(yunanca pan: 'bütün' ve psykhe: 'ruh')
felsefede, gerçekliğin birbirinden ayrı ve farklı ruhsal varlık ya da zihinlerce olşturulduğu görüşü. maddenin canlı olduğunu kabul eden hilozoizm ile doğadaki her şeyi tanrı'yla özdeşleştiren panteizmden ve tanrı'nın varlığının tümüyle değil ancak bir bölümüyle evreni içerdiği görüşünü savunan panenteizmden farklıdır. panpsişizmin tipik bir temsilcisi olan gottfried wilhelm leibnez'e göre dünya ruhsal enerji atomlarından oluşur. monad adını verdiği bu atomların her biri değişik bilinç düzeyine sahiptir. cansız evreni oluşturan varlıklardaki monadlar uyur, hayvanlardaki monadlar düş görür, insanlardakilerse uyanıktır. tanrı bütünüyle bilinç olan monaddır. schopenhauer'in tüm varlıkların içsel doğalarının iradeden oluştuğunu ileri sürmesi panpsişizm görüşüne uygundu. bu görşün ateşli bir yandaşı da deneysel psikolojinin kurucusu gustav theodor fechner'di; ona göre ağaçlar bile duygu ve bilinç gibi ruhsal etkinliklere sahipti. mutlak idealist düşünürlerden josiah royce, göksel cisimlerin ruhu olduğunu öne sürerek yalnızca fechner'in izleyicisi olmakla kalmadı; aynı zamanda her hayvan türünün bireysel özellikte tekil bir bilince sahip olduğu ve bu bilincin o türün tüm bireylerine yansıdığı biçimindeki ilginç kuramın da svunuculuğunu yaptı. felsefesinde her gerçek varlığın duygu, coşku, bilinç gibi ruhsal etkikler gösterdiğini ileri süren alfred north whitehead de panpsişist düşünürler arasında sayılabilir.*
1987 yılından bu yana haber ve belgesel alanında çalışan Selda Meral ve Mustafa Ünlü tarafından 2000 yılında kurulmuş bir film yapım şirketi.* http://www.kutupayisi.tv/turkce/anasayfa.html
genellikle gaza gelinerek alınır ve günler haftalara, haftalara aylara dönüşüp zaman ilerdikçe alınan kararların bünyeye uymadığı görülüp gelecek yılbaşında 'bu kez gerçekleştiricem' denilir (en azından şahsen bu durumdayım senelerdir). başlık için ilham veren ismet berkan'ın kararları ise şöyleymiş:
''Daha az gamlı bir insan olacağım. Kesinlikle bunu başaracağım. Daha az kötümser, daha çok iyimser olacağım. Daha çok gülecek, daha çok dalga geçecek, hayatın hafif tarafında daha fazla vakit geçireceğim. Daha az yiyeceğim, özellikle tatlı ve hamur işini çok ama çok daha az tüketeceğim. Kendime daha fazla zaman ayıracağım, kendime daha iyi bakacağım. Daha az ama daha iyi uyuyacağım. Daha çok çalışacağım. Daha iyi çalışacağım. Ailemle daha fazla zaman geçireceğim, daha kaliteli zaman geçireceğim.
Kendimle daha fazla zaman geçireceğim, daha kaliteli zaman geçireceğim. Artık hayatımda daha fazla müzik olacak. Daha duygulu ama daha az duygusal olmaya çalışacağım. Daha az kontrol manyaklığı yapmaya çalışacağım; hele oğluma çok daha az yapmalıyım. Daha çok yazacağım; sadece gazete için değil kendim için de yazacağım. Aklımdaki projelerin hiçbirini ertelemeyeceğim; hayat beklemiyor çünkü. içimden geçenleri daha fazla paylaşacağım.''
