görevini bilmeyen veya bilerek yapmayan moderasyondur. özellikle kürt halkına yönelik nefret söylemi ve hakaretler havalarda uçuşurken noktalama işaretinden bile entry silen modlar uyuyorlar.
size iyi uykular. acizseniz, kuralları uygulayamıyorsanız modluk sizin neyinize be kardeşim?
bugün bir defa daha kanıtlanmış gerçektir. şırnak'ta gerçekleştirilen katliam sonrası faşist güruh sözlüğü ele geçirmiş ve aciz yönetim ve moderasyon izleyici durumda kalmıştır.
galataraylılığı rahmetli metin oktay'ın sözlerindeki gibi idrak eden bilgili görgülü insanlardan oluşan sarı kırmızılı taraftar grubu.
efendiler'in şiarı; galatasaray geleneklerine; ali sami yen ve arkadaşlarının ufkuna sahip çıkan, sporu barış ve kardeşlik zemininde idrak eden galatasaraylı insanları bünyesinden toplamaktır.
dersim katliamı'na havadan destek vermiş bir savaş pilotunun isminden daha çok yakışır sevgili barış manço'nun ismi oraya. barış manço'nun seyyah kişiliği ile de uyumlu olur.
insana en yakışmayan düşünce olan insan doğasına aykırı milliyetçiliğin sorunları çözmeyi bırakın sorunların kaynağı olması durumudur.
sermayenin yaşadığı krizler ve sıkıntılar, yeni bir paylaşım sistemi kurma arzusu tarih boyunca milliyetçilik kullanılarak kışkırtılan savaşlarla aşılmaya çalışılmıştır.
hatta bunu çok iyi ifade eden bir motto vardır: savaşı zenginler çıkartır yoksullar ölür!
bugün türkiye'deki sorun da budur. cumhuriyet sonrasında kemalist şeflerin dini kimliği yok etme gayretler ve bundan boşalan yere türklüğü koyma arzuları tekçi, militarist ve baskıcı bir devlet doğurmuş ülkedeki farklı kimlikler ve bunların kültürleri yok sayılmıştır. bu yok sayma politikası devam ettikçe kan akmaya devam etmiştir.
27 senelik milliyetçi politikalar artık iflas etmiştir.
ülkeye lazım olan şey milliyetçilik değil barıştır.
türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren yürüttüğü milliyetçi politikaların kürt kimliğini yok saymasının bir sonucu olarak pkk'nın ortaya çıkmasıyla yaşanılan durumdur.
türkiye2de kürt halkının varlığı, kürtçe diye bir dilin varlıı ve onların özgürlüğü demokratik hakları sorunu pkk ile birlikte tartışılmaya başlanmışsa bu devlet pkk'yı meşru hale getirmiş demektir.
senelerdir devam eden yok sayma, parti kapatma, tutuklama ve baskı politikaları ortamı pkk'ya bırakmıştır. terörle mücadele adı altında bir halkın özgürlüğü ve demokrasi yönünde siyaset yapan herkesi tasfiye etmeye yıldırmaya kalkarsan, sivil siyaseti sürekli engellersen pkk'nın silahlı eylemlerinin nedeni sen olursun.
doğu ve güneydoğu'dan gelen her ölüm haberi sonrasında gördüğümüz geçrektir.
artık misyonunu tamamlamış türkiye2de siyaseten yeri ve anlamı kalmamış bir ırkçı düşünce böyle haberlere muhtaçtır çünkü. dikkat ederseniz şu an pek ortalarda yoklar, hepsi de deli gibi yeni ölüm haberleri bekliyorlar.
işin kötüsü bu azınlık sürüye dahil olan insanlar. onlar teröre tepki veriyoruz ayağına faşistlerin emellerine hizmet ettiklerinin farkında değiller. şehirlerde sokaklara dökülüp savaş çığlığı atan insanların arasına karışmış faşistleri rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. yetmedi bu zavallılar liseli orta mektepli çocukları zehirli ve sakat düşüncelerine kalkan haline getirdiler, çoluğa çocuğa ırkçı sloganlar attırarak bir şeyleri çözeceklerini sanıyorlar akıllarınca.
