- selam pipi.
+ ya kapat şu fermuarını ya. küsüm ben sana.
- niye pipi ?
+ kaç haftadır işemek dışında hiçbir aktivite yok. bari masturbasyon yap be adam. bizim de canımız var.
- ama pipi, ne yapayım, sürekli bir meşguliyet halindeyim vakit kalmıyor.
+ ben anlamam. sıkıldım bu işten. milletin pipisi nerelerde geziyor, bir de benim şu halime bak.
- sevgili pipi. senin de bir şerefin var. öyle her deliğe girersen ne kıymetin kalacak ?
+ gönlümü almayı biliyorsun haydar, ama böyle olmuyor. ilişkimizi gözden geçirmeliyiz.
- canımı sıkma pipi. vallahi keser atarım seni, ebediyyen çıkarsın hayatımdan !
'' kemalizm saplantısıyla islamiyeti nasıl harmanlayabiliriz '' saçmalığının fikriyata dökülmüş halidir...
benim allah' a borçlu olduğum mevzular arasında atatürk yok, üzgünüm !
zaten allah' a olan borcum dağları aşmış, bir de atatürk' ün borcunu yüklenemem hacım, kusuruma bakılmasın...
- paşam siz de başka bir kefil bulun, benim kredi kartı borcum var. lütfen...
+ bu devirde kimseye güvenilmiyo iyi mi ! sen de göt çıktın vahdettin.
- seni samsun' a ben gönderdim.
+ gönderdin de ne oldu ? italya' ya kaçtın.
- babam geldi, kapatmam lazım canım. byes.
- seninle tunceli' de bile yaşarım aşkııım !
+ alla alla. ciddi mi ? peki ya van' da ?
- yaşarım sevgiliiim !
+ karaköy' de, bentderesi' nde, tepecik' te ?
- yaşarım hayatımın anlamı, yaşarım !
+ mars' ta da yaşayabilir misin ?
- yaşarım benim küçük meleğim.
+ nah yaşarsın. orada oksijen mi var humuna koduum ? siktir git.
efendiler !
bayrakların değeri, kolay çizilip çizilmeyeceğiyle alakalı değildir !
türk bayrağını da 3 yaşındaki çocuk çizebilir...
e suudi arabistan bayrağını '' benim '' diyen hattat anca çizer, hatta belki çizemez bile !
sen ermenilerin bayrağını paçavra olarak görürsen, onlar da senin bayrağını paçavra olarak görür...
bayraklar değerlidir, kutsaldır, hangi millete ait olursa olsun !
selahaddin eyyubi küdus' ü fethettiğinde, kaidesinden sallanarak yere düşen haçı yerden alarak, ait olduğu yere koymuştu...
insanlık onuru mühim birşey...
moskova' nın direktiflerine harfiyen uymuş zulüm muştasıdır. kendi deyimiyle, '' çocukları aç bırakmış, ama babasız bırakmamıştır ''. kendisiyle çekilmiş hususi bir fotoğrafım var. şaka yapmıyorum lan, ciddiyim !
ilginç bir anekdot daha;
ismet paşa, vasiyetinde atatürk' ün yanına gömülmek istediğini belirtiyor. fakat ne yazık ki 300 metre karşısına gömüyorlar kendisini. sanki uşak gibi. hani mustafa kemal, '' kalk ismet '' dese kalkacak gibi... bir devlet adamı değil de, paşanın yaveri gibi yatıyor, en çok da buna üzülüyorum. fakat kendisi sinsidir, bir insanı ne kadar çok överse o insana o kadar fenalığı dokunur. kıskançtır. mustafa kemal çankaya köşkü' nü inşa ettirince, hasedinden pembe köşk' ü kendisi için yaptırmıştır. halk açlıktan kırılırken ingiltere' den getirttiği taylar dillere destandır. ismet düzenbazlıklarıyla ve gamsızlığıyla ünlüdür. duyuyormuş gibi yapar, lâkin duymaz. e zaten kulakları sağır, ağır işitiyor herif, nasıl duysun. iyi taktik vallahi...
