vayanasinisayinseyirciler
136 (şirin baba)
beşinci nesil silik 2 takipçi 32.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    korkarım

    10.
  1. sözleri gülten kaya'ya ait bir ahmet kaya şarkısıdır.
    1 ...
  2. türkiye de kast sisteminin var olduğu gerçeği

    1.
  3. türkiye'de aleni yada yasal olmasada duyulan haberlerden, görülen olaylardan, yapılan gözlemlerden varlığının bariz şekilde hissedilmesi ve bunun farkına varılması durumunda ayıkılan yada hala ayıkılamayan gerçektir.

    bizler bunu meşhur münevver cinayetinde gördük, dersanelerin açılmasıyla gördük*, sokaklarda görüyoruz bunu.. bir akşam sokakta bir kez daha şahit oldum buna ve o günü yazmak geldi içimden:

    Canım sıkılmaya başlamıştı. Evde gezinip duruyordum. saaat 19:30 du. Bir şey yapmalıydım ya da
    uyumalıydım. Zaten yarım saat önce uyanmıştım öyleyse bir şey yapmalıyım dedim ve bu ılık yaz
    gecesinde balkonda bira içmeye karar verdim.

    Biraları almak için tekelciye doğru yürürken yolda bir çocuk ve babasını çöp ayıklarlarken gördüm. Her bina kendi çöpünü kendi önünde biriktiriyordu. Çocuk bir binanın önündekileri ayıklıyordu, babası bir başka binanın önündekileri. Bu çöplerle ne yaptıklarına dair bir fikrim yok fakat bu insanlar geçimlerini belli ki bundan sağlıyorlar.

    Yanlarından geçerken çocuğa baktım çaktırmadan; 12 yaşlarında yuvarlak yüzlü zayıf bir şeydi. hevesli ve konsantre olmuş bir halde işini yapıyordu. -işini: çöp ayıklamayı. 12 yaşlarında bir çocuk.-
    Çocuk bu haliyle bana, kuaförü saçını yapamadığı için hayata küsen Işıl'dan, Aysu reddetti diye
    dertlenen Okan'dan daha yüce geldi ama sonra bu çocuk çöp topluyor diye reddedilmekten yada kötü
    görünmekten şikayetçi olamamak saçma diye düşündüm. Bir kere daha baktım çocuğa göz ucuyla; harıl
    harıl devam ediyordu.

    Bu çocuğu böyle hevesle çalıştıran şey bu işten keyif alması değildi, ailesini geçindirmek için babasının aldığı sorumluluğa ortak olmasıydı. Evde onlardan gelecek yemeği bekleyen birileri veya birisi vardı ve bu 12 yaşındaki çocuk futbol oynamak, belgesel izlemek, kitap okumak, yüzmek, top oynamak yerine çöpten işlerine yarayacak bir şeyler bulmanın derdindeydi.
    Bu çocuğu böyle hevesle çalıştıran şey: 12 yaşında bir çocuğun ellerine bağlanan umudun
    farkında olması ve bu umudun benliğinde uyandırdığı gurur ve sorumluluktu.

    Ben ise şimdi bu baba-oğul burada çöp toplarken biralarımı edinip serin balkonumda onları yudumlamaya gideceğim diye düşündüm. Utandım, vicdan azabı çektim bir süre. Fakat bir devlet memurunun oğlu olarak doğmak benim suçum değildi, bir çöp ayıklayıcısının oğlu olarak doğmak onun suçu değildi. Ortada boktan
    ve adil olmayan bir durum var ve bunun suçlusu ben değilim, o da değil, ama ben serin balkonumda
    bira içiyorum o ise çöp topluyor. Hindistan'daki kast sistemini hayretler içinde karşılayanlara
    götümle gülüyorum şu an ve "yapacak bir şey yok" diyenlere sinirleniyorum dakikalar geçtikçe.
    içinde bulunduğumuz sistem, bu gizli kast, yapacak bir şey yok denildiği için devam etmiyor mu
    zaten? Katılmıyorum, katılamam sizlere, olmalı, yapacak bir şeyler muhakkak olmalı...

