Uzun yoldan onu görme hasretiyle gelmişssindir. Bir bayram gününde ailenin elini alelacele öpüp ona koşmuşsundur. aslında bir açıdan o da aynısını yapmıştır da. Biralarınızı almış, masanızı kurmuş, mumları yakmış, müziğinizi açmışsınızdır. Sonra o ilk biranın son yudumlarını alamadan başını kanepenin yastığına dayamış, gözlerini kapamış müzik dinliyorum aldatmacasına yatmıştır. Bir bakmışsın nefes alışverişi düzenli, hafif hafif dönüyor arada. Yine uyudu işte.. Yine yalnız bıraktı..
Aynı senaryo defalarca yaşanır. Ama biliyorsun : ya katlanırsın ya gidersin. Ama hep katlanırsın.
Özledin biliyorum. Sanki fil oturmus gibi göğsünün üstüne, nefes alirken acıyor. Ama geçicek güzelim. Hadi uyu, yarin bayram, hem sen çok severdin küçükken bayramlari.
Babanin paketinden sigara yürütmeye benbenzer. Elbet bir gun anlayacaktir. Hatta tuzaklar bile kurabilir, gorunmeyecek bir yere beyaz pecete ilistirmek gibi. O an inkar da edemeyecek, kahrolarak sucunu kabul edecek ve af dileyeceksindir.
bir arkadaş grubunda, çevrilen şişenin ince ucunun denk gelen kişiye, şişeyi çeviren kişinin 'doğruluk mu cesaretlik mi' sorusunun akabinde, şişenin ince ucunun denk gelen kişinin 'cesaret' tercihini seçmesiyle başlayan bir olaylar zinciridir. şişeyi çeviren kişi, şişenin ince tarafının denk geldiği kişiden, birisini öldürmesini isteyerek, şişenin ince tarafının denk geldiği kişinin katil olduğu durumdur.
Genelde uzun ilişkilerinden ayrılmış kadınların, kendilerini temize çıkartma amaçlı, eski sevgililerine yükledikleri yeni kişilik sürümüdür.
Yine de nadir de olsa, gerçekleriyle karşılaşılabilir.
Sigaray bırakmak cümlesi, ad aktarması içerip aslında kast ettiği şey sigarayı elinden bir yere bırakmak olmayıp, tiryakilerin tiryakiliklerine son verme girişimidir.
Eskiden, seferberlik döneminde, o savaş kıtlığı zamanlarında, Anadolu köylerinde anneler çocuklarının açlığını uyutarak bastırırlarmış. Ocağı yakar, tencereye taş ve su koyup kaynatırlarmış. Çocuklar yemek pişecek diye beklerlerken uyuyakalırlarmış.