evet efendim konumuz aile tarafından yazılmış notlar. daha önceki entrylerden birinde bahsetmiş oldugum üzre (#3467104) ailem ev içersinde notlarla anlasmaya meyilli bir ailedir.
konu baslıgımızda vericeğim örnekse babamla aramda gecen notlardır.
1. örneğimiz;
bir gün dısarı cıkıcaktım öğlene doğru, babamda işe sabahtan gittiği için;
''baba bana para bırakırsın olur mu? öperim!''
seklinde bir not bırakmıştım.
uyandıgımda masanın üzerinde para ve bir not daha gördüm;
''sen hep beni para için öpüyorsun
böyle yapma gücüme gidiyor
anan olucak kadın vasıtasıyla istiyorsun
böyle yapma gücüme gidiyor
galiba kazıklanırken öpülmekten hoşlandıgımı zannediyorsun
neyse bıraktık işte
allahtan banada yeticek kadar param var
cok param yok ama sigaram var''
ben bu cocuktum efendim. sülalemiz öyle büyük bir sülale olmamasından ve gittiğimiz akrabalarında para vermemelerinden dolayı hiçbi zaman doğru düzgün bayram harclığım olmamıştır...
oysa gidilen yerlere ne umutlarla gidilir. tam misafirlikten kalkıcakken ev sahibi diger odaya yönelir. aha dersin para almaya gidiyor. o heycanla düşünülür ''acaba hemen alsam mı uzattıgı parayı?'' , ''ya da almiyim ilk cekim biraz kendimi''
bikac saniye içinde neler gecer o an akıldan...
ama ev sahibi ya şekerle ya da aldığı ufacık bişeyle geri döner.
bu bayramda yok harclık filan... bayram gelmiş neyimee...
bu yöntem baska korsan dvd satan kişilerdede kullanılmış mıdır bunu bilemiyorum ama bizim ''dvd'ci murat abi'' diye bildiğimiz bir korsan cd satan abimizde gercekleşmiş bir yöntemdir.
gectiğimiz gün yanından gecerken kendisi bana ''kartını'' uzatmıştır..
kartın üzerindeki bilgiler ise;
My Dvd
murat
müşteri kodu:25
sipariş verirken lütfen müşteri kodunu belirtiniz
ataköy'ün her kısmına servisimiz vardır
1 ekimden itibaren servislerimiz baslıyacaktır.
calısma saatleri : 15.00-22.00
tel: ...
ve efendim müşteri kodlarını verdiği kimselerin ev adreslerini ve numaralarını alıyor kendisi. cep telefonundan my dvd murat beyi caldırdıgımız takdirde kapınızda dvdciniz hazır bekliyor...
uykusuz dergisindeki fırat karakterimizin 20. sayısında rüyalarına giren teldir.
fırat yüksek ates nedeniyle halisünasyonlar görür. arkadası tahsinin boyu rüyasında birden bire 3 katına cıkmış ve bu basarısı nedeniyle bir madalya ve birincilik teli ile ödüllendirilmiştir.
ataköy-taksim mevkiinde iett ve öho otobüslerinin bulundugu hattır.
hemen hemen hergün bindiğim nadide otobüsümdür benim. ataköydeyken binmesii rahat olur. boştur, ferahtır... fakat bakırköyden gecerken tıklım tıklım olur. ataköyden bindiğiniz takdirde yaklasık 45-50 dk içersinde taksimde olursunuz.
ziggy marley'in bir parcasıdır efenim.
sözleri de söyledir k;
a little collie weed to ease I grief
too much agony living in the limits of big city
a little collie weed to meditate
too much insanity in this society
melancholy mood I eat for my food melancholy mood
rise this morning smile with the sun
oh I'm blessed another day has begun
everything in life has its purpose
find its reason it has its season
melancholy mood I eat for my food melancholy mood
tears leave my eyes I just want to fly
deep down I feel pain
but I know I must rise again
from this melancholy mood melancholy mood
melancholy mood I eat for my food melancholy mood
günümüze yakısan siirlerdendir.. rıfat ılgaz imzası tasır.
Ne varsa otu ot çiçeği çiçek yapan
Tanyerinden söken umut ışığı
Sizin olsun çekik gözlü kardeşlerim
Aydınlıklar sizin olsun körüz biz.
