gülmekten yerlere düşen ekşi sözlük yazarları için özel olarak düzenlenmiş olan, inci gibi girişimciler tarafından internetten satışa sunulan özel sandalye. satın almak veya incelemek isteyenler şu linkten ulaşılabilir http://tinyurl.com/yg29rkx
-olm haber var, baksana bi, ben bunu uludağda başlık yaparım.
+ne haberi abi?
-olm işte eleman camiye gidiyor namaz kılacak, dışarıda darbukatörün teki namaz kılınırken devam ediyor çalmaya, bunlar gidiyor uyarıyor, darbukatör de bunlara dalıyor. on numara "namaz kılan müslümanlara saldıran laikler" başlığı çıkar bak bundan.
+abi sen o son rekatı kılmayacaktın, seni çarpmış. bak olayın namaz kılan müslümana saldırma yanı yok, olay gidip uyarma ve tartışma temelli, "nasıl namaz kılarsın lan sen burada" demiyor kimse. bu dingiller nasıl gittilerse darbukatörün yanına adam da yedirememiş dalmış demekki. olayın içerisinde herhangi bir şekilde laik lafı geçmemesi de cabası. ayrıca haberin de vakit haberi olması bir başka güzel.
-senin gözün kapalı olm, sen laik olmuşsun.
+abi saygılar.
hayatın anlamını, güzelliğini kavramış ateisttir. karnını doyurmak isteyen bir insan çorba içebilir, simit yiyebilir, bunlar ucuz yöntemlerdir. ama daha fazla para verip kebap yiyen insanın amacı doymak değil, kebabın tadını almaktır. ateistleri de bu şekilde düşünebiliriz, onlar bu hayatı diğerleri gibi öbür taraf için hazırlık olarak değil, tadı alınması gereken bir kebap olarak görmektedirler. sonuç ölümdür ancak bu hayatı dolu dolu yaşamak, bu kebabı yemek varken neden "ben yemem" desinler ki?
"neye taraf olmadığı için 28 şubatı yaşadı?" sorularına muhattap olacak önerme. herhalde taraf gazetesini kastedecek kadar gerizekalı olamaz bir uuser.
son dönemlerde meşhur olan damızlık erkek isteme olayının sözlüklere uyarlanmış halidir. şakirti bol bir sözlük olarak uludağın gerek seviyeyi düşürmek, gerekse beli bol çalışan erkekleri kadrosuna katmak amacıyla kabul edeceği, incideki abazan yazarların ise uludağda kendilerine göre yüksek olan kız seviyesini değerlendirebilmek için olur diyeceği durumdur. kısacası her iki tarafın da karlı çıkacağı hededir.
yılbaşının yaklaşmasıyla şu sıralar adı çok duyulan noel baba'nın tasvirleriyle ilgilenirken farkedilen versustur. noel baba sözde çok iyidir ama kendisi insan ayırır. kötülere oyuncak falan vermez. siktirin gidin der, iyi çocuklara bakınç eder, çocukları hırsızlığa zorlar. ama hulusi kentmen öyle değildir. hulusi kentmen evlatları yanlış işler yaptığında cezalandırsa da çocukları kötü yola itmez. çocuklarının okumasını ister ki bu özellik noel babada yoktur. noel baba elf bulmuş çalıştırmaktadır bedavaya. ama hulusi kentmen'in fabrikaları vardır, işverendir. noel baba dünyada şebek gibi bişeyken hulusi kentmen bu ülkenin en önemli baba figürüdür.
benzer özelliklerine gelecek olursak ikisi de tonton, bıyıklı ve sevimlidir. ama hulusi kentmen uzun boyuyla bu klasmanda da noel babayı sikertir, o ayrı bir konu. versusun iki tarafı da bu topraklarda bir dönem yaşamıştır-bu konuda hulusi kentmen hakkında bişeyler söylemeye gerek yok, ancak belki bilinmiyordur diye belirtelim, noel baba efsanesi 4. yüzyılda antalya-kale'de yaşamış bir hıristiyan azizi ile doğmuştur-.
türk kahvesinden anlamayan, yolunu yordamını bilmeyen kişi eylemidir. türk kahvesi eğer içiyorsanız sigarayla birlikte, yok içmiyorsanız yanında bir bardak soğuk suyu ile yavaş yavaş keyif alarak tüketilmelidir. türk kahvesini fondiplemek aynı zamanda anayasada bulunan türk kahvesini koruma kanunu ile yasaklanmıştır.
şu sıralar kendim için kullanabildiğim cümle. sözlüğü sözlük yapan, sözlüğü ileri taşıyabilecek, zenginletirecek olan ukteleri dolduran kişinin söylemidir. bohçacı geldi hanım gibi insanların çocukluklarına damga vurmuş bir sloganın ukte dolduranlar için uyarlanmış halidir.
bu uzatmalı sevgililik kavramında sevgililer artık sevgilerinin köreldiğini hisseder, bu iki tarafın da malumudur. iki taraf da ayrılmak ister ama bunu söylemek pek hoş olmaz. beklenir, zaman verilir ama beklenince ne olacağı da bilinmez. bu ilişkinin taraflarından bir tanesi en sonunda dayanamaz söyler.