    Biralar bitti ben kitap okumaya gidiyorum.
    1 ...
  4. enver gökçe

    11.
  5. GÖZÜM BAŞIM ÜSTÜNE

    Şu
    Dünyada
    Ayrılık
    Var
    Ölüm
    Var
    ille de
    Zulüm
    Var
    Gözüm
    Başım
    Üstüne
    Hangi
    Kitap
    Yazıyor
    Kardaş
    Ben
    Çalışam
    Eller
    Ala...
    Enver GÖKÇE
    1 ...
  6. delikanlımühendis

    1.
  7. (bkz: #23644)
    "ne mutlu türk'üm diyene inancı" ne lan diye sormak istediğim yazardır kendisi.
    1 ...
  8. türkiye de ırkçı olmanın dayanılmaz hafifliği

    1.
  9. türkiye'de ırkçı olmanın bir takım güçlerin işine gelmesinden dolayı en kolay iş olduğu gerçeğidir.

    ırkçı kişi: insanların, etnik kimliklerini, doğmadan önce etnik kimliklerin özelliklerinin yazılı olduğu listeye bakarak seçtiklerini düşünen kişidir. bu kişiye göre bir insanın ekmek çalmasının nedeni aç olması değildir etnik kimliğidir.

    türkiye'de durum daha da tırajikleşiyor. türkiye'de bir insanın isyan etmesinin koşulları yoktur, koşulu vardır: kürt olup olmaması. bir ağanın 15 tane köyü olması, okulların yerleşim yerlerine 10-20 km uzakta olması, 1 ağanın 3000 oy demek olduğu gerçeği, mevcut feodalite, kaçakçılık çarkından yararlanan pkklı ağırtoplar ve milletvekilleri, eğitimsiz insanlara sunulan tek özgürlük şansının pkk gibi soysuz bir örgüt olması falan hikayedir. oradaki insanlar kürt'tür ve tüm bu olanlar sadece ve sadece kürt olmalarındandır. haydi kürtlerden nefret etme özgürlüğümüzü kullanalım(!) kahrolsun kürtler(!) yaşasın ağalar, pkk ve devletimiz(!) ne kolay hayat. insanlarımız ölsün sen de balkonuna bir bayrak as, kürtlere söv, devletimizi pohpohla ve görevini bitir.
    5 ...
  10. türkiye insanının anlayış yoksulluğu sorunsalı

    2.
  11. uzun soluklu osuruk

    ?.
  12. göbeklisi göbeksizi kadını erkeği yurdumun ve dünyanın güzel insanlarının genelde yalnız olunan ortamda yaptıkları doğal bir eylem. hayatın komikliği. sıçmak gibi osurmakta komiktir.
    2 ...
  13. kadir cangızbay

    16.
  14. şu diyalogla sınıfın yerle bir olmasına neden olmuş yüce şahisiyet.

    k.cangızbay: dinlere karşıyım. hele müslümanlığa iki kere karşıyım çünkü sanıldığı gibi vücut bütünlüğünü bozan din hristiyanlık değil müslümanlıktır. müslümanlık vücut bütünlüğünü bozan bir dindir.

    sınıf: ??

    k.cangızbay: kimse anlamadı dimi?

    sınıf: ??

    k.cangızbay: sünnet ulan sünnet! benim pipimi kestiler be!
    8 ...
  15. şener eruygur

    36.
  16. add'ye üyeliğinin 15. gününde başkan olmuştur. düşündürücüdür bu olay.
    2 ...
  17. bu nasıl dünya

    1.
  18. moğollara ait harika, muhteşem, akıl almayacak güzellikte, insanı ister istemez hüzünlendiren enstrumantal şarkı. ha söz yazıp okuyan çıkmamıştır? evet tabiki de çıkmıştır. yasemin göksu "yardan haber yok" ismiyle şarkının söz yazılı halini seslendirmiştir.

    dinlemek isteyenler için:
    http://www.youtube.com/watch?v=v2VdTeDJZgk
    0 ...
  19. huzur kaçıran olaylar