''insan Hakları Ortak Platformu'nun (iHOP) 'ifade Özgürlüğü Programı' çerçevesinde Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak tarafından yazılan, tam adı 'internet: Girilmesi Tehlikeli ve Yasaktır' (altbaşlık; Türkiye'de internet içerik Düzenlemesi ve Sansüre ilişkin Eleştirel Bir Değerlendirme) olan kitap.
kitapta genel olarak Türkiye'de internet'teki içeriğin yasal düzenlenmesi ve sansür konularında bir durum değerlendirilmesi yapılmıştır. Çalışmada, internet'teki içeriğin yasal düzenlenmesi konusundaki diğer girişimlerin yanısıra yeni çıkarılan ve kısaca '5651 Sayılı Kanun' diye anılan 'internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve bu Yayınlar Yoluyla işlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun' ve onunla ilintili düzenlemeler de eleştirel açıdan değerlendirilmiştir. Kitap, mevcut düzenleme sistemlerinin nasıl işlediğini ve ağırlıklı olarak Türk yargısının yetki alanı dışında bulunan web sitelerine erişimin mahkeme ve idari erişim engelleme kararlarıyla nasıl engellendiğini örnekler vererek incelemiştir. Bu incelemede 5651 Sayılı Kanun'un uygulanmasıyla ilintili olduğu ölçüde 'Telekomünikasyon iletişim Başkanlığı'nın ve onun yasadışı etkinlikleri izleyen 'internet Bilgi ihbar Merkezi'nin kuruluş ve işleyişi de değerlendirilmiştir. Çalışmada bu yeni düzenlemenin kapsamı dışında kalan erişim engelleme kararları da ele alınmıştır.
Kitabın Birinci Bölümünde 5651 Sayılı Kanun'dan önceki sansür uygulamaları, 5651 Sayılı Kanun'un gelişimi ve yürürlüğe girmesi, onun uygulamaları ve eleştirel değerlendirmesi dâhil olmak üzere, Türkiye'de internet içerik düzenlemelerinin tarihçesi ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Birinci bölüm, ayrıca Türkiye'deki web sitesi engelleme ve kapatmalarının temel gerekçelerini özetleyerek değerlendirmesini yapmıştır. ikinci Bölümde, Türkiye'de internet yönetimine ilişkin mevzuat ve uygulamanın, aihs ve Anayasa hukuku açısından değerlendirilmesine yer verilmiştir. Engellemeye ilişkin yargı kararlarının ve idari işlemlerin etkinliği ile filtrelenmiş ve engellenmiş web sitelerine erişim için Türk kullanıcılar tarafından başvurulan 'boşluklardan yararlanma' teknolojilerinin kullanılabilirliği ve değerlendirilmesi de bu bölümde yapılmiştır. Kitap, daha sonra, üçüncü Bölümde Türkiye'yi bu konuda ilgilendiren uluslararası gelişmeleri gözden geçirmiş, internet'te içerik düzenlemeleriyle ilgili olarak Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi düzeyindeki gelişmelere de değinmiştir.
Akdeniz ve Altıparmak, kitabın son bölümünde bazı önemli tavsiyeler sunmuştur. Bu bölümde 5651 sayılı Kanun'un kamuoyundan destek görmediğinin altı çizilmiş, ve 5651 sayılı Kanun'un uygulanmasından kaynaklanan sorunlar ve mevcut hukuksal rejim değerlendirilmiştir. Kitapta açıklanan gerekçelerle 5651 Sayılı Kanun'un kaldırılmasının en doğru çözüm olduğu yazarlar tarafından öngörülmüştür. Akdeniz ve Altıparmak, Hükümetin, mevcut politikası yerine çocukları gerçekten zararlı internet içeriğinden korumak için yeni bir politika geliştirecek geniş bir kamuoyu yoklaması yaptırması gerektiğini, fakat bu yeni girişimin şeffaflık, açıklık ve çoğulcu bir yöntemle gerçekleştirilmesi gerektiğini savunmuşlardır.''
