şimdi bu kitap çok önemli bir noktaya değinir. milliyet dediğin şey ulus devletlerin çoğunda hayalidir. oluşturulmuştur, oluşmamıştır ve her ulus devlet hakim ulusunun tarihini ezeli ve ebedi olarak gösterir. ne kadar tanıdık değil mi?
Eskiden buralarda bu kadar çok ergen zihniyetli (mental yaş olarak söylüyorum) insan yoktu. Edebiyatın, felsefenin, siyasetin hası yapılırdı. sağlam tartışmalar, geyikler dönerdi. bu kadar sürüyle insan da yoktu. eskiden iyiydi be arkadaş. yıllar sonra arada girip başlıklara bakınca üzüldüğüm durumdur dostlar.
2008-2009 Jürgen Klopp ile Dortmund lig 6.sı Avrupa kupalarına bile gidemiyor.
2009-2010 Aynı takımla lig 5.si. Uefa'da gruplardan bile çıkamıyor.
Bizde sezonu bırak daha başında Ekim'de başlıyor istifa istekleri. Ne için? Ligde oynatamadığı oyuncularla Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkamadığı için. Bu kadar gelen giden oldu da ne oldu. Türkiye'de son 10 yılın en başarılı takımı Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'siydi. iskeletini onun kurduğu takım bu sezon bile ligde lider. Şimdi de Biliç'in Beşiktaş'ı gencecik takımıyla harika işler yapıyor.
önce garında inersiniz. havaalanı da olabilir. Metroyla merkeze gelebilirsiniz. şöyle güzel bir kanal turu atarsınız. her taraf iç içe geçmiş kanallardan oluşur zaten. van gogh müzesine gidin. hemen yanında i amsterdam yazısı vardır, profil fotoluk. ama çok sıradanlaştı bence yapmayın. sonra rembrandt metro durağında güzel barlar vardır, takılın.
red light district i görün ama girmeyin boş yere para verirsiniz. en son 50 avroydu. muamele falan isterler 20 avro daha vermeniz gerekir. daha sakin şehirlerinde fiyat 30 avro civarındadır. ayrıca real men dont buy girls evlat.
sonra bir coffee shop a girin. bir jack ya da white widow paranız varsa amnesia alın için. sarılı bir şekilde verilir. sonra da akşama doğru bir smart shop a girin ve magic mushroom deneyin. 10 gramı geçmesin. yoksa pencereden atlarsınız durduk yere.
sağlam hocalara sahip olan bölümdür. Tabii boş hocaları da mevcut az da olsa. Şuradan kadroyu görebilirsiniz. Çok öğrenci vardır ama hoca sayısı yeterli değil ne yazık ki o yüzden test olur sınavlar. http://iibf.dpu.edu.tr/index/sayfa/262/kamu-yonetimi
bizim neslin röntgencisidir kendileri. 90'ların çocuklarının haleti ruhiyelerini açığa çıkarmıştır ama karikatür genellikle nesillik işlerdir, yıllar sonra kim 2000'li nesillerin röntgenini çeker bilemem.
Kaan ince'yi bilen bir mesai arkadaşım var. Üstlerde bir yede var ama olsun yine yazalım, aşağıdaki şiiri hatırlattı sağ olsun arkadaşım. Geçenlerde de şiire ilgi duyan bir öğrenciyle tanıştırdı beni hoca. Ben gibi zayıf, tığ-ı teber şah-ı merdan bir arkadaş. ismail Uyaroğlu'dan söz etti, "ne muhteşem adam!" dedi. Şaşırdım, garip oldum, sevindim, hemen elimdeki bütün şiir kitaplarını ona verdim. Ne güzel insanlar var diyorum bazen. O güzel atlara binip gitmezler umarım.
ANNE
hüznün damlalarıdır sevgime yağan
dolduğunda çatırdayan kalbim uçurum yarıklarıyla
dilim dilim kesilmekte gözbebeklerim
sarkarak toza bulanan
işte o zaman
ışığına dolanıp düşlerinin göğsüne yatardım
karışık sesinle kanat çırpardı sesim
elllerine erir karışırdım ıslaklığına
eğirmek isterdim kestane saçlarını iğle saçlarıma
zorlu anlarımda çıkıp gelirdin hep yanıma
eziyetle yürüdüğün yeter
dökünüyorum yorgunluğunu bedenime
sarnıçlarda yağmurlar dinlenirken senin için
anne, gül et beni kederine
haydar haydar'ı üç yılda bitirmiştir. Kırklar Semahı muhteşemdir. Şöyle demiştir bir röportajında : "Üç yaşında kucağımda saz olduğunu söylerler. Ben eski Rüştiye'yi bitiren profesörlerin, dedelerin sohbetlerinde büyüdüm. Çocukken beyninize kaydettiğiniz bilgiler, yani o felsefe, sonradan bir çiçek gibi, bir çim gibi büyüyor. O tasavvuf ehli, kamil kişilerin sohbetlerinde büyüdüğüm için, onların bütün felsefesini ben sonradan sazıma taşıdım. Anamdan sonra sazım beni doğurdu."