sevgili kizlarimiz hep soyle derler; su utanmaza bak, yaninda sevgilisi varken baska kizlari kesiyor..hayvan bu erkekler hayvan..
ulan simdi bi kufur ederdim ama..
e be sevgili kiz, sevgili bayan, sevgili yarrakcigim..
sap gibi gezen bir erkege hayatta bakmayan, ''aman birak su abazalari'' diye onlari siklemeyen, hayattan sogutan sen, yaninda kiz arkadasi olan bir erkege okuz gibi bakmiyor musun..ayni erkek sapken bakmayip, yaninda kiz varken cocukcagiza zoom yapmiyor musun..
e simdi sen boyle yaparken ben seni kuytuda kistirip gotunu ellesem haksiz mi olacagim..
zira üniversitede okurken bizim okulun bahçesinde çok dut ağacı vardı..dutları silkelerken altına hep yatakların çarşaflarını sererdik de hep kirlenirdi çarşaflarımız..
eğer üniversitelere kamyonlarla çarşaf dağıtılırsa, öğrenciler hem dut silkelerken daha rahat ederler, hem de yataklarında temiz ve mis gibi uyuma imkanı bulurlar..
bütün kadınlara temkinli yaklaşılması gerektiğinin bilincindeki erkeklerin desturu..
başında örtü olsa da, kıçında donu olmasa da bütün kadınlar ''kadındır''.. aynı duygulara sahiptirler..beğenilmek, erkekler tarafından arzulanmak, güzel görünmek isterler..tahrik olurlar..sevişmek isterler..erkekleri birbirine düşürürler..dedikodu yaparlar..fitne fesat çıkarırlar..çukulata severler..adet görürler..masturbasyon yaparlar..
ancak şahsi fikrime gelince hiçbir kadın yaz sıcağında simsiyah peçenin altından spagetti yemeye çalışmaktan zevk almaz..
erkeklerin çok büyük bir çoğunluğu grup seks yapmak için yanıp tutuşurken, kadınlarda bu cinsel ilişki türüne karşı bir soğukluk sözkonusudur..
elbette azgın bazı kadınlar grup seks deneyimini tatmak isteyebilir ancak bu oldukça küçük bir orandır..bu durumun sebebinin kadınlardaki tek eşililik düşüncesinin olduğu söylenebilir..
ancak ilginç olan durum, kadınların grup sekse karşı bir antipatisi olmasına karşın, güzel bir kadınla lezbiyen ilişkiye girmeye hayır dememeleridir..
gül, papatya, orkide, maydanoz, tere, marul.. hepsinin aynı soydan gelen birer ot olduğunun bilincindeki erkeklerin yapacağı yerinde bir davranış..
papatya, gül gibi 2 gün sonra kuruyup gidecek gereksiz otlara bir dünya para vermek yerine, sevgiliye bir demet maydanoz hediye etmek, hem sevginin bir göstergesidir, hem de yemeklerde kullanabileceği faydalı bir otu sevgiliye temin etmektir..
daha ziyade erkekler için geçerli olabilecek bir önerme..
seks yapmak için belirli aralıklarla rus olsun, ukraynalı olsun çeşitli milletlerden kadınlara para yediren erkeklerin, evliliğe bakış açılarını gösteren bir tanımlamadır bu..bir bakıma doğru da sayılabilir..zira erkek tarafı , evlendikten sonra her daim cinsel ilişkiye girebileceği bir partner edinmiş olacaktır ve dolayısıyla seks yapmak için para harcamak zorunda kalmayacaktır..dolayısıyla evliliği, bedava seks yapılan bir kurum olarak görmek pek de yanlış sayılmaz..
kadınların içinde yatan ''sevilme'' ''pohpohlanma'' ''ruhunu okşama'' canavarının bir türlü doymak bilmemesi sonucu ortaya çıkan durum..tabi sürekli olarak mutlu olmak istemelerinin de bir sonucudur bu..kendilerine iltifat edecek, mutlu edecek, sevip okşayacak birisi olmadığı zaman da verirler kendilerini çikolataya..nedir bu açlık, nedir bu doymamazlık..
2 erkek arasındaki muhabbet şöyle olabilir:
-hacı saçların süper olmuş..
+ siktiret saçı başı hocam..yürü içmeye gidelim..
