Texas çıkışlı, 2004 yılından beri piyasada olup 6 albüm yayınlamış grup. bilinmemelerine şaşırdım oldukça, iyi iş yaptıklarını düşünüyorum. sadece müzikal açıdan da değil, şarkı sözleriyle de oldukça doyurucu şarkılar çıkarıyorlar. gerçi 2014 yılında çıkardıkları nothing more albümü ile daha bir başarılı çalışma yapmışlar.
şu da klibi izlenmesi gereken, çarpıcı olanlarından: http://www.youtube.com/watch?v=-cxsTDnRN7M
"lose free will to gain protection" (korunma edinmek için özgür iradeni kaybet) ve "Create fear to feed the system" (sistemi beslemek için korkuyu yarat) sözleri üzerinde durulası.
Chp Sarıyer ilçe başkanı mehmet deniz'den bir inci.
Bastırıp oraya buraya asmış.
ilk okuduğumda espri niteliği taşıdığını düşünüp ardından altında chp ilçe başkanı yazdığını görünce dumura uğradığım sözdür.
yaşamı, sahiden paylaşmanın ne olduğunu tanımlamak çok zor; çünkü gerçek paylaşımı yaşamayan kişiler açısından bu, pek çok şeyi biriyle yaşamaktır yalnızca. oysa gerçek bir paylaşımın bu durumu çok aşan bir şey olduğunu, insan bu derin duyguyu yaşayınca anlıyor. sevdiğiniz insanın üzüntüsü, onu yaşadığı sırada sizin de üzüntünüz oluyor, ama onun bu üzüntüyü yaşıyor olmasına tanıklık etmenize ilişkili değil bu yalnızca, söz konusu üzüntüyü içinizde kendi üzüntünüz gibi duyumsuyorsunuz. bu bir tür ortak duyumsama, yaşamın her alanına yayılır ve siz bir bakıma o kişinin bir parçası, bir bakıma diğer yarısı oluyorsunuz. bu ortak duyumsama mutluluktan acıya uzanan bir yelpazede yayılıyor ve sevdiğiniz insanın yokluğunda bile bu duygunun dışına çıkamıyorsunuz.
ortak duyumsama iki kişinin yaşamda yakalayabileceği en güçlü duygu ve bu duygu iki insanı birbirinin yapan temel ortak payda.
"Yanılırsınız. O benim güneş sistemim." Şeklinde devam eden şarkı sözüdür.
Ayrıca devamında "sıkılırsan güneşten, gece oluruz erkenden, sen istersen." Gibisinden anlamlı bir söz öbeği barındırır bu şarkı.
(bkz: son feci bisiklet)
(bkz: bikinisinde Astronomi)
hani böyle bir süredir içmemişsindir de o biranın kokusu çalınır burnuna, özlersin böyle, o hissiyat işte.
bira içmeyi veya tadını değil de, o kokusunu özlemek sanki.
yahu sen coldplay'sin, sen de rihanna'sın, ne alakanız var sizin? maroon 5'ın yavaşça popüler r&b müziğine kaydığı gibi coldplay de aynı yolda gözüküyor.
edit: yeni bir olay olmamasının yanında rahatsız edici bir olay.
içinde bulunduğu her sistemde uzun süreli entropi üretimini maksimize etmek üzere tasarlanan yazılım motoru.
Hayvanlara yönelik birçok zeka testini geçti, insanlara yönelik oyunlar oynadı ve hatta hisse senetleri alıp satarak para kazandı.
Bunların hepsini talimat almadan yaptı.
not: arkadaşım din hakkında yazma demiyorum ama sözlüğü din propagandası yapmak amacıyla kullanma. her entryin dinsel başlıklar altında olmasın.
edit: eleştiri kaldıramayan arkadaşlar eksileyecektir muhtemelen. varsın eksilesin. eksile kardeşim helal olsun ama oturup iki dakika bir düşün bu sözlüğün amacı ne diye.
edit2: aynı şeyi anti-dinci başlık açıp entry giren yazarlar için de dile getiriyorum. burası sözlük yahu. amacınız ne?
bizzat şahit olduğum durumdur. üst komşumuzun kendisi ev hanımı olduğundan, belirli bir geliri yoktur eşinin eve getirdiğinden başka. hal böyle ki ekonomik bağımsızlığı olmadığından dolayı boşanamıyor. oysa adam her gün başka bir kadını eve getirmekte, üstelik bu rezillikler de çocuklarının gözleri önünde olmakta. ne var ki kadın kalkıp gidemiyor o evden çocuğunu da alıp.
(bkz: ekonomik özgürlüğün olmaması)
insanı, olduğu kişiden farklı davranmaya iten durum.
"hamlet'in aşkını yaşayayım derken kendi aşkınızı gözden kaçırıyorsunuz. simyacı gibi kişisel menkıbenizi aramaya kalkışıyor, nietzsche gibi ağlıyor ya da peçorin gibi kendinizden kaçıyorsunuz. hamlet'in bakışlarının arkasından çok şaşırtıcı, bir o kadar da güldürücü biçimde sizin kendi bakışlarınız ayırt ediliyor. siz görmüyorsunuz. üstelik bir tek siz görmüyorsunuz. ha, bir de sizin gibi roman kahramanlarına dönüştürdükleri kendilerini daha kolay taşıyabilenler görmüyor."
"Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o david copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum."
Bu yasaya göre bir gazın difüzyon hızı, yoğunluğunun karekökü ile ters orantılıdır.
difüzyon ve osmoz olayı üzerinde yaptığı çalışmalar sırasında graham, kolloidal durumu keşfetmiştir ve bundan dolayı kolloid deyimini ilk kullanan insandır.
Bazı dinoflagellatlar'ın neden olduğu ve deniz yüzeyini kırmızıya boyayan birikim.
bu kırmızı renkli bir hücreli canlılar, denize zehirli bir alkaloid salgılar; genellikle balıklar için ölümcül olur.
Lisedeyken bir okul projesi adı altında varşova'daki bir katolik okuluna gittiğim sırada detaylı bilgi edinme fırsatı bulduğum katliam.
şatovari, sarmaşıklarla kaplı, rahibelerin eğitim verdiği bir okuldu. gayet böyle okulun içinde kilise falan var.
yalnız, okulun içinde sovyetlerin katolik kiliseleri ve katolik okullarını basıp katliam yaptığı zamanlardan kalma odalar da var. okulu gezdirirken şu odada şu kadar kişi öldürüldü, bu odada bu kadar kişi şey oldu gibisinden anlatımlarda bulundular. kimi zeminlerde ve duvarlarda hala çok hafif kan izleri vardı veya ben öyle algıladım. bir de odaları sürekli karanlık tutuyorlardı.
üç buçuk ay erken doğduğu için gözleri görmeyen, ileri derecede otizmli biri. ancak küçük yaşta dadısının yönlendirmesiyle piyano çalmaya başlamış henüz daha 2 yaşlarındayken. ardından bir müzik hocası olmuş, ama müzik hocasını piyanonun çevresine yaklaştırmamış uzun süre.
şimdi ise her şarkıyı her akordan çalabilir düzeyde.
detaylı bilgi ve performansından ufak bir kesit izlemek için şu ted videosunu seyredebilirsiniz http://www.ted.com/talks/...in_the_key_of_genius.html