oylanmış
-ki ben buna tepkilenmiş de derim sözlükçede-
entrydir.
oluyor
sana da oluyordur:
eski bi entry oylanmış
ulan ne yazmışım ki diyerek
okuyorsun
okudukça yaşıyorsun
hatırlıyorsun.
kendini hatırlatıyor.
biri bir yerden bir tepki veriyor
ve bir düşüncen
kendini
kendine yaratan beyne hatırlatıyor.
hatırlamak böylece devam ediyor.
güzel entryler dilerim sözlük.
iletişimi güzel kullanalım.
kız italyan'dı.
istanbul
galata
Tünel'de çalıştığım dükkanın önünde ayak üzeri sigara içiyordum.
5 adım yanda kenarda
o da sigara içiyordu,
2 duman sonda yanıma geldi
"eksküzmi" dedi "ver duyu durop ven it finiş?" diye sordu.
elinde tuttuğu, parmağıyla gösterdiği sarma sigarasına baktım
direk sandım ki bitince "nereden alıyorsunuz?" diye soruyor
ikinci kez düşünmeden konuşmaya başladım
dedim "duyu nov galatasaray haygsukul? der ise "hüüc gırin geyt. yumast si it..."
"yes ay sov" dedi şaşırdı kız "but itiz sofarevey."
kız sandı herhalde oraya gidip söndürüceğiz vay .mınakoyim sigara yasağına bak!
tabi bunları anadilinde düşünmüş olmalı.
neyse benim jeton hızlı düştü allahtan doğrusunu tez anladım.
yoksa ben aslında kızı çiçek pasajına açık tütün almaya yolluyodum.
soruyu yanlış anlayınca ne kadar doğru konuşursan konuş boşa.
her neyse.
kız diyormuş ki: biten sigarayı nereye atıyorsunuz...
kıza baktım,
kızın yüzüne.
zayıf ince, açık tenli, açık gözlü, saçları erkek tıraşı kumral saçlı.
hafif makyajlı, sakin yüzlü genç bir kadın. 28.
bilemedin otuz.
yeri-yolu gösterdim.
"vi turuvs it tulend."
"vay?" diye sordu hiç beklemediğim yerden.
"vay mı" dedim.
"deris no vay. cast turuvit."
sonra kız attı sigarayı yere,
izmaritin ardından baktı bir kaç saniye ister istemez.
sigarayı yere atmakla ilgili bir şeyler hissettiğini anladım kızın;
ama ne olduğunu sormaya cesaret edemedim.
beni anlayamayacağını da düşünmüş olabilirim bilemiyorum.
yani ne bileyim sözlük biri bana durup dururken
"ne hissediyorsun?"
diye sorsa
ne demek istediğini hemen anlayamayabilirim.
sonra nasıl bir medeniyetten geliyorlar ki sigarayı atacak yeri düşünüyorlar diye de düşünmeden edemedim ama.
bundan biraz sonra da dedim ki: ne büyüttüm mınakoyim alttarafı sigara!"
sonra dükkana geri girdim.
hayatlar yaşanıyor...
bende şu işe yarar:
kırarım kafayı otururum başına.
içimi dökmeye çalışırım.
ama en içimi.
özelimi falan değil,
içimi.
kendimi.
önceleri rasyonel akıl kullanıyordum
şimdi rasyonel akıl 2s var. ona sardım.
şakayı taksite bağlarız...
öyle işte.
nefsimi.
benim ben burda.
ben benim burda.
uludağ sözluk bende
bu işe yarar.
titreyen ellerle içilir. Tony Gatlif'in transilvanya filminde birol ünel'in doğum beklerken bir sigara içişi vardır sözlük,
aklın durur.
tersten yakar,
içer ve bitirir...
amerikadaki bir uyuşturucu satıcısının HD hazırlanmış 20 dakikalık hikayesini takiben
videonun sonunda aynı abilerin yaptığı diğer videolardan biri olarak dikkatimi çekti.
bu insanlar buraya nasıl giriyor,
izleyin anlayacaksınız da
bu kadar olmaz arkadaş.
biz neyin peşindeyiz
şehit vermeyelim
kimse ölmesin
kardeş kardeş yaşayalım istiyoruz.
adam bize diyor ki:
yerleri belli değil!
büyük harflerle:
bisiktirin gidin!
üretici enerjisinin
mala bağlanmasını sağlayan sorundur.
büyüktür.
yaygın olarak esrar kullanımı,
varlıklı varlıksız demeden hap kullanımı;
üst sınıfların kokain kullanımı derken...
ülkenin,
insanlığın gelişimini sağlayacak bir topluluk
zihin, beden ve zamanını uyuşturucuya yatırıyor!
etrafıma baktığımda
apartmanımda,
sokağımda,
çalıştığım muhitte
iş yerimde
zaman geçirdiğim diğer yerlerde
çoğunlukla insanların
hayatlarını
tamamen olmasa da
sıklıkla uyuşturucuya yönlendirdiğini
açıkça görebiliyorum.
eğlenmek, konsantre olmak, algıları açmak, başka boyutlardan algılamak v.b bahanelerle özikna sağlanıyor, işte en kötüsü de bu kendini kandırma hali sözlük!