    1.
  20. bilgisayarın başında arkadaş vardı. bana seslendi bir şey söyleyecekmiş. odanın kapısna kadar geldim içeri girmeden orda durdum. suratına 'ne var' der gibi baktım. söze girecekti fakat hapşırığı geldi, peçeteye yetişmeye zamanı yetmedi bunun üstüne ekrana hapşırmamak için kafasını hafif sağa çevirip aşağaya eğdi ve hapşırdı. sonra söyledi söyleyeceğini, gittim. 10 dk sonra "işim bitti al" diye seslendi. bilgisayara oturdum mausa elimi attım. elimde bi ıslaklık. bi baktım balgam. mausa denk getirmiş .mna koyduğumun g.tveren kılıklısı. bir şey söylemedim tabi. peçeteye uzandım önce elimi sonra mausu sildim. bilgisayarı kapattım. dışarı çıktım.
    3 ...
  21. hasan hüseyin korkmazgil

    18.
  22. şu lanet baş ağrısı

    Yine başladı başım

    Yine dünyam kapkaranlık

    ne aspirin ne novaljin

    ne şurup eczanelik ağrı değil

    bu benimkisi

    değil dostlar





    beyin değil

    işte elektrosu

    işte yürek

    saatli bomba sanki mübarek!

    ağrısız baş

    taş altında» diyorlar anlıyorum domuzuna

    anlıyorum it gibi

    ama işte dindirmiyor ağrımı algılamak bu gerçeği



    yıllar var ki şu ülkede şöyle sıcak

    şöyle mutlu şöyle yürek soğutan

    tek bir haber değmedi kulağıma

    tek bir olay yaşamadım hep kan gölü



    hep gözyaşı hep kargış sanki

    yunus yaşamamış bu topraklarda

    hacıbektaş diye biri geçmemiş buralardan



    toprakları sürecektik kardeşçe

    ekip biçip harmanlayıp

    kardeşçe denizler ki yok bir eşi dünyada

    göller ki ırmaklar ki çaylar ki

    madenleri sökecektik kardeşçe

    yeşillere saracaktık kırları kıraçları okullarlı

    yuvalarlı parklarlı

    geniş güzel caddelerli kentler kardeşçe





    yine başladı başım

    yine dünyam kapkaranlık

    hep de böyle güzel düşler kurarken



    hep de kulak kabartırken tv'de haberlere

    bakarken başlıklarına gazetelerin

    tam da eğilirken yüzüne sevgilimin



    öperken alnından bir güzel başarıyı

    belki yalan belki doğru ama insanca



    bir öykü anlatırken dostlara

    bir kadeh birşeycikler bir kuytu köşecikte

    iki fiskos ederken

    yem atarken balkonda serçelere

    sardunyaya kızarken niçin açmadın? diye ..



    filistin'i düşünürken otobüs durağında

    dalmışken kavak dallarının sabah ışıltısına yıldızları

    gagarin'ce görüp gözlerken sıvazlarken enflasyonu etsiz soframda



    düşte deve görmeyi yorumlarken yatakta

    sesine kapılmışken telefonda birinin

    gülümserken suratına asalak devrimcinin

    şiirini deşelerken çöplüksel bir olayın

    kaçırılmış fırsatlara ağlarken türkülerde

    ve sessizce ölüşünü bir koca kelebeğin

    saksıda sarmaşığın güneşe gülüşünü

    çokboyutlu izlerken ortasında alnımın

    birdenbire bir ağrı



    neye vursam ?

    hangi taşa bu başı

    kime sövsem

    hangi puşta!

    hangi soysuza!