Bakmayın gözlerimizde yansıyan yıldızlara
Göremeyiz ateşböceklerini biz körüz
Çakıp sönen deniz fenerlerini uzak kıyılarda
Bir bulut ne zamandır üstümüzde
Yurt genişliğinde bir bulut kurşun ağırlığında
Nilüferler sularımızda açar mevsimsiz
Dolanır ayaklarımıza boğum boğum
Yapraklarında iri leş sinekleri uçuşa hazır
Göz göz oyulmuş gözlerimiz biz körüz
Göz çukurlarımızda radarlar fırıl fırıl döner
Körüz el yordamıyla yaşıyoruz bu yüzden
Yeni körler peydahlarız uyur uyanır
Ayak altında ezile dursun karınca sürüleri
Ezenlerle bir olmuş yaşıyoruz ne güzel
Çizme onlardan içindeki ayak bizden ne iyi
Körüz biz kör uçuşlara açmışız toprağımızı
Ha düştü ha düşecek çelik gagalardan
Mantar mantar açılan tohumlar sıcakta
Gözlerimizi bir pula satıp geçmişiz bir yana
Ölmesini bilenlere yüz çevirmemiz bundan
Körüz göz bebeklerimize mil çekilmiş mil
Acımasız bir namlu şakağımızda soğuk
Tetikte kendi parmağımız yabancının değil.
evet efendim böyle kızlar yok mu tabi ki var.. hele günümüzde haddinden fazlası var.. nerden biliyorum erkek arkadaslarımın muhabbetlerinden, kız arkadaslarımın sevgililerini anlatırken rastladıgım ufak tefek seylerden..
kızlar sadece akla gelen türde kullandırmıyorlar tabi kendilerini.. *
1. örneğimizde 1 senedir birlikte olan bir ciftimizi ele alacagız..
vennus: sen bu kızı seviyo musun cidden?
b)jigoloda olmak lazım bazen
vennus: öönnkk
2. örneğimizde 5 aya yakındır cıkan bir ciftimizi ele alacagız..
vennus: aa onlar ayrıldılar mı?
c)eveet coktan ayrıldılar cocugun doğum günü gecti cocuk gözdeden ayrıldı haberin yok mu senin? kıza doğum gününde yalvar yakar anfi aldırdı ayrıldı sonra
vennus: öönnkk
3. örneğimizde pi kafede bir cift göze kestirilmiş kulak misafiri olunmuştur;
d)*hayır askııım ben ödemek istiyorumm
e)yok yok ben ödiycem olmaz öyle sey (fakat cocuk cebinden bi türlü cıkaramaz parasını bilirsiniz böylelerini)
d)(baktı cocugun ödiyeceği yok)buyrun burdan alın siz
e)e hep sen ödedin bugün üff askım ama ya
d)olsun olsun sevgilim kikikiki
4. ve son örneğimizdeyse fesatlıgımızı ön plana cıkarıyoruz..
vennus: aaa onlarda mı ayrıldı
f)e tabi ayrıldılar valla kızı eve attığını söylüyo sürekli sonrada basmış tekmeyi
vennus: ööönnkk
tüm bu örneklerimizden neler cıkarıyoruz benim dedikoducu oldugumu mu? tabi ki hayır.. kendini cesitli kulvarlarda kullandırtan kızlar mevcuttur efendim.. yapmayın etmeyin yazıktır onlarada.. *
taksimden ataköy 4.-9.-11. kısımlara giden dolmuşlardır. gelmezler efendim bu dolmuşlar.. gece 12'den sonra gelirler dolması beklenir 1 saat kadar.. 12'den önceyse 1 saat kuyrukta beklenir dolmuş gelmez.. yan sıradaki yesilköy yolcularının ise 39839839 kez değiştiğini görürüz sinirimiz daha cok bozulur.. yazık değil mi biz ataköy yolcularına?
devlet tiyatrosunun eski dramaturglarındanda biridir.. cok zeki cok basarılıdır.. nurhan damcıoğlunun kardeşidir kendisi aynı zamanda. şu aralar bikac okulda dramaturji dersi vermektedir.. öğrencileriyle cok ilgili degerli bir hocadır..
macın kimi zamanlarında mactan cok ayrıntılara dikkat edildiği acıkca görülmektedir.. bu ayrıntılar genellikle teknik ekip, futbolcular ve saha kenarı ekibi üzerinedir..