-hıdır ben artık sana karşı olan duygularımın, hislerimin, aşkımın ilk günkü gibi olmadığını hissediyorum, ayrılmamız gerek.
bunu duyan hıdır her ne kadar bunu daha önceden biliyor da olsa, kendisi de ayrılmak istiyor da olsa bu lafları sindiremez. neden ben ayrılmadım, neden bu uzatmalı sevgililik, bu uzatmalı ilişkinin kazanan tarafı olamadım der, hıdır daha çok üzülen taraf olur. bu durumda hıdır'ın içerisinde bulunduğu durum uzatmalı sevgiliye penaltıda kaybetmektir, yazık olmuştur.
terkedilen tarafın kullanabileceği vurucu bir cümle. etkisi fazlasıyla yüksektir. bir erkeğin bunu kullanması kadınları kullanmasına göre çok çok daha etkili olacaktır.
toplumsal olayları ekrana taşıyan iki televizyon kuruluşunun karşılaştırmasıdır. ntv daha çok siyasal gündeme ağırlık verir, buna karşılık flash tv yalçın abi aracılığıyla daha bireysel sorunlarla ilgilenir. (bkz: kapat o telefonu bak ecadunu sikerün)
genellikle acil bir şekilde tuvalete girme ihtiyacı duyduğunuzda gerçekleşen durumdur. zile basarsınız kimse kapıyı açmaz, giydiğiniz pantolonun cebi dardır, anahtarı zar zor bulursunuz. en son içeri girer kendinizi direk tuvalete atarsınız ve müthiş bir rahatlık hissedersiniz.
hoşgelmiş, iyi gelmiştir de (bkz: #6548079) nolu entryde gördüğümüz kadarıyla az biraz sözlük formatı konusunda sıkıntılar yaşamaktadır.
edit: kendisinin girdiği entrylere baktım da kesinlikle sözlük formatı konusunda sıkıntılar yaşıyor. ben yaptım, ben ettim, şöyle oldu böyle oldu tarzında yazılmaz efendim, umarım dikkat eder de iyi bir yazarımız olur.
birçok sözlük yazarında gördüğümüz durumdur. authorın yazılarını beğenenleri abazanlıkla, özentilikle suçlarlar. oysaki toplumun dayatmalarına karşı bireylerin author'ı, author'ın yazılarını beğenmesi gayet normaldir. "authora yaranmaya çalışıyorlar" gibi bir yanılgı da vardır. ben authora yaransam ne olacak, bende ne değiştirecektir. benim okuldaki not ortalamamı mı etkileyecek, daha erken mezun olmamı mı sağlayacak, bitirince işimi mi garanti edecektir? nedir yani authora yaranmaya çalışanların amacı? yoktur. insanların beğendiklerini belirtmeleri bazı author deyimiyle "ana kuzularına" feci koymaktadır. beğeniliyor sayın uuser, altında sebep aramanız saçmalıktır.
bir uuser olarak beni nice zamandır düşüncelere sevkeden versustur. sözlüklerin bu müthiş iki karakterini karşı karşıya koyduğumda, sadece birini seçip, bundan sonra diğeri hakkında hiç entry giremeyeceğimi bilsem hangisini seçebilirdim diye düşünmekteyim. fetullah gülenin sümüğü ve sabri sarıoğlu'nun şutları arasında bir seçim yapmaya çalışmak gerçekten çok zordur.
ancak yurtdışı olayını işin içine katacak olursak fetoş bir adım öne geçmektedir. kendisi amerikan forması giyip, oyunlarını yabancı bir ülkede oynarken, sabri sarıoğlu hala galatasaraydadır. fetoşu destekleyen bir grup vardır ama sabriye galatasaray taraftarı bile çoğunlukla söver. kısacası zor bir karşılaşmadır.
galatasaray taraftarı olarak takımımızda neden oynadığını hiç çözemediğim 2 futbolcu. devler ligi'nde tekrardan izleme fırsatı bulduğumuz hayrettin demirbaş* ile maalesef her maç izlemek zorunda kaldığımız sabri sarıoğlu'ndan hangisinin takıma daha az zararlı olduğu sürekli aklımı kurcalamakta.
bacak arası goller, elden kaçan toplar hayrettinimizin efsaneleriydi ama en azından sadece takıma zararlıydı. diğer tarafa bakacak olursak sabri'nin kaleyi bulmayan, bulamayan şutları kale arkasında oturan taraftarlar için büyük tehlike oluşturduğundan hayrettin tercih sebebi olacaktır.
evet efendim durum budur. bazı mundar olarak adlandırabileceğimiz yazarlar, sevgili sözlüğümüzün annesiyle olan ilişkilerini bir seviye daha ileri taşıyabilmek için girişimlerde bulunmaktadırlar. yapılmaması gereken hareketlerdir bunlar. götünden dökülen kılın içerisinde hiç boklu çıkmadığını gören yazarlarımızın bununla ilgili başlık açmaları gibi durumlar sadece uludağın değil, genel olarak bütün sözlüklerin sorunudur.
başlığımıza konu olan çabaların içerisinde anket özelliği taşıyan başlıklar açmak, başlıkları sözlük formatına uyduramamak ve sözlük formatında entry girmemek bulunmaktadır. sevgili moderatörlerimizin daşşaklarını biraz daha kullanmaları durumunda umarız bu problemler atlatılacaktır.
t.c. nüfus cüzdanına sahip her bireyin nüfus cüzdanında yer alan din ibaresinin insanların gerçek inançlarını yansıttığına inanan saf yazardır, yazıktır. bu yazarlar her doğan çocuğun default olarak müslüman kaydedildiğini unuturlar. işin daha ilginç yanı bunu etraflarında da görürler ancak ciddiye almaz ve yüzde 99 u müslüman olan bir ülkede geyiklerine girerek kafa sikerler.
ancak bu yazarlar yanılmaktadır. doğumuyla beraber devletin müslüman kabul ettiği bu bireyler olgunlaşıp kendi tercihlerini yapabilecek yaşa geldiklerinde bu maddeyi değiştirmek hiç de kolay olmamaktadır. bu sebepten bu maddeyi ciddiye almamak lazımdır sevgili sözlük. lütfen artık yüzde 99 geyiklerini bırakalım, bırakmayanları uyaralımdır.