- ismet vızıbıtırıttın mı ?
+ efendim paşam, duyamadım ?
- yok birşey, havalar da sıcak diyorum.
2 yıl önceki sevgilimi terk etmeme neden olan imza...
güzel bir gecenin ardından sevişmek üzere odamıza çekildik; ( ilk defa beraber oluciğiz )
kendisi soyunmaya başladı. bir de ne göreyim ?
tam belinde atatürk' ün imzasının olduğu dövme var !
kalktım iki tokat çaktım, '' utanmıyor musun ulan böyle bir liderin imzasını kıçında taşımaya ? '' dedim,
'' ben o imzaya bakarak seninle sevişemem kusura bakma, hemen giyin ve git '' deyip kendisini kovmuştum...
ne günlerdi...
şimdi değil atatürk' ün imzası, boydan boya atatürk' ün resmini nakşettirse vücuduna, asla geri çevirmem, ah eşek kafam...
atam, sen rahat uyu ! imzanı vücudumuza dövme yaparak seni unutmadığımızı ispat ediyoruz...
çok kolay bir şekilde taklit edilebilen imza...
üniversitedeyken, ders sonrası imza atmam için şahsıma yoklama listesi uzatıldığında attığım imzayı gören hoca;
'' atatürk' ün imzasına ne kadar da benziyor imzan ? '' diyerek beni dumura uğratmıştır...
öyle böyle değil, acayip sinirlendim !
küçük düşmüştüm...
'' onun imzası bana benziyor '' demiş ve dersten kalmıştım... hiç unutmam...
arkadaşlar, pepsi yönetim kurulu olarak ilan ediyorum ki, biz şirket olarak bu işlerden sıkıldık. nasıl rezil olabiliriz ? satışlarımızı nasıl düşürebiliriz ? ne yapalım ? görüşleriniz nelerdir ?
x kişisi: reklamlarımızda seda sayan' ı oynatalım !
'' yağdanlık '' olmaktır...
nasıl mı ?
izah edelim;
fazla uzatmak niyetinde ve edebiyat parçalamak amacında değilim. çok kısa ve basit örneklerle birşey göstermek istiyorum;
yukarıda linki verilen entry' e bir bakın... görünürde tuhaf birşey yok. tabi siz öyle zannedin ! bahsedilen kişi, star tv' de her sabah haber programıyla karışık tolk şov icra eden mesut yar' ın uludağ sözlükteki nickidir... yani ölüler kitabı...
gelgelelim, girilen entrynin içeriğine;
'' üstadlar ötesi biridir. ileride çok daha yukarılarda görülecektir. samimiyeti ve entelektüalitesi diskocuların da r özürlülerin de çok üstündedir. ''
yazan kişi: pilotmont.
şahsiyetiyle hiçbir alakam yok, ve kendisini de tanımıyorum. kimdir, necidir bilemem ama bir vakitler deneme mod olduğunu ve moderatör olmak için canhıraş bir mücadele sergilediğini iyi bilirim. ne yapmış bu pilotmont peki ? mevzu bahis entryde ne anlatmak istemiş ? okan bayülgen ve beyazıt öztürk, uludağ sözlük yazarı olmadığı ve sözlüğümüzü tanıtmadığı için pis, kaka ve kötü kişiler olmakla beraber, mesut yar ağbimiz uludağ sözlük' te hem yazar olup, hem de arada lutfedip entry girdiği ve bu güzide portalımızı sunduğu programda ara ara tanıttığı için süper, harika, müthiş, ubermensch ve üstadlar ötesi bir kişi olmaktadır... evet, bahsettiği şey bu, çıkıp da, '' hayır ben öyle demek istemedim, öyle demedim '' diyemez... herşey bariz !
yahu benim anlamadığım burası nasıl bir yer ?
acun ılıcalı' nın yaptığı iğrenç ve yabancı ülkelerden ithal edilmiş fason yarışma programının tüm kalitesizline rağmen, tv ekranlarında acun ılıcalı uludağ sözlük' ü övüyor ve hemen bizim bazı hıyar yazarlarımız, '' işte acun şöyle güzel adamdır, böyle şahane adamdır '' deyu sevinçlerini gösteriyorlar, derenin üzerinde zıp zıp zıplayan kurbağa gibiler...
ulan bir düşünün acun ılıcalı bu sözlüğe niye teşekkür etmiş, niye reklamını yapmış ?
hele bir düşünün yahu !
