KADERE iMAN
Kader konusu imani konular içinde en çok tartışılan konudur. Hemen hemen herkes kaderi ilkokul öğretmenlerine, cami hocalarına sorduklarını fakat tatmin edici bir cevap alamadıklarını söylerler. Dinin konuşulduğu ortamlarda muhakkak kaderden bahis açılır. Bu nedenle kader birçok kimse için hep çözülmeyecek, cevabı olmayan bir muamma olarak görülür. Onlara göre kader cevapsızdır. Kader konusunda ki bu büyük kafa karışıklığı nedeniyle kadere imanın delillerini anlatırken aynı zamanda kader konusunda ki o çözülemeyeceği söylenen sorularında en net cevaplarını ortaya koyacağız. Bu bölümün amacı kafa karışıklıklarını gidermek ve kaderin delillerini ortaya koymaktır.
Kader; Allahın ezelde yani sonsuz öncede her şeyi yaratmış olmasıdır. Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi ALLAH yaratmış ve bunu sonsuz öncede takdir etmiştir. Yani sonsuza kadar yaşanacak olan her şeyin görüntüsü ALLAH katında mevcuttur çünkü onları O yaratmış ve takdir etmiştir. Sonsuza kadar yaşanacak her şey ALLAH katında çoktan olup bitmiştir. işte Kader budur. Bu noktada insanların itiraz ettikleri şey şudur. Madem her şey kaderde bellidir neden imtihan oluyoruz. “Kaderde her şey olupbittiyse bizim irademiz olamaz. Çünkü biz kaderimizde zaten seçim yapmışız. Bir insanın kaderinde cehenneme gitmek varsa onun suçu ne?” Bu soruları soran insanlar bir iradeye sahip olduklarının da farkındadılar. Bu kafa karışıklıklarının bir kat daha artmasına sebep olur yapıp ettiklerine kendileri karar verir. Ama bir yandan da kaderlerinde ne yapacakları bellidir. Bu gibi düşüncelerle kafaları iyice karışır en sonunda kaderi inkâr etmeye kadar giderler. Peki, insan daha doğmadan kaderi belli midir? Yoksa yaptıklarına bir irade ile mi karar vermektedir? Kısacası kader mi irademi? irade varsa kader diye bir şey olur mu? Kader ve irade konusunu anlayabilmek için biraz düşünelim ve delillere bir göz atalım.
Aslında kaderin varlığına dair delilleri hayatımızda çoğu kez görürüz. Örneğin hemen hemen herkes rüyasında gördüğü bir olayı aynen oluştuğunu ya kendisinin ya da başkalarının rüyalarının çıktığına şahit olmuştur. Kimi zaman tabire yer bırakmayacak derecede rüyasında ertesi gün olacak bir olayı aynen görür. Rüyasında birsinin ölümünü ve ya kendi başına gelecek bir olayı aynen gören insanların sayısı bir hayli fazladır. Birçok kez rüya tabirine gerek duymadan aynen sahne olarak görülen bu rüyalar kaderin kanıtıdır. Daha oluşmadan görüldüğüne göre bu görüntüler zaten mevcuttur. Kaderin var olduğunu anlamaları için ALLAH tarafından insanlara gösterilmektedir. Sevdiği birinin öldüğünü rüyasında gören bir insan ertesi gün o sevdiğini kaybediyorsa bu o insanın o gün öleceğini kaderde belli olduğunun delilidir. Yani kaderde her şeyin yaşanmış bitmiş olduğunun bir delilidir.
Her şeyin kaderde belli olduğunun bir diğer göstergesi de dejavu denilen hadislerdir. dejavu yaşanan bir olayın daha öncede yaşanıldığını hissetmektir. Kimi zaman bir olayı ilk kez yaşayan insanlar bile daha önceden o olayı yaşadıkları izlenimine kapılırlar. Daha da ilginci dejavu yaşayan insanlar bazen hemen akabinde olacak olayı da aynen bilirler. Mesela bir masa da otururken birisi ben bu anı daha öncede yaşamıştım. Hatta kapıdan filan şahıs gelip gelin sizi pikniğe götüreyim demişti der. Çok kısa bir süre sonrada aynen söylediği şahıs gelip aynı cümleyi kurar. Bu dejavularda kaderde her şeyin belli olduğunun delilidir. Çünkü söylenen şeyler aynen gerçekleşmektedir. insanların bunu daha önce gördüklerini düşündüren şey de daha dünyaya gelmeden önce kaderlerini izlemiş olmaları ve çoğunluğu silinen bu kader görüntülerinin akılda kalan silik, puslu kısımlarını hatırlamalarıdır.(ALLAH en doğrusunu bilir.)
işte bu örneklerden açıkca anlaşılacağı gibi kaderin varlığı çok kesindir. Her şey kaderde çoktan olmuş bitmiştir. Şimdi zihinleri en çok kurcalayan soruya geldik. Kaderde her şey belli ise cehenneme giren insanların ne suçu var?
