volkanda kabahat yok. fenerbahçe'nin şike yapmış yöneticilerinde de kabahat yok. geçmişte sporda şike yapan kim varsa onlar da suçsuz.
şikeyi, hukuk dışı, ahlak dışı eylemleri cezalandırmazsan, hatta korursan olacağı budur. gazeteci de tehtid edilir, hazırlık maçında sahaya da girilir, insanlar futbol maçı izlerken kalp krizi de geçirir, polise de saldırılır. normal artık bunlar. alışmak gerek. volkana kızmayın boşuna.
kürtaj doğru mudur, yanlış mıdır tarşılabilir. çok şık bişey olmadığı ortadadır. zaten kadınlar da güle oynaya yaptırmıyorlar bu işi. ama sen koskoca başbakansın be adam, sana ne mınakoyim? her işin bitti de bu mu kaldı?
aksine bilgi uyuşturucu gibi keyif vermeyendir. öğrenmek her zaman acılı birşeydir. bünyede derin ve yoğun bir sancıya sebep olur.
uyuşturucu ancak bilginin verdiği acıyı hissetmemesini sağlar bünyenin. kısa süreli bir anestezidir vücuda. böyle bir ihtiyaç varsa, sıkı bir cigara rakipsizdir.
benim için, bir kanser araştırma merkezi kurup, ona babamın adını vermektir.
2009 yılının şubatı'nda pankreas kanseri aldı, bu dünyada benim için en çok şey yapmış adamı. bu işi yaptığım gün bu dünyadaki misyonum biter. geri kalan tıraştır..
para kazanmak gibi bir derdi olmayan insanların neler yapabileceğini, paradan bağımsız hayatın nasıl birşey olacağını görmeden ölürsem gözlerim açık gideceğim.
düşünmeyi öğrenmek ve sosyal tecrübe kazanmaktır en çok faydasını gördüğüm. üniversite okumadan önce hayata atıldığımı düşünüyorum da... japon balığıydım resmen.
bir de "dersi derste anlamak" versiyonu olandır.
üniversiteyi kazanmak için yapılması gerekenlerin birinci sırasındadır. bir diğeri ise soru çözmektir.
ancak üniversitede biraz daha fazlasına ihtiyaç vardır.
kahve içenlerin değil, entellektüellik kompleksi olanların önermesi gibi geldi bu bana. abuk bir önerme. yoksa kahve içilir yani. candır. kahvaltıdan sonra iyi gelir.