-ay şu var ya şu burnu ne güzel onun
+hangisi
-şu yaa şu
**
-aa oyuna yeni giren cocugun dövmesine bak kız
+ay ne severim öyle dövmeleri. bizim bi arkadaş vardı onunda..
**
-ay şu cocugun poposu ne cıkıkmış di mi
+zenci ya ondandır hepsinin öyle
-yok yok bence bütün futbolcuların öyle kastandır dikkat ettim ben
**
-ay şu volkanın topu beklerken direğe yaslanması yok mu ne güzel bi rahatlık imajı veriyo dimi
+evet evet pek bi hoşuma gidiyo benimde
**
-ay bu ikiside bunun k.çının dibinden ayrılmıyo sinir oldum
+evet evet deli oldum bende sıkıstırıyolar garibimi sürekli
**
-bu takımın antrenöründe hiç anterenör tipi yok bak fatih terime mis gibi
+evet evet ne güzel adamdır o ya ailesi filanda ne güzeller
-paleolotik çağ
avcılık yaparak hazır meyve ve bitki toplayarak beslenmişlerdir.. mağaralara sıgınmış insanlar delici ve kesici aletlerin yanı sıra tas ya da fildişi heykelcikler yontmuşlar, mağara uvarlarına resimler cizmişlerdir
-neolitik çağ
üretim yapılan yerlerde evler yapmıslardır. doğal cam, cakmak tası, kemik malzeme ve aletler yapmıslardır.. sokumacılık ortaya cıkmıs, canak ve cömlekleri elle yapmaya baslamıslardır..
-kalkolitik çağ
geniş avlulara acılan kapılardan girilen ve iki katlıyapılan evler yaygındır. evler arasında sokaklar yer almaktadır.. çanak ve çömlekler atölye ve tugla ocaklarında üretilmeye baslanır.. pişmiş toprak tanrıca heykeli geleneği devam etmektedir..
-maden cagı
evlerde tas temel üzerine kerpiç malzeme kullanılmıştır. kazılar sonrası ölü odalarında altın ve degerli maddelerden baska cok sayıda süs esyası, boğa ve geyik heykelleri , dini-simgesel günaş kursları, tunc ve demirden ev aletleri bulunmuştur..
hikayeyi sonlandırıcak son catısma doruk noktasını olusturur.. genellikle sonucun kesinleştiği heyecanın en yükseğe cıktıgı durumu içerir. finale doğru gidiştir. temanın belirlediği öyküye göre ya ana kahraman ya da karsıt kahraman kazanır. ortada kalan sonuc genellikle ya komedi filmlerinde ya da allogri amaclayan bagımsız filmlerde olur.
Georg Büchner Woyzeck adlı eserinde, Woyzeck isimli bir erin ve çevresindeki karakterlerin alt-üst tabaka kavramları çerçevesinde yaşayışlarını anlatmaktadır. Büchner bu konuyu ele alarak sınıf çatışmalarının toplumsal kargaşaya sebep olacağını ve ezilenlerin şiddetinin yine kendi içinde sınırlı kaldığını ortaya koymaktadır. Yazar bu tezini toplum kurallarından, alt ve üst tabakanın toplumdaki yerinden ve toplumsal özelliklerden yararlanarak güçlendirmektedir.
Büchner üst tabakanın alt tabakaya etkisini gösterebilmek için toplumsal kurallardan yararlanmaktadır.
lamb'in tüm gün ay ken fılaaaayy seklinde gezmemi saglıyan sarkısıdır..
ay ken fılay düşüncesi asılar adeta.
sözleride şöyledir;
I can fly
But I want his wings
I can shine even in the darkness
But I crave the light that he brings
Revel in the songs that he sings
My angel gabriel
I can love
But I need his heart
I am strong even on my own
But from him I never want to part
Hes been there since the very start
My angel gabriel
My angel gabriel
Bless the day he came to be
Angels wings carried him to me
Heavenly
I can fly
But I want his wings
I can shine even in the darkness
But I crave the light that he brings
Revel in the songs that he sings
My angel gabriel
My angel gabriel
My angel gabriel