peygamber efendimizi bile siyaset aracı yapabilen adamların olduğu bir mecliste kendini güreşçi sanan iki tarafın kapışmasından öte değildir.
acırım acırım bunlara oy vermek zorunda olanlara acırım. yani yalnız halkıma ve milletime. kendini eleştiren olduktan sonra haydi kalkın yan masaya dövecez bunları diye giden adamlar bu ülkeyi yönetmekten sorumlular.
siyaset ahlakları, bilimsel görüşleri, vatan sevgileri sıfır olan adamların senden benden bir tane fazla kitap okumamış olan adamların mükemmel paralar alıp, türkiye'de paradan dört köşe olmalarını sağlamak bu ülkenin en büyük ayıbı ve kurtulması gereken başlıca sorunudur.
kendisi bugün star tv'ye bağlanarak hem türbanın nasıl yapay bir gündem olduğunu hem de nasıl gerçek bir sorun olmadığını başörtülü biri olarak babalar gibi anlatmıştır.
ayrıca kendisi birkaç sene önce gata'ya başörtüsü ile rahatça girdiğini belirtmiş. 3-4 sene önceki hayali ya da gerçek olaylar neticesinde gündem yaratmaya çalışanlara kapağın alasını takıvermiştir.
keşke herkes senin gibi hem okumuş hem dinini kendine göre yaşayan, hem kendini ifade edebilen, hem de insanlara doktorluk yaparak yardım edebilen biri olsa dedirtmiştir. kafasına taktığını siyaset için değil, maneviyatı için yaptığını herkes keşke senin gibi bilse.
mantık neymiş? tayyip'e tayyip değil başbakan tayyip diyecekmişiz.
bu mantıkla herhangi bir göreve ya da sıfata erişmiş bütün insanlara hep o eski veya güncel sıfatlarıyla hitap etmek gerekir o zaman.
misal eski başbakan mesut yılmaz diyeceğiz, eski genelkurmay başkanı orgeneral kenan evren diyeceğiz mesela sürekli. bu mudur yani zihniyet? boş beleş bir zihniyet olduğu işte buradan belli zaten.
tabii işin bir de daha komik tarafı da yok değil. mesela bu zihniyetle yola çıkılırsa dışarıda devlet memuru olarak dolaşan hasan amca kendisine odacı hasan denmesini isteyebilir o zaman pekala. hep böyle sıfatlarla dolaşırız.
insanların kazandığı sıfatları, hele hele bu geçici olan sıfatları bu kadar yüceltmeye çalışmak parti faşizanlığından öte bir şey değildir.
neill'in takımında maç yapmadığını sanan, jo'nun kim olduğunu dahi bilmeyen ama sallamaya gelince inci gibi döktüren şahıstır. sonra çıkıp rıdvan efendi güzel yorum yapıyor vallahi tarafsız diyenlere ben gülerim arkadaşım.
evet tarafsız gibi gözüküyor dışarıdan bakılınca çünkü polemik yaratacak şekilde konuşmuyor hiçbir zaman. hep sakin bir ses ve alt vurgudan kelimelerle diyeceklerini diyor böylecek hebele gübele derken dedikleri arada kaynıyor. hadi onu geçiyorum neill'in yedek olduğunu söylerken güntekin'in de mal gibi bakması ayrı bir ilginçlikti bana kalırsa.
ayrıca ne kadar tarafsız olduğunu, "ben ilk defa galatasaray'ın gol yediğinde eyvah dedim biliyor musun baba" sözleriyle de anlayabiliriz.
ayrıca kibar beyimizin ayağımı sikiyim diye aynı videodaki incileri de gayet hoş.
eğer eskişehirdeyseniz sürekli jetler uçtuğundan başta vayk jete bak hiç bu kadar yakın görmedim, veya oha alt tarafını net görüyorum resmen yav falan dersiniz. ancak günler geçer siz alışırsınız hatta artık sıkılırsınız ve o jetler geçerken küfürü basarsınız. feci gürültüsü vardır.
