Alman yargısı hafta içinde, yerel yönetimlerin dizel otomobillerin şehir merkezlerine girmelerine yasak koyabilmesinin önünü açar açmaz birçok şehirde bu yönde hızla adımlar atmaya başladı. Otomobil sektörü panikte.
Almanlar'ın bu yönüne hayran olmamak elde değil, , çevre sağlığı söz konusu olduğunda en kuvvetli oldukları sanayi dalını zor duruma sokacak olsa dahi korkusuzca kararlar alabiliyorlar.
Pyeong Chang 2018 Kış Olimpiyatları Buz Hokeyi Erkekler Çeyrek final maçıdır. Defalarca dünya, olimpiyat şampiyonluğu olan isveç'in favori olduğu çok çekişmeli geçen maçın normal süresi 3-3 bitince 10 dakikalık uzatmaya gidildi. Almanya uzatmanın ilk dakikalarında bulduğu altın gol ile inanılmazı başardı ve yarı finalde Kanada'nın rakibi oldu.
Karakter kısıtı olmasaydı:"10 kVA'nın altındaki güçlerde çatı ve cephelere kurulan güneş panelleriyle elektrik elde edilen tesislerden alınan verginin kalkması" şeklinde yazılacak başlıktır.
Enerji bakanı açıklama yapmış, neymiş, 10 kvA'nın altındaki güçlerde kurulan güneş enerji santrallarından vergi alınmayacakmış.
Çanak medya bunu, müjdeli bir haber gibi söylüyor, yahu asıl vergi alınması çok saçmaydı, Allah'ın güneşi için de vergi mi verilir? Az kaldı nefes almak bile vergiye tabi olacak maşallah.
3 Şubat'ta Rus uçağının El Nusra militanları tarafından düşürülmesi üzerine bizim uçaklara Suriye'de uçuş yasağı koymuş. Rusya'nın ipiyle kuyuya inilmemesi yönünde tavsiyede bulananlar haklı çıktı, olan gençlerimize oldu.
Kadın sporculara destek olunmayacağını, çünkü kadınların spor yapmasının günah olduğunu iddia eden Eski Bakan, şimdinin Çaykur Genel Müdürü zatın söyleminden sonra yapılması gerekendir. Daha kaliteli, daha uygun fiyatlı bir sürü başka çay var, onları tüketelim.
Dünya Güvenli internet Günü etkinlikleri kapsamında Ankara'daki Bilim Teknolojileri Merkez Yerleşkesinde gerçekleştirilen programda, Denizcilik Haberleşme ve Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, kendisine yavaş konuşması gerektiğini söyleyen Robot Sanbot'a tepki gösterdi. Robot Sanbot'a daha sonra yeniden programlandı.
Haberin linki: http://t24.com.tr/video/r...iyorsun-anlamiyorum,12026
Karakter sınırı olmasaydı başlık şöyle olurdu: "Trabzonluların 60 yıldır fetih kutlamalarını yanlış tarihte gerçekleştirmesi".
Kentte yapılan ‘Trabzon’un fethi, Fethin tarihi meselesi’ başlıklı panele katılan tarih bilimcileri, "Belgeler iyi incelenmediği için 15 Ağustos yerine 26 Ekim’de kutlanıyor" demiş. Yani gerçek fetih tarihi: 15 Ağustos 1461' miş. Trabzonlular, dikkat edin, yanlış zamanda sevinmeyin.
Tam bir paradoks: Amerika ile vize sorununu görüşmeye gitmek isteyen heyete Amerika vize vermedi. Yanlış politikalar sonucunda düştüğümüz hale bak, rezillik. Öyle bir hale düştük ki dünyanın gözünde, tekrar ayağa kalkmak için bunlar gittikten sonra en az bir 10 yıl lazım.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte Kraliyet Sarayı'na bisikletle gitmiş. Tabii bizim trollerimiz hemen atlayıp buna şov diyeceklerdir.
1) Tamam diyelim şov, ama ne güzel bir şov. Keşke bizim politakacılarımız da böyle şovlar yapsa.