Bu soruyu soran insanlara göre kaderinde cehenneme gitmek olan bir insan zaten cehenneme gidecektir. Onun iradesinin hiçbir anlamı yoktur. Yine bu insanlar şu soruyu da sorarlar. Kaderde her şey belli ise imtihan olmanın ne anlamı var? Evet, şimdi bu soruları inceleyelim. Kader iradeyi ortadan kaldırır mı? Anladık ve ispat ettik ki kader vardır. Öyleyse insanların iradesi yok mudur? Hayır! iradede kader gibi kolaylıkla ispat edilen bir şeydir. Örneğin şu an elimize bir şey alıp sonra tekrar elinizden bırakırsanız bunun tamamen kendi iradenizle yaptığınız bir şey olduğunu anlarsınız.
Yine kaderimde cehenneme gitmek varsa ben ne yapabilirim diyen insan. Karnı acıktığında kaderinde yemek yemek varsa zaten yerim deyip açlıktan ölene kadar beklemez. iradesiyle kalkar yemek yapar ve yer. Yine bu insanlar ölümcül bir kaza yapıklarında kaderinde varsa kurtulurum demez can havliyle kurtulmaya çalışırlar. Çünkü insanların bir iradeye sahip oldukları çok açıktır. insan kukla gibi değildir. Bir istek ve iradeyle bir işi yapar. Sizde bu kitabı okurken kendi iradenizle okuyorsunuz. isterseniz kitabı kapatabilirsiniz. isterseniz okumaya devam edebilirsiniz. Her şey sizin elinizdedir veya her şeyi bırakıp takla atmaya başlayabilirsiniz. Sizin üzerinizde herhangi zorlayıcı bir güç yoktur tamamen serbestsiniz. Siz ne yaparsanız kaderinizde odur. Örneğin şu an önünüzde bir bardak su olduğunu düşünelim, siz bu suyu içerseniz kaderinizde bu suyu içmek olur. içmezseniz kaderinizde bu suyu içmek olmaz. Siz ne yaparsanız kaderinizde o olur. Neyi yapmazsanız da kaderinizde o olmaz.
Bu noktada kaçınılmaz olarak şu soruyu soracağınızdan eminim. “ Biraz önce her şey kaderde olup bitmiştir dedin şimdi iradenize bağlı ne yaparsanız kaderinizde o olmuş olur diyorsun. Bu çok çelişkili değil mi?” Öyleyse bende bu sorunuza karşılık size cevap olarak şu soruyu soracağım. “Kader ve irade konusunda anlatmış olduğumuz delillerin hepsi doğru değil mi? Üstelik kader ve irade konusunda anlattıklarımız çokça yaşanan ve kolaylıkla denenebilen şeyler değil mi (dejavu, rüya- irade) ? ”
Size ne kadar çelişkili gözükürse gözüksün ikisi de doğrudur. Peki, o zaman neden ortada bir çelişki var? Ya da çelişki var mı? Evet! Bir ayağı bir boyutta diğer ayağı bir üst boyutta olan şeylerde birbiriyle çelişkili gözüken olaylar aynı anda doğru olabilir. Mesela Einstein’ın izafiyet teorisinde çok bilinen bir örneği verelim. Bir baba ve oğlunu düşünün. Baba 30, oğlu 3 yaşında olsun. Babayı ışık hızına yakın bir hızda uzaya yollayalım. Oğul ise dünyada kalsın. 30 sene sonra babayı tekrar dünyaya geri getirdiğimizde Baba hala 30 oğul ise 33 yaşında olacaktır. Oğul babasından daha büyük bir yaşta olacaktır. Çünkü dünyada kalan oğul için zaman normal seviyesinde ilerlemiş ve 30 yıl geçmiştir. Fakat Baba ışık hızına yaklaştığı için zaman durma noktasına gelmiş ve 30 sene onun için birkaç dakika sürmüştür. Bu izafiyet teorisinin doğal bir sonucu olan bilimsel bir gerçektir. Einstein ve izafiyet teorisiyle alakalı birçok kitapta bu örneğe rastlayabilirsiniz.
