Chp nin kirli işler adamı. Küçük bir cocugu cankaya belediye başkanı yapmış , bu küçük oğlan üzerinden cankayayi yöneten , günü gelince hiç bir şey olmayacak , bu ülkede adından kim bilir ne şekilde bahsedilecek olan aşırı enteresan kisilik. Chp gibi bir partide olmasi utanç verici kisilik.
Yeni belediye başkan adayı bildiğin çoluk çocuk. Hani öyle böyle değil bildiğin ilk okul bebesi. Hayatımda ilk defa chp ye oy vermeyeceğim bu aday yüzünden. Bu mudur cankayanin layık olduğu aday yazıklar olsun böyle partiye.
Yeni belediye baskan adayi çoluk çocuk olan belediye. O kadar aday adayı varken bu emir kulunu aday yapmışlar. Cankaya da yaşayan biri olarak tepeden inme sırf özgür ozelin avukatı Malatya alevi diye yapılan yok neymiş alevi mağduriyeti yaşamış bir kişiye oy vermeyeceğim. AKP den ne farkınız kaldı. Bu mudur hak hukuk adalet.yaziklar olsun böyle partiye. Çoluk çocuk mu yönetecek cankayayi.pardon ne yönetmesi emir kuluydu değil mi. Abileri emir verecek oda tamam diyecek.belediye ile ilgili hiç bir tecrübesi olmayan çocuk yaşta bir insan evladı ne yapacak görüp izleyelim.1 Nisan sabahı turkiyede çok şey değiştiğinde bunları göreceğiz.bu kukla piyonları çoluk çocukla Türkiye yönetilmez belediyecilik yapılmaz. Yazık çok yazık.
Yeni belediye baskan adayi çoluk çocuk olan belediye. O kadar aday adayı varken bu emir kulunu aday yapmışlar. Cankaya da yaşayan biri olarak tepeden inme sırf özgür ozelin avukatı Malatya alevi diye yapılan yok neymiş alevi mağduriyeti yaşamış bir kişiye oy vermeyeceğim. AKP den ne farkınız kaldı. Bu mudur hak hukuk adalet.yaziklar olsun böyle partiye. Çoluk çocuk mu yönetecek cankayayi.pardon ne yönetmesi emir kuluydu değil mi. Abileri emir verecek oda tamam diyecek.belediye ile ilgili hiç bir tecrübesi olmayan çocuk yaşta bir insan evladı ne yapacak görüp izleyelim.1 Nisan sabahı turkiyede çok şey değiştiğinde bunları göreceğiz.bu kukla piyonları çoluk çocukla Türkiye yönetilmez belediyecilik yapılmaz. Yazık çok yazık.
Ben en çok geçmiş günlerimi özledim.. o özgürlüğü, Ankara'nın rüzgarında savrulmayi,tek basinaligi, belki öğlene kadar uyumayı,belki saatlerce düşünmeden yaşamayı,en çok kendim olmayı,kırmızı elbisemi,bir daha hiç olamayacağım hallerimi, gece yarisi Ankara soğuğunda usuyup eve koşmayı, paramın yetemeyecegi seylerin hayalini kurmayı,pembe kalemligimi,ufak küçük yurt odamı,altında saatlerce agladigim mor battaniyemi.. ben en çok umutla yaşamayı özledim ..
Evde butun gün temizlik ve yemek yapıp tatlış sunumlarını bizlerle paylaşan ev hanımlarının yeni gozdesi markadır. Bu arkadaşlarda yok müdür oldum yok bilmem ne oldum diye paylaşım yapıp dururlar. Çok gülüyorum paylaştıklarını gördükçe gerçekten kazanç elde ediyorlardı merak etmiyor değilim. Ürünlerinde denemis biri olarak ultra dandik firmadır.ev hanımı arkadaşlara başarılar dilerim
Her şeye rağmen , herkese rağmen, bana rağmen , sana rağmen, bize rağmen , bütün engellere rağmen, laflara sözlere rağmen, en çok duvarlarımıza rağmen ben hiç bir zaman vazgeçmeyeceğim..
