kendisinden söz dizimi dersi alıp kaldım. ama bu tamamen benim umursamazlığımdan kaynaklandı. sonra kendisinden bir de staj aldım. uludağ üniversitesi eğitim fakültesi ingilizce öğretmenliği bölümü akademisyenlerinden 2-3 kişi hariç hepsini toplasan gene bir abdullah can etmemesine rağmen kendisini mesleğe küstürdüler. lise hocası kılıklı akademisyenler, üniversiteyi gün yapmaktan ibaret sanan doç lar yardımcı doç lar ve niceleri. helal olsun size.
o kadar sıkıldım ki balkondaki masaya karpuz kabuğu koydum ve gelen sinekleri tek tek fotoğraflayıp onlara bir isim bir karakter yaratıp sonra bunu bilmiyormuş gibi yapıp karakter çözümlemesi yapıp eğleniyorum. evet yarın daha hiç çalışmadığım bir bütünlemem var.
bugün karpuzun dibine girerek altında sadece kabuğu kalacak şekilde karpuzu kestim ama sonunda parmagımı da kestim.
hayat da böyle galiba sözlük, yaptığımız herşeyde bir zarar var.
dün trafik kazası geçirdim. Ve sırf üzülmesin bu derslerini etkilemesin diye vizelerin bitmesini bekleyip sonra ayrıldığım eski sevgilim bu haberi duyup beter olsun demiş.
hepiniz mi orospu çocuğunuz ?
ev çok sessiz kalmasın diye giydiğim terlikler
her yere vuruşunda senin adını söyler
"annem beni çok sevdi, kız görünce ağlıyorum
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum."
ama bulmam zor benim seni ve senin
masum, madur ve mağrur dostlarını.
poşet çaylara karşı bu savaşta demliklerin safındayım.
tembel muhaliflerim tarafından öldürüldüm mutfakta yalnızım.
bu güzel gün bu şekilde bitmesin diye birer bardak daha çay alalım
bu yaz ikimiz birlikte bir yerlerde biraz tatil yapalım.
güzel miydi konuşmak, havanın suyun hakkında
evinin bulunduğu sessizlik apartmanında
ben hep isyan ederim en çok da beşiktaş'a
bugün onüçüncü gün ve güneş artık çok yakında.
ama bulmam zor benim seni ve senin
masum, madur ve mağrur dostlarını.
poşet çaylara karşı bu savaşta demliklerin safındayım.
tembel muhaliflerim tarafından öldürüldüm mutfakta yalnızım.
bu güzel gün bu şekilde bitmesin diye birer bardak daha çay alalım
bu yaz ikimiz birlikte bir yerlerde biraz tatil yapalım.
21. yüzyılın başlarında olmanın verdiği o tatlı heyecanın içinde
bulmam zor benim seni ve senin
masum, mağdur ve mağrur dostlarını.
eskiden elektrikler sık sık giderdi sözlük. hani klasik beyaz uzun mumlar vardı. çocukken çok severdim onların damlalarını önce tabağa damlatıp sonra daha tam soğumamışken elime alıp oynamayı. o gecelerde sohbet vardı. elektrik giderdi komşu sizin de mi elektriğiniz gitti diye sorardı sonra toplanırdık hepimiz sohbet ederdik konuşurduk iyi vakit geçirirdik.
şimdi o aklıma geldi de, çocukken o mum damlalarıyla oynadığım anın zevkini alamıyorum çoğu şeyden. büyümekle mi alakalı bu ? veya elektriğin artık çok az kesilmesiyle mi ? Veya büyüdükçe değersizleşmesiyle mi alakalı çevrenin, sahip olduklarının ? Anneme Oasis'in albümünü aldırmak için 2 hafta yalvardığımı hatırlıyorum. Nasıl kızmıştım 2 hafta boyunca almıyor diye. Sonra babama yalvarıp aldırtmıştım da annemle konuşmamıştım. Çocukluk işte. Güzeldi çocukluk. Çocukluk işte. Geçti gitti. Oasis bile zevk vermiyor artık.