sözlükteki herkes de delikanlıymış ne yalan söyleyeyim şaşırdım beklemiyordum. gerçi yapan da burada itiraf eder mi orası şüpheli tabi. neyse. ben lisede bir arkadaşıma şiddet uygulamıştım erkek bir arkadaşıma, bundan gurur duymuyorum fevri hareket ettiğim zamanlardı ve olup özür dilemiştim. o zaman anladığım tek bir şey var ki o da şiddetin sadece kendini ifade etmekten aciz insanlara has bir davranış şekli olduğuydu. kendimizi yeterince ifade edemiyorsak ve daha da kötüsü bunun sonucunda kadına, erkeğe, hayvana şiddet uyguluyorsak yaşadığımız hayatın bir değeri var mı? insan olarak anılmamızın bir anlamı var mı?
şimdilerde herkes kendini düşünüyor insanın içine dert olacak bir şey değil yani olmamalı çünkü arada 'ya ölsem hakikaten kimsenin haber olmayacak' hüznü çöreklense de insanın üzerine kişi kendinj yalnız bırakmazsa yalnızlık da çekmez aslında.
sen de hafiften bönlük mü var diyeceğim ama cevabı biliyorum. neyse zaten sözüm sana değil bu başlığa entry giren yazarlarımıza. şunlara prim vermeyiniz.
daha önce hiç rastlamadım evinde çiçek olan erkekler vardı ama genelde çiçekler annesi ya da ablası tarafından alınmış oluyordu. o yüzden bence evinde kendi isteğiyle çiçek yetiştiren erkeklerin kolilenmeli ve üzerine hassas ürün yazılmalı. bir de çiçekle konuşuyorsa falan...
annem bir ara babamı ben lisedeyken böyle bir şey için suçlamıştı ben de inanmamıştım tam bir sonuca bağlanmasa da yine aynı fikirdeyim yine de o acaba? sorusu insana kafayı yedirtir.
nezaket ve ilgi çok önemli. vücudun ikna etmek istediğin kişiye dönük olmalı ve gözlerini ondan ayırmamalısın. tereddüte yer vermeyen mimikler ve akıcı bir konuşmayla bir insanın size hayır demesi epey zorlaşır.