    onursuzluk batağının yarınsız yaratıkları

    bu insan kılıklılar gözdeki pırıltının

    alındaki ışığın

    sevginin saygının

    güzelin düşmanları



    bu inatçı başağrısı böyle bu değil

    dostlar değil dostlar

    başımın suçu değil

    nezaman ağrısa erciyes karlı başım

    bakıyorum ağrıyor

    erciyes'e dönmüş başı



    şu güzelim ülkenin



    değil dostlar

    bu değil güzel günler görünürde yok

    daha bunak düzen kan istiyor

    su değil

    suçlu sen ben suçlu şu bu

    o değil



    Suçu vurmak gerekiyor suçluyu değil

    Hasan Hüseyin Korkmazgil
    11 ...
  23. kitap yollayan tanrı modeli

    1.
  24. bu öyle bir tanrı modelidir ki: her şeyi bilen, her şeye gücü yeten olması nedeniyle kesin yollara başvurabilitesi yüzde yüz olmasına karşın kesin olmayan bir yolla; kitap yollama yoluyla kanunlarını yarattığı insanlarına ulaştırıyor. Yani kitabının, kitabı yolladığı insanlar tarafından değiştirlmesine, yanlış yorumlanmasına mahal vermiş oluyor. efendim şurda tanrı onu değil aslında şunu emretmiş, olur mu efendim demek istediği şuymuş, yoo katiyen efendim dinden çıkarsınız burda asıl bunu söylemişte şurda onu söylemiş! veya kuran-ı kerimin Türkçesi ile arapçası arasında yorum farkının bulunduğu geyiği. ne lan bu çocuk oyuncağı mı? tartışılabilen bir tanrı kitabı hem de muhteşem, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten tanrının kitabı!

    bu arada: başlık üstüme kalmış. herkes belirtme ihtiyacı duyuyor ben de belirteyim dedim.
    5 ...
  25. alternatif ihsan yıldırım serzenişleri

    1.
  26. -allahh! delirecem! bu ne denize düştüm o halde yılana sarılayımcılıktır!

    -bu ne bir küçücük fıçıcık içi dolu turşucuculuktur, bu ne çarşıdan aldım bir tane eve de geldim yüz taneciliktir, bu ne bilmece severliğidir buna inanabiliyo musunuz!
    2 ...
  27. islamda zorlama var midir

    1.
  28. insanlara, dürüstlükten, onurdan bahsederek değil olur olmaz her yerde dinden bahsederek tanrıya yarandığını zanneden kimi insanlar var çevremizde. Bu türler ortam bulmayagörsünler hemen başlarlar din adı altında insanlara korku aşılamaya... Günahkar olanları tanrının nasılda cayır cayır yakacağını, tanrıyı inkar edenlerin ebediyen kalacakları cehennemde nasıl acılar çekeceğini ve ölmek istemelerine rağmen ölmeden sonsuza dek acı içinde kavrulacaklarını, zina günahının büyüklüğünü ve günahın büyüklüğüyle verilen cezanın da orantılı olarak ne kadar büyük olduğunu, iştahla, kinle, zevkle anlatırlar. Tabi mutlaka sonunda tövbe etmeyi önerirler -zira tanrı yakar makar ama çok merhametlidir öyle ki tanrı merhameti deniz ise anne merhameti o denizde bir su damlasıdır- ve islamın korku dini olmadığını ayrıca islamda asla zorlama olmadığını da söyleyip konuşmalarını mutlu bir sonla bitiriverirler...

    Evet, haklılar, islamda zorlama yoktur:

    "içki içersen yanarsın ister iç ister içme, sen bilirsin" vardır

    "zina yaparsan kurtuluşun olmaz sınavdan kalmış olursun cehenneme gidersin ve sonsuza kadar kalırsın orada, sen bilirsin istersen yap, istersen yapma" vardır

    "allah zekatı vermeyi, haccetmeyi, oruç tutmayı, namaz kılmayı zorunlu kılmış, haaa bunların hiçbirisini yapmayadabilirsin senin bileceğin iş, yapmazsan ateş seni çağırıyor" vardır...