'' var mısın yok musun '' isimli, ancak kültürsüz ve hiçbir sosyal faaliyette bulunmayan, buna binaen, vakit öldürmekten başka bir işleri olmayan insanların izlediği bir programı izliyorsunuz ve hakkında yazılar yazıyorsunuz. ekşi sözlük' te o program itin götüne sokuluyor, çünkü bir bilgi yarışması olmadığı ve tamamen şansa ve reytinglere dayalı bir sistem saçması olduğu için hiç kimse ciddiye alıp da '' beğenilerini '' sunmuyor. ama siz beğenilerinizi sunuyorsunuz, korkuyorum ki yarın öbür gün '' oray eğin '' uludağ sözlük' ü çok beğendiğini ve sürekli takip ettiğini söylese eminim ona da methiyeler düzersiniz !
yazıma girerken, fazla uzatmak niyetinde değilim '' dedim ama kendimi durduramadım... bakın konu nereden nereye geldi. bu muydu alacağımız karşılık ? uludağ sözlük yazarı her menşur kişiye yalakalık yapmak zorunda mıdır ? mesut yar, size cevap olarak geri dönse ne olacak allah aşkına ? ne değişecek ? size en fazla programında teşekkür eder, öpücüklerini yollar. ya sonra ? sonrası ? ne bekliyorsun yahu ?
işin anlamadığım ve en iğrendiğim tarafı da ne biliyor musunuz ?
mesut yar burada yazıyor diye, beyazıt öztürk ve okan bayülgen' e bok atmak !
yahu ne kadar mankafasınız ?
sanıyor musunuz ki mesut yar, okan bayülgen ve beyazıt öztürk' ten nefret ediyor ? ulan kreş mi burası ? zannediyor musunuz ki aralarında o sizin kafanızda canlandırdığınız aptalca bir rekabet anlayışı var ? siklerinde olur mu sanıyorsunuz ? peki ya mesut yar' ı savunmaya çalışan ( ne gerek varsa ) pilotmont, daha doğrusu mesut yar' ı yalayacağım derken bir çuval inciri berbat eden pilotmont şu yaptığından hiç utanmadı mı;
'' samimiyeti r özürlülerden daha fazladır, üstadlar ötesidir, zart zurt ''
beyazıt öztürk' ü nasıl yerin dibine sokarım diye düşünmüş bu biçare kafa, bir çıkar yol da bulamayınca '' r özürlü '' deyu kestirip atmış. ve inanıyorum ki mesut yar, bu mevzu bahis entryi görmedi. gördüğü halde tepki vermediyse ona da yazıklar olsun. yok eğer görmediyse görsün, ve muhakkak mevzu bahis yazara yaptığı yanlışı iletsin. burası neresidir, sözlük müdür, bilgi paylaşım portalı mıdır, yoksa forum mudur, en bayağı sohbetlerin, ( gerçi böylesinin adına sohbet mi denir !) döndüğü kahvehane köşesi midir anlamadım gitti yahu !
yeter tamam, sıkıldım birbirinizle devam edin...
şahin k üye olursa sözlüğümüze, ademceyizin nick altına;
'' maslahatına hayran olduğum üstad '' yazacağınızdan hiç şüphem kalmadı artık !
'' aman padişahım, kaftanınız çamur olmuş, arzu ederseniz ben onu dilimle temizliyeyim ! ''
normal olandır !
gayet normaldir...
bu ülkede normalliğin ilk şartı nedir;
'' halk nereye koşuyorsa, sen de oraya koşacaksın, aykırı olmayacaksın ''
böyle olursan, normalsin...
