yani gerçekten bir dizi ne kadar kötü olabilirin karşılığı, yani çekim teknikleri vs. kötü değil ama senaryoyu 10 yaşındaki çocuğa ver yemin ederim çok daha iyisini yazar bu nedir ya. akasya durağı, arka sokaklar, cennet mahallesi bile bunun yanında başyapıt kalır.
gelelim oyunculara öncelikle baş roldeki genç kardeşimiz neden başrol bilen varsa yazsın. cio, savaş, özgürden sonra kalibre baya düşmüş rezalet bi oyunculuk. elinde zaten 01'den kemik bi kadro var kimi koysan ondan iyi oynardı eminim.
hele hele o 50 yaşındaki adamların saçma sapan replikleri falan izlerken utançtan yerin dibine giriyorum.
kardeşimizi öldürmüşler biz de onları öldürecez döngüsündeki senaryosuz saçmalık. 8 bölüm dayandım, izleyene allah sabır ve beyin versin.
Twitch'de birkaç kez yayınına denk geldiğim yayıncı, hakikaten çekilmez bir muhabbeti var. Can Sungur ve Mert gunhan'ı severek takip ettiğim için en azından tancanı da izlemek istedim ama bu tayfanın en leşi o galiba.
Sinema yorumu adı altında saçmalamaları özellikle çekilir gibi değil, burada görüşlerine değil anlatım biçiminin kötülüğünden bahsediyorum içerik üretiyorum diye piyasaya çıkıyorsanız bu denli kötü bir iletişim kurmanız kabul edilir bir şey değil.
Bir de uzun süre önce hadsiz bir Twit atmış fenerbahçe hakkında falan, aslında çok da önemli bir şey değil ama böylesine cesur bir çıkışı yanında yayın yaptıklarına el pençe divan duran birinden görmek şaşırttı beni. Özgüven kazanmak için bi hayli kötü yol üzgünüm.
Roka iyidir bol bol roka yiyin.
bütün ayazların ortasında albümü an itibariyle part 1 olarak yayınlandı . gerçekten korkunç güzel .
kayra dinlerken sanki yaşıyorum olanları , çok çok çok beğendim umarım part 2 , part 3 gelir de bu keyiften mahrum kalmayız.
ankara ümitköyde bulunan güzel dizayna sahip cafe , kahveleri de lezzetli v60 chemex syphon gibi demleme yöntemleri ile beğenimi kazanan , kız arkadaşımla defalarca kez gelip iyi vakit geçirdiğim yer . ancaaaaaaaaaak.
cuma cumartesi canlı müzikleri var kız arkadaşımla her geldiğimde güler yüzle beni karşılayan mekan 3 erkek arkadaşımla birlikte canlı müziğe gelince niye geldin dercesine suratımıza bakan girişteki ablamız ve çalışanlarıyla beni oradan soğutan mekan . demem o ki cinsiyetçiliğin alasını yapmış olan mekan.
sayın cafe - bar sahipleri kardeşlerim biz erkekler sadece kadınlar ile gezmek zorunda değil bizim de erkek arkadaşlarımız var .
açıkçası filmden bu tarz bir sembolizm beklemeyerek izledim uzunca bir süre , ta ki kürt kaybolduğunda bir kaç kıvılcım ateşlendi beynimde . kısa süreli aptal hissettim kendimi.
ben cenki bir ortalama türk'ten ziyade ortalamanın altındaki esnaf - yoksul türk statüsünde değerlendirdim.üzerindeki adana demir forması da bunu kanıtlar nitelikte bence.
alper daha çok etliye sütlüye karışmayan ortalama türk insanını andırdı bana yani memur sınıfı. gemideki şımarıklıklar ve eli yüzü düzgünlüğü bana bunu hissettirdi.
ismail kafamızdaki dinci olgusunun daha ötesine geçerek 'kafasına' yediği darbeden sonra aklı başına gelmiş islamcı kesim fakat burada yerine oturmayan taşlar var . kafasına yediği defalarca demirden sonra aklı başına gelmişe pek benzemeyen ülkemizdeki sözüm ona islamcıları pekte yansıttığını düşünmüyorum ancak filmin sonunda ismailin cenke onaylarca bakması ve filmin orada bitmesi de belkide bu sebepten dolayı.
benim için filmde en büyük soru işareti nadir'di yaşadığı bunalımlar ve içine kapalı yapısını çözümlemekte oldukça zorladım varsa bunun hakkında fikri olan beni de bilgilendirsin * .
kürt karakteri de bana realistik gelmeyen bir diğer kişiydi öncelikle seçilen karakter gerçekten çok ama çok kötüydü , evet sampatik ama bu adama kürt diyen hayatında hiç kürt görmemiştir tip olarakta ortalama bir kürdü asla yansıttığını düşünmüyorum . onun filmdeki imgelemsel açıklamasını ise etliye sütlüye karışmayan işler çok sarpa sararsa otoriteyi koruyan ama taraf olmayan kesim olarak görüyoruz bu bağlamda kürt karakterini daha çok islamcı kürt olarak nitelemek bence daha doğru.
sevabıyla günahıyla harika bir yapıt olduğunu düşünüyorum izledikten sonra 3-4 dakika kafamı yastığa gömüp içimi sıkan tarzda bir filmdi. elinize kolunuza sağlık.
2002 serisinden beri oynadığım bir oyun olarak serinin en başarısız oyunu olduğunu düşünüyorum. sebeplerini şöyle sıralayayım.