    Evet öyle hoşgörülü bir tanrımız var ki en ufak bir zorlama yok görüldüğü gibi... Farz(zorunluluk) kelimesi sizi yanıltmasın zorunluluk olarak adledilmesine rağmen onlardan bile zorunlu değilsiniz aslında... Öyle geniş bir din ki seçenekerimiz bile var hem de iki tane: ya bunları yaparsın ya da cehennemde cayır-cayır yanarsın seçim senin... büyük merhameti ve hoşgörüşüsü için tanrıya teşekkür ediyorum!
    5 ...
  29. dinler insanligimiza hakarettir

    1.
  30. Dinlerin hepsinde mevcut olan sevap kavramı ve günah kavramı... işin içine günahın ve sevabın sokulması. Yani yapılan her hangi bir şeyi ödüllendirmek veya cezalandırmak, üçüncü bir seçenek yok. Bu durum insanı karşılıksızlıktan, beklentisizlikten uzaklaştırıyor. Günah olduğu için kötülük yapmayan insan modeli veya sevap kazanmak için iyilik yapan insan modeli -dir tanrının istediği veya zannettiği. oysa "insanlık" dediğimiz kavram nedir? sevap kazanmak için paylaşılan ekmek mi? günah olduğu için söylenemeyen yalanlar mı? "insan onuru kutsaldır" bilincinden değil tanrıya yaranma çabasından kaynaklı haksızlığa karşı gelmek mi? küçük bir kız çocuğuna cehennem azabı göze alınamadığından tecavüz etmemek mi?.. işte tanrının istediği veya zannettiği "insanlık" kavramı budur. Oysa bizim için "insanlık" : bir şeyi salt insan olduğun için yapabilmektir, insan onurunu kutsal kabul etmektir, emeğe saygıdır, içtenliktir, beklentisiz yapmaktır bir şeyleri, iyi olmak için ödüle, kötülük yapmamak için korkutulmaya gereksinim duymamaktır.
    o nedenle dinler insanlığımıza hakarettir ve tanrıya vereceğimiz en büyük ders:
    i n s a n l ı ğ ı m ı z d ı r !
    12 ...
  31. islam bilim dini midir

    1.
  32. "islam bilim dinidir" şeklinde cümle kuran insanlarımız var. Bunların yanında daha mütevazi "en bilimsel din islamdır" şeklinde diğer dinlerin de bilimsellikten nasip aldığını vurgulayıp, o dinlere haksızlık etmediğini gösteren ancak müslüman kimliğinden ötürü "en" sıfatını islama layık gören romantik bi tayfa da mevcut. Yine bunların yanında islamın bilime önem verdiğini söyleyen bu nedenle bilimsel olduğunun su götürmeyeceğini düşünen ancak islamın bilime önem vermesinin bilimsel olmasını gerektirmediğini anlayamayan veya bunun farkında olamayan daha kendi halinde bir tayfa da mevcut. Bilimin hiç bir dini kabul etmediğini hatırlatarak kucaklıyorum onları: Allah sizleri başımızdan eksik etmesin(!)

    Bu kardeşlerimizin bilimsellik ve bilim kavramlarını tam olarak anlamadıklarını veya bilmediklerini düşünüyorum yada umuyorum...

    örnek olarak o meşhur kurban hikayesini hatırlayalım:

    Hz ibrahim ilerleyen yaşına rağmen çocuğu olmayınca tanrıdan çocuk ister. Tanrıda Hz ibrahim'i kırmaz ve Hz ibrahim'e bir çocuk verir. Hz ibrahim birgün rüyasında çocuğunu boğazladığını görür ve bunu, çocuğunu tanrıya kurban etmesi gerektiğine yorar. Sonra alır çocuğunu kesmeye gider. Çocuğu kesecekken tanrı, "ey ibrahim!" şeklinde seslenir, çocuğu kesmemesini onun yerine Cebrail melek koyun getirmiştir onu kesmesini söyler ve kurban bayramı bu vesileyle gelenekleşir.

    Kuran-ı Kerim in saffat suresinin ayetlerinde de durumun kısa bir özetini görüyoruz:

    "100. O(Hz ibrahim) : "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver", dedi.

    101. işte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.

    102. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çaga erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni bogazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. inşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.

    103. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:

    104.Biz ona: " Ey ibrahim!" diye seslendik.

    105. Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.

    106. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.