uyuyorsun, sonra gecenin bir yarısı uyanıp yanına bir bakıyorsun, hayatında en çok değer verdiğin kişi, sevdiğin orada yatıyor bütün masumluğu ile. işte o zaman hayat diyorsun, güzelsin be...
sesine iyi denilebilir kötü denilebilir, ya da çıkardığı kasetleri genel olarak aynı şekilde iyi veya kötü olarak derecelendirebiliriz, ancak neden bu kadar antipatik sorusuna cevap bulamıyorum bir türlü. kendim de zerre sevmiyorum, sevemiyorum. yok yani olmuyor. onun söylediği bir şarkıyı sevdiğimde ise, iyi olarak başkası söylese de bundan dinlemek zorunda kalmasam diye tepiniyorum kendi kendime bir de. oğuzhan'ın o nedenle gül ki sevgilim şarkısını söylemesi bulunmaz nimettir benim adıma.
halk arasında kendini kaliteli adlandırmaya çalışan sözde elit tabakanın ferhat göçer hayranı gibi takılmasının bir payı olabilir bunda. ayrıca kendisinin popüler olan ya da olmaya yüz tutan bütün parçaları söylemesi de bir süre sonra yahu bunu da söyledin kardeşim dedirtmiyor değil.
avustralya açık 2010 finalinde andy murray ile kapışmış ve kupaya uzanmış olan tenisin yaşayan efsanesi. yaşayan efsane diyorum ama bunu abarttığımı hiç düşünmüyorum.
bazı kesimlerden oyunu sürekli domine etmesinden, bazıları ruhsuzluğundan, bazıları ise heyecan katmamasından şikayet edip yeter artık yahu dese de formunu sürekli yukarıda tutup, kendini sürekli geliştirmesi ve karşısında hiç kimsenin tutunamaması onun suçu değil bence.
nadal ile eşleşsinler de gözümüz bayram etsin diye dua ederken, nadal'ın sakatlıklardan dolayı sürekli formunun düşmesiyle beraber maalesef artık bu eşleşmede gerçekleşmiyor.
federer, şu an tenisin izlenebilmesini sağlayan, hem tekniği, hem vuruşlarındaki adrese teslimleri, hem oyunu basit hatalar ile katletmemesi ile keyif veren bir tenisçi. umarım başına herhangi bir sakatlık gelmez de, her zaman keyifle maçlarını açar izleriz. tabii karşısında çok daha kaliteli, kendini geliştirmiş rakipler bulmak dileğiyle.
tenis seven sevmeyen herkes ölmeden en az bir kere fedex'i izlemeli.
onu öldürenin peşinde bir medya ordusu var bugün. onu öldürenin otel odalarında nasıl konakladığı, basın toplantılarında avukatları ve yardakçıları tarafından şov yapılırcasına anlatılıyor. onu öldürenin yardakçıları yollar kesip gönüllü korumalık yapıyorlar.
basın onun ölüm yıldönümünde onu öldürenin peşinde. devlet kimden yana bu ülkede? aydın'dan mı katilden mi?
kendini sırf yalakalık yapıcam ben arkadaş yok hesabımı kapatmayacağım diye kasanların dile getirdiği eylemin ta kendisidir.
bizim toplumun genel tavrıdır bu zaten. hiçbir şeye tepki vermez. lan biraz kafanızı kaldırın da millet neye tepki veriyor? buraya iki satır yazıp üç satır karalamak önemli değil, ya da buranın çok süper bir sözlük olması değil, sahip olduğu ekşiden sonra gelen en büyük sözlük olayını piç etmesidir bir saatlik reklam uğruna, para uğruna.
parayı bana dağıtması, parayı kazanması değil dert olan. uludağ sözlüğe bunun yakışmaması. ortada yapılan bir eylem var. sonra bunun açıklaması da var. yok yere bır bır konuşup olayı bilgi bulandırmasıyla harcamak istemiyorum ben de. bu eyleme o nedenle katılıyorum canı yürekten.