2) Tamam diyelim şov, peki ülkeleri Hollanda'dan çok daha fakir ülke politikacılarının ektra lüks otomobillerle, kendileri için trafiğe kapatılmış yollarda, ordu gibi korumalarla birlikte seyahat etmesi ne, asıl şov bu değil mi?
video ile paylaşmışlardı hain pislikler, gencecik evlatlarımızın yanışını. o zamanlar devlet sessiz kalmıştı. şimdi nihayet kabul etmiş. rahmetli sefter taş’ın ailesine çocuklarının şehit olduğunu iletmişler. allah rahmet eylesin. kahrolsun işid ve diğer tüm terör örgütleri.
Edit: yahu ne primi, eski başlığı bulamadım, silinmiş olacağını düşündüm, değilse silerim gitsin.
Neler yapabiliriz:
1) Dolar yakmak,
2) Coca Cola'ları yere dökmek,
3) iphone'larımızı kırıp dökelim,
4) Washington portakalları denize atalım,
5) CNN, fox ve diğer amerigan kanallarını izlemeyelim, ahmak-tv neyinize yetmiyor.
6) Windows, Excel, word, Wats'up, facebook, twitter, (offf yoruldum) vb kullanmayalım, telefonlarımızdan silelim,
7) Amerikan marka otomobilleri yakalım, ( ne marka var, onu da bilmiyorum)
8) Sizden gelecek diğer teklifler,
Amerika Birleşik Devletlerinde bir kişi kendisini uzaylıların sarhoş ederek 2018 yılına gönderdiğini ama teknik bir aksaklık sonucu 2017 yılına geldiğini belirtmiş. ille de belediye başkanıyla görüşeceğim deyince tutuklanmış.
Katalonya-kürdistan benzetmesindense katalonya-izmir benzetmesi daha mantıklıdır. anavatanda yaşayanlarla aradaki kültür farklılığı açısından benzer durumdayız.
Zaten anavatanda yaşayanlar da bizi sevmediğine, beğenmediğine göre ayrılmamıza da ses çıkarmazlar herhalde. Mutlu mesut yaşasınlar işte bizden sonra.
Sonuç: izmir halkı olarak katalonları örnek almalıyız.
Sabah kalkıp işe gitmek için telaşla evden çık, 300 metrelik servis yolunun yarısında cep telefonunu evde unuttuğunu farket. O 1 saniyelik karar anında, servisi kaçırıp 3 araç ile işe 1 saat geç gitmek mi yoksa işe telefonsuz gidip başı boş dolaşmak mı şeklindeki paradoksu çözmeye çalışmak.
Her sonbahar başlangıcında düşülen ikilem. Ya bir iki saat sonra hava ısınır da aptal gibi ceket, mont elimde kalırsa, hatta aklından o kadar çıkar ki orada burada unutur, akşam eve dımdızlak gidersin.
Kampanyalar ile ilgili mesaj atıyorlar, verdikleri telefon numarasını çaldırıp kapatıyorum. Geri arıyorlar, telefonu açıp bekliyorum öyle, sonra bi daha arıyorlar, yine açık bırakıp sesimi çıkarmıyorum. Telefon parası sokuyorum yani.
Bir de bazen açıyorum telefonu, uzun uzun kampanyayı anlatıyorlar, sonunda kaç para diyorum, sözgelimi 40-50 tl diyorlar, 5 tl veririm diyorum, kız gülüyor, gülmeyin diyorum, iyi para, ileride bunu da bulamayacaksınız.
Bunu ben söylesem linç edersiniz, AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu söylüyor. Buraya linki bırakayım, kaçayım. Bahçeli nasıl bir parti ile ortaklık yaptığını anlamıştır ama her şey için çok geç artık.
Haberin linki aşağıda: http://www.diken.com.tr/a...dumuna-tepkiler-abartili/
Eski çağlardan beri gelen ilkel bir gelenektir. Kurban kesmek hatta kan akıtmak sevaptır de, sonra da orda burda katliamlar olunca, islam bu değil. Yahu ortamı hazırlayan sensin, küçücük yaştan itibaren kan revan ortamları normalleştiren sensin, sonrasında tek bir detay kalıyor: kurbanın hayvan mı, yoksa senin gözünde hayvandan bile daha kesilesi düşmanların mı?
Bu nedenle ya islam sıkı bir reformdan geçmeli, ya da barış dini falan iddialarından vazgeçmelidir.
