Vasattan nasihat dinlemeye kadar gidecek yolun başlangıcıdır. Yapılmaması gereken, karşı tarafın kesinlikle sizi küçük düşürecek davranışlarına maruz kalacağınız bir özelliktir.
Emekli, rütbeli ve kendini her alanda geliştirmiş eski subay ve yöneticidir. Uzun saplı, kare, omuzdan asmalı, fermuarlı çantası elinde. * Gri, kahverengi tonlara hakim kıyafetleri. Jilet gibi parlak ayakkabıları ile günaydın, iyi akşamlar demeyi eksik etmeyen yöneticidir. Her akşam bir tek rakısı var. Beyaz leblebi ile.
Teoman'ın ''Sürpriz'' isimli bestesinin içerisinde geçen şarkı sözü. Bugün belki çoğumuzunda iç sesine eşlik eden sözlerden biridir. Salgın hastalık, ekonomik sorunlar ve nicesi. dünya tuttu.
Günümüz dünyasında facebook, youtube veya twitter'da yazan her hangi bir gönderinin içerisindeki bilgiyi direkt doğru kabul etme durumudur.
Özellikle ülkemizde ve belirli bir yaş üstü vatandaşlarımızda sıklıkla karşılaştığım olay. Hiç sorgulamadan, sormadan o kaynağı kabul ediyor ve kolu-komşuya aktarıyorlar.
Örneğin; ''bill gates insanlara çipi takmış ve tüm dünyayı bilgisayarı başından yönetiyormuş'' diye bir video klip izledim. Kurgusu, içeriği, müzik, ses ve efekt o kadar net ki insanı tav ediyor. Böyle bill gates falan derken arkada yüzü maskeli amerikan bayraklı insan fotoğrafları falan... diyorsun tamam.. bu iş olmuş...
Öncelikle doğru kaynağı sorgulamalı, öyle insanlara aktarmalıyız. Ayrıca bill gates taktı çipi, kesin bilgi.
yatağa tam yatıldığı vakit gelen yapılması çok şart değilmiş gibi gözüken, küçük tuvaletin gelme durumudur. ''sabah yaparım zaten az geldi'' desen bir dert, ''ulan bu gece uyandırır beni'' desen ayrı bir dert.
Bankalarda 10 seneden beri işlem görmeyen, yaklaşık bir milyon banka hesabında unutulmuş paranın tutarıdır. Ulan ben ceketin cebinde 5 lira unutuyorum elim ayağıma karışıyor, geçen giydiğim pantolonun cebinde kaç kuruş bozuk para var biliyorum. Millet milyon unutuyor, milyon..
Bu arada unutan arkadaşlarımız için hatırlatmak isterim parayı son alma tarihiniz: 15 Haziran. Almazsanız TMSF alıyor ama dert etmeyin.
Yapılan eylemlerin hemen sonucunu görme isteğidir. Okul hayatından başlar, iş hayatına ve ölene kadar da devam edeceğini düşündüğüm duygu. Basamakları atlayarak merdiven çıkmaya benzer.
Lise'nin ilk yılı, hemen üniversite'ye gitme isteği doğar, diyete gireriz hemen incecik olalım isteriz, iş kuralım hemen milyoner olalım isteriz.. Sonuca hızlı ulaşmak bir boka yaramıyor aslında. Duyguları hızlı tüketme sendromu, kötü.
Evlenecek olan erkek bireyin, üç dakika önce tanıdığı davul ve zurna ekibi ile müstakbel eşini almaya gitme eylemidir. Anlayamadığım ölçülerde uzak gelen popüler bir gelenektir. Hiç bir koşul farketmeksizin ülkenin dört bir yanını sarmış durumda. Zurnacının gelinin dedesinin yanında full ses öttürmesi, protokol düzenine yakın bir şekilde yürünüp içeriye girilmesi falan kötü diyemeyeceğim çünkü dersem başıma gelir. ilginçtir.
Microsoft'un başarı yakalamış uçak simülasyon oyunudur. Bu sene ''Microsoft Simulator 2020'' ismi ile harika grafikler ve tasarım ile geri geleceği müjdesini vermiştir. Uçaklara ilgili duyan ve gerçeğe yakın uçuş deneyimi yaşamak isteyen oyuncular için oldukça keyifli bir haber olmuştur. Bekliyoruz.
Her hangi bir hatada sonucun ölüm ile sonuçlanabilme ihtimalinin olmasıdır. Doğal olarak bir gerginlik ve hassasiyet söz konusu. insanları yargılamamak gerekiyor, hastanede sevdiği birinin kritik durumunu bekleme esnası normal bir psikoloji içerisinde gerçekleşemez.
Ama doktora yapılan saygısızlık, şiddet ve hakaret kabul edilemez.
insanı iflasa sürükleyebilecek soğuk kapalı kutu. Bir çikolata ve bir yudum viskiye kooperatif taksiti gibi ücret ödeyebileceğiniz self-service hizmet alanıdır.
Sözlük yazarlarının toplum tarafından tanınmış kişilerle yaşadıkları anılardır.
Birkaç sene önce Cem Yılmaz Bodrum'da özel bir marinada önümden birkaç kere geçti. Bir geçti, iki geçti derken dedim ki bir daha geçerse gidip bir fotoğraf çektireyim hem anı olarak kalır hemde tanışmış olurum. Hiç huyum değildir ama yapmak istedim. Bir baktım bir daha geçiyor. Hemen gittim yanına ama biraz arkası dönük gibiydi.
Diyalog şu şekilde gerçekleşti;
Ben: Cem abi bir fotoğraf çektirelim mi anı olarak tutmak isterim?
Cem Yılmaz: Dur canım.
Bu sırada elinde nakit para varmış ben görmedim, sanırım bir yere ödeme yapmaya gidiyordu. Bende durdum. Elindeki nakit parayı 50, 100, 150, 200 diye saymaya başladı. Önümde duruyor. Ve sonra durdu, para saymayı bıraktı.
''Al bakalım tamamdır bu senin'' dedi. Parayı bana uzattı.
10 saniyelik derin sessizliğin sonunda kahkaha attı ''hadi gel çektirelim'' dedi. Zafer Algöz fotoğrafı çekti.
Ülke topraklarımızdan çıkmış ''girişimci'' ruhlu kişi veya kişilerdir.
Girişimci olmak kot pantolon altına, spor ayakkabı giyip powerpoint sunum hazırlamak değildir. Ofis içerisine masa tenisi veya langırt koyup ''biz çok kurumsal bir firmayız'' diyen yöneticilerin ''hiç'' olmadıkları gibi. Ürünün, fikrin veya hayalin tüm risklerini göz önüne alarak zaman içerisinde sürdürülebilir bir geri dönüş kazanmayı hedefleyebilmektir. Kısaca; kişiliğinizin ne kadar ''cesur'' olabildiği ile doğru orantıdadır. Girişimci bir insan; torpil yaptırmak, orantısız hayal kurmak, yorulmak, özgünlükten uzaklaşmak gibi kavramları bir kenara bırakmalıdır.
Ne üzücüdür ki, ülkemizdeki dedikodu oranı oldukça fazla olduğu için büyük dezavantajları da vardır. Bir fikire inanırsınız, kalbinizi o işe adarsınız ama aceleci bir toplum olduğumuz için hemen arkanızdan ''onun durumu çok kötü'', ''büyük battı abi çaktırmıyor, ne gereğı vardı'', ''eskiden nerelere kaçardı şimdi baksana evden bile çıkmıyor'' gibi cümleler duyarsınız. Çevreniz sizin başarılı ''olamadığınızı'' görmekten daha çok mutlu olur. Çünkü teselli etmek çok daha kolay bir eylemdir. Ama servet sahibi olduğunuz zamanda ''belliydi abi zaten zehir gibi çocuktu'', ''banada gel beraber girelim bu işe dedi, ben istemedim'' gibi anlamsız sözlerde duyacaksınızdır. O nedenle; George Bernard Shaw'ın sözünü hatırlayalım;
''Bu dünyada ayakta kalabilenler yataktan kalktığı andan itibaren istedikleri koşulları arayan ve bulamadıkları taktirde onları yaratanlardır''.
Başlığa örnek olaraksa Türkiye'den; (bkz: Nevzat Aydın)
Ülkemizde çoğu zaman protokol çerçevesinde kıyılan nikahlarda nüks eden durum. Ancak küçük belediyelerin himayelerinde daha çok gözükür. Ayrıca ''Belediye başkanımızın bana verdiği yetkiye dayanarak'' cümlesinide ortadan kaldırır.
Tofaşların herkes tarafından bilinmeyen özelliğidir. Uçakların 'acil çıkış kapısı' gibi düşünün. Çarpışma, bölünme, dışarıya güvenli bir biçimde çıkış.
Türk mühendislerimizin ilk müsait zamanlarında hayata geçirmeleri gereken arabalardır.
Yakında haber bültenlerinde ''ilk Türk yapımı araba görücüye çıkmaya hazırlanıyor'' diye bir başlık ile ön bilgilendirme yapacaklarını düşünüyorum. Aksi halde evlerinin garajında bulunan 'üçlü koltuğu' arabaya çevirmiş türk yer altı mucitlerinin tasarımlarından ileriye gidemeyiz gibi.