esnafa borcunu farklı yollardan ödemek zorunda kalan,tecavüz maduru,gözü yaşlı trajik türk filmi annesi modeli.bu durum sinemada öyle abartılı sergilenmiştir ki trajedi zaman içinde mizah malzemesine dönmüştür.ben de kendisi için kısa bir dörtlük yazdım.izninizle:
bakkal,manav,kasap
sevindirir herkesi
tüm mahallenin gözdesi
emrahın annesi...
travestilerin genelde çok saldırgan tutumları olmasına rağmen bu gergin ortamda kullandıkları kelimeler ve sarfettikleri ilginç cümlelerle yarattıkları dialoglar.bir örneği:
kendilerini merkeze götürmeye çalışan polisle itiş kakış kavga ederken travestilerden biri:
-haayyyvaaaan!!!hayvan dediysek kelebek değil ayı ayı...
aynı travesti hızını alamaz ve devam eder:
-anan seni doğurmamış sıııçmııışşş sıçmış...
mahalle kavgalarında önce sinirlenip ana bacı kayan sonra da ne yaptığının farkına varıp geri adım atmak için can simidi sarılınan söz.aynen şunu duymuştum mesela çocukken:
-orospu çocuğu!!!
-neeee?
-anan hariç anan hariç....
saatlerce bilgisayar başında oyun oynayan çocuğun anne tarafından basılınca ezbere yapıştırdığı bahane...
-oğlum 3 saat önce evden çıkarken de bu aletin başındasın,geldim hala burdasın...!
-anne valla yeni oturdum!
almanca öyle garip bir dildir ki karşınıza gerçek bir alman çıkıp sıradan bir soru da sorsa bu cevabı veresim gelir.
-Wie heißt du?
-keine Ahnung! gibi..
sadece üsküdar'da yenildiğinde güzel olan,sağlıksız fakat bir o kadar da lezzetli besin.fiyat performans olarak değerlendirildiğinde en üst sırada yer alacaktır.
mühendislerin özellikle de makina mühendislerinin epey ilgisini çekecek olan eylem.gerçi bir insanın yaptığını tüm fakülteye yüklemek yanlış bir iş olsa da bu insanlar da maalesef kötü bir ün yapmışlardır.
(bkz: kiraladigi ata tecavuz eden muhendis)
savaş ay'ın bu programda çok salak bir olayı vardır.bakın biz sokaktayız,sokaktan geliyoruz diyerekten kış günleri ortada yanan bir varil durur,ondan ısınılıyormuş gibi bir poz yaratılırdı.daha sonra farkettim ki bu varil yaz günleri de orda duruyor ve yanıyordu.yani o ateş heralde programın demirbaşlarındandı.yaz günü hangi akıl varil yakıp sıcaktan kavrulur? (bkz: savaş ay)
şiiri kurallardan ve kafiyelerden ayıklayarak basitleştiren,biçimden çok anlama önem veren ve türk şiiri için kilometre taşı olan şair.türkiye'de birçok insan orhan veli'nin şiirlerini okuduktan sonra bunu ben de yazarım demek gibi bir hataya düşmüştür fakat orhan veli şiiri bu derece anlamlı bir şekilde basitleştirmek için yıllarca çalışmıştır.ayrıca met-üst türkiye'de üç insandan beşi şair der bunun da en önemli nedeni orhan veli'dir.
bir sex shop'un üstünde görülürse insanı çelişkiye düşürecek nottur.gerçi sex shop işletmesi inanmasına engel değil ama abdest alması uzun sürecektir muhtemelen.
well i'll be damned
here comes your ghost again
but that's not unusual
it's just that the moon is full
and you happened to call
and here i sit
hand on the telephone
hearing a voice i'd known
a couple of light years ago
heading straight for a fall
as i remember your eyes
were bluer than robin's eggs
my poetry was lousy you said
where are you calling from?
a booth in the midwest
ten years ago
i bought you some cufflinks
you brought me something
we both know what memories can bring
they bring diamonds and rust
well you burst on the scene
already a legend
the unwashed phenomenon
the original vagabond
you strayed into my arms
and there you stayed
temporarily lost at sea
the madonna was yours for free
yes the girl on the half-shell
would keep you unharmed
now i see you standing
with brown leaves falling around
and snow in your hair
now you're smiling out the window
of that crummy hotel
over washington square
our breath comes out white clouds
mingles and hangs in the air
speaking strictly for me
we both could have died then and there
now you're telling me
you're not nostalgic
then give me another word for it
you who are so good with words
and at keeping things vague
because i need some of that vagueness now
it's all come back too clearly
yes i loved you dearly
and if you're offering me diamonds and rust
i've already paid
türkiye konserinde şarkıyı if you're offering me diamonds and rust,i'll take the diamond diye bitirerek herkesi güldürmüştür.
muhteşem bir kadındır.türkiye'de 2 sene önce verdiği konserde bush is an idiot lafıyla herkesi güldürmüştü.ardından bush'un amerikayı yönetecek bir zekaya sahip olmadığını,birileri tarafından yönlendirildiğini iddaa etmişti.şarkıları kadar konuşmaları ve söylediği hiroşimada bir kız çocuğu şarkısıyla gönülleri hoş etmiştir.bir de diamonds and rust denildi mi saygı duruşuna geçerim,inanılmaz bir şarkıdır.