Bu noktada baba ve oğula ne kadar süre geçtiğini sorduğumuzda oğul 30 yıl derken baba 5 dakika diyecektir. Bunların aynı anda doğru olma ihtimali yoktur. Oğul ve babanın ifadeleri çelişkilidir. Fakat bu şu gerçeği değiştirmez: Babanın söylediği de oğulun söylediği de doğrudur. Biz ne kadar nasıl ikisi de doğru olur. Biri 30 yıl derken diğeri 5 dakika diyor. Geçen süre ya 30 yıldır ya 5 dakika desek de sonuç değişmez ikisi de doğrudur. Gerçekte ikisi de aynı anda doğru olamaz fakat Babanın ulaştığı hızda zaman durma noktasına gelmiştir. Baba zamanı Oğuldan farklı bir boyutta yaşamıştır ve onun gerçeği değişmiştir.
Bu örnekte sadece hız farklılığı zaman algısını değiştirmiştir. Bir boyut bile atlanmamıştır. Kader ise bir ucu tamamen farklı boyutta olan bir gerçek olarak insanlara çelişkili gibi gelmektedir. Fakat onlara ne kadar çelişkili gibi gelse de kader de irade de aklın ulaşabileceği delillerle sabittir ve vardır. Baba ve oğul örneğinde zaman farkı gibi 5 dakika ve 30 yıl arasında seçim yapmak birini yalanlamak ne kadar saçmaysa kader konusunda da kader ve irade konusunda seçim yapmakta o kadar saçmadır
Asıl adı fırat çetindir. Komiktir. "helikopter böceği olmak da zor. helikopterin icadından önce ne olduğun belirsiz, adın yok sanın yok, hişt pişt diye çağırıyolar. kötü yani." esprisi beni koparmıştır.
2 - 3 paylaşımları hoşuma gitmişti. Bir de baktım benim beğendiğim bağlantıları hemen hemen hepsi twitter da (bkz: pakiteysis) adında bir genç yapıyor. Daha sonra efenim onu twiiter da takip etmeye başladım. Biliyorum biraz gereksiz oldu bu entry.
Bu çoçuğun tekrar tekrar ekranlara çıkması türk televizyon tarihine düşen kara bir lekedir. Adamın yeteneksizsiniz programından aldğı miktar tam 500000 Tl. Diğer kanallara çıkıp aynı taklitleri bir daha yapıp, kazandığı paranın yarısını yine cebe indiriyor. Hayır yaptığı gösterileri severdim ama acun iyice soğuttu benden bu çoçuğu.
Koşarak meşhur olmuş hatta kendisine yönelik saçma esprilere maruz kalmış kişi. ''Asuman yap bir pansuman'' gibi nakaratı olan şarkının sahibi. Zamanında Grup Vitamin bu adamı çok giydirmişti.
Şimdi ben bu adamı övsem zenginin malı züğürdün çenesini yorar diyeceksiniz. Eleştirsem adamın malını kıskanıyor diyeceksiniz. Bunların hiçbirini dememeniz temennisiyle sizlere küçük bir anekdot sunacağım.
Televizyonda zaplarken rastladım. '' Ali Ağaoğlu size oturduğunuz yerden para kazandıracak '' deniyordu reklamda. Ne derece doğru ne derece yanlış bilinmez. Ayrıca megalomanın önde gideni.
El atmadığı iş kalmayan çok yönlü bir insan. Grup vitamin' den izel- çelik- ercan'a yapımcılıktan futbol yorumculuğuna kadar işler yapmıştır. Hepsini de tam anlamıyla becerememiştir. Hele futbol yorumculuğu tam bir fiyasko.
Sinan Çetin' in yönetmenliğini yaptığı Ayşen Gruda, Asuman Dabak, Öner Erkan, ve Zeynep Beşerler gibi zengin bir oyuncu kadrosuna sahip olan film. Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri olup replikleri de beni fazlasıyla etkilemiştir.
Şimdilerde TNT' de gösterime girecek olan dizi. Her sene farklı kanallarda çıkması insana ayrı bir şaşkınlık veriyor. 15 Ocak 2003' den beri yayınlanan bu diziden izleyici tamamiyle bıktı.
Bundan 4-5 sene önce çaresizce kanal değiştirirken karşıma çıkan bir program. Hele masal saati adlı bir parodisinde bremen mızıkacılarını , kırmızı başlıklı kızı , kara şimşeği çok güzel anlatmıştı. Her cümlesinde ''la'' kelimesini barındırması da ayrı bir hava katıyor.
Kendi akıllarınca Gülen cemaatini eleştiren ve yaptıkları parodilerin çok komik olduğunu sanan insan topluluğu. Ben hiç bir siyasi görüşe mensup değilim. Ama bir şeyler eleştirilecekse bu daha titiz yapılmalı
her dinlediğimde beni güldürmeyi başaran mükemmel bir gruptu. Ah keşke şimdi olsalar sinan akçıl, ismail yk, serdar ortaç gibi şarkıcıları eleştirseler.