öbür türlü olduğunda ya meczupsun, ya da anormalsin...
'' kemalist değilim ben ! ''
'' neaaa ? ne demek kemalist değilsin ? baban kim lan, anan kim lan, teyzen kim lan ? ''
bazılarının çok hoşuna gitmektedir...
öyle böyle değil, yahu iflah olmaz bir mokar hastası ve aynı zamanda vajinasının içi alev gibi yanıyor...
el mahkum, kırmamak için, giriyorsun olaya, bir bakıyorsun ki çıldırmış, daha çok istiyor !
var bunlardan... hatta burada bile var... '' double '' diyorum, '' hayır bebişim, triple '' diyor... oha diyorum, açıl ey karagümrük ben geliyorum...
marjinal mi olmak istiyorsunuz ?
resimleriniz boy boy magazin dergilerinde yayınlansın, televizyon ekranlarında her daim o nurlu suratınız gözüksün mü istiyorsunuz ?
doğru adrestesiniz !
ilk demecinizi verin o halde;
'' atatürk' ü sevmiyorum ama kemalistim ''
insanlar, '' nassı yani ya ? '' desinler... kafaları karışsın hele önce, ondan sonra senin adın her yerde çınlanacak ve menşur olacaksın...
hasan sabbah ile menşur olmanın yöntemleri, sayfa 33, sikaki yayınları
- mühhühühüahahahahaha ! yobazlarla taşak geçiyorum çok mutlu oluyorum lan !
+ valla mı ? harbi mi ?
- lan lan lan ! olm çok mutlu oluyorum lan yobazlarla taşak geçince ! mıhıhıhıhııhıhhaha !
+ en son ne zaman gün ışığı gördün ?
- ühühühü. hüvüvü. fırk fırk. altı ay önce abi.
+ önce seni bilgisayarın başından kaldıralım ve parka çıkaralım. kendine geliceksin.
- allah aşkına çıkar beni burdan abi.
+ şşş. sakin ol. hepsi geçicek, kendini bana bırak. bu arada üstümüzü çıkaralım mı ?
- tamamiyle seninim...
+ temel içgüdü dedikleri bu olsa gerek lan !
çok sık başıma gelen bir hadise olduğu için kendimden nefret etmeme sebep olmaktadır...
bu yüzden yüzlerce kızdan ayrılmak zorunda kaldım, şu hafızamı kontrol altında tutamıyorum...
playboy olmanın zorluklarını yaşıyorum... devlet bize el uzatsın, perişanız !
abdullah ! sen küçükken de böyleydin...
biz bu ibneyle aynı mahallede büyüdük, bu henüz sabi sübyan iken '' avukat olucam hepinizin anasını sikicem '' diye gezerdi sokakta...
sürekli yere tükürürdü...
kavga çıktığı zaman, beni arasına sıkıştırıp tekme tokat döven 15 çingene çocuğunun karşısına çıkıp, '' bekleyin lan amına koduklarım. adam toplayım gelicem. ecdadınızı siktirtçem olm sizin '' deyip giderdi ve bir daha da geri gelmezdi puşt...
dayağı yiyen ben olurdum tabi ! ertesi gün bunu sokakta gördüğümde, '' ulan am biti, dayağı yediğimizle kaldık hani adam toplayacaktın ? '' dedim... '' valla moruk eve gidince sinirim geçti, uyumuş kalmışım kusura bakma '' dedi...
böyle de arsız, yüzsüz bir adamdır... ama kendisini çok severim, farkındayım bana karşı ilgisi var ama ben seninle evlenmem hacı...
anayasayı değiştirmeye çalışmakla suçlanıyorum...
isnad edilen bu suçun muhatabı ben değil, 1960' ta, 1980' de silah zoruyla anayasayı değiştirmeye çalışanlardır...
hainle kahraman arasındaki farkı, moderatörler değil, tarih belirler...
tarihe nereden bakacağız ?
1907' den tarihe bakarsak, enver paşa eşkiyadır,
1908' de, hürriyet kahramanı...