ülkücülerin ve onlara teşne olan kemalistlerin sözlüğe yaşattıkları faşist terör herkesin malumudur.
pkk giriştiği eylemlerle birlikte bu azgınları kudurtup çözümü zorlaştırdığının farkında olmalıdır. devletle arasındaki anlaşmazlığı çözmek için bunları kudurtmayacak eylemlere girişmeleri gerekmektedir.
milliyetçilikten gözü dönenlerin ve devletin bir türlü görmek istemedikleri gerçektir.
pkk yani kürdistan işçi partisi; türkiye cumhuriyeti devletinin 1923'ten itibaren uyguladığı yanlış politikaların, asimilasyon ve yok sayma politikalarının, baskı politikalarının meşruiyet kazandırdığı bir harekettir.
bugünlerde son derece duygusal davranarak aşırı milliyetçi tepkiler gösterenlerin aklına ve vicdanına seslenmek istiyorum:
pkk olmasaydı bugün kim, hangi politikacı hangi egemen güç kürt halkının özgürlüğünden, demokratik haklarından, kürt kimliğinden ve kürtçeden bahsedebilirdi? pkk olmasa kürt halkı tanınır mıydı, kürtçenin önündeki engeller kalkar mıydı sanıyordunuz siz?
cumhuriyet 1923'te, pkk 1978'de kuruldu. ilk silahlı eylemini 1984'te gerçekleştirdi. kürt halkına yönelik özgürlük ve demokrasi adına ne varsa bu tarihten sonra konuşulmaya başlanmıştır. kürt'ün kart kurt olmdığı bir halk olduğu bundan sonra kabul edilmeye başlanmıştır türkiye'de.
muhakkak ki bu pkk'nın giriştiği silahlı eylemleri döktüğü kanı haklı görmemize neden olamaz. ancak sorarım herkese devlet kürt siyasetine legal siyaset alanı bıraktı da birileri keyfinden mi silaha sarıldı?
kürtlerin legal siyasetçileri defalarca hapsedilmedi mi? kürtlerin siyasi partileri defalarca kapatılmadı mı? kürt halkının özgürlüğünden bahsedenler devletin hışmına uğramadı mı?
işte devlet bütün bu icraatıyla pkk'yı meşru hale getirmiştir. baskı, şiddet ve yok sayma politikası inatla sürdürüle sürdürüle yapılmıştır bu.
bugün pkk kan döküyorsa bunun müsebbibi ne yazık ki pkk'dan önce kürt halkını yok sayan devlettir.
bugün pkk varsa; kan akıyorsa bunun sebebi pkk olmasa kürt halkı için kılını kıpırdatmayacak olan türkiye'nin egemen güçleridir.
devlet fikren mağlup olmuştur ve bunun kabul etmek zor gelmektedir. devlet kendi yanlışları ile sorunu çözümsüzlüğe itmiştir.
işte bu yüzden silah çözüm değildir, bu yüzden savaş savaşı getirir, işte bu yüzden 30 senedir savaşla bu iş çözülmüyor.
sözlükte iki günden beri faşistlerin bütün sözlük formatını askıya alarak küfür hakaret dolu entryler girmesine, başlıklar açmasına bazı yazarları terörsit olarak damgalamasına sessiz kalan moderasyondur.
uludağ sözlük faşist sürülerinin saldırılarına karşı savunmasız bırakılmıştır, moderasyon sözlük kurallarını uygulayamamaktadır. iki günden beri sözlüğü yasal yönden de zor durumda bırakabilecek, provokasyon dolu şeyler yazılıyor, küfürler ediliyor, bunlara haddini bildirecek burasının sözlük olduğunu hatırlatacak yok mu?
moderasyon! bugün sözlük kurallarını uygulamayacaksan ne zaman uygulayacaksın?
sözlükte ve diğer pek çok sosyal ortamda sabahtan beri kuduran faşist güruhun ortaya attığı çirkin yalandır.
sivas katliamını gerçekleştiren neronist zalimlerle aynı kafa yapısına sahip bu zavallı yaşam formları bu şekilde, yakarak yıkarak yalan haberler düzerek memleket kurtaracaklarını sanmaktadırlar.
evet, bursa bdp il binası yakılmamıştır. sadece bir grup binanın çatısına çıkıp bayrak asmıştır o kadar.
bu yalanlara, bu kuduzların pisliklerine itibar etmeyin.
muazzam bir açlıkla televizyon başında askerlerin ölüm haberini bekleyen çoğu asker kaçağı "milliyetçilerin" yarattıkları çekilmez durumdur.
yaşanan olaylara tepkisiz kalınması muhakkak ki istenilen bir olay değildir. elbette tepki gösterilecektir. onca insanın ölümüne tepkisiz kalınması mümkün olamaz.
ancak sabahtan beri bir yığın gözü dönmüş faşist, güruh halinde bütün kuralları hiçe sayarak sözlükte kürt halkına, barış yanlılarına, bdplilere ve hatta sosyalistlere küfretmektedir, hakaret etmektedir.