umarım sonucunda her şey zall beyimizin dediği gibi gerçekleşir.
eylemi yapanlara bok atacağınıza hayatınızda bir kere dik durun yalakalık yapmadan. haydi selametle size, takılın parkınızda.
bu zamana kadar izledik artık bitse de kurtulsak dediğim temel dizilerden biridir. halbuki her bölümde ne umutlarla çok pis kapışma var burada diye beklemiştik. artık biz beklemekten bıktık. zaten artık beklemeyin de dediler bana kalırsa.
syler ergen bir genç kız modunda. claire diye bir ergenin hikayeleriyle vakit geçiyor. peter petrelli gibi eldeki sağlam adamlardan birini bile kullanamıyor bu dizi. varsa yoksa gereksiz diyologlar boş işler.
benim gözümde mükemmel olabilme kapasitesi varken heba edilmiş dizilerin başında gelir. bari bu sezon bitirirken şanına yakışır bir son yapsalar da aradaki o mantık hatalarını, gereksizlikleri unutalım biraz olsun.
onun sadece sıradan bir futbolcu olmadığını, sadece galatasaray için değil, türk futbolu için nasıl büyük bir adam olduğunu gösteren cümlelerinden biridir sadece taçsız kralın.
galatasaray için karısından boşanmış, profesyonelliğin sahada atılan goller ve futbolla ortaya konulduğunu, para olmadığını göstermiş büyük efsanenin sözü.
sahadaki mükemmel futbolculuğu, bütün rakip taraftarlarının onu sevmesi, efendiliği, yürekten takımına bağlı olması ve gerçek bir kral olmasıyla çok özlediğimiz, yeri hiçbir zaman doldurulamayacak tek adam.
+ sayın seyirciler şu anda bir gelişme var. evet çin de eyleme katılacağını açıkladı.
- onlar neye tepkiliymiş lan?
+ kalabalığı inceleyip, döndüklerinde çakmasını yapacaklarmış.
- çinliyiz haklıyız kazanacağız.
tabii bunun bir de karşı argümanı olarak, sadece namaz kılarak iyi bir insan olup, Tanrı'nın istediği gibi bir birey olduğunu sananlar da var. iyilik adına hiçbir şey yapmayıp, kendi çıkarlarına, parasına, rahatına önem verip, nanmazım niyazım var diye iyi insan olduğunu sananlar.
ibadet allah'a yapılır. o nedenle allah ile kul arasına girilmeyeceğini kutsal kitaba başvurarak öğrenebilirsiniz.
bu ülkenin başındaki en büyük gölgelerden biridir. çünkü herhangi bir düşüncesi, herhangi bir sevgisi, herhangi bir bağı yoktur. tek düşündüğü kendi çıkarıdır. o nedenle bu ülkede sürekli bir sorun olsun ister. o nedenle bu ülkenin bir askerine sataşır, bir partisine sataşır, bir polisine sataşır.
bugün darbe mağdurudurlar yarın darbeci.
bugün ermenidirler yarın ermeni gazeteciyi öldürmesi için çocuğun eline silah verenler.
bugün ergenekon çıkarırlar, yarın ergenekonu kendileri kurarlar.
ama devamlı insanları birbirleriyle çatıştırmkatan geri kalmazlar. çünkü çıkarları çatışmadan sağlarlar. buradan rant sağlarlar ki sürekli bir kaos ortamı oluşsun isterler.
memleket sevdası güdenlere, siz faşistsiniz, siz postal yalakasısınız der ancak kendisi güya postal yalamazken onun dışında geri kalan her şeyi yalamaktan çekinmez. halbuki o itham ettiği insanlar, genciyle, yaşlısıyla tek düşünceleri sadece ve sadece memleketlerini sevmeye çalışmaktır.
bu ikiyüzlü güruh, bugün ellerinde hepimiz ermeniyiz pankartlarıyla halkı sokağa dökmüş, yarın olduğunda bir bakmışsınız, katilleri tutarak ermeni gazetecileri öldürmüş.