1914' te başkomutan vekili...
1918' de sürgün bir mağlub komutan...
ve 1923' te vatan haini...
şimdi bugün, benim hakkımda vereceğiniz hükmün, şahsım adına hiçbir önemi yok !
oha lan ! ne diyor bu adam demeyin ? siz ne diyorsunuz mına kii ? ben bir şey anlamadım vesselam, gözlerinizden öpüyorum...
at sidiği içmekten nalları diktiği bilinse de, orta asya bozkırlarında yaşayan ilkel canlılar tarafından tecavüz edilerek öldürüldüğü de rivayetler arasındadır... büyük bir bilgindir, 13 ciltlik '' etek traşının kökeni ve tarihte etek traşı '' isimli külliyatı okunmaya değerdir...
muhammed nebi aşkına ! hayber kalesinin kapısını tek darbede yere çalan ali' nin aşkına ! allah-u ekber ! gülbank çeeeeeek ! haydi, ya allah !
görüyorum ki, hiçbir hareketim seninle alakadar olmadığı halde, ciğerine neşter gibi saplanıyor ve sanki başının üstünde hayali bir ip varmış gibi kudurtuyor...
ve görüyorum ki, hala kaşınmakta tatlı ve sivilceli popon, '' ben kaşınmak isterün, dertli gönüllere şifa veren kalenderiyye dervişi, gel de kaşı beni '' deyu deyu inler durursun...
sokakları arşınladıkça bir kırmızı sivilcecik düşer kıl yumağıyla çevrili poponun üstünden arza, ve katre katre dağılır asfaltın üsünde...
biliyorum, seni insanlar bu hale getirdi !
ve hatta baban seni 5 yaşındayken hortumla dövüyordu ? ve hatta biz de çok fakirdik, zeytini altıya bölüp yerdik...
biliyorum, bu denli canavarlaşmana sebep insanlar ! farkındayım, yaşadığın acı hatıraları faşizanlığınla bertaraf etmek niyetindesin !
ama bir de şiir yazmaya niyet etmişsin,
sana bir şey diyeyim mi göt ?
şiir herkesin diline, eline yakışmaz;
şiir, yüksek sanat işidir, köpeklerin patilerine ve salya akıtan ağızlara yakışmaz...
senin gibi '' do-re-mi-fa '' cephesinden haykıran smokinli salon kedileri kafiye yapınca, mundar oluyor bütün kelamlar, harfler...
be hey sanat hırsızı,
be hey üretme kabızı,
birazcık efendi ol,
zehir etme şu yazı...
hihohohah !
taptaze altıncı nesilleri bir canavar gibi kovalayıp, hatalarını yüzlerine vurarak içlerinde saklı tuttukları gizli amacı apaçık ortaya serenlerdir..
peki kim bunlar ? ne yer, ne içerler ? neden sabahtan akşama kadar hata aramaktan başka bir iş yapmazlar ?
'' bu liseli, bu bebe, bu 15 yaşında kaşar, bu ağzından sikişmiş, bu da elinde kalın ve kıllı yarrakları tutuyor '' diyerek nereye varılmak istenmektedir ?
insanları bu kadar aşağılamak, onları küçük düşürmek, aptalca bir şekilde istihzaya almak neden bazılarına iptidai bir zevk vermektir ? nasıl bir haz alınmaktadır bu işten ?
seks ve çikolatadan sonra, insanların hatalarını, yanlışlarını bulup ortaya çıkarmak yepyeni bir zevk unsuru haline mi geldi ?
haydi bu format savaşçılığının neticesinde sana moderatörlük verdiler, peki ne olacak ?
yanlış yazılmış bir kelimeye bile tahammül edemiyorsun, nasıl insanları yönetecek, onlara nasıl doğruyu göstereceksin ?
despotlukla mı ? diktatörlükle mi ? yahu şurayı bu kadar neden ciddiye alırlar anlamıyorum... bırakınız, isteyen istediği gibi yazsın...