kimi minik kenan evrenler aleni bir biçimde demokrasinin gereksizliğinden dem vuruyorlar.
akşam saatlerinde gemi iyice azıya alan bu güruh "akp seçmeni gerizekalıdır" gibisinden başlıklarla artık azgınlığı tavana çıkartmışlardır.
kimse bu seviyesizce saldırıları "milliyetçi tepki" diyerek kabul edilebilir göstermeye kalkmasın. faşizm denen melanet öyle gelmez böyle gelir, nefreti körüklemek kimsenin hayrına olmaz. nefret nefreti getirir, bunca nefrete boğulan yerde kandan gözyaşından başka bir şey olamaz.
yaşanan hiç bir olay insanlara hakaret ve küfürler edilmesini meşru kılamaz.
ne zaman ölen asker sayısı çift haneli rakamlara ulaşsa yaşanan gelişmedir. büyük kısmı asker kaçağı olan ülkücü tosunlarımız ve onların kemalist dostları haber kanallarından son dakika spotu ile haberi alırlar ve sözlüğümüze gelerek asıp kesmeye, küfürlerine başlarlar.
bu bet sesli koronun sesi barışı boğmaya yetmeyecektir.
bütün savaş çığlıklarına karşın yükseltmemiz gereken sestir. halklar birbirine düşman olamaz, halkların birbirine düşman olmasına neden yoktur. halklar özgür olmalıdır, barışın yolu özgürlükten geçer.
silahların, bombaların gürültüsü kardeşliğin ve barışın gücünü boğmaya yetmeyecektir.
ülkedeki en büyük ikircikli davranışı gözler önüne seren düşüncedir.
şu dini simgedir bu dini simgedir diye kıyametleri kopartanlar güvenlik güçlerinin ölümüyle birlikte bir defa daha dini simgenin en âlâsı olan şehitlik kavramına sarılmış görünüyorlar.
baş örtüsü dini simgedir, şuraya giremez buraya girer şöyle takılır takılmaz diye millete fetva verenler, acaba neden yıllardan beri şehitlik kavramını kullanmakta bir sakınca duymuyorlar?
türkiye halkının kandırıldığı aldatıldığı buradan belli oluyor. şehitlik kavramı ile bir yığın şeyin üzeri örtülüyor, bazı soruların sorulması imkansızlaşıyor.
bunca ırkçı gürültünün ortasında çoğu insanın kulağına gelmeyecek ama gelmesi gereken sestir.
bu kanı durduracak tek şey ne askeri operasyondur, ne kandil dağını bombalamaktır, ne de binlerce insanı hapse tıkmaktır.
kana kanla verilecek cevap daha çok kan dökülmesine neden olur. kan denizinin ortasında boğulmasın barış.
kan dökülen her olaydan sonra kalkıp kuduzca halklara insanlara küfredenlerin sesiyle boğulsun bir defa.
bir defa da değişsin sesler ne olur ki? bir defa da cevabımız bombalar, füzeler, silahlar olmasın. daha önce defalarca bunlşarla cevap verdik sonuç kan...daha çok kan.
kan kanı getiriyor önümüze. türkiye'yi kanda boğmaya kimsenin hakkı yoktur.
bambaşka hesaplar, bambaşka çıkarlar halkları birbirine düşman ediyor, yazıktır yapmayın.
uluyanlara inat, kan isteyenlere inat...daha çok bomba daha çok silah daha çok ölüm...hayır!
12 eylül faşist darbesinin lideri diktatör kenan evren'in, giriştikleri harekatın nedenlerini sıralarken kullandığı tamlama.
diktatör bu tamlamasıyla faşizme karşı devrimci mücadele vermiş olan sosyalist fraksiyonları eleştiriyordu sözüm ona. kökü dışarıda sapık ideolojilerin peşine takılan anarşistler taksim'i kızıl meydan yapacaklar, istiklal marşı yerine enternasyonal türk bayrağı yerine kızıl bayrak getirecekler diye cuntasının terörünü ört bas ediyordu halkın gözünde.
genelde baraj gölleri çevresinde bulunan uyarı levhası. baraj havzalarında bent yakınlarında zemin balçıkla dolduğu için buralarda yüzülmesi tehlikelidir.
cumhuriyetin ilk yıllarında arapça kökenli reisicumhur kelimesinin türkçe söz dizimine uygun hale getirilmesiyle oluşturulan ve "cumhurbaşkanı" anlamına gelen kelime.