Bülent Usta, 1973 yılında istanbul'da doğdu. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü'nü bitirdi, yine istanbul Üniversitesi'nin Adli Tıp Enstitüsü'nde yüksek lisansını tamamladı. Siyahi dergisinin kurucuları ve editörleri arasında yer aldığı gibi, Yasakmeyve şiir dergisiyle Eşik Cini öykü dergisinin editörlüğünü de yürütmektedir. Daha çok şiir alanında olmak üzere çok sayıda kitabın editörlüğünü yaptı. Daha önce çeşitli dergilerde ve Radikal iki gibi gazete eklerinde antropoloji, siyaset ve felsefe ağırlıklı yazılarıyla gözüken yazar, Milliyet Kitap, Varlık, Kitap-lık, Radikal Kitap, Cumhuriyet Kitap gibi dergi ve gazete eklerinde de deneme, eleştiri, söyleşi ve edebi ürünleriyle yer aldı. son zamanlarda daha çok edebiyata ağırlık verdi. Halen, Birgün gazetesi kültür sanat sayfalarında yer alan 'Karşılaşmalar' adlı köşesinde, roman kahramanları ya da yazarlarla hayali karşılaşmalar şeklinde kurguladığı, güncel olayları ve yeni çıkan kitapları değerlendiren yazılar yazmayı sürdürüyor. Yazarın, Karınca Hastanesi adlı bir romanı bulunmaktadır. * http://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BClent_Usta
kadınsı iktidar mekanizmalarıyla yıllarca üstünüze kabus gibi çöken aile ferdine; o hem biriciğiniz, hem de azılı düşmanınıza, bastırdıklarınızı kusmanızla vuku bulur. sonunda haksız çıkarsınız. en iyisi 'ablam ne de olsa' diyip kriz anlarını idare etmekten başka çare yokmuş gibi görünüyor. (bir arkadaşımın ablası var da ordan biliyorum) *
iksv tarafından her sene Nisan ayının ilk ve ikinci haftalarında gerçekleştirilen, içinde ulusal ve uluslararası olarak iki ayrı yarışma barındıran, istanbul'un en büyük film festivali. son yıllardaki 200 civarı uzun metraj film barındıran programıyla oldukça doyurucudur. http://tr.wikipedia.org/w...%B0stanbul_Film_Festivali
not: bu hafta vizyona 'dünyanın durduğu gün' olarak girecek yukarıdaki filmin memleketimiz video pazarındaki adı. en azından benim rastladığım bir videocuda bu adla satılıyordu.
28 Kasım-5 Aralık 2008 tarihleri arasında onuncu kez düzenlendi. bu yılın ödülleri şöyle:
En iyi Film Ödülü: Mid-August Dinner (Pranzo de Ferragosto) (Gianni di Gregorio)
En iyi Yönetmen Ödülü: The Bastards (Los Bastordos) (Amat Escalante)
En iyi Erkek Oyuncu Ödülü: Zsolt Anger (The Investigator)
En iyi Kadın Oyuncu Ödülü: Nada Abou Farhat (Bombalar Altında)
Fipresci Ödülü: BOmbalar Altında
Ekümenik Jüri Ödülü: Yasak Bölge (La Zona)
Her yıl Oscar'ların da ön bilgisini veren animasyon ödülü 'Annie Ödülleri'nin adayları açıklandı. Buna göre Kung Fu Panda, 17 dalda adaylık alarak, en fazla adaylık kazanan film oldu. Onu wall-e ve Bolt izledi. Geçen yıl Ratatuy'un damga vurduğu ödüller, önceki iki yılda da 'Arabalar' ile 'Wallace ve Gromit'e ödül kazandırmıştı. Bu yıl en iyi animasyon kategorisinde Kung Fu Panda ve Vol.i'nin yanında iki farklı israil animasyonu Beşir'le Vals ve $ 9.99 ile Bolt da yarışacak. Elbette bu adaylıklar, Oscar'a da bir israil animasyonunun aday olacağını gösteriyor. Dreamworks'den bir başka film olan Madagaskar 2 de çeşitli adaylıklar alsa da bu yıl Kung Fu Panda ile Vol.i çekişecek. Vol.i'nin en iyi film dalının sürpriz adayları arasında gösterilmesi de tabii bu yarışa daha ilginç bir boyut katıyor. *