terörizm sempatizanı ve terörizmi savunan malum akademisyenlere karşı başlatılan kampanyadır. desteklerinizi bekleriz.
''bilindiği üzre sayıca 1000'i aşkın akademisyenin imzasıyla, devletin güneydoğu'da yürüttüğü terörle mücadeleyi karalayıp terör faaliyetlerini aklayarak, türkiye'nin batısından doğusuna yeniden yeşeren terör karşıtı kamuoyunda tereddüt yaratmayı amaçlayan bir bildiri yayımlandı.
üniversitelerde sürekli mobbing, psikolojik baskı ve itibara saldırı gibi yıpratıcı muamelelerine maruz kaldığımız, bilimsel çalışma sisteminden oldukça uzak olan bu akademisyenleri üniversitelerimizde istemiyoruz. menfaatleri ve siyasi hesapları uğruna, milletimizi karanlığa iten bu insanlardan öğrenecek bir şeyimizin olduğunu düşünmüyoruz.
ülkemiz bir bataklığa dönüşmeden, üniversitelerde gittikçe yayılan terör örgütü propagandası ve cübbe altına mekap giymiş misyonerlik faaliyetlerine karşı herkesi taşıdığı makam ve sorumluluk nispetinde dik bir duruş sergilemeye ve bizlere destek vermeye davet ediyoruz.
bu şartlar göz önünde bulundurularak, arkadaşımız fırat yılmaz çakıroğlu'nun katledildiği ege üniversitesi'nde rektörden araştırma görevlilerine kadar sorumluluğu ve terörist kayırıcılığı tespit ediledecek tüm görevlilerin mercek altına alınmasını ve bir sonraki duruşmada gereken yaptırıma tabi tutulmalarını talep ediyoruz.
terör örgütü propagandası yapan akademisyenleri hakkında hiçbir açıklama yapmayan odtü, boğaziçi üniversitesi, istanbul okan üniversitesi ve özyeğin üniversitesi'ni kınıyor, sorumluları milletimizin vicdanında mahkum edecek mahkemeyi kuracağımıza söz veriyoruz.
ülkenin zeka ortalamasını böyle konular ortaya çıkarıyor, bunun için ayrıca aziz sancar hocaya teşekkürler.
adam ben türk'üm diyor; yok kanında kürtlük var, yok bence kesin arap, nusayri mi yoksa gibi abuk subuk laflar eden aklı evvellerin beyanları gerçekten artık iğrenç bir hal almaya başladı. yahu arkadaş, bu senin ülkenden yetişen bir adam. 33 yıllık bir kariyer öyküsü var, öyle ha deyince alınmış bir ödül değil bu. evet bu ödülden önce belki aziz sancar'ı tanımayacaktık, lakin yine de onu tanıyanlar ona karşı saygı duyacaktı, bu kesin. artık şu beyinden yoksun halde ettiğiniz beyanlarınızı alıp gidin.
adam ben türk'üm diyor, nokta. bitmiştir. adamın soyu sopu ile uğraşacağınıza azıcık örnek alın, nobel alın demiyorum, örnek alın. bak bu cümleyi bile bu şekilde açıklama ihtiyacı hissettim. düşünün artık ahvalimizi...
uludağ sözlük yazarları ve okurlarınca bu konuya değer verileceğini biliyorum. önemseneceğini de biliyorum. ülkemizin geçtiği şu zor zamanlarda, milletimiz kenetlenmezse, tedavisi olmayan yaraların açılacağını da biliyorum. o yüzden hiç bir etnik köken gözetmeksizin, ilk başta da yazdığım gibi, ''vicdanlı olanlardan yardım bekliyorlar.''
selim pusat-behzat ç. diyalektiğinde kalmış bir yaşam tarzım var. nasıl desem, hah; Böyle sanki hiçbir şeyin anlamı yok, hiçbir şeye de hevesim yokmuş gibi...
ığdır'dan genel ve yerel seçimlerde; aday adayı ve belediye başkan adayı olan, fakat mhp yönetiminin bir türlü 1.sıradan aday/belediye seçimlerinde aday göstermediği bir kişidir.
