sabahın en güzel saatinde anne tarafından sıcak yataktan zor kullanılarak kaldırılıp, mahallenin mavi önlüklü ve muhtardan daha işlevsel bakkal amcasına gönderilerek kahvaltı için aldırılan tam yağlı peynir...
gece evdeki nüfus 5-6 iken ertesi sabah, hatta akşam üstü ayılındığında nüfusun 15-16 olmasının gayet normal karşılandığı, gerekli zaman ayırılırsa yerdeki kırıntılardan gayet güzel bir çilingir sofrası kurularak ziyafet çekilebileceği gibi bu güzel ziyafetin üstüne, o saatlerde ev içerisinde ayık dolaşan ve sizin gibi eğlenmeyi bilen birini bulduğunuzda yerdeki bira kutularıyla maç yaparak keyifli dakikalar geçirebileceğiniz mekan...
muhteşem bir melodinin yine muhteşem bir vokalle buluştuğu, dinledikçe bir kere daha dinlemek isteyeceğiniz ve her seferinde sizi daha da bunalıma sürükleyecek, şarkının ilk notasından itibaren sizi esir alıp, şarkının sonundaki sanki damarınızda atılan gitar solo ile, çekiçlenmiş bok hissi eşliğinde sizi olduğunuz yere bırakacak olan zillion parçasıdır...
kadrosu sandro giampietro (guitar, vocals), jens becker (bass guitar), mike terrana (drums) dan oluşan alman hard rock grubudur. bilinen tek albümleri grupla aynı ismi taşımaktadır. kesinlikle bağımlılık yaratacak derecede etkileyici bir gruptur. şiddetle tavsiye edilir. day or night parçasının, moral bozukken dinlenmemesi şiddetle tavsiye edilir. albümün içeriği şu şekildedir;
gezici festival 1995 yılından bu yana dünya sinemasının seçkin örneklerini türkiyenin dört bir yanını gezerek izleyiciyle buluşturmaktadır. festival, ankara izleyicisinin festival filmi izleme imkanını tümüyle olmasa da kars'a kadar taşıyarak çok ulvi bir amaca hizmet etmektedir. fakat hangi akla hizmet ise; hiçbir sponsor çekilmemişken, yada tüm gönüllüler yeni bir festival heyecanı içindeyken, kültür ve turizm bakanı ertuğrul günay; ekonomik krizdeyiz bu sene festivali yapamıycaz, hem kars'a kadar gitmeye ne gerek var? istanbul'da yapsanıza... kars'ta festival mi olur? şeklinde kendini ifade etmiştir. kriz bir yana istanbul'un 2010 kültür başkenti olması sebebiyle, "bir festival bir festivaldir, gezici festivali de istanbulda yapalım ki kültürel faaliyetimiz çok görünsün" anlayışıyla bu festivalin bu sene engellenmesinden ziyade bakanın konuyla ilgili açıklaması kültür bakanının sanatsal etkinliklere ne kadar mantıklı ve ayrımcı zihniyetten uzak(!) yaklaştığının göstergesidir. yapılan açıklamaya göre bu sene festival iptal edilmiştir.
yönetmenliğini fil mizi kısa film ekibi nden serkan yanık'ın üstlendiği 2006 yapımı kısa filmdir. müzikleri yırtık uçurtma grubu tarafından bestelenen film,
aynı yıl amirani shota rustaveli theatre and film university student international film festivalinden ödül almıştır.
amerika'da kablolu tv'yi yaygınlaştırmak amacıyla, sadece kablolu tv de gösterilmek üzere çekilmiş düşük kalitedeki filmlerdir. 1980 li yıllarda yaygınlaşan bu tür filmler b filmlerinden daha düşük kalitede olup, sadece televizyonda gösterilme amacıyla yapılmış ve sinemada hiç gösterilmemiştir. ayrıca c filmi ifadesindeki "c" cablo tv den gelmektedir.
evde kimse yokken, evin altını üstüne getirip elinde salatalıkla şarkı söylediği sahne hala gözümün önünden gitmeyen, malmec gezegeninden dünyamıza gelmiş olan yaratıktır. dizi oldukça eski olmasına rağmen günümüzde türk kanallarında yayınlanan sit-com lardan çok daha başarılıdır.
hükümet sözcüsü cemil çiçek in az önce yaptığı açıklamadır. nazım hikmet in vatan haini olduğunu düşündükleri halde oy toplamak amacıyla yaptıkları bir harekettir. vatan haini ilan edilmesi bir yana, bugüne kadar bu yanlışlığın düzeltilmemesi ve şuan bunun bir menfaat uğruna kullanılıyor olması çok daha acı vericidir.
