Kalbinizin en çok acıdığı günlerde rüyalarınıza gelir. Uyandığınızda uyurken ağladıginizi fark edersiniz.
Sanki gerçek gibidir. Üzerinden on yıl geçse bile kabullenilmeyecektir.
Her sabah babam nerdesin diye ararsanız rüyalarınıza gelip burdayim kızım diye ağlar.
rüyalarımda da olsa kimse benim için öyle ağlamadı ki sözlük.
Ergenliğe ilk girdiğimiz sıralarda bir karar almıştım şöyle dedim kendimce, kimse beni sevmiyor ama ben birgün bir adamı çok sevicem. Öyle çok sevicem ki. işim de olacak bağımsız olucam ama onu sevdiğim güne kadar kimseyi sevgimi göstermiycem.
O gün geldi ben bir adamı sevdim.
Bugün boğazımda koca bir yumrukla onun beni sevmediğini izledim.
O sözü ben kendime verdiğim gün sevgimin yabancı ellerde kırılacagını bilmiştim.
Bugün kocaman oldum kör oldum.
Kor oldum.
(bkz: forum chat tarzında entry)
Telefonun ışığı başka mesajlar için yanmasın diye wifi'yi kapatmaktır yeri geldiğinde. Kanka dediğin insanlara kızmaktır ondan mesaj beklerken, mesaj ışığının yanmasına sebep oldu diye. bir de bunun aynını karşıda görememek vardır. Sevgili kişisi whatsapp yükler zira sizden gelen mesajlar şeyinde değildir. ne yapıyor, ne ediyorsunuz umrunda olmaz.
Net olunmalıdır, doğal. içinizden geldiği ve karakterinizin el verdiği gibi.
Kaldıramiyorsa defolup gitsindir.
Seven insan da çok serbest olmak istemeyecektir zaten.
peygamber, alim, ilim adamı, evliya gibi sıfatların erkeklere bahşedilmesini, kadınların zayıf olmasına bağlayıp, kadın açık seçik giyindiginde erkeğin zayıf olduğunu kadının bu zayıflığı kullandığını öne süren kesim.
haklı bir "sesleniştir."
belki de tanrı gerçekte insanların anlattığı kadar kibirli değildir de gönlümüzü alır.
bunu söylediğin için cehenneme gideceksin diyenler de utanır.
zira tanrı dinsiz olanı değil, can yakanı kalp kıranı yakmak isteyecektir.
kıyamet günü, suçlunun yanında suçsuz da yanacaksa
tanrı benim bile anlayabildiğim bazı şeyleri anlamayacak ve cezalandıracaksa
ve tanrı bir tövbe ile tecavüzcüleri bile affedecek ise aralarında bulunacak olduğum birlik.
kadınlar annedir, büyük mucizeye imza atabilecek doğaya sahiptirler. çocukları için iyi olan her şeyi yapabilecek özelliklerle doğmuşlardır.
elleri naziktir ve yeme içmeyi severler bu sempati için uğraşmaktan çekinmezler.
erkekler ise üşenmekten yapamazlar ki.
reddederse karşısındakinin ne kadar üzüleceğini düşünüp, onda iyi bir şeyler yakalamaya çalışır.
bu süreçte karşı taraf, amacı kötüyse başka birini bulur zaten.
gerçekten hoşlanıyorsa mutlu bir birlikteliğe yelken açarlar.
Güven(e)memektir. Düşüncelerinize hançer saplanmasıdır. Ne zaman fikirlerinizi rahatça sağa sola hareket ettirmek isteseniz batar o hançer.
Her gün biraz daha eksilmektir. En masum davranışlardan bile şüphe etmektir.
Hem parasız hem babasız olmaktan iyidir. Şurada çöpçü olsundu, okuduğum okulun önünde temizlik yapsındı ama yanimda kalsaydı.
Anneyi döven bir babadan iyidir.
Kitap okuyormuş gibi yapan birinin sözü olabilir. Zira kitap okuyan kimseler karsisindakini önemser ve de cümlelerinin sonunda şekilde görülen ibareyi kullanmaz.
En çok çocukken acıtır veya çocukken en çok yalnızlık acıtır.
Yeni bir okula gitmektir mesela. Anneniz bile kapıya kadar yanınızda olabilir. Gelsin istersiniz. ilk kez okul değiştirmiş değilsinizdir ama sınıfın kapısı açılınca bambaşka bir soğuk ışık.
Tahtanın önünde bekletip isim sorarlar babanızı da sorarlar. Yok demeye cesaret edemezsiniz.
Sonra teneffüslerde herkes oyun oynamaya çıkar peşlerinden gidersiniz görmezler.
Elinize bir kitap alıp zaten ben de kitap okuyorum demeye çalışırsınız.
Derslerde parmak kaldırınca da alay ederler.
Tahtaya çıkıp en kazık matematik sorusunu çözersiniz ama siz onlara alay edici bir bakış atmazsiniz.
Okul çıkışı evin kapısını kendiniz açarsınız.
Hatta yemek de pişirmeye çalışırsınız.
Çocuk bedeninizle taşıyamacağınız kadar kocamandır bu yalnızlık.