O çok kalmak istediğim şehirde, o bozkırdayım..
2 odalı küçük bir evim var.Her bir noktasını kendim temizledim.
Perdelerini ben ütüleyip astım.Bana ait.
Rüzgar esiyor,yağmur yağıyor. Ankara'ya o çok sevdiği sonbahar geri geliyor.Oysa hiç gitmemiş gibiydi..
Kocaman bir yıl geçti,koca bir yaz bitti.
Ben hep sonbaharda kaldım.Ben ayları ,günleri saydım.
Sabır nasıl bir şeydi? Her hücreme kadar öğrendim!
Ve beklemek..
Beni bekleyen ne bilmiyorum.insanlar evleniyor,insanlar bir hayat kuruyor,insanlar çocuklarını büyütüyor.
Ben serin bir Ankara akşamında mumları yakmış,karanlıkta,tek başına camdan düşlere dalı veriyorum..
Bir istanbul aksami.. Önümüzde bir saksi feslegen ,kokusu burnumuzu yakiyor.. Karsimda asik oldugum adam.. Raki en guzel bu adamla icilirdi.. Baliklar en cok bu adamla canliydi.. Mavi sonsuzluk varsa bu adamla gitmek istyordum.. Deniz kokusu en cok simdi degerliydi..
En cok bu adamla korkulara kosulurdu , ve ben en cok simdi de kalmak isterdim bu masada bu tarihte sonsuza dek yesile bakan gozlerine bakarak..iki gulen göz.. iyi ki geldin diyor , kedi gibi kaçar gelirim diyorum.. Ve sabır en çok onun için çekilirdi.. Ve tanrım eğer bir yerlerdeysen en çok dualarıma kulak verirdin!
mezun oldum ben bugün mezun oldum.
6 yıl bitti.tam 6 yılım geçti.küçük bir şehir de asla yaşayamam dediğim bir bozkırda geçen 6 yıl.
üzüntüler,mutluluklar,kırgınlıklar,göz yaşları,geceye karışan kahkahalar..
bir adam ,hafif puslu bakıyor..
toparlanıyorum,eşyalarımı hiç gitmeyecekmiş gibi derinlere saklamışım,bir bir özenle katlayıp valizime yerleştiriyorum.
gözlerim doluyor.
bir odaya son kez bakıyorum.
anılar,ah anılar.
daha geçen gün şu sandalyede ağlayıp,sonra dünyanın anasını satıp tekrar gülmeye başlamıştım.
şu köşede ne çok anım var.
bu cam kenarında ne çok bekledim gelmeni.
ne çok dua ettim.
ne çok izledim yağmuru,karı..
ne çok özledim sonra.
özlemlerim her yerde,her köşede,her bir köşem de.
anlatamadığım,anlatamayacağım ne çok şey var.
benimle sır olup yok olacak ne çok şey yaşadım şu bozkırda.
sonra arkama dönüp baktığımda.burası olmuş benim dünyam,şehrim,kentim,yaşamım.
şu ufak şehir bana ne çok şey kazandırmış.
ne çok şey öğretmiş.
içim sahi niye bu kadar hüzünlü..
neden bu puslu gözlerim.
neden sevinemiyorum.
büyümek böyle bir şey miydi?
ve ben şimdi şehrime,anılarıma,el sallarken bir damla göz yaşı süzülüyor yanaklarımdan..
sendeki bana iyi bak ankara,ona iyi bak..
bir gün başka bir zaman da belki gene kucak açarsın bana..
egenin rüzgarına kendimizi bırakıyoruz..
denizinde üşüyorum,elimi tutuyor.suyun 20 metre altında elini tutuyorum.
tüm korkularım geçiyor.
nefes alamıyorum,nefes oluyor.