2 kadın arasındaysa şöyle olabilir :
-saçların çok güzel olmuş.
+ciddi misin.bak arkaları nasıl olmuş
-çok güzel kız.
+bak elbiseyi de yeni aldım.nasıl ?
-ay çok hoş. incecik görünüyosun..
uzar da gider..oram nasıl görünüyor buram nasıl görünüyor..pohpohla beni..şişir şişir..
yüzyıllardır kadınların kafasına zorla sokulan bir hastalıktır..doğumdan itibaren kız çocukları pembeye özendirilir..halbuki renkler arasında en karaktersiz, en sefil olanıdır pembe..ne idüğü belirsiz, iki arada bir derede kalmış iğrenç bir rengi, hayatının her alanında ısrarla kullanmaya devam ediyor kadınlar..
halbuki biraz düşünse, kafayı biraz çalıştırsa anlayacak ki pembe gerçekten iğrenç bir renk..
bir de şöyle bir durum var tabi..satanik kızların siyah giymesi, gotik kızların mor giymesi nasıl özentilikle bağdaştırılıyorsa, ben de her haltında pembe rengi tercih eden kadınları özentilikle suçlarım..ama neye özeniyorlar onu daha çözemedim açıkcası..
editör : şimdi bazı yazarlar, oğlan çocuklarına da doğunca hep mavi giydiriliyor ne var yani diyebilir..ama erkeklerin kafası daha fazla çalıştığı için bu baskıcı renk dayatmasını hemen terkediyorlar..oysa kadınların kafasına sokuyorlar bebekken pembe rengi, öyle gidiyor ondan sonra..
her ne kadar tüm dünyada ''kadınlar şeytandır'' yargısı hakimse de, gerçek, buna pek uymamaktadır..
özellikle kadın erkek ilişkilerinde ortaya çıkan bir durumdur bu kadının kolay kandırılabilir olması..2 çift güzel söz, bir ufak hediye karşısında hipnoza girmişcesine havada uçan bu kadınları artık istediğiniz gibi kandırabilirsiniz..
kanımca bunun sebebi kadınların günlük yaşamlarında beyinden çok kalbi kullanmaları..zaten kadınlarda biraz beyin olsaydı, 3-5 tane de kadın bilim insanı çıkardı diyerek kadınlara lafımı sokup çekiliyorum..
kadınların anlaşılmaz olduklarının göstergelerinden birisidir..
kendilerini orgazm edebilmek için saatlerini harcayan, alın teri döken erkeklere ''beni orgazm edemiyorsun'' diye kızan, surat asan kadınlar, üç kuruşluk bisiklete binerken orgazm olabiliyorlar..yani bu ne büyük saçmalıktır anlamak mümkün değil.
son derece gerçekçi düşünen ve bir o kadar da sevgilisini seven bir erkeğin içsesidir bu..
bir erkek, 3 kuruşluk, çok afedersiniz götü boklu papatyaya 10 milyon verip kız arkadaşına sevimlilik yapacağına, üstüne 5 milyon daha koyup bol yağlı iskender ısmarlarsa hem parasını sokağa atmamış olur, hem de sevdiği kızın karnını doyurmuş olur..
kesinlikle doğru bir yaklaşımdır..erkek adam diyet yapmamalıdır..çünkü kadınlar ne kadar aksini iddia etseler de malesef göbekli ve kelli felli erkeklerden hoşlanmaktadırlar..
belli bir yaşa geldikten sonra tüm kadınların yapmayı düşledikleri bir sevgi gösterisi..
eve yorgun argın gelmiş bir erkeğin ayaklarını güzelce yıkamak, ona masaj yapmak her kadının en büyük hayalidir..
şimdi buna hemen karşı çıkanlar olabilir, o bakımdan ben kadınları kategorilere ayırıp öyle açıklayayım bir de..
- ben kesinlikle yıkamam..o benim ayaklarımı yıkasın diyenler , 15-20 yaş grubu ergen kızlar
- eğer çok yorgunsa, çok istiyorsa birkaç kere yıkayabilirim diyenler, 20-25 yaş grubu, akıllanmaya başlayan kızlar..
- yıkarım tabi ki hem de seve seve diyenler 25-30 yaş arası akıllanmış kızlar..