david darling'in cycles albümünden bir eseri.adı üstünde bir sineğin sesini çelloyla taklit etmektedir adeta.bunu yapmakta o kadar başarılıdır ki dinlerken sinirleriniz bozulur,müzik setini gazeteyle vurup öldürmek istersiniz.yaz geceleri kulağa yaklaşıp uzaklaşan sinek sesini birebir verir.adam tam bir üstat ama bu parçayı neden yapmıştır bilinmez.
dünyanın en önemli çellistlerinden biridir. çellosuyla insanı ordan oraya uçurur,yeri gelir yerlere vurur sonra tekrar havalandırır. cycles albümünden cycle song yeni başlayanlara tavsiye edilir. aynı albümdeki fly adlı çalışma ise uzak durulasıdır.
kendisinin bir röportajında söylediğine göre boyu televizyonda göründüğünden daha uzundur ve şaşı değildir.televizyonda şaşı gözükmektedir.ayrıca yine söylediklerine göre onu gerçek hayatta görenler hep büyük bir şaşkınlık yaşıyormuş çok farklı göründüğü için. (bkz: hadi len) ben ümit özat'ın yalancısıyım.
en çok rastlanan muhabbetlerden biri de sınav sonrası olan:
-"abi hep basit hata yapıyorum.normalde tüm konuları biliyorum da hep işlem hatasından kaçıyo sorular" tarzı bahane kokan açıklamalardır.bir lise klasiğidir.
adı üstünde sağlam bir içicidir.asla kafası dönmez,kusmaz,içkiyi her zaman ağzıyla içer.sağda solda olay çıkartmaz,efendiliği ya da hanımefendiliğinden ödün vermez.içmesine ve içme adabına her konumda hakimdir.içtiği içkiyi tanıyan içicidir sağlam içici.bir oturuşta her bir büyük bitiren sağlam içici değildir.bir oturuşta her çeşit içki içen de sağlam içici değildir,olsa olsa çöplüktür.sağlam içicilik bir duruştur.sağlam durmayı,güvenilir olmayı gerektirir.sağlam içici olmanın dezavantajı ise içip saçmalayan adamları evlerine taşıma görevinin hep onun üstüne kalmasıdır.
bu dilde evli bayanlara madame diye hitap edilirken evlenmemiş olanlara madamoiselle diye hitap edilir.oysa çocuk ya da yaşlı bütün erkekler için monsieur hitabı kullanılır.yani bu dilde bir nevi kadın-kız ayrımı yapılmaktadır.erkeklerde ise herhangi bir ayrım yoktur.bu yüzden fransız feministler özellikle son yıllarda kendi dillerinin bu yönüne yoğun bir şekilde tepki göstermektedir.onlar bu ayrımın kaldırılması için yoğun protestolar yapsalar da dilleri konusunda çok tutucu olan fransızların bu eski dil alışkanlığından kopmaları imkansıza yakın bir durumdur.
bu bisküvinin üstünde bir bebek resmi vardır.ben ufakken de bu çocuk vardı,büyüdüm eşek kadar adam oldum hala bu çocuk var.yani tahminimce o çocuk yaşça benden büyük,saça sakala karışmış bir dayıdır şimdi.belki de kel,göbekli ve bıyık sahibi bir amcamızdır.eğer bir gün karşıma çıkarsa dayıya saygıda kusur etmem ama yine de merak ederim o resmi gördüğünde ne hissetmektedir.geçen yılları nasıl hatırlamaktadır.bu yüzden de sadece yiyip geçilmemesi gereken aynı zamanda üzerinde düşünülesi bir bisküvidir.ayrıca favorilerimdendir.
istanbul'un en güzel yerlerinden birinde bulunan kampüs.çengelköy ve kandilli gibi iki güzide noktanın arasında kalmaktadır.anadolu hisarı istanbul'un gürültü patırtısı ve trafiğinden uzak ama aynı zamanda güzel manzarasıyla işte istanbul bu dedirten bir konumdadır.bu kampüste okuyan öğrenciler sadece coğrafya göz önünde bulundurulursa kanımca en istanbul'un hatta türkiye'nin en şanslı öğrencileridir.
öss gençliğinin joker kartı gibi olan rapor.genelde hep en sona yani ikinci döneme saklanır.son kozdur ve oynanır.heyet raporunu almaktaki amaç ders çalışmaktır fakat bu plan asla planlanıldığı gibi uygulanamaz.heyet raporu alan öğrenci dengesizleşir ve yer yer sınava az kaldı diyip delice çalışırken yer yer de ohooo daha tüm gün boş diyerek yayar.
akla çok iyi bir fikir gelmiştir fakat 90 karakter barajını geçmek gerekmektedir.önce içten oha denir.sonra birden ne var lan 90 karakter de ne deyip gaza gelinir,yazdıkça yazılır,uzattıkça uzatılır entry.Ekle dendikten sonra okunurken ühhh ne yapmışım ben,neden bu kadar uzattım bu entry'i diye kendi kendine sorulur.içten gelen ses ben sana gaza gelme demiştim diye sitem etmektedir,edite doğru göz kırpılır. (bkz: şu an yapmakta olduğum şey)
bir uğraşı edinmek çok kısa sürede içinde bulunulan depresyondan çıkılmasını sağlayacaktır. bilimsel olarak düzenli spor yapmanın depresyonu engellediği bilinmektedir. ayrıca depresyonda olanlara yüzme sporu yine bilimsel olarak tavsiye edilmektedir. gerçekten yüzmek her şey için birebirdir. çikolata, güneş ve yüzmek depresyona karşı savaş açmış üç silahşörlerdir.