"gençler kesinlikle giyiniklerdi, sadece erkeklerden biri gömlek düğmelerini açmıştı, sanırım havasızlıktan bu yola başvurmuş olacak" şeklinde bir açıklama yaptığını idda etse de böyle bir açıklama yapmamıştır. hatta yaptığı açıklamanın üzerine eve giren polis memuru gençlerin çıplak olmadığını üstüne basa basa vurgulamıştır.
sıddık uçarturnamgurbetgezerdiyarellerde. bu kişi gerçektir. birkaç yıl önce mahkemeye başvurarak soyadının kısaltılmasını talep etmiştir. ve mahkeme talebi uygun bularak soyadın sonundaki diyarellerde kısmını çıkarmıştır. sıddık artık daha mutludur.
kafası gibi kalın bir şekilde saçmalamıştır. ayrıca haberi okuyunca insanın aklına bunun bir öğrenci evi olduğu gelmez... oradakilerin insan olduğu ve doğalgaz kurumunun sorumsuzluğu gelir... bununla birlikte haberi okuyunca aklına öğrenci evi, ve çıplaklık gelen de insan değildir...
gitardan insan sesi bile çıkarabildiği söylenen gitar virtüözüdür. kimileri tarafından kullandığı ton fazla dijital bulunmaktadır. şahsen tarzını en beğendiğim ve tüm duyguları gitarla dile getirebileceğini düşündüğüm gitar virtüözüdür.
etrafınızdaki hemen herkesin bu çirkinliğin farkında olmasına rağmen kendinizin ayna karşısında fazladan 1 saat geçirerek daha güzel/yakışıklı görünme çabasında olduğunuz dönemdir. sanki her şey tamammış gibi saçın telinin neden bir türlü sola yatmadığı dert edilir. kötüdür... olmasındır...
20 haziran 1922 de ankara'da dünyaya gelmiştir. yeşilçam sinemasında aptal uşak karakteriyle türk halkı tarafından benimsenmiştir. kendisine başrol verilmemesini büyük bir kayıp olarak gördüğüm, türk sinemasının farklı yüz ve mimiklere sahip aktörlerinden olan cevat kurtuluş, geçirdiği kalp krizi sonucu 1992 yılında vefat etmiştir.
kendisi türkiye'de verdiği konserlerle gitar aşıklarının kalbinde yer etmiştir. daha da ileri giderek izmirli bir hatunun kalbini fethetmiş ve evlenmiştir. mutludur. mutlu olsundur...
ekibin temelleri 2006 yazında, ankara'nın bahçelievler semtimde bir cafede atılmıştır. serkan yanık, emrah özdemir ve emir bozkurt tarafından kurulan ekip daha sonra katılan zeynep gül üsten ve çağlar yıldız ın da katılımıyla genişlemiştir.fil mizi ekibi halen aktif bir şekilde çalışmalarına devam etmektedir.
gotik akım yani gotizm , her açıdan abartı ve göz alıcılığı içinde barındıran, ortaçağ felsefesine bağlı olarak karanlık ama bir o kadarda motiflerdeki ayrıntıya önem veren bir üsluptur. adını hristiyanlığın ilk yıllarında avrupayı istila eden gotlardan almış ve fransada il adımları atılan bu akım 12.yy dan rönesans'a kadar gelişmiştir. bu terimi ilk olarak italyan hümanistleri kullanmışlardır. alpler'in kuzeyinde gelişen, roman ve hikaye sanatının ardından gelen bu sanatın, klasik sanat kurallarından ayrıldığı ve bu üslubu küçümseyen italyan hümanistlerin ona gotik adını verdikleri belirtilmektedir. mimari alanda ortaya çıkan bu akımın izlerine,
sinema alanında tim burton filmlerinde rastlamak mümkündür...
kesinlikle sadece gitar değildir. her şeyin ötesinde bir yaşam tarzıdır. bir tasarım harikasıdır. bir gitara aşık olunabileceğinin ve hayalleri süsleyebileceğinin somut örneğidir. müzikal anlamda ise diğer gitarlarla kıyaslandığında, hemen her tür müziğe yatkınlığı onu daha da çekici kılan yadsınamaz bir artısıdır.
ıı. dünya savaşı sonrasında italya'da ortaya çıkan sinema akımıdır. dönemin italya'sında egemen olan faşist yönetimin ve savaşın getirdiği kaosun, özgür düşünce ortamına elvermemesi bir anlamda bu akımın doğmasına zemin hazırlamıştır. yeni gerçekçilik akımı'nın en önemli özelliği tamamen amatör oyuncular kullanılmasıdır. daha önce profesyonel anlamda hiç bir oyunculuk deneyimi olmayan insanlar kullanılmasının yanı sıra, hollywood sinemasına bir tepki olarak stüdyo'yu da reddedilmiştir. ki, savaş sonrası italya sokakları, yeni gerçekçi yönetmenler için, harabeye dönmüş sokakları ve yanmış evleriyle eşi bulunmaz bir doğal stüdyoya dönüşmüştür. bu akımı benimseyen yönetmenler, amatör oyuncu ve doğal mekan kullanım gerekçelerini, gerçekçilik duygusunu perdeye daha iyi yansıtabilmek olarak belirtmektedirler. roberto rosellini nin 1944 yılında çektiği roma, açık şehir bu akımın başlangıç filmi olarak kabul edilmektedir. bazı sinema tarihçilerinin, yeni gerçekçilik akımının başlangıç filmi olarak luscinto visconti nin tutku (ossesione) filmini kabul etmeleri bir görüş ayrılığına neden olmuştur. sinema tarihine bakıldığında amatör oyuncu kullanımının yeni gerçekçilerden önce sovyet yönetmenlerce de kullanıldığı görülmektedir. yeni gerçekçi akım içinde yapılmış bir çok film olmasına rağmen, bu akımın tüm özellklerini barındıran ve bunu en sade dille anlatan tek film olarak vittoria de sica nın bisiklet hırsızları (ladri di bicicletti) filmi gösterilmektedir.