son zamanlarda gördüğüm en kaliteli içeriği olan hukuk sitesi. dünya hukuk literatüründen ilgi çekici olaylar derlenmiş. güncel tutarlarsa patlar. http://budamihukuk.com/
izmirle özdeşleşmiş herşeyin izmirliler tarafından bir farklılık değil de bir üstünlük gibi anlatılması ve abartılmasıdır. izmirin kızları en güzeldir, izmirin boyozu şöyledir, boyozu bilmeyen cahildir; çok şey kaçırmıştır, alsancakta şöyle ortam vardır, biz izmirliler az et çok ot yeriz sağlıklı yaşarız, izmirde rakı şöyle güzeldir, izmirin insanları sırf bir partiye oy verdiği için aydındır ( ki en katılmadığım budur zira ülkemizde alternatifsizlikten sıfır vizyon sahipleri tercih edilmektedir), çekirdeğe çiğdem deriz böyle demeyen de garipsenir. tüm bunlar bir üstünlük değil bir farklılıktır, kültürel çeşitliliktir. kültürel katmanların en üstünde yer alması için önce genel geçerliliği olmalıdır bu sayılanların.
tüm bunlardan ortaya çıkan tablo da izmirliler kendilerinden bahsedilmesini ve yüceltilmeyi sevmekteler. sosyal insanlardır dolayısıyla bu ortak noktaları ortamlarda sıkça dile getirirler.
not: eksilenme yada izmirli olmayanlardan övgü alma kaygısı olmadan yazılan bir yazıdır. bu da böyle bi entry dir.
her fırsatta recep ivedik ve türevleri filmleri eleştiren elitist sinemacı-yönetmen yavuz turgul vb. lerin aslında populistliğin bayrağını salladıklarını görebilirsiniz bu filmde. şener şen usta diğer oyuncu kadrosu için konuşuyorum; bu malzeme ile bu kadar deme şansı yoktu yavuz turgul un zira oyuncu kadrosu etkileyicidir. olay örgüsü birkaç güzel hareketin dışında klasik polisiye ile paraleldi. şaşıramadık filmde. bu oyuncu kadrosu haricinde yeni yetme oyuncular kullanılsaydı film itin g.tüne sokulmaya müsaitti. hem y. turgul un hem de oyuncuların karizmaları ve populerlikleri filmi merak ettirdi. özet geçtim aslında son cümleyle.
kesinlikle en iyi ve eğlenceli browser. dünyadaki browserların %1 i ancak operadır lakin microsoft un agresif politikalarına rağmen sorunsuz çalışır. oğlum kadar severim.
ah bir nigah et kahr ile bakma sen diye başladığında şarkısına derin bir ah çektiren kadın.. emel sayın naifliği, melihat gülses in harika sesi, dilek türkan ın güzelliği nin vücut bulduğu insandır.
efendim bir zonguldaklı eğer istanbulda yaşıyorsa iş arkadaşları ve çevresi tarafından laz aşağı laz yukarı şeklinde çağırılır, zonguldaklı derki biz değiliz laz asıl lazlık kastamonululardadır, kastamonulu derki sinopludur, sinoplu derki samsun...bu böyle gider ta rizeye kadar rizeli derki artvinlilerin hepsu lazdur, artvinli tartışmaya son noktayı koyar, gerçek lazlar rusyanun megrel undadur.
serdar akinan ve arkadaşları tarafından oluşturulmuş demokratik haber platformu. amaç kesinlikle okura haber takip ettirmek değil kesinlike katılımını sağlayıp yazı yazdırmak, yorum yaptırmak. bir nevi sözlüğün gazete formatı efendim.
iz tv de yayınlanan devrim arabaları filminin belgeselinde konuşma yaparken beni benden almış usta sanatçı. o konuşurken iz tv de izleyiciler dinlenmekte. konuşurken ses kalabalığı yapmayan tane tane konuşan adam.