ama iki şekilde de ortak yaptığı tek şey suçu birilerine atıp bu ülke insanlarını birbirine düşürmektir ve bundan çıkar sağlamaktır. işte bu nedenle sürekli yapay gündem oluştururlar ve sürekli taraf yaratırlar.
güzel ülkemin bir an önce yakasından düşmeleri tek temennidir.
yok artık denilesi yürüyüştür. ülke gündemine sanal krizler sokmaya çalışan, güya bu ülkenin geleceğini ve refahını düşünen ancak içten pazarlıklar neticesinde bu ülkede sanki sürekli darbe olacakmış gibi zorlama haberler ve gündemlerle halkın kafasını meşgul etmeye çalışanların yapacağı yürüyüştür ancak.
türkiye'de darbe falan olacağı yok. bunu darbe olmasın diye ağlayanlar asıl bilenlerdir fakat nasıl zamanında darbe ile bu ülke durdurulmaya çalışıldıysa da şimdi bu yobazlar orduya karşı dış güçlerle birlik olmuş darbe de darbe diye ağızlarına sakız yapmaktadırlar.
bugün türkiye'de darbe yapacak zihniyette kimse kalmadı. kaldıysa bile de kendi aralarında eğleniyorlardır. ordunun temeli böyle bir şeye ne izin verir ne de yaptırır buna herkesin kafası basıyordur herhalde. türkiye son yıllarda onca sürece girdi, tsk'nın kırk yılın başı açıklamaları oldu ancak. ama bu darbe karşıtı soytarıları her yerde aman darbe aman darbe diye diye susturmaya çalıştılar orduyu tek amaçları bu. çünkü bu ülkede atatürkçü düşünceyi, bu ülkede memleket sevgisi ideolojisini taşıyan tek bir parti bile kalmadı. tek engeli, tsk görüyorsunuz kendinize.
kendinize sözde bir düşman yaratıp, var gücünüzle savaşıyorsunuz. sonra da halkım bu savaşı senin için veriyoruz yalanlarıyla mağdur numarası yapıp oy toplamaya çalışıp popülist tavırlarla güya postal yalamayan ama postal dışında her şeyi yalayan bir güruh oluşturuyorsunuz.
işte yalakalık sınırlarını bu derece zorlayıp, bu üst sınırlarda at koşturanlar, o postal dışında her şeyi yalayanlar, sonra kalkıyor bu ülkeyi seven, bu ülke için milliyetçi sıfatını taşıyan, bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusuna sevgisinden onun ideolojisini benimseyen kişilere bok atmaya kalkıyorsunuz.
oysa bu atatürkçülerin tek sevgisi millet sevgisidir. bugün ordu yanlış yapsa onun karşısında duracak, desteklediği parti yanlış yapsa onun da karşısında duracak cesareti de vardır, memleket sevgisi de. siz yalan gündemlerle halkın kafalarını meşgul ederken onlar asıl tehlikenin siz olduğunun farkındadırlar.
siz bugün mağduruz diye sokaklarda dolaşır, yarın olduğunda da darbe olsun, biraz daha mağdur gözükelim diye asker içinde adam ayartmaya çalıştırır darbe yaptırırsınız. bugün hepimiz ermeniyiz diye dolaşır, yarın ermeni öldürmesi için katil tutarsınız. işte bu kadar ikiyüzlü bir güruh barındırıyor bu memleket.
star tv ana haber bülteninin bugün itibariyle ortaya koyduğu yeni bir akım başlatması beklenen muhabir tipidir. uzmanlık alanı kötü havalar olan bu muhabir elbette ülkemizde bol bol görülen inanılmaz hava koşullarını göre göre uzman olmuştur.
topu topu en fazla tipinin, ya da aşırı bir yağmurun görüldüğü türkiye'de kötü havaların uzman muhabiri bakalım nasıl gelişmelerle ve yeni haberlerle karşımızda olacak.
kah yağmur kah kar derken acar muhabirimiz orada olacak sanırım.