renk olan vişneçürüğü yazdığım gibi yazılır. Ayrı yazılansa benim sosyal medyada kullandığım, zamanında yazım kurallarını çok bilmediğim için yanlış yazdığım nick'imdir.
edebiyatın ne olduğunu bilmeyenlerin uğrak mekânı. edebiyat dergilerdedir beyler. bir yazı bir şiir yayımlatabilirseniz olmuşsunuz demektir. kontrol mekanizmasının olmadığı yerde edebiyat yoktur, arabesk vardır.
gelelim konuya, irdelenmesi gereken tutumdur. görsel ve yazılı medyaya alternatif oluşturabilecek sosyal medyanın farklı düşüncelere esnek yapısı sayesinde tolerans göstermesi gerekir. yazarlar siyasi içerikli "entry"ler girebilir ama moderatörlerin sözlük yazarları gibi olmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Şukelalara baktığımızda karşımıza bir anda türk milliyetçiliğini öven "entry" görebiliyoruz. dürüst olmak gerekirse ekşisözlük'ün bu konuda daha başarılı olduğunu düşünüyorum.
birinci entry'nin muhtemelen bilgisiz, ilgisiz ve görgüsüz bir kemalist; ikinci enty'nin görgsüz, ilgisiz ve bilgisiz bir ne olduğunu anlayamadığım şahıs tarafından yazılmış başlıktır efendim. Hayatta bazen böyle gereksizlikler olur. insan ne bileyim, afedersiniz, sıçan bir varlıktır, büyük şeyler beklememek gerekir ama biraz da kullanabildiği akıl vardır. Kutuplaştığının, yönlendirildiğinin farkında olması gerekir. Evet milyonlarca Nazi SS subayı arasında önemli bir oranda bir yahudi'nin ölümüne üzülen insanlar vardır. neyse efendim biraz karışık oldu ama güzel oldu.
ben bunları yazarikene ilk enry nin sahibi uçmuş efendim. işte hayat böyle. ne demişler "cahille bal yalayacağına arifle taş taşı". hâlâ okuyorsanız bu entry'i manyaksınız bence bir doktora görünün.
bazılarının dünya algısı 780.000 kilometre kareyi aşamadığından, siyaset bilimi teorilerini, siyasi tarihi bilmediğinden veya bilmek istemediğinden , televizyondaki tartışma programlarından kaptığı bir iki argumanla kafasındaki kemalizm karşıtlığına cuk diye oturan bir teori keşfettiğini sanması dolayısıyla oluşan öngörüdür.
Devlet eliyle çağdaşlaşmanın mümkün olacağı gibi tam tersi durum da söz konusudur.
devleti kurumsalcı bir bakışla irdelersen devletin yeri geldiğinde toplumlara şekil verdiğini, verebilecek gücü olduğunu görürsün.
eğer devleti bağımlı değişken olarak alırsan devleti sivil toplumla entegre bir şey olarak görürsün ve zaten orada devlet toplum iç içedir.
şimdi gelelim katibimden'in varmak istediği noktaya. Kemalist devrim bir çok alanda tepeden inme de olsa topluma şekil vermiştir. o süreç de zaten kemalist devrimle değil, kanımca üçüncü selim veya ikinci mahmut döneminde başlamıştır. yani yüz yıllık bir birikim söz konusudur. Şapka gibi küçük etkilere sahip ve o dönemin koşulları neticesinde oluşmuş olaylar yerine; etki alanı daha geniş ve zamandan görece bağımsız sekülerlik, hukuk reformu, kadın hakları gibi çağdaş yeniliklere bakmak gerekir.
ve akp'nin sekülarizm retoriğine baktığımızda türkiye'nin sekülarizmi içselleştirebilmiş bir ülke olduğunu görebiliriz çünkü muhafazakar bir parti olan akp de devletin laik olması gerektiğini savunur, gider bu retoriği arap devriminde kullanır.
Kadın hakları keza öyle, hukuk reformu da. Bunlar Türkiye'de toplumun benimsediği ve desteklediği reformlar olarak sayılabilir.
devleti bağımsız değişken olarak alıp almadığına göre değişen bir olgudur. eğer devleti bağımsız değişken olarak alırsan, devlet eliyle çağdaşlaşan, çağdaşlaşan demiyelim de gelişen ülkeler mevcuttur. Asya Kaplanları, Sovyet Rusya, 1800'lerin başındaki Fransız Bonapartizmi gibi bir çok örnekleri mevcuttur.
Not:Çağdaşlaşma çok göreceli bir kavram o yüzden gelişme desek daha doğru.
babam iki tek atınca
hadi seni karpuzlara götüreyim derdi
karpuzlar gebzede oturan kızlardı
annem duyunca kızarır kızar
bey çocuk daha küçük der
mutfağa gider ağlardı
babam karpuzdan anlardı
kişisel fikrime göre rocky marciano ile birlikte dünyanın gelmiş geçmiş en iyi boksörüdür. foreman boksu bıraktıktan yıllar sonra tekrar ringlere dönüp üstteki "entry"de 45 yazıyor ama 46 diye hatırlıyorum ağır siklet boks şampiyonu olmuştur. zaire'deki muhammmed ali ile yaptığı maç unutulmazlar arasındadır.
70'lerde şöyle bir devir daim söz konusudur. joe frazier muhammed ali'yi yener, muhammed ali george foreman'ı yener, george foreman da joe frazier'ı.
o yıllarda yaşama isteğinin nedenidir bu üçlü arasında geçen maçlar.
1933 yılında kurulan bir ülkedir. etmişse bile kurtuluş savaşına yardımı ülke olarak etmemişlerdir. o dönemde hindistan sınırları dahilindedirler. şahsi fikrimce onlar da hintlilerle birbirlerini keserken türkiye'nin kurtuluş savaşını çok da iplememişlerdir.