15-16 yaşındaki insanları kaşar ve orospu olarak damgalamak hiç kimsenin haddine değildir, evet belki siz 15 yaşında kaşarlık yapmış olabilirsiniz, ama bu herkesin sizin vakti zamanında düştüğünüz hataları yapacağı anlamına gelmez...
birleştirici ve yapıcı olmak mı insanı yüceltir, yoksa yıkıcı olup her boka burnunu sokan sinek olmak mı ?
yok tanım, yok format ! entry bilgi içermelidir, ekşi sözlük bile vazgeçti şu '' tanım '' sikinden ! katre kadar bilgi olsun yeterli diyor adamlar... ne lan bu tanım manyaklığı ? çomak sokuyorum ben sizin formatınıza, hiçbir yazımda tanım yapmıyorum...
edit: hay sikeyim kahr-ı bela ya ! bu yazımda istemeden de olsa tanım yapmışım ! tamam üzerime gelmeyin.
benim yazarlığımı övmek isterken, kendi yakışıklılığını da araya sokuşturmasına bir anlam veremedim...
şimdi, abdullah, sevgili abdullah; yani mübaşir, evet yakışıklı bir adam olabilirsin, ama senin gibi bir adam, benim yanıma gelince elbette güneşin yanındaki merih gibi sönük ve cılız kalır...
unutma ki benim kalp gözüm açık, şu güne kadar işlediğim günahları toplasan, belki bir karınca benden daha fazla allah' ın yasaklarına isyan etmiş, onları çiğnemiştir...
hayır, anlamıyorum benim gibi mükemmel bir şahsiyet nasıl oluyor da seninle bir araya gelebiliyor ?
ve tabi ki bunların hepsi birer şaka !
evet, kibir insanı böylesine alçaklaştırabilir, hatta şaka yoluyla dahi insanın kalbine girebilir...
hayır, ben ne mükemmel bir yazarım, ne de çok yakışıklı bir adamım...
beni gören züleyha' lar, elma yerine kollarını kesmiyor mesela...
ha, ama abdullah esmer yakışıklısıdır o ayrı... fakat niye bana sürekli gelip, '' yav abi yalnızım mına koyim, nasıl hatun ayarlanır bana bi anlat '' diyor bunu hiç anlayamıyorum mesela...
geçen gün de, kendisine teklif eden kızlardan sıkıldığını ve filipinler' e yerleşmek istediğini söyledi...
demem o ki, kendisiyle karşılaştığımızda galiba gıybetten ve ağızdan çıkan laflardan öyle bir sallanacak ki arş-ı ala, sabah bulacak sofular günaha doymuş bedenlerimizi sokağın ortasında ve bizi taşlatacaklar !
noldu göt ? korktun mu ? bu kadar çok gıybet, bu kadar çok iftira, sonumuz ne ola ? sen avukatsın da, biz neyiz ? hakim mi ? savcı mı ? mübaşir mi ? gardiyan mı ? mahkum mu ? yazar mı ? şair mi ? işsiz mi ? öğrenci mi ? öğretmen mi ? yoksa hiç mi ?
kocaman bir hiç !
haydi sen de iç !
iç !
piç !
sözlük iki hece, sevi yordun beni çok lafta !
şiirlerle savun beni, dörtlüklerle müdafaa et...
gazellerle an adımı, sabah ezanıyla selam et...
bızır yalamak !
evet, kesinlikle bızır yalamak !
ben hiçbir zaman canciş, tatliş, çikilop, lolipop, hulahup vesaire olmadım. olmadığım için hem mutluyum, hem de şanslıyım !
neden ? çünkü kimseyi yalamıyorum...
sevdiğim insanlar, saygı duyduğum üstadlar yok mu ? var... ama onların karşısında, kendimden geçer gibi konuşuyorum. bayağı kelimeleri sarf etmek istidadından bile mahrumum ben !
hiç kimseyle tatluşka, matruşka olmak niyetinde değilim... biraz da patavatsızım, ve hatta bu sebepten pek sevmezler beni... yok mu beni kuyuya atacak olan hain bir alaaddin ? yok mu o hain ? var...
gönüllerde olduktan sonra, tatliş, çukuliş olmaya hiç gerek yok...
