarıcısı olarak bize hep tanıtılmış bir isimdir. 1.sınıftan itibaren ezberletildi hayatı , gittiği okullar , ona itafen yazılmış şiirler.
bunların yapılmasına herhangi bir itirazım yok ancak mustafa kemalin bu kadar üstüne düşülürken diğerlerinin isminin lise kitaplarına kadar geçmemesi garipsediğim bir durumdur.
mustafa kemal batı cephesinde fevzi çakmak ile birlikte bulunmuş başarılı olmuş bir kişidir.peki ya diğer cephelerin kahramanları ?
mesela kazım karabekir , onu mustafa kemalden ayıran nedir ? düşmanı yenip ivedilikle osmanlı'yı yıkıp cumhuriyeti ilan etmemesi mi?
keza kazım karabekirin milli mücadeledeki payı en az mustafa kemal kadar olup ,bugünki doğu illerimizi kurtaran kişidir. mustafa kemale samsuna çıkması fikrinide o vermiştir.
ama neden 'atatürk çoktu düşman çoktu atatürk geldi düşmanı yendi' gibi şeyler herkese ezberletilirken 1 kişide çıkıp kazım karabekiri andı mı ?
1. sınıftan liseye kadar neredeyse her sene mustafa kemalin üstüne düşülürken , yalnızca lise kitaplarında 1 sayfanın yarısı kadar yer verilen kazım karabekir neyi eksik yaptı ? mustafa kemal düşmanla savaşıp kahraman olurken kazım karabekir'de aynı şeyi yaptı.
cumhuriyetin ilanından sonra atatürk'e suikastten yargılanıp suçsuz bulunmasına rağmen ev hapsine çarptırılması , mustafa kemal vefaat edene kadarda çıkarılmayıp, mustafa kemal vefaat ettikten hemen sonra çıkarılıp meclise alınması biraz acayip kaçmıyor mu ?
bu neyin korkusuydu ? tek olmak için yapılan bir hamleden başka hiçbir şeye benzemiyor çünkü bu.
aynı şekilde kazım karabekirin (bkz: istiklal harbimiz) isimli , nutuktaki yanlış olan şeyleri belirten kitap mustafa kemal tarafından neden toplatıldı? nerede cumhuriyetin getirdiği özgürlükler ?
bunun adına ne denir ? bunca şey varken bu vatan için en az mustafa kemal kadar emeği olan insanların adı geçmezken.
şampiyonluk kutlamalarımızda sıkça duyulan tezahurattır. yıllarını verdi klübümüze saygımız sonsuz kendinisine çokçada severim selçuk başganı.
fenerbahçe için yetersiz olması ayrı bir konu ama klübümüze gönülden bağlı olan ve 3 kuruş 5 kuruş hesabı yapmayan , yedek kaldığında ağzını açmayan ve 3 temmuzda döktüğü gözyaşları ile gönlüme taht kurmuştur .
bize dünya starı olup 2 sene sonra 1 milyon euro için klübü mahkemeye verecek adam değil selçuk gibi adamlar lazım.
kusura bakmayın laftaki kürt kardeşlerim. ben diyarbakır'daki veya diğer güney illerindeki teröristlik propagandalarında hiçbir provakosyanu engelleme çabası görmedim 'yapmayın etmeyin durun!'' gibi bir durumla hiç karşılaşmadım.
sizler kardeşimiz değilsiniz. şeyh sait'te olduğu gibi ilk fırsatta sırtımızdan vuracak hainlersiniz.
oraya giriyorsanız cebinizde ciddi bir para olmalı yoksa adamı gererler , ama diğer pavyonlarla kıyasladığımızda güzel mekandır konslarda fena değil diyebiliriz.
onun için yaklaşık 2 kilometre aralıksız deli gibi koştuğumda ayağım su toplamıştı , aslında ben amatör olarak futbol oynadığımdan alışkınım ama düzensiz bi şekilde böyle delicesine koşunca böyle bi netice doğurdu.
ayrıldık. aradan yaklaşık 4 ay geçti. o yara 1 haftada geçiyo ama ne zaman antremanda , maçta çok yorsam kendimi tekrar su topluyo aynı yer , ama sadece orası başka bir yer değil.
sanırım unutturmak istemiyo hanfendi kendini bana. ama ne yalan söylüyüm ayağımı kesseler senin kadar yaralayamazdı.
okuduğu kitabın bitmesinin ardından yaşanan acınası durumdur , lakin almaya muhtemelen parası yoktur. 30 liraya kitabın satıldığı bir ülkede haftada 20 lira alan milyonlarca öğrenci var. ya bu öğrenciler kitabı yavaş okuyucak yada kitap okumayacak.
"Bir gün ülkede milliyetçi geçinen politikacılar, yöneticiler, sanatçılar, aydınlar hiç bir çıkar kaygısına düşmeden, yiğitçe, korkusuzca Türkçü söylemlerde, Türkçü tavırlarla milletin karşısına çıkarlarsa o gün Türkçülük büyük bir utkuya yaklaşır."
bu yaz karşılaştığım ilginç olaydır , bunu tarz kişiler erkekse muhtemelen amacı kız düşürmek , kız ise ayrıldığı sevgilisinin acısını mitinglerde dökmektir amacı.
hatta ve hatta bu olaydan 2 ay önce sırtında kahrolsun kapitalizm yazan bi teyze girdi menusunu aldı oturdu . teyze sana noluyo ya.