dini müzik, aslen 9. yüzyıl batısının organum olayıdır. islam bir dönem şeytan işi olduğu gerekçesi ile müziği yasak etmiştir. ilahi, mevlit vb oluşumları müzik olarak kabul etmemiştir. daha sonraları bu icralar, olması gerektiği gibi geleneksel türk müziği dini formları kategorisinde etnomüzikologlar tarafından incelenmeye başlamıştır.
batıda ise dini müzik, klasik döneme kadar kendisini oldukça göstermiştir. özellikle gothic ve barok dönemde ve özellikle de j. s. bach'ın eserleri ile.
batı müziğine dair en iyi dini müzik örneği ortaçağ ilahilerinden biri olan stabat mater olabilir. hemen her besteci stabat mater için bir beste yapmıştır. bunlardan en güzel ve en etkileyici olanı * giovanni battista pergolesi'ye ait olan eserdir.
talk box'u dünyada en iyi kullanan gitaristlerden biri idi, ülkemize blues müziği getirmiş dünya adına da önemli temsilcilerinden biri olmuş idi. aşkına olan 7 yıllık özlem onu müzikten uzaklaştırdıkça ölüme yaklaştırmıştı. böyle bir adamın yaşamı boyunca hakkında çıkan ilk gazete haberi intihar haberi oldu.
klasik üsluba göre 3'lü aralıklardan oluşan en az 3 ses ile akor oluşuyorken, günümüzde (modern üslupta) piyanonun üzerine kolunuzun çarpması da bir akordur. özetle en az 3 ses yahut illa 3'lü aralık gibi kurallar kalkmıştır. bunun en güzel örneklerinden biri, türk müziği çok seslendirmelerinde de kullanılan 4'lü armonidir.
arnold schoenbergin yarattığı müzikal yazım stilidir. bir oktav içerisindeki herhangi bir sesin kullanılmasından sonra, geri kalan diğer 11 ses kullanılmadan, kullanılmış olan sese dönülemeyen müziktir. dolayısıyla form olarak atonalitenin en başarılı örneklerinden biridir.
herhangi bir sesin diğerlerinden daha üstün tutulmaması, notalar arasındaki hiyerarşinin yıkılmasıyla seçilebilir bir tonun kalmamasını sağlayan müzik biçimi.
müzikoloji bilim dalına ait anabilim dallarından birisidir. ilk insandan günümüze yapılmış tüm müzikleri, yapıldığı dönemin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel tüm öğelerini gözönünde bulundurarak; enstrümanları ve bestecileriyle birlikte irdeleyen bilim dalıdır. bu bilime "kültürel müzikoloji" adını ilk kez ayten kaplan vermiştir fakat isim tutmamıştır. zira ayten kaplan müzikoloji bölümünün başında tepeden inme getirilmiş, nota okumayı dahi bilmeyen felsefe mezunu bir hanımdır. etnomüzikolojik çalışmalara zararı büyüktür.
Yaşadığı çevreyle birlikte kendi değer yargılarını da yok edebilen araç ve canlıları yaratan; bununla yetinmeyerek bu tür araç ve yaratıkları kendi türü üzerinde deneyip yine kendi türüne satarak zengin olabilen doğadaki tek gereksiz varlığa insan diyoruz. Sonra da yaptıkları inanılmaz şeyleri izliyoruz. insanların başına inanılmayacak şeylerin gelmesi çok normal çünkü sürekli insanlarla birlikteler. Rastlantısal yaşayan insanlar; tecrübe edinemeyenlerdir. Onları hep konuşurken görürsünüz, dinlerken değil. Oysa beklentileri hayat değil, bekleyenin çabaları karşılar... Bu anlamda din yanlısı insanların da tek özelliğidir sorular sormak, onlar cevap aramadıkları için inanırlar. Buna rağmen ölümden korkarlar. Oysa ölümden yalnızca yalancılar ve riyakarlar korkar, çünkü bir tek ölümün sahtesi yoktur. Ölümün alternatifi de yoktur fakat statü sahibi insanlar kendilerinde bu alternatifi de bulacak kadar ukala olabilirler. Statüsüyle övünen insandan daha kötü bir varlık varsa o da atfedilmiş statüsüyle övünendir. Aslında hepsi de oldukları yere aynı yoldan gelmişlerdir. Çünkü amaca giden yolda en iyi sonucu elde etmek için hayal gücünün, irade gücünden bir adım önde olması gerektiğini görememişlerdir. Tüm bunlara rağmen kendilerinin zeki olduklarını da düşünürler.
12. ve 13. yüzyılın mimari akımıdır. ne metal müzikle ne de kendini mimari yapı zanneden siyah giyinimli bol makyajlı insanlarla bir ilgisi yoktur. gothic bir metalci olduğunu savunan tanrı tanımaz insanların; gotiğin gayet dinsel bir olgu olduğundan da haberi yoktur.
gördüğü her sihirbazlığa kanacak cahil kızdır. yalnızca bakacak ama görmeyecektir, görse izlemeyecek izlese, üzerine düşünmeyecektir. dolayısıyla aynı erkeği ömür boyu sevebilir.
interview with the vampire ikidir. önce interview with the vampire sonra queen of the damned izlenmelidir. iki film belli bir yerden kesilip birleştirilerek içinde yatan anlam ortaya çıkarılmalıdır.
20. yüzyıla kadar uyumlu kabul edilen birden fazla sesin (genellikle en az üç sesten ve üçlü aralıklardan oluşan seslerin), 20. yüzyıldan sonra uyumlu uyumsuz birden fazla her sesin; aynı anda tınlaması olayı..