Ülkemizde muhalif söylemlerde bulunanların Türklüğünden şüphe duyarsınız, bir sürü laf söylersiniz, adı ramil, soyadı guliyev olan, daha 2011'de tc vatandaşı olan has ve öz Azeri Adamı ise sır altın madalya aldı diye Türk diye bağrınıza basarsınız. Bu kadarsınız işte.
Şehir içlerindeki park bile demeye dilim varmayacak kadar küçük, yeşil alandan daha geniş alana sahip beton ve/veya taş parke yollara taktım bu aralar.
Bu parkların dizaynını yapan belediyedeki mimarlardır herhalde. Yahu arkadaşım sen mesleki tatmin sağlayacaksın diye, o eğri büğrü, insanı düzgün şekildebir yöne iletmeyen abuk subuk yollardan gitmek zorunda mıyız biz. insanın psikolojisi bozuluyor, park dediğin moral verir, bizim parklar ömür törpüsü, lise matematiği gibi, sıkıcı, çözümsüz, öngörülemez.
Zaten en sonunda ne oluyor, millet beton yollları bırakıp çimlerde kendilerinin oluşturduğu kestirme yolları kullanıyorlar. Zaten az olan yeşil alan daha da küçülüyor.
Herkesin bildiği şehir efsanesi olduğunu sandığım, "gelişmiş ülkelerde parkların yollarının baştan yapılmayıp, insanların kendiliğinden oluşturduğu yolların kullanılması", konulu hikaye, biz de çarpık bir biçimde gerçekleşiyor.
Karşı apartmanın bir dairesinde tadilat var, hadi tak tuk sesleri, çalışanların muhabbetleri neyse de o hilti ile duvar seramiği kırma sesi yok mu, alahım allahım. Ulan dişçim dişimi oyarken bile bu kadar rahatsız olmuyorum.
Haftada bir gün dinlenmek hakkımız değil mi ya, şikayet edeyim desem bir sürü iş.
Bize düşman falan lazım değil, Allaha şükür biz kendi kendimizi öldürürüz de sakatlarız da. iş yerlerindeki katliamlar, trafik kazalarına bir de askerlerimizin yedikleri yemeklerden zehirlenmeleri eklendi. Bir kişi vefat etti, onlarcası hastahanelerde. Manisa vailisi teşhisi koymuş ama korkmayın: Bu mevsimde mide üşütmesi, sık rastlanırmış, bir de herkes birbirine bakarak etkilenmiş. Ey insanlar, bizi yönetenlere bakar mısınız, seçtiklerimize, biz bu kadar aşağılıkmıyız.
avrupa bisiklet yarışması 2017'de (european cycling challenge) izmir şehrimiz ben bu satırları yazdığım sıralarda 660 bin küsur km ile 1. durumda.
bir uygulamanın takibiyle mayıs ayı içerisinde avrupadaki şehirlerde bisiklet kullanımı gps yardımıyla ölçülüyor, bisiklet yolları yoğunluk haritası çıkarılıyor.
türkiye'den izmir dışında mersin'in de katıldığı yarışmada, polonya'nın gdnaks şehrinin uzun süre önde götürdüğü yarışmanın liderleğini son günlerdeki ataklarıyla izmir ele geçirdi. umarız sonuna kadar da böyle gider.
16 Nisan 2017 referandumu öncesi sevgili(!) büyüklerimizin idam cezası çığırtkanlığının diğer bir sürü konuda olduğu gibi oy için safları kandırma taktiği olduğu ortaya çıktı. Şimdi sorsan yine bir şekilde durumu kurtarırlar, yok zamanını kolluyoruz, yok CHP, yok bilmem ne diyerek. Seanslarımız devamlıdır, buyrun.
3 kuruş geliri var, 3bin liralık telefon 20bin liralık araba alır banka kredisiylen, kredi kartıylan. Konu, komşu, hısım akraba ne der sonra" gazıyla alınan bu nesnelerin borcu öldür allah bitmez. O borçlar büyür büyür, sonunda sevgili bankalarımızın kucağına düşersin.
Ya bırak her şeyi, al bir bisiklet, gerekiyorsa eşine, çocuğuna da al, keyfini sür, ağlat bankaları.
