sanırım olay istanbul’da geçiyordu
ismini vermek istemeyen caddelerde
olası bütün kaçış yolları tutulu
yurtlarından çıkarılan adamlar arasında
ve aşk, aniden yola fırlayan bir çocuktu.
artık halka açık bir yerde bekliyor seni hayat
orda sana ölçü, birim ve düzen verilmemiştir
mümkün mertebedeki adamlar ve kadınlar
beherler, masa saatleri ve ergonomi
yok, ama herkes uyanık birtek benim uykum var
değil mi ki beş dakikada bir erteliyorum seni…
korkuyorsun, üşüyorsun ve yanlış anladın
şairi yanlış anlamak daha güvenlidir
daha konforlu daha kurumsal daha aciz
şimdi unut bunları ve tüm gücünle bana güven
Kaybedeceğiz!
hayır, bu sefer doğru anladın
ispat edemem fakat öylece içime baktın
ve sonra kalbim olaysız bir şekilde dağıldı
ne kadar koştuysam da nefesim hala çok yakın
bilerek ve isteyerek değilse gerçek midir bu acılar
haberin bile yok oysa dünyanın en güzel kızısın
ama dünya bunda kasıt arar!
Yine de, gel ve al yüzümü eline
Haydi sev beni, konu serbest…
-furkan Çalışkan
" Ama güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca , güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar"
-Milen Kundera/ Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği.
Tartışmaya açık bıraktım çayın altını,
Hangi rafa koymuştum servis takımını ?
Bilemedim,
"Denize kıyısı olmayan insanları hiç sevemedim."
-Yüzyüzeykenkonuşuruz
Manisa / Soma'da meydana gelen üzücü, tüm ülkeyi yasa boğan , insana " Nereye gidiyor insanlık ? " diye sordurtan kazadır. Elimizden gelen bir şey yok demeyelim. Dua var. Ellerimizi açıp dua edelim. Bu son olsun diye, daha fazla can yanmasın diye. Önlemler alınsın artık, canlar yanmasın. Çocuklar babasız kalmasın diye.
Çorapları delik , kalbi hiç delinemeyecek kadar sağlam olan insanlar... Sedyeyi kirletmemek için yaralı durumda çizmelerini çıkarmaya çalışan insanlar... insan gibi insanlar, adam gibi adamlar. Soyu tükenmekte olan insanlığımızı hatırlayan hatırlatan insanlar.