çok zor zanaat olsa gerek. yani savunabileceğin en fazla iki üç tane şey var düşünsene. yol yapma olayı var, rte'nin boyu var. başka da aklıma gelmiyor. bir de eğlenceli bile değil lan. para da almadığı halde bunu yapan insanlar çok acıklı bence. nasıl bir mizah anlayışınız var oğlum ya? eskiden cool adam vardı hastasıydık onun. nerde o eski troller?
artık türkiye'ye gelmesi gereken konsept. fakat bunu yapacak vizyondaki firmalardan tık yok maalesef. thin mint, etrafı çikolata kaplı, nane aromalı bir çeşit kurabiyedir. fakat şu naneli çikolata olayı bir yaygınlaşmadı memlekette. tek tük yerlerde satılıyor ama onlar da az miktarda ithal edildiği için çok pahalı ve her yerde bulunmuyor.
devlet televizyonu da dahil bir çok ulusal televizyon kanalının yaptığıdır. hayatımda bu kadar saçma bir uygulama daha görmedim. "ahmet, mehmet, ferhat bilmem ne iyi yayınlar dilemişler teşekkür ederiz." nedir yani? koskoca trt amına koyim ya. bir ara "şebnem kısaparmak birazdan tuncelililere selam gönderecek, tuncelililer ekran başına" diye altyazı gördüğümde ne kadar yadırgamıştım, şimdi aynısının kat kat saçması gerçekleşiyor.
türk televizyon kanallarının iştahla edindiği misyondur. özellikle karadeniz üzerine yürüyorlar. ha bir de karagül var. hayatımda gördüğüm en kötü urfa şivesiyle konuşuyor adamlar. "oğlum olacik" ne amına koyim ya?
başlık sınırından dolayı yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem kesinlikle. yazımın devamını okuyacak olursanız anlayacaksınız.
sinir krizleri yaşatan televizyon kanallarıdır. zaten siktiğimin memleketinde küçücük çocuklar kayboluyor, öldürülüyor, yaşamayı dahi hak etmeyen pislikler tarafından tacize/tecavüze uğruyor, bir taraftan da bu ibneler çocukları trajedi amaçlı kullanıp ağlatıyorlar, ki rol icabı da olsa insanların duygularını bu şekilde istismar etmenin kısa açıklaması orospu çocukluğudur, işte başlarına çeşitli belalar musibetler geliyor vesaire. çocukları yayınlarda bu şekilde kullanmak hiç etik değil. rtük sigarayı, alkolü buzlayacağına bu tip istismarlara çare bulsun.
bir nefret söylemi. ama ne yönde olduğu belli değil. ırk olan rum da olabilir, milli içkimiz olmayan rum* da olabilir. zira bu lafı sarfeden kişi ikisini de düşman bellemiş kendisine.
güney afrika kökenli bir atasözü. sitenin girişine hayvan gibi reklam koyanlara ithaf etmişler. binalardan oluşan site canım. hani girişine bilboardlarla hayvan gibi dizi reklamı koyuyorlar ya.
esra erol kişisinin vakti zamanında sarfettiği "jipimle giderken otobüstekileri görünce ağlıyorum" lafının aklıma gelmesiyle tekrardan irdelemek gerektiğinin farkına vardığım durumdur. çoğunluğu böyle bir; buldumcuk, ne oldum delisi olmuş ünlü oldu diye.
bakın örnek veriyorum sadece. bradley james. adam artık yakışıklılıkta master yapmış. bir erkek olarak her zaman imrenmişimdir bu herifin tipine. adam metroyla sete gidip geliyor.
ya da ne bileyim benedict cumberbatch. herif oyunculukta çığır açmış, sherlock ve star trek'te oyunculuk anlamında ilahi seviyeye ulaşmış neredeyse. ama adam gidip bir yakının partisinde saçma sapana soldan yaklaşan limitte dans edebiliyor. bunun kameraya çekilmesine ise hiçbir şey demiyor.
çarşaf çarşaf şike yapmayan, bin tane ses kaydı olmayan, başkanı şikeden içeride yatmamış, hırsız olarak anılmayan takımı tutarlar. ha bütün bunlara rağmen hala takımını bu hale getirenleri savunanların hangi takımı tuttuğu ise gayet ortada he mi?