şu anda içerisinde olduğum durum. nedne diye soracak olursanız kendi tercihim ile oldum. pişman değilim. kusarsam pişman olabilirim. yarın bana işte yok, kafam rhat anlayacağınız. çok mu içtim derseniz, ne içtiğimi inanın ben bile bilmiyorum. çok fazla sigara tüketmeye başladım onu biliyorum ama. sonrasında neler cereyan eder onu da bilmiyorum. imkansızlıklar hiç hoşuma gitmiyor. belki de kendi yalnızlığıma içiyorum o ayrı. sevgilier saygılar...
You can tell by the way, she walks that she's my girl
You can tell by the way, she talks that she rules the world.
You can see in her eyes that no one is her chain.
She's my girl, my supergirl.
videolarını kaç defa izledim bilemem. anlatış tarzı, üslubu nevi şahsına münhasır duruşu...
çok boktan bir sebeple vefat etmiş olmasına gerçekten çok üzüldüm.
sen git bütün dünya ülkelerinde sürüş yap sonra gel ittiri boktan bir kendiniz bilmez yüzünden canından ol. insan hayatı bu kadar ucuz olmamalıydı.
he bir de o kadar salak bir dönem ki. severek takip ettiğim bütün insanlar ölüyor. önce chris cornell. sonra chester bennington. şimdi de barkın abimiz....
Bulunduğum noktadan kesinlikle hoşnutsuzum. insanların kendilerini kandırmak adına söyledikleri yalanları kendime söyleyerek avutuyorum biraz kendimi. Sonra, sonra bunların hepsinin birer avuntu olduğunu bilerek uyanıyorum yeni güne.
insan özlüyor, "mutlu" olduğu günleri. Fotoğraflarmış elimde kalan. Mikail bile bazen Sıçıyor ağzıma. Geçenlerde bilgisayarım çöktü zor kurtardım benliğimi, mutluluğumu.
Ot gibi birşey oldum ben. Sabah kalk işe git. Akşam gel yemek, duş, temizlik üçlüsünden birini seç. Sonra uyu. Sonra kalk uykusuz kalk ama kahve iç, hazırlan işe git. Çalış çalış çalış yorgunluk sonra yine gel aynı terane.
Sıkıldım, bezdim. Hayatımda en büyük heyecan işe bisikletle gitmek. Bazen bisikletin üstünde gözlerimi kapatıp rüzgara bırakmak biraz olsun kendimi. Sonrası...
Sonrası yine hüzün işte.
Aslında melankolik olmayı severdim eskiden. Çünkü hayatımda farklı bir noktaydı. Artık sevmiyorum. Hiç bir şeyi, hiç bir kimseyi sevmiyorum.
Tek başımayım bu hayatta ve korkarım ki geriye bırakabileceğim tek şey hüznüm olacak.
Bu arada korku demişken bazı şeylerden daha az korkar oldum. Büyük hayaller kuramıyorum da zaten. Hayaller küçüldükçe korkularımda küçüldü. Küçük bir insan oldum. Aslında bu beni daha çok bunaltıyor.
Son olarak, yine uykumu kaçırtıcı şeyleri görmek. Buna bilerek ve isteyerek devam etmek, mazoşizm olsa gerek.
Kimsenin bu yazdıklarımı okuyacağını zannetmiyorum. Sadece yazmak için yazıyorum. Belki birilerinin gözüne çarpar ve sonrasında "demek böyle düşünüyormuş" diye adlandırmak için yazdım.
Yapmadım yapmam. Ulan benim kadar eşyalara anlam yükleyen bir kişi daha yoktur herhalde. He ama bana alınan hediyeyi kendisine geri göndermiştim, onu hediye etmiş olabilir.