ondört şubat harici günlerde de er kişilerin yapması gereken eylemdir zira onlar nedense yanlızca yılda bir gün bunun olabildiğini düşünmektedirler.
(bkz: erkeklerin doğru bildiği yanlışlar)
askeri kamplarda sabah erken kalkanların gayet kolayca ulaşabilecekleri kum çeşididir. garibim askercikler sabahın kör vakitlerinde tüm sahili düzeltmektedirler çünkü.
muhattabı işkembe çorbası ise gayet de yerinde söylenmiş olan bir sözdür. lakin kaç kişi ben gibi gıda maddeleri ile aralarında bağ kurup onlarla aslında monolog olan dialoglar yaşar ki?
işte istanbul
yorgun şehir
işte canından bezmiş boğaz vapurları
kaderli tramvaylar
ve galata köprüsünden telaşlı insanlar geçmektedir
bir gizli sevinç mahzun gözbebeklerinde
eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım
işte istanbul
istanbul dedim de seni hatırladım
balıkçı tepsilerinde gümüş balıkları
tekir, barbunya, canım uskumru, levrek
işte istanbul
kulaklarımda bir derin uğultu
hiç bitmeyecek
karşıda kızkulesi
gözleri yaşlı bir kadın gibi
ve minareler çaresizliğimizi haykırmakta allaha
caddelerinde başım dönüyordu
gecelerinde ağladım
istanbul o büyük şehir
o mahzun şehir
istanbul dedim de seni hatırladım.
tarabya'da bir rum meyhanesi
kayık tabaklarda üç çeşit meze
karides
sardalya tavası
midye dolması
sonra kızarmış ekmek
ve kulüp rakısı
işte istanbul
sensiz yaşanmıyan şehir
nefes alınmayan belde
sen uzaklardaki istanbul hastası
bense istanbulda seni yaşadım
zaman, adın gibiydi dudaklarımda
istanbul dedim de seni hatırladım.
boğaziçinden bir vapur geçer
benim aklımdan senin gözlerin geçiyordu
- bebek. dediler, indim.
nereye baksam denizdi
mavi mavi bir hüzündü ayaklarımın altında
işte istanbul
haliç
çiçekpazarı
beyoğlu
beyoğlunun daracık sokaklarında seni aradım
içim ürpertilerle doldu, amansız korkularla
istanbul dedim de seni hatırladım.
istanbula kar yağıyordu
nasıl üşüdüğümü anlatamam
üşümekten öte bir şeydi bu
belki de yanlızlıktı
kar haline gelmiş gözyaşlarıydı insanların
uzak gemiler görüyordum
karlar altında beyaz gemiler
ve istanbulun ortasında
bir nehir akıyordu içime
soğuk, buzlu bir nehir
sensiz istanbul bile güzel değilmiş
anladım
işte istanbul istanbul dedim de seni hatırladım
alırken insanı tüm hastane ve eczaneye rezil rüsva eyleyen ilaç. tamam yeşil reçete ile veriyorsunuz da elli yere imza alıp, tc kimlik numarası , adres , telefon ne istersiniz kardeşim?
sana yolladığım onlarca oy ananın ak sütü gibi helal olsun dediğim cem karaca ve barış manço 'ya emanet ettiğim kerim tekin 'in yanında yerini almış ama ölmemiş adamım benim.
geçerken nedense taksicilerin '' abla kapıyı kitle istersen'' diye uyararmak durumunda kaldıkları semttir. fakat mimarisinin ve eski evlerinin gönlümdeki yeri ayrıdır keşke balat gibi orası da yenilense.
görev tanımı asıl olarak vatana millete hayırlı bir birey yetiştirmektir; bunun şartı da atatürkçülükten geçtiğine göre dolaylı olarak doğrudur efendim.
yahudilerin ikemetgah olarak bir yer kullanma isteginin giderilmesi durumudur. ama hala daha tüm düyada yaygın halde yaşamaya devam etmeye lobi faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedirler. kuruluşu zamanında türkiye'den göçen yahudi sayısının azlığı ise tuhaftır ki çok azdır.
hazırını aramak yerine kumaş alarak diktirmenin daha makul olduğu durumdur. ne istediğinizi bildiğiniz sürece sıradan bir mahalle terzisi bile bir şahaser yaratabilmektedir. yeter ki ona istediğiniz şekli iyice anlatın. gelelim ayakkabıya aldığınız kumaşı yarım metre fazla almak suteri ile eski topuklu bir ayakkabınızı kaplatabilirsiniz ya da bantlı bir ayakkabıya yukarı kadar aynı kumaştan bağcık yaparak kısa elbiselerle kullanabilirsiniz. aynı durum her tür çanta için de geçerlidir efendim.
zamanında dedelerime de yaptırılımş olan zorunlu göç ettirme olayıdır. acıdır kendi isteğiniz dışında hiçbir eşyanızı doğru dürüst götürememeksizin bilmediğiniz bir yerde ikamet etmeye zorlanmaktır. yakın akrabalar aynı bölgelere bile verilmemekte böylece de görüşme imkanları ortadan kaldırılmaktadır. sadece gayrimüslimlere değil öz be öz türk olan dedelerime de uygulanmıştır.
sağ baştan sayarken saymadıklarımızdır kendileri. bir grup eski sevgili ve yapılmış bilimum hatalar bu kategoride incelenebilirler. oysa ki bizi biz yapan değerlerdir aslında yok saydıklarımız.