- önce misler gibi koklarım, ondan sonra yıkarım diyenler, 30 + ermiş kadınlardır..
cinsel ilişki esnasında alınan zevki ve heyecanı artırmak için eşlerin şekilden şekile girerek yaptıkları pozisyonlar..
bazı kadınların tek bir pozisyonda orgazmı yakalayabildikleri bilindiğine göre, pozisyon araştırması ve pozisyon zenginliği erkekler için hayati önem kazanıyor diyebiliriz..
erkeklerle kıyaslandığında ihmal edilebilir düzeydedir..erkek çocukları gün atlamadan masturbasyonunu yaparken, bazı kızları ellemeseniz 1 hafta aklına gelmeyebilir..bu ne cinselikten uzaklıktır, bu ne durağanlıktır..
herkes tarafından ifade edildiği üzere 250 gram olarak tahmin ediliyor..
ancak bu ağırlık bence yanlış..çünkü kadını zaten cinsel bir meta olarak gördüğümüz için, kadın cinsel organının ağırlığı etrafındaki et ile beraber genelde 45-65 kilo arasında değişmektedir..
olaylara geniş bir açıdan bakmayı beceremeyen, analitik düşünce yapısına sahip olmayan ve gram ileri görüşlülük bulunmayan kadınların sözüne bakılarak bir işe girişilmemesini salık veren enfes atasözlerimizden biri..
kadın ve erkeğin fiziksel ve beyinsel olarak farklı yapılara sahip olmasının bir sonucudur..
bir gece seks yapmaya başlayan bir çift için durum şöyledir..erkek için ilk boşalmadan veya ikinci boşalmadan sonraki seksler bir zorunluluk halini alabilir..çünkü üstüste yapılan sekslerde, ilk veya ikinciden sonraki seanslarda erkeğin aldığı hem fiziksel hem beyinsel zevk azalacaktır..çünkü ilkinden sonra erkek amacına ulaşmıştır..hadi biraz azgınca bir erkek olsa da doymasa ikinciden sonraki seksler, zorunluluk ve güç gösterisine dönüşecektir..
oysa bir kadın için üstüste yapılan sekslerde her yeni seans kadını finale götüren bir adım gibidir..kadın ilk seansta fazla zevk almayacaktır..bu bir hazırlık dönemidir..sonraki her seansta kadın daha fazla ıslanacak daha fazla rahatlayacak ve daha fazla zevk alacaktır..
dolayısıyla kadınların sekse doymaması bir gerçek olarak karşımızda durduğunu söylemek yersiz olmaz..
kadınların gerçekten sevdikleri bir erkekle yaptıkları seks esnasında erkeğe, boşalma anında söyledikleri sözdür..
şimdi burada ''içime boşal hadi'' istek cümlesinin ardında yatan ruh halini açıklamak isterdim ama fazla açık seçik olacağından küfür yemeyim diye vazgeçtim..
anlık bir mevzudur..zira sevişmek isteyen bir kadını ne kadar reddederseniz edin, eninde sonunda sizinle sevişecektir..
kadınlar erkeklere benzemez..erkek sevişmek istiyorsa ama kadın istemiyorsa, sittin sene o kadın sevişmez..sevişmez arkadaş..sevimlilik yapar, sırnaşır ama sevişmez..ama aynı kadın sevişmek istiyorsa, önüne keban barajını kursanız durduramazsınız..altından girer üstünden çıkar erkeği ayartır ve amacına ulaşır..
şu kadınlardaki kararlılık ve azme hayranım doğrusu..
erkeklerin aksine tamamen kişisel tercihlerden kaynaklanan bir durumdur..erkekler zorunluluktan yaparken, kadınların böyle bir zorunluluğu yoktur..zira kadınlar; sokakta, barda ,sağda solda ufak bir kaş göz hareketiyle masturbasyon yapma ihtimallerini sıfıra indirme yetisine sahiplerdir..ama bazıları bu yetiyi kullanmıyorlar ona kızıyorum..
etrafı velveleye veren, ne huzur ne dinginlik bırakan insanlar..
şöyle adamakıllı, romantik ve duygusal yazılar yazamamamın tek sebebi bu komşulardır..
striptiz yapan kadınlara partner görevi gören, kah tımanılan, kah sevişilen, yerden tavana kadar uzanan, metalden yapılma, genelde 10-15 cm çapında boru..