    107. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. " (diyanet mealinden alıntı)

    dinlerin hepsinde olan tanrı istedi ve bizi yarattı olayının bilimselliğine girmeden bir detayla konuyu anlatmakta yarar gördüm. kadın üreme yoluna erkeğin üreme organının girmesi ve sperm bırakması ve bırakılan spermlerin uygunluk aşamasını geçmesi sonucu değil, dua ederek çocuk sahibi olmak, günlük veya geçmiş yaşantıların etkisiyle görüldüğü bilimsel olarak kanıtlanmış rüya ile mesajlar vererek imtihan yapmak, gökten melekle koyunun inmesi... bilimin dini islama hoşgeldiniz!..

    konu dışı ayrıntı: rüyasında çocuğunu boğazladığını gördüğü için çocuğunu ciddi anlamda kesip öldürmeye götüren bir peygamber... yorum yapılmaz heralde böyle bir duruma.
    2 ...
  33. türkiye insanı

    1.
  34. Türkiye'de insanlar;

    derste parmak kaldırmaktan
    misafirlikte sıçmaktan
    kalabalıkta şarkı söylemekten
    cinsellikten
    pistte dans etmekten
    öpüşmekten
    sevdiğini söylemekten
    ağlamaktan
    doktor karşısında soyunmaktan
    utanıyorlar...

    Türkiye'de erkekler;

    dayak yemekten
    kısır olmaktan
    kıza açılmaktan
    penis boylarından
    karısının evlenmeden önce ilişki yaşadığının bilinmesinden
    cinsel rahatsızlıklarından
    utanıyorlar...

    Türkiye'de kadınlar;

    mastürbasyon yapmaktan
    "pırt" yapmaktan
    osuruğa osuruk demekten
    ojeleri çıkmaya başlamış tırnaklarının görünmesinden
    adet gördüğünün bilinmesinden
    utanıyorlar...

    fakat

    utanmıyor Türkiye'de insanlar;

    rüşvet yemekten
    rüşvet yediğini bildiği kişiye alkış tutmaktan,
    çalışmayana "açık gözlü-işbilir" çalışana "mal" damgası vurmaktan
    sırf herkes "A" doğru diyor diye "A" ya doğru demekten ve "A" nın yanlış olduğunu bildiği, gördüğü halde cesaret edip söyleyememekten
    yalan söylemekten
    haksızlığa göz yummaktan
    "çalsın ama iş yapsın" diyebilmekten
    hırsıza alkış tutmaktan
    suçu yüceltip suçluyu teşvik ederek -bilerek veya bilmeyerek- suça ortak olduktan sonra ben bir şey yapmadım diyerek kenara çekilmekten
    köprüyü geçene kadar ayıya dayı demekten...

    utanmıyor Türkiye'de erkekler;

    "karıya-kıza" nasıl laf attığıyla, "karısına-kızına" laf atanı nasıl hastanelik ettiğini ortak gururla anlatmaktan
    gençliğinde kızları nasıl "bozduğunu" coşkuyla anlatıp daha sonra "ben kullanılmış karı almam" demekten
    kadına vurmaktan
    çocuğa vurmaktan
    25 yaşındaki kızı "götürdüğü" günün akşamı, 25 yaşındaki kızını erkek arkadaşı var diye dövmekten...

    utanmıyor Türkiye'de kadınlar;

    günün üçte birini kimin kiminle ne yaptığını konuşarak geçirmekten
    parmağındaki yüzükle, boynundaki gerdanlıkla ayar derecesine göre hava atmaktan
    hemcinsine her alanda bok atarak kişisel ezikliğini bu yolla gidermeye çalışmaktan
    sevişmek isteyen ergen erkeği hoşgörüyle karşılayıp, sevişmek isteyen ergen kızı orospulukla itham etmekten
    sevişen erkeğe çapkın, sevişen kıza orospu damgasını vurup, daha sonra "biz yapınca orospu oluyoruz erkekler yapınca çapkın oluyor" diye isyan etmekten
    aynı zaman da kadın-erkek eşitliğinden bahsetmekten!..
    13 ...
  35. sevgiliyi uyurken durtmek

    1.
  36. sacit'in uyurken sık sık osurması sonucu yatakta fakat uyanık olan sevgilisi mualla'dan beklenen eylem.