ığdır gibi bir yerde 2 parti kapışıyor. mhp ve bdp.. mhp'ye bugüne kadar oy veren kesim, artık bıkmış, istedikleri adayların bir türlü 1.sıradan yahut hiç aday gösterilmediğinden yakınıyor. bunun yanısıra, siyasetten anlamayan, iletişim yönü zayıf, vizyoner olmayan kişilerin aday gösterilmesi, ığdır'da mhp'ye karşı bir tepki oluşturuyor. mhp'nin genel anlamda sorunlarına değinen arkadaşlarımız olduğu için, mhp'yi yerel anlamda, misalen ığdır'da tartmak istedim bu entryde..
ığdır'da, önceki aday adayları arasında, akp ile sıkı bağlara sahip yahut sıkı bağlar oluşturmak isteyen kişiler de var, hala da var. bu kişilerin particilik ve siyaset anlayışları sağlıksız ve sorunludur. ığdır halkının istediği bu isim ise, mhp'den başka bir yöne sapmamış, atatürkçü ve elçibey'in çizgisinde olan bir kişidir. samimiyeti, gençlere değer vermesi, çağın gerektirdiği gibi hareket etmesini bilen, aydın bir kişidir. burada mhp propagandası yapmıyorum, lakin yapılacaksa da böyle adamları kaybetmeyelim diye yapmak lazım. mhp, seçimlerdeki aday cetveliyle silik bir portre çiziyor. istanbul gibi bir yerde rasim acar'ın aday yapılması bile bize bir çok şeyi farkettirebilir, ki bunu sadece ben söylemiyorum, istanbul'daki resmi oy oranı bile dile geldi.
ığdır'ın yapısı çok farklı.. demografik yapıdan çok unsurlu bir yapıya sahip olmakla beraber, azerbaycan türklerinin ağırlıkta olduğu bir ilimiz. bu ilimizde, kürt ve azerbaycan türkleri, her zaman iç içe yaşamışlardır. bundan kaynaklı olarak da bir rekabet söz konusudur. şimdi bu ilimizi temsil edecek kişi, sadece bu iki kimliği değil, ahıska türkleri ile ermeni kökenli vatandaşları da temsil etmelidir. bahsolunan kişi, yani isa yaşar tezel, bu görevin bilincinde ve kişilik olarak da bu yönde bir adaydır. mhp'nin özellikle ığdır gibi illerde, silik adaylarla değil, tırnak içinde belirtiyorum; ''halkın istediği'' adaylarla devam etmesi lazım..
umarım; hem mhp bazı şeylerin farkına varır ve tabanının sesini dinler, hem de ığdır için hayırlısı olur..
halk ozanı olmak için milli idareden, sandık çoğunluğundan olmak gerekir, bu saman kafalılarca. oysa, köroğu, dadaloğlu misali, halk ozanı türkülerini korkusuzca çığırırır. birilerinin mitinglerinde boy göstermezler..
dünyada nefs vardır diye gösterişi doğala indirgemenin mantığını çözemedim dediğim sorunsaldır.
babam müslüman bir adam, dedem de öyleydi. dedem, hayatı boyunca babama bu konuda güzel bir öğüt bırakmış; 'oğlum, evde namaz kıldığında, evin iç perdesini çek, öyle kıl.'
malum, köy evlerinin geneli tek katlı kerpiçtendi o zamanlar. pencereye bakıldığında, dışarıdan evin içi görünebilirdi. babam tabi 14 yaşlarında falan, bunu ilk duyduğunda idrak edememiş. daha sonra ne demek istediğini anlamış..
özet geçiyorum; izmir ülkü ocakları başkanı şöyle bir açıklama yapmış: 'instagram ve twitterda takılan bir nesil istemiyoruz.'
cümle tam olarak; 'dünyanın birçok yerinde türklere zulüm yapılıyor bunları anlatmamız gerekiyor. eline telefonu alıp instagmda, twitterda takılan bir nesil istemiyoruz.'