kapitalizmin kendine sunduğu sınırlı sayıdaki mutluluk anlarından birini yaşayan erkektir. rol modeller yaratıp erkek neslini eğlecede alternatifsiz bırakmak amaçtır. oysaki sadece bira içen ve tv izleyen erkek yada bira içen erkek te mutludur kanımca.
yüzüne saf acı yerleştirmenin çok zor olduğu sahteliklerle dolu günümüzde bir kaçıştır anlık hissiyatlardan. cumartersi gecesi içilmiştir, mevsim yaz, rakı buzdur. dayanılmamıştır. içip dağıtılmış gece kız arkadaşla ayrılıp sonra bir barda yeniden içip akabinde barın merdivenlerinden aşağı düşmek ve o an hiçbir şey hissetmemek. sonra kusmak kusmak kusmak... kustuktan sonra kasıkların yorulması, vücuttan aşırı miktarda suyun çıkmasıyla halsiz kalınması. ve final... sabah kalkınca herkese sövmek, buzdolabındaki suya koşulması, kafanın sepet gibi olması ve tümbunların hepsinin sevilmesi... saf sevgi ve saf acı her zaman yüreklere ilaç olur.
otobüste arkaya oturmak sorumluluktan kaçmak değil bilakis bir karşı duruştur. arkaya oturan şahıs bomboş giden ekspres otobüste bile en arkaya oturur.
dün gece E- 5 te gerçekleşmiş hazin durumdur. amerika görmüş olmasına rağmen kurt cobain kardeşimiz 50 m ilerideki üst geçiti kullanmayarak karşı yönden süratle ptt dağıtım deposu istikametine giden 34 krt 34 plakalı ptt aracının altında kalmıştır. o anda aracın arkasında seyir halinde olan ferhat güzel isimli arabesk türkücü nün samantha fox a yaptığımı acaba buna da yapabilir miyim şeklindeki girişimleri sonucunda feci şekilde can vermiştir. sevenlerinin rocker yürekleri sağolsundur.
dinleyen kişinin ruhsal durumu ve kafasının güzelliğine göreceli olarak bağlıdır. eğer kumkapı sahilindeysen, karşında mehtap sağında ümit besen varsa ne gerek vardır efendim mozart a.
daha dün radyoda bir şebo şarkısı duyduktan sonra kendi kendime düşündüğüm sol frame de görünce de vayy be demekki genç rockerlar rahatsız fikri uyandıran durumdur.
nasrettin hoca bir gün eşinden boşanmak için kadıya başvurur. kadı der ki nasrettin hocam eşinin adı nedir?
hoca cevap verir: geçinmeye gönlüm yoktu hiç adını sormadım.
bir gün sağduyulu bir türkiye vatandaşı faşist bir kürt e der ki seni yıllardır doyuran devletin adı nedir?
faşist kürt cevap verir: ben onun ismini anmaya korkarım, isminin büyüklüğü altında ezilirim diye tc derim sen oradan anla...
kadıköy bağdat caddesi nde bulunan bir reklam ajansıdır. birgün işleri büyütüp reklamcı arabası olarak anılan bmw z3 almalıyız kanka şeklinde başlayan bir diyalogun sonunda ajansın adı koyulmuştur.
dışı yeşil içi kara sermayenin nakit paraları karşısında, alırken kazanamayan ve dolayısıyla rekabet gücünü yitirmiş mahallemizin bakkalına giderek çocukluğumuzda bizlerin paralarını sporcu kartları, misket vs gibi türlü eğlenceli oyunlara yatırmamıza önayak olmuş, mahallemizin çocuklarını sosyalleştirmiş kişilere borcumuzu ödeme vaktidir.