    (bkz: yeter osurduğun sacit)
    0 ...
  37. robert g ingersoll

    1.
  38. din hakkındaki düşünceleriyle beni etkilemiş amerikalı şahsiyet.

    *Korku beyni felce uğratır. ilerleme cesaretten doğar. Korku inanır, cesaret şüphe eder. Korku yere düşer ve dua eder. Cesaret ayakta durur ve düşünür. Korku kaçar, cesaret ilerler. Korku barbarlıktır, cesaret uygarlık. Korku tanrılara, şeytanlara, ruhlara inanır. Korku dindir. Cesaret bilim. - Robert Ingersoll

    *Çağlardan beri, bir tarafta aklın ve düşüncenin izinde birkaç cesur insan ve diğer tarafta cahil büyük bir dindar kitle arasında ölümcül bir çatışma devam ediyor. Bu, bilim ve imanın savaşı. Çok az insan mantığa, onura, adalete, özgürlüğe, bilinene ve bu dünyadaki mutluluğa; bir çoğu önyargıya, korkuya, mucizelere, köleliğe, bilinmeyene ve ölümden sonraki sefalete güvendi. Çok az kişi "Düşün", bir çok kişi "Diz çök ve iman et!" dedi. ilk şüphe ilerlemenin beşiği oldu, ve bu ilk şüpheden, insan ilerlemeye başladı. - Robert Ingersoll

    *Eğer kötülükler yok edilecekse, biz yok etmeliyiz. Eğer köleler serbest bırakılacaksa, bize serbest bırakmalıyız. Eğer yeni gerçekler keşfedilecekse, biz keşfetmeliyiz. Eğer elbisesizler giydirilecekse; açlar doyurulacaksa, adalet yerini bulacaksa; işçilik ödüllendirilecekse; batıl akıldan kovulacaksa; korunmasızlar korunacaksa ve sonunda doğruluk zafer kazanacaksa bunların hepsi insanların eseri olmalı. Geleceğin büyük zaferleri insanlık tarafından kazanılmalı ve sadece insanlık tarafından kazanılmalı. - Robert Ingersoll

    *Dinsizler, tarihin her çağında insan hakları için savaştı, ve her zaman özgürlüğün ve adaletin korkusuz avukatı oldular. - Robert Ingersoll

    *Çağlar boyunca, güçlü zayıfı ezdi; kurnaz ve kalpsiz, aptal ve masum olanları tuzağa düşürdü ve köleleştirdi, ve insanlık tarihinde, hiçbir yerde, hiçbir Tanrı ezilenlerin yardımına koşmadı. - Robert Ingersoll
    Bu benim inancım: Mutluluk tek iyilik; akıl tek meşale; adalet tek ibadet, insanlık tek din, ve sevgi tek rahip. - Robert Ingersoll

    *Büyük Angelo'nun, bir kiliseyi dekore ederken, terlik giymiş birkaç melek çizdiği söylenir. Bir kardinal, resme bakıp sanatçıya sormuş: "Kim şu güne kadar terlikli melek görmüş?" Angelo, başka bir soruyla cevap vermiş: "Kim şu güne kadar çıplak ayaklı melek görmüş?" - Robert Ingersoll
    1 ...
  39. gene roddenberry

    1.
  40. amerikalı senarist. meşhur "uzay yolu" dizisinin yaratıcısı. ayrıca şöyle de bir sözü vardır kendisinin:
    "Hatalı insanları yaratıp, sonra onları kendi hataları yüzünden suçlayan her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir Tanrı hikayesinin mantığını sorgulamamız gerekir. "
    1 ...
  41. devrimciyiz biz

    ?.
  42. zippo çakmak örneği çoğaltılabilir.

    konvers giymek, koka-kola kompany ürünleri tüketmek, börgirkinge, pizzahata, mekdanılsa, sıtarbaksa gitmek, kıçına livays pantolon takmak hem de devrimci olmak.

    (bkz: kardeş neyle mücadele ediyosun allaşkına?)
    3 ...
  43. alternatif zaman gazetesi reklami yaftalari

    ?.
  44. © 2025 uludağ sözlük