1.si ve gözüme en çok batanı 1-0 öne geçtiyseniz maçı kazanıyorsunuz arkadaşlar , bir dönem Pes'te vardı bu oyuncu duyguları saçmalığı aynı onun gibi bi durum söz konusu 1-0 geriye düşüyosunuz bi bakmışsınız 4-0 olmuş skor , skorlar inanılmaz gerçek dışı . tamam leichster bi süpriz yaptı ama her ligde bu durum söz konusu oyunda freiburg bayern'e 15 puan fark atmış , everton ingilterede açık ara şampiyon vs. vs. sikkoluklarla dolu oyun.
2.si sakatlık , ulan bu ne kepazelik antreman falan yapmasınlar istiyorum adeta bir takımda 10 tane sakat olur mu ulan daly*raklar saçmalık ötesi bi durum.
3.sü oyuncu sözleşmeleri adam 17 yaşında yılda 500bin euro kazanıyor 2020 ye kadar sözleşmesi var , 5 maç ligde oynatayım demeyin kapınıza dayanıyor ulan hadi verelimde sussun diyosun 1.5-2 istemiyor beyfende 4 milyon eurolar istiyor . 2016'da konuşup adamı ikna etme durumun vardı ve adam uzunca bir süre bidaha istemiyordu , burda ise öyle mi ? adam anlıyorum hocam diyo 1 hafta sonra kapında.
demem o ki sayın arkadaşlar bu oyuna 100 lira verme gafletine sakın ha düşmeyin zaten crack'i düşmüş indirin öyle oynayın , he diyosunuzki illa ben almak istiyorum genede önce indirip bi deneyin sonra 100 lira etmeyeceğini anlayacaksınız.
ilk aracım 1.3 Lpg'li 1999 model corollaydı ve çok memnundum kendisinden bir hata yapıp sattım ve model yükselttim nedendir bilinmez ama o ilk aracımı hep özlüyorum bir kez bile başımı ağrıtmadı kendisi , seni çok özledim yuvarlak gözlüm :(.
Bu arkadaşlar tribün nerde onlar ordadır , amatör sporlar , masa tenisi , kriket , tenis maçında bile atmosfer yaratma hevesiyle yanar tutuşurlar . bu türümüz ülkemiz tribünlerinin olmazsa olmazı biraz da güzelliğidir bana kalırsa. yüzde 90 kale arkasında görülür.
Herbiri aniden LAYLALALAY diye gaza gelebilir , cep telefonları havada uçuşabilir kaçan bir pozisyon sonrası. bunlar olağan şeylerdir şaşırmayınız. en çok - ankaragücü ,trabzonspor , konyaspor , bursaspor , eskişehirspor ve izmir takımlarında görülür (saçma sapan tartışmalar yüzünden 3 büyükleri yazmak istemiyorum)
ikinci türümüz -Çekirdekçiler
Aslında bu türümüzde aşağı yukarı her tribünde görülür , lakin amatör bir yeni fanatiğimiz bu türü küçük görmek gibi bir gaflete düşebilir anca içlerinden yıllar yıllar evvel tribüncülüğün allahını yapmış dayılarmız çıkabilir ya da gönül verdiği takımın altyapılarında harcandığını düşünüp iç çeken dayılarımız olabilir saygı gösteriniz. en kuvvet skilleri -''PU ALLAH CEZANI VERSiN ŞEREFSiZ'' dir
en çok gençlerbirliği , başakşehir tribünlerinde görülür
Üçüncü türümüz - Maraton tayfa
bu türümüz aslında çekirdekçilikle fanatiklik arasında gidip gelmeyi çok yaşamış ancak kararını henüz verememiş arkadaşlardır . 90 dakika bağırmayı amelelik görüp içinden sürekli ''bu takımı en çok ben düşünüyorum amk'' diye söylenirler bir yandanda çekirdekçilere söverler. garip bir şekilde takımın amatör futbol takımının dahi futbolcularını sayabilirler ve takip ederler.
her tribünde bulunsada ağırlıklı olarak fenerbahçe , galatasaray , beşiktaş tribünlerinde bulunur.
dördüncü türümüz - kapalı tayfa
aslında her ligde her branşta görülecek tiptir , büyük kısmı zengindir . içlerinden sürekli ''ulan o yönetimde ben olacaktım'' diye geçirirler aynı zamanda birçoğu kale arkasını küçümser. içlerinde birileri sürekli yönetime yakındır , dedikoduları bu tayfadan öğrenebilirsiniz. o facebook sayfalarının altına ''x transferi bitti rahat olun'' yazıp siklemenmeyen arkadaşlar genelde bunlardır , iddiaları yüzde 95 tutmaz . fazla ciddiye almayın.
beşinci ve son türümüz -deli tayfa
bu reyislerimiz fanatik tayfanın çok çok üst kademeleridir , bu arkadaşlar genelde emanetsiz gezmezler , üstünde 20 kişiyi silahlandırmaya yetecek kadar kesici alet vardır. tek başına 50 kişilik taraftar grubuna saldırabilme yeteneğine sahiplerdir . takım kaybedince soyunma odasını basıp topçuları dövme vakaları genelde bu arkadaşlardan gelir. tüm tribün bu arkadaşlara saygı duyar .
bir de bunların cidden deli olan tipleri vardır , kafada 1-2 tahta eksiktir. rambo okan türkiyede en sağlam örneklerden biridir , ankaragücü ve trabzon tribününde bolca bulur , uzak durmak en sağlıklısıdır.
güzel film lakin abartıldığı kadar efsane bir film değildir asla.
filmin etkileyici yeri atın iç organlarını çıkarıp orda hayatta kalması ve ölü kişiyi ata sabitleyip gizlenmesiydi , bunlar dışında mükemmel diyebileceğim yerler doğa görüntüleri ve bir de tabiki red indian'lara yapılan zulum ufakta olsa gözler önündeydi.
di caprio'nun oyunculuğu muazzamdı lakin bana kalırsa senaryo vasatı geçememiş.