bu ekolün şüphesiz en büyük temsilcisi adnan şenses tir. kendisi vakti zamanında sahne almadan evvel bi dünya içip "kara ali geldi düğüne zurnayı verdim eline" şarkısı eşliğinde enfes roman dansları yapar idi. sonra bunu taklit edip beline ceket bağlayarak oynayan ufaklıklar türemişti mahallede. evet onlardan biri de bendim. dolmayan bir uktedir içimde içip içip adnan şenses le şöyle karşılıklı ceketleri bele asıp omuz tokuşturmak...
bulunduğu il dışına hiç çıkmamış bir elemana diğer arkadaşları istanbul un kız açısından nasıl da büyük bir membaa olduğu anlatılır. kızlara laf atılabilindiği hatta kızların bunları bazen gülümseyerek karşıladığı ballandırılmış ve doğada saf halde olan arkadaşta muazzam bir kızlara laf atma isteği uyandırır. günlerden birgün birlikte istanbul a gidilir ve malum arkadaşın aklına gelir laf atma muhabbeti. araba ile giderken birden sağdan takip et laf atıcam şeklinde bir istekte bulunur. en sonunda iki adet hatun görmüştür ve arabayla usulca yanlarına yaklaşır lakin eleman kızları görünce telaşa kapılır ve diyeceklerini unutur. kızlara bi dakka der kızlar dönerler. kısa bir sessizlikten sonra eleman diyeceklerini unutur ve kızlara şu lafı der " ananızı sikerim". arabadakilerin hepsi ölür. *
- hangi bölümde okuyorsun yegenim?
+ halkla ilişkiler ve tanıtım amca
- oku oğlum oku okumazsan görüyorsun halimizi..
+ peki ne işe yarar bu halkla ilişkiler?
- amca müşteriyle kurum arasında uyumlu bir anlaşma yapmayı amaçlayan...
+ error
- ya amca halkla ilişkiye giriyoruz işte
+ ulan üniversiteli değil misiniz alayınız aşna fişne
- ( ya amca şimdi sana aslında bir tanımını yapamam birçok farklı fikir var bu konuda desem daha mı iyi? aldın kırmızı noktalı cevabı nüktedan bi gülüş yap geç git..)
kendini geliştiren ve gerçekten özgün düşünceleri olan bayanları tenzih ederek derim ki türkiye de bayanların ne düşüneceklerine erkekler karar verirler. mesela bir başörtüsü meselesi olur ve kadınlara ya açıksınız yada kapalı derler. açılmazsan yobaz olursun cemiyetten dışlanırsın yarın bir gün bunlar herşeyine karışacaklar denir diğerine de denirki eğer kapanmazsan o kafirler gibi yanarsın yarın bir gün seni bunlar taksim de çıplak dolaştırırlar. yurdum kadını da aile baskısı erkek baskısı falan gibi nedenlerden dolayı kendi yaşamını yönlendirecek özgüveni olmadığı için kabul eder. başkalarının emirlerini siyasi düşünce olarak benimseyen yurdum kadını da ne yapsın tabiki siyasetten laf açıldığında ortamı sıkıcı bulur. yada der ki evet ya aynen öyle bence laiklik olmadan olmaz yada laiklik kötü birşeydir çünkü humeyni laik değildir.
ne yazık ki ülkemizde bayanlar kendilerine olan özgüvenleri ile ucundan kıyısından siyasetle uğraşmaya çalışırlar. bu alanda eksik olduklarını bildikleri ama inkar ettikleri için siyaset dışında konular konuşmaya bayıldıklarını sanırlar. halbuki kadınlar isterlerse erkeklere kök söktürürler çünkü erkeklere göre daha inatçıdırlar. inandıkları değerleri inatla savunabilme kapasiteleri erkeklerden biraz fazladır.
lakin ekonomik kaba kuvvet ve boş yere özgüven siyaset sahnesinde saygı gören yegane şeyler oldukları için ay evet ya ben de şucuyumdan öteye geçememektedir bayanların siyaset hakkında fikirlerini beyan etme çabaları.