üç gün gelir nick altına dilini paspas edersin, domalırsın, ondan sonra küfredersin, '' veheyyyy '' deyu götünü yerlere vura vura ağlarsın...
sözlükten gelecek olan kankacılık müessesesini yehova şahitleri siksin !
bu kadar da ağır konuştum...
maykıl sen sikme, sen ölüsün ! otur !
dünya tarihinin görüp görebileceği en büyük faşizanlardan...
77 yaşında vefat etmiştir, mezarı moğolistan' dadır... ve aynı zamanda şaman rahibidir ! ( oha )
cengiz han' ın torunu olduğunu söyleyip, ırkçılık üzerine yaptığı araştırmalarla ünlüdür... nasıl türkse ? cengiz han türk bile değil ulan ?
at sidiği içmekten nalları dikmiştir, gök tengri marmelatıyla muamele etsin !
pompeii sapkınları' nın ibretlik sonunu hepimiz biliriz...
vezüv yanardağı faaliyete geçmiş, ve italya' nın bu çok eski günah başkenti lavların arasında yok olmuştu...
pompeii sapkınları' nın destansı öyküsü defalarca sinemaya aktarıldı, hakkında kitaplar yazıldı...
hatta öyle efsaneler dolaşmaya başladı ki dillerde, bazı seksomanyaklar pompeii şehrinin kalıntılarını ziyaret edip kendi itikadlarınca hacı bile oldular...
iktidarsızlık problemi olanlar tarihi pompeii taşlarına çükünü sürerek bu problemini gidermeye çalıştı... pompeii şehri tuhaf bir yer... hatta taşların üstünde '' penis '' resimleri var, '' kerhaneye bu taraftan gidilir '' mahiyetinde yön tayin etmesi için penis çizmişler...
trafik ışıkları kadın kalçası şeklinde mesela... çok ilginç... ve türkiye' nin umut vaad eden yazarlarından abdülkatak ayıboğan '' görükle sapkınları '' isimli kitabını çıkardı...
görükle' de hangi evler kerhane vazifesi görmektedir ?
hangi kafelere giderseniz kız düşürebilirsiniz ?
görükle' de takılan üniversiteli hatunların taktikleri nelerdir ?
kimler gösterdiği halde vermez ?
bütün soruların cevabı, bu kitapta...
- gel bakiyim buraya sen. şşt sana diyorum, gel buraya... nerde yaşıyorsun gözüm ?
+ görükle' de abi. öğrenciyim ben.
- seks var mı peki ?
+ yoktur.
- ne işe yararsın sen ?
+ abi bize vermiyorlar.
- niye vermesinler aslanım ? sen istemesini bilmiyorsun. hangi bölümde okuyosun sen yiğenim ?
+ fizik bölümü abi.
- oooo seni kimse kurtaramaz. sıvaza devam.
+ kaderimis böyle abi ne yapalım yani ? nasip olsun en güsel aşklar bisse bisse...
ş harfini söylemeleri ve marul yemeleri yasaktır...
şeriat, yezidilere göre yok olacaktır...
onlara göre her şey tanrı olduğundan şeytan da tanrının bir parçasıdır...
günümüzde, mardin' in kırsalında yaşamlarını sürdüren yezidiler mevcut olsa dahi, birçok yezidi hem sürgün edildiği, hem de göç ettiği için artık yok olmanın eşiğindedirler...
melek tavus yezidiler için son derece kutsal bir melektir... ( melek tavus şeytandır )
ibadetleri tuhaftır... bu sapkınlar; namazlarını güneşe doğru kılarlar, nihayetinde kainattaki her şey onlar için tanrı olduğundan güneş de bir tanrıdır !
ya rabbi ! sen sapkınlığın dahi hayırlısını ver...
kendisinden hazzetmesem de samimi bir adama benziyor...
dur bakalım, görