güzel günlerimizin bittiğini sanma
belki bir daha öylesi olmaz
ama her bi' gün güzel aslında.
yakın durmanın zor olduğu ortada
uzak olmak her zaman en kolay
ama en zoru yalnız olunca.
hala bazılarının 'zavallı cehapeli avuntusu' falan diyerek görmezlikten gelmeye çalıştığı ama apaçık ortada olan gerçektir. tamam bazı şeyleri beynin almıyor anlayabiliyoruz ama en azından ilkokulda öğrendiğin basit dört işlem bilgisiyle bile 100'den 50 çıkınca kaç kalır hesaplayabilirsin bence.
aradan bir sene geçtikten sonra özür dilemek istiyorum tarzında bi mesajsa hiç dikkate alınmadan silinmelidir. zira belli ki arkadaş boşta kalmıştır, aranıyordur. ya da yok yok direkt silinmemelidir; öncesinde bir sene önce edemediğiniz küfürleri edin rahatlayın, sonra da huzurla mesajı silebilirsiniz.
bugün kendimi çok mutsuz hissediyorum, ve mutsuzluğumun tek sebebi de kendi verdiğim kararlar. kaç yaşına geldim hala ne istediğimi ne düşündüğümü ne yapmaya çalıştığımı bilmiyorum, kısacası kendime çok sinirliyim şuan. keşke kendimden kaçabilme şansım olsaydı zaman zaman.
sözlükte ne kadar çok aç yazar olduğunu gözler önüne sermiş siyasetçidir. ne açlığı derseniz, tabii ki kılıçdaroğlu bir pot kırsa da biz de köpekler gibi saldırsak açlığıdır bu. kılıçdaroğlu ağzından çıkmayan bir küfür için iki gündür asılıp kesilirken, rte'nin ağzından çıkan her bir kelime küfür gibiyken kimse sesini çıkaramamaktadır. korku imparatorluğu dedikleri şey bu olsa gerek.
edit: vay vay vay bazı arkadaslar rahatsız olmuş, eksiyi basmışlar bakıyorum. bize farketmez canlarım biz doğru bildigimizi söylemeye devam ederiz her türlü. nasılsa dokuz köyden kovulmaya alışkınız, ama her zaman gidilecek onuncu bir köy bulunur elbet. kısaca durmak yok, eksiye devam.