...gece yarısı apartmanda çığlık atan 80 lik dede...
apartman boşluğuna doğru çığlık atan bu dedenin amacı neydi?!
imdat mı diyordu aidat mı?!
yoksa dedenin dişleri takma değil miydi?
dedenin dişleri neredeydi?!
dizi izlemeyen ya da izlememiş neredeyse hiç vatandaş yoktur.
sanki dizi izlemek bir şartmış gibi
yerli dizilerden hoşlanmayan
yabancı dizi izler.
dizinin gücüne gel sözlük:
bilhassa internet sayesinde izleyebilmeye başladığız yüzlerce dizi bize gösteriyor ki:
sinema sektöründe olduğu gibi dizi sektöründe de bayrağı amerika taşıyor;
malup altyapılar ve devlet politikalırından dolayı...
içinde bulunduğumuz coğrafya olan avrasya kesme işareti nın kültüründen ve geleneklerinden fersah fersah farklı olan bu gelişmiş sanılan kültürlerin ürettiği virgül teknolojiyle yayılan çağdaş sanat eserlerinin yaratılmasındaki temel dürtü ikinoktaüstüste modern insanlığın görsel alışkanlığının bir dizi olduğuna inanmaktır nokta insan virgül takip etmeyi seven hayvandır nokta bu açıdan ülkedeki dizi alışanlığını tatmin eden diziler incelenmeli ve dizi filmin virgül görsel alışkanlığın virgül gerçek gücü doğrultusunda incelenmesi ve üretilmesi sağlanmalıdır nokta
istiklal caddesine şahit olmuş birinin tarif edebileceği işgal olup
yaklaşık 2 mikyon varoş gençten oluşan
çok ağır çalışanlar ordusu tarafından gerçekleştirilmiştir.
tıpkı yeni yıl geceleri gibi
onun kısa kollusu,
hava güzel
oo turistler.
turist kızlar.
vay tiplere bak.
ve neler neler...
saat 22 sıraları galata tünel yokuşu
maç çıkış gibiydi.
ve artık sarhoşlardı.
öğle vakti gidişleri
ayık olmuştu.
işgalden dönülüyordu!
zafer şarhoşluğuydu!
ben bugün gördüğüm insanlar sayesinde
ülkem adına, ülkem çoğrayfası gelenekleri adına, ülkemin her adına yemin ederim ki:
Biz birbirimizi
sevmeyen bir toplumuz sözlük!
ulan olur şey değil be!
şimdi yani biz 7o milyon vatandaş
aynı toprağa basan insan,
birbirini sevmiyor mu yani!?
aynı evi paylaşan 3 insandan 2si birbirini sevmiyor da
ne dümenler dönüyor.
şu hale bak!!
ben yatar aga!
kimseyi belediye hizmetleriyle sonsuza kadar kandıramazsın.
inanan inanmayan
benim vatanım sefalet içinde farkında mısın sözlük?
medeniyiti kuran insanevladının en doğal gereksinimi olan eğitimden, sağlıktan, spordan, sanattan mahrum bırakılıyoruz. hepimiz.
en temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz.
hiçbir lafı uzatmayacağım.
her şey ortada.
birbirimizi birleştiren şeylerin
bizi ayıran şeylerden daha fazla olmasına rağmen
bir türlü kucaklaşamıyoruz.
neden?
neden içimiz rahat değil?
çünkü bizi sevmeyen,
inanan inanmayan
kimseyi sevmeyen bir hükümet tarafından zaptedildik.
bir intikam uğruna koca milleti sefil eden bir hükümet tarafından zaptedildik.
allah yardımcımız olsun sözlük.
biz bu vatanda yaşayan insanlar olarak
biz bu vatanda yaşayan asıl sahipler olarak
mutsuz, aç, eğitimsiz, özgüvensiz, yeteneksiz v.s bir birey olduysak
bu sevgisizliktendir elbet. ya ne olacağıdı?!
17. roxy müzik günleri'nden elde ettikleri 3.lük sonrası kazandıkları
20 saat stüdyo kayıt hakkını
şarkılarını canlı ve kamera * karşısında çalarak kullanmışlar
ve yavaş yavaş paylaşmaya başlamışlardır.
şimdilik yayınladıkları:
bunlar da on numara da ben şahsen sorgu'yu bekliyorum.
son peyote konserlerinde çok güzel bir halini çalmışlardı.
sanırım burada da o şekilde kaydettiler.
o değil de sen şimdi diyorsun ki:"aga rehber ne ya?"
zamanı gelince erovizyona yollamaya çalışacaklar bu grubu bak ben sana söyleyeyim sözlük!
bir ara konuşurdum:
- kanka derdim neyin var ya?! iyi misin?
- iyiyim be oğlum yok bi' şeyim falan diyecek olurdu,
biraz ağzını yoklardım, neymiş sıkıntısı anlamaya çalışırdım.
"derdini söylemeyen derman bulamaz..." falan derdim. hava alırdık, biraz yürüdük...
arkadaşıma yardım etmeye çalışırdım
değil ama sözlük?!
oğlum yalnızlık çok kötü lan.
adamların arkadaşı yok arkadaşı...
ne dostluk mevhumları kalmış,
ne arkadaşlık, ne sevgi,
ne bağlılık...
alayı çürümüş.
haberin yok çürüyorum.