üzerimde kırmızı elbisem.tenim hafif buğday.güneş yanıkları yanaklarımı yakıyor.
karşımızda bir emekli albay.hayranlıkla bana bakıyor.kızı gibi hayranlık duyuyor ,hissediyorum.
egenin ılık rüzgarında o mayıs akşamı,o rakı masasında sonsuza kadar kalmak istiyorum.
sonsuz mavi de kaybolmak gibi..
dolunay denizin üzerinden gözlerimize yansıyor.
ve ben o mayıs akşamında,o sahil kasabasında o adamın yanında sonsuza kadar kaybolmak istiyorum.
kendimi yollara vurmak istiyorum.
alıp başımı gitmek istiyorum bu gri şehirden..
sen de gelir misin benimle bilmem,
arkamda iki çift ela göz bırakabilir miyim bilmem.
ama gitmek gitmek kaybolmak istiyorum ..
gelirim de!
bırak o kocaman dünyanı ,ufak dünyamda ki maviliklere karış.
bir gezginle aynı bardaktan su içmek,geceleri üşümek,gündüzleri yürümekten bitap düşmek istiyorum.
görmek,yazmak,konuşmak,bazen sarhoş olup yıldızlarda kaybolmak..
ben gitmek istiyorum !
yaşadıklarımı tarif etmek imkansız.
acı mı tatlı mı bilmiyorum.
iyi yönden mi bakmak gerek bilmiyorum.
çok şey öğreniyorum,büyüyorum.büyürken şükrediyorum. bazen ağlıyor bazen mutlu oluyorum.
asla kaldıramam ,asla baş edemem dediğim ne varsa yaşıyor ne kadar güçlü olduğumu şaşkınlıkla izliyorum.
daha sakinim. çoğaltabileceğim dahalarım var artık.
tahmin bile edemeyeceğim hayallerin baş kahramanı oluyorum.kocaman bir kadını oynuyorum.
gözlerim yollarda,aklım bir yerlerde. leyla olmuş dolanıyorum.
sözlerim,seslerim,bakışlarım daha sakin,daha anlamlı,daha..
sakin olmayı,en önemlisi sabretmeyi öğreniyorum.
koşulsuz,sorgusuz,kimsenin ne dediğini önemsemeden,geçmişini görmeden,göremeden,gözlerimi kapatarak..
canım yanıyor bazen,bir ağrı nefesimi kesiyor.ona da alışıyorum.
ne yaşarım ,nasıl bir hayatım olur bilmiyorum.
tek bildiğim büyük bir mücadele beni bekliyorum.bir hayat beni bekliyor.
ve ben hayatımı uzaktan izlerken, yitip gidenlere değil de bana gelecek olanlara doğru yürüyorum.
karadenizin nemli havası yüzümüzü okşuyor.
insanlar,sesler,gelip geçiyor.
sigara dumanı boğazımızı acıtıyor.
bir cam kenarı..
ilk defa bu kadar konuşmak istiyorum.
ilk defa sussun konuşmasın istiyorum.
ben ne kadar korkuyorsam, o kadar korkuyor!
belli etmiyor,susuyor,sessizleşiyor,ama korkuyor.
anlatıyor sonra.
delip geçiyor içimi sözleri.
sus diye bağırıyorum gözlerimle.
ve ben o an, o dakika ,o saniye sonsuza kadar o cam kenarında kalmak istiyorum.
bazen bir ses duymak istersin.bazen bir bakış,bazen bir dokunuş..
bazen bazı şeylere daha çok ihtiyaç duyarsın.
bazen kaçıp gitmek,bazen sonsuza kadar bir odada hapsolmak istersin..
bazen gecenin bir yarısında loş bir ışıkta sıcak süt içip saçmalamak istersin.
konuşmak konuşmak..
bazen susmak..
gözlerine bakıp anlatsın istersin.
susmasın anlatsın anlatsın.
sesindeki kelimelerine dokunmak istersin.
onun şehrinde ona bir kez daha aşık olmak..
çocuk gibi gözlerine bakarsın sonra.
hep konuşsun sen gene ona bakmak istersin orada sonsuza kadar..
bazen hayal kurmaktan değilde ,hayallerinden bahsetmekten korkarsın.
bahsedersen elinden alıp kaçıracaklar diye korkarsın.
o kadar korktuğun yetmiyormuş gibi!