işte istanbul
yorgun şehir
işte canından bezmiş boğaz vapurları
kaderli tramvaylar
ve galata köprüsünden telaşlı insanlar geçmektedir
bir gizli sevinç mahzun gözbebeklerinde
eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım
işte istanbul
istanbul dedim de seni hatırladım
balıkçı tepsilerinde gümüş balıkları
tekir, barbunya, canım uskumru, levrek
işte istanbul
kulaklarımda bir derin uğultu
hiç bitmeyecek
karşıda kızkulesi
gözleri yaşlı bir kadın gibi
ve minareler çaresizliğimizi haykırmakta allaha
caddelerinde başım dönüyordu
gecelerinde ağladım
istanbul o büyük şehir
o mahzun şehir
istanbul dedim de seni hatırladım.
tarabya'da bir rum meyhanesi
kayık tabaklarda üç çeşit meze
karides
sardalya tavası
midye dolması
sonra kızarmış ekmek
ve kulüp rakısı
işte istanbul
sensiz yaşanmıyan şehir
nefes alınmayan belde
sen uzaklardaki istanbul hastası
bense istanbulda seni yaşadım
zaman, adın gibiydi dudaklarımda
istanbul dedim de seni hatırladım.
boğaziçinden bir vapur geçer
benim aklımdan senin gözlerin geçiyordu
- bebek. dediler, indim.
nereye baksam denizdi
mavi mavi bir hüzündü ayaklarımın altında
işte istanbul
haliç
çiçekpazarı
beyoğlu
beyoğlunun daracık sokaklarında seni aradım
içim ürpertilerle doldu, amansız korkularla
istanbul dedim de seni hatırladım.
istanbula kar yağıyordu
nasıl üşüdüğümü anlatamam
üşümekten öte bir şeydi bu
belki de yanlızlıktı
kar haline gelmiş gözyaşlarıydı insanların
uzak gemiler görüyordum
karlar altında beyaz gemiler
ve istanbulun ortasında
bir nehir akıyordu içime
soğuk, buzlu bir nehir
sensiz istanbul bile güzel değilmiş
anladım
işte istanbul istanbul dedim de seni hatırladım
hangi bir yazarın eşi olduğunu tam kavrayamamış biçare oradan oraya koşuşturmaktan bitap düşmüş zavallı kadındır kendisi. diğer tüm sözlüklerdeki hanımlarla birleşmek sureti ile örgütlenmeyi düşünen kadındır da aynı zamanda.
gelmekte nazlanan karşı tarafa topluca gidilmesi durumudur. ruh çağırma seanslarında bu kural geçersizdir. kendisi gelmezse sizin ona gitmeniz tehlikeli ve yasaktır.
başarılarını sahiplenip başarısızlıklarında başkalarını suçlayan erkektir. bilinen er kişi görevlerini bile yerine getiremezken karşıdan her daim anlayış bekler, bilmez ki suçunu kabul etmek de büyüklüktür .
başta cazip gelen erkektir kendisi. kadınlık güdüleri ben hallederim bunun sorunlarını der ve işe girişirsiniz. siz onun sorunlarını halledeceğinize sonunda siz sorunlu biri haline geliverirsiniz farkında olmadan.
olaylara işine gelen şekillerde yaklaşımda bulunmaktadır. kendisini yuhalayan gençlere bunlar benim de desteklediğim demokrasi sayesindedir şu an bunu sayemde yapabiliyorsunuz demesi örneğinde görüldüğü gibi.
nesilden nesile geçen slogandır ki günümüz gençleri kendileri ile aynı dünyayı bile paylaşamamışlardır maalesef ki ama bu dünya bakışını paylaşmaktır dünyalar ayrı olsa bile 35 yıldır. türkiye bu üç fidanını unutmayacak unutturmayacaktır.
dün gece dilenen tüm dilek kağıtlarını ve paralarının bugün itibari ile suya dökülmesi olayıdır . çevreciler uyumakta tüm sahillerde deniz yüzeyinde kağıtlar gezmektedir. ama istenilen zengin koca gerçekleştiğinde söz ki yardım derneğine bağışta bulunulacaktır.
Bana çılgın diyorsun, seni sevdiğim için.
Yanılıyorsun, sevmek çılgınlık değil.
Sevmek insan tarafımızı bulmamızdır bence.
Biraz da yaklaşmamızdır Tanrıya zaman zaman.
Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acımalı.
O, ot gelip, ot gidenlere acımalı. Sevebilen insan
kendini keşfetmiş insandır. Talihli insandır.
Çektiği bütün acılara rağmen; mutlu,
kıvançlı insandır o. Aşktır yücelten bizi ve
derinliğimiz aşktandır. Gerisi boş, yalan.
Sevmakle sevilmek ayrı şeyler... Sevilmeyi
çoğaltmak, ona bir başka şekil vermek,
daha da yoğunlaştırmak onu, elimizde değil.
Oysa ki, sevgimizi dilediğimiz gibi yoğurabilir,
dilediğimiz şekli verebiliriz ona.
yaklaşan hıdırellez öncesi ağacını kurutmuş yazarın haklı isteğidir. bir sene daha mı beklesindir dilek dilemek için. sözlük ona tez vakitte ağacını almalıdır kendisinden beklenen budur.
her ekmesine ustaca bir bahane bulabilen sonrasında gönül alan yüzsüz sevgilidir . taksim meydanında asılasıdır bak bakalım bir daha ekebilir mi o zaman ...
ilk üye olunduğunda duyulan heyecanın zamanla azalması ve artık bir alışkanlık haline gelip yazılması durumudur ki tehlikelidir . üzerine gidilip heyecen tekrardan diriltilmeye çalışılmalıdır . evlilikde de durum böyledir ilk başta etekte ne var ne yok her şey dökülmemeli zaman içerisinde azar azar verilmelidir karşıya verilecekler. sonra yazarın sözlüğe bön bön baktığı gibi eşler de birbirlerine aval aval bakıp otururlar.
yeni neslin adrenalin seviyesindeki artışın sebebi olarak görülmesi durumudur doğrudur . her yeni heyecanlandırır insanı zamanla bu heyecan alışkanlığa dönüşür.
(bkz: sözlükle evliliğin benzerlikleri)
nasıl bir halet i ruhiye içersinde olduğunu çözmenin zor olduğu yazardır kendisi. nick onda ne gibi çağrışımlar yapmıştır da mesaj atmıştır ya da yazdıklarınızı okumuş da onun üzerine mi atmıştır karar veremezsiniz bir türlü. mesajına cevap verir ama bu sorulara yanıt alamazsınız . nicki ile cinsiyeti ters düşen yazarlara da mesaj atan bu yazarlar işin aslı ortaya çıkınca işi geyiğe dökmenin de alasını bilmektedirler aynı zamanda.
otel işletim şeması uyarınca direk genel müdüre bağlı çalışan otelin belkemiği durumundaki tüm restoran ve ağırlama oraganizasyonlarından sorumlu *nişan toplantı kişidir. *
tek kanallı * dönemlerde özlemle beklenen , her yaygınlaşan şey gibi suyu çıkarılan ,tarafsızlık ilkesinin yerini çıkarlar almış olan dejenere görsel ve yazılı medya.