kabadayılığı misak-ı milli sınırları içinde olup, edirneyi geçtikten sonra dut yemiş bülbüle döner. real madrid maçında aleyhine daha fazla karar çıkar ama dün yaptıklarının onda birini yapamaz çünkü yemez. hatalı olunca da söylüyoruz diyor, lehine çıkan her yanlış kararda neredeydin be adam söylemez çünkü kurmak istediği hegomonyayı baltalar bu şekilde at koşturamaz yoksa. stad, transfer ve parayla birlikte gelen başarı sonucu kendisini muhteşem bir taraftar grubu sananları da haliyle gaza gelmiştir. kendilerinin bahaneleri de hazır, lig sıkışıkmış çok stresli dönemlermiş biraz müsama gösterilseymiş. geçen sene 3 günde 1 maç yapan takımın stresi, sıkışıklığı, playoff dahil 58 maç oynayan takımların teknik direktörlerinden böyle bir şey görebilir misin göremezsin çünkü senin imparator sandığın adam at gözlüklerini sanada takmış senin gibi bir kitleyi kör etmiştir.
haber1903'un haberine göre tamer kıran tarafından beşiktaş futbol genel koordinatörlüğü'nün başına getirilmeye çalışılıyormuş. umarım gerçekleşir gerek beyefendiliği gerekse futbol bilgisiyle inşallah olur diyorum.
son zamanlarda verdiği şuursuz demeçlerle amansız ağız ishaline yakalandığına inandığım antrenör. insanların fm oynarken yapmayacağı açıklamaları kendisi gerçek hayatta yapıyor, muhteşem.
zamanında mühendir oktay'ı katleden, chelsea'yi havaalanında çiçeklerle karşılayan, inter'e başarılar dileyen, bir başka ezeli rakibinin maçında vaslui tribünlerinden kendi atkısını açan, 100 dolar komidinin üstünde diye pankart hazırlayan, yaşadığı ekonomik bunalımda çıkıp şerefiyle feda diyen kuluple dalga geçen, kıçını silecek mendil bulamazken sms kampanyalarıyla vakti zamanında dilenen, buna karşılık real madrid pankartı açılınca kıyameti koparan bukalemunsporlular tarafından bok atılan taraftar grubudur.
bir beşiktaşlı olarak hayran olduğum teknik direktör. kendisini beşiktaşın başında görmek istediğim, yeterli ortam yaratıldığında her takımı kafaya oynatabilecek olan teknik direktör. taktik konusunda ve futbolcu psikolojisinden çok iyi anlar. transfer yapma konusunda çeşitli sıkıntıları olsa da takım içinde yarattığı sinerji ve disiplin hem kendisini hemde çalıştırdığı takıma winner sıfatı kazandırmaya yeterde artar. yeter ki başında tutarlı, bir plan program çerçevesinde hareket edebilen ne yaptığını bilen bir yönetim anlayışı olsun.
kendisi mevcut lig şartlarında beşiktaş'ı ikinci sıraya yerleştirerek nispeten başarılıdır. rakiplere oranla fiyat/perfomans açısından kurduğu kadronun bu seviyede iyi denilebilecek bir futbol oynaması en büyük artısıdır. fakat kendisinde bitmek bilmeyen bir dar görüşlülük, her şeyi en iyi ben bilirim bu böyle olacak edaları ben gibi bir çok beşiktaş'lıyı bezdirmiştir. futbolcular samet aybaba'nın adamcılık yapmasının kurbanı olmuş gibi geliyor. çünkü sezon başından bu yana darbeye bağlı olmaksızın sahada veya idmanda kendi kendine sakatlanan oyuncular; mustafa pektemek, hugo almeida, manuel fernandes, uğur boral, necip uysal, ismail köybaşı ,ersan adem gülüm, veli kavlak, julien escude, dentinho, hasan türk, emre özkan, mehmet akgün, cenk gönen...
sadece tek kulvarda mücadele edebilen, bugün itibariyle 13-14 maçı kalmış bir takımın bu denli sakatlık yaşaması normal sayılamayacak bir durum. gel gelelim, kondisyoner olarak takımda görev alan isimler; eren şafak ve ersin aka. hangi muhteşem kondisyonerlik kariyerleri onları bu noktaya getirebilmiş sorgulamak lazım. yoksa kendileri bir hemşehricilik, adamcık yapılıp kulübe sokulmalarının bir ürünü mü? eren şafak bu takıma tayfur havutçu'nun isteği ile istatistik ve analiz sorumlusu olarak katılmıştı. ersin aka ise geçtiğimiz sezon erzinbelediyespor'un antrenörü. kendisi erzin/hatay doğumlu, erzin osmaniye sınırında bir ilçe. sonra bakıyoruz, samet aybaba osmaniye doğumlu, ve futbolculuk kariyerine iskenderunspor'da (hatay takımı) başlamış. tesadüf mü? olabilir. ama türkiye'de iş arama/bulma mekanizmasının nasıl çalıştığını az çok bilen birisi, ersin Aka ile samet aybaba'nın en fazla 2 derece ayrı olduklarını rahatlıkla çözebilir. ersin aka ve eren şafak ikilisinin kariyeri 2009-2010 sezonunda kesişiyor her ikisi de siirtspor'da iş arkadaşı ne tesadüf değil mi?
takım feda sezonunu bin bir zorluk içerisinde geçirirken neden bu isimlerden hesap sorulmuyor. gelin bakalım kardeşim bu kadarı da olmaz denmiyor. tamam, feda sezonu dedik de, beşiktaş koch'dan, morreno'dan sonra en son siirtspor'da çalışmış, erzin'in belediye takımına teknik direktörlük yapan birisinden daha tecrübeli bir kondisyoner bulamaz halde midir?
bu tür eleştiriler üzerine samet aybaba geçtiğimiz günlerde şöyle bir açıklama yapıyor;
"biz en çok koşan takımız. kondisyonerlerimizden memnunuz. yabancı olunca da durum farklı olmuyor. milli takım'a amerika'dan kondisyoner getirdik. kendimizi küçümsememiz lazım. yok ispanya'dan kondisyoner getirelim. böyle olmaz. bizim takımımızda çok iyi kondisyonerler var. altyapıda çalışan çok iyi antrenör arkadaşlarımız var. bunları değerlendirmeliyiz. ben de yabancıyla çalıştım ama artık çok kaliteli okullardan mezun arkadaşlar var. kendilerini sürekli geliştiriyorlar."
samet aybaba ve teknik ekibi buna zaman zaman fikret orman'da dahil oyuncular kendilerine iyi bakmıyor özel yaşantısına dikkat etmiyor diye açıklama yapıyorlar. bu kadar mı dar görüşlüsünüz bu denli mi eleştiriye kapalı kendini, çalışanını koruyacağım diye bu kadar mı körsünüz. yapmayın, nasıl körü körüne biz beşiktaş'ın neferiyiz diye geçinirken bunu idrak edemezsiniz. bu takım geçtiğimiz sezon sıkışık fikstürde 3 güne 1 toplamda 60 maç yaparken 3-4 sakatlık yaşadı, onları da hepimiz biliyoruz: ersan adem gülüm, ismail köybaşı, ricardo quaresma.
kendisi öz eleştiri nedir bilmeyen, irdelendiğinde de eleştiriye kapalı, profesyonellikten uzak, idrak yeteneğinden yoksun güzelim beşiktaşımın teknik direktörüdür.
o ses türkiye yarışmasının finaline kalamayarak yarışmanın bize ne kadar tırt olduğunu gösteren muhteşem ses. inanılmaz bir sesi var hakkaten ve çok içten okuyor finale kalamayıp elenmesi beni sevindirdi açıkçası çünkü bu yarışmalarda birinci olanların esamesi pek okunmuyor fakat geleceği çok parlak olacak gibi. bir diğeri ise eren şenay için geçerli.
selin zamanında şöyle muazzam bir performansa imza atmıştır mümkün olduğunca dinleyin dinlettiriniz.
ankara'da yaşamama rağmen marriot(!) isimli bir otelin varlığından habersiz olduğum zirvedir. kastedilen (bkz: jw marriott) ise diamond salonunun yersiz olacağı kanaatindeyim nitekim jw lounge manzarasıyla daha uygundur. görgüden uzak bir zirve olacağı için sınıf ayrımı yapmaksızın düzenlenecek bir zirvede trilye'nin başını çekebilirim.
ne fenerbahçe taraftarı gibi kendi çıkarları öyle gerektirdiğinde şikeyi , haksızlığı , gayrı meşrutiyeti , yasa dışılığı , mafya babalığını vs. savunabilecek kadar fanatizmden gözü kör olmuştur ; ne de galatasaray taraftarı -pardon seyircisi- gibi takım iyi giderken , her şey güllük gülistanlıkken en muhteşem taraftar grubuymuş triplerine girip de en ufak bir kötü günde kendi kaptanının nişanlısını diline dolayacak kadar basitleşen iyi gün dostudur.
nazarımda 5 para etmeyen iş ahlakından yoksun sözde profesyonel futbolcu. yetenekli olabilirsin, süper ligi sallayabilirsin daha iyi takımlarda da oynayabilirsin ki bana kalırsa türkiye'nin en overrated futbolcusu. gel gelelim ne olursan ol, kafa yapın değişmediği sürece nefretle hatırlanmaya devam edeceksin. insanlar sana saygı duymayacak çünkü samimi değilsin oynuyorsun. takımına ve kendine çıkar elde edebileceğin hiç bir fırsatı kaçırmıyorsun. pozisyonlar sonrası vücut dili mimikleri itici haklı ya da haksız. her pozisyon sonrası eller başının üstünde birleşiyor, hakeme sürekli isyan, rakip futbolcu için bitmek bilmeyen kart beklentilerinin sonuçsuz kalması ile o çıldırış hallerin ya da haksız kazandığın bir pozisyon sonrası yüzündeki o şeytani sırıtış. galatasaray taraftarlarının sırf o formayı giyiyor kendi takımlarında oynuyor diye bu adamı delice savunması ise bence galatasaray taraftar profilini negatif yönde etkiliyor. çünkü benim tanıdığım sayıp sevdiğim galatasaray taraftarı böyle işlerden medet ummaz. medet umup savunanlarda başarılı olacağız sendromuna yakalanıp kör olmuş.
"Ankara ve çevresindeki yoğun kar yağışı nedeniyle Bilkent Üniversitesinde 29 Şubat 2012 Çarşamba günü sabah dersleri ve sınavlar saat 12:30 a kadar iptal edilmiştir. Öğleden sonraki derslerin durumu sabah saatlerinde yapılacak değerlendirmeden sonra ilan edilecektir." haberiyle öğrencilerine kış günü karnaval havası yaşatan canım okulum.
loop'a alınacak şarkıların en başında gelen george michael şaheseri. muhteşem older albümünün en sarsıcı, en içten, en derinden gelen şarkısıdır. her dinleyişimde ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini asla kestiremediğim, dinledikten sonra kafada çalmaya devam eden, canlı olarak dinlemek istediğim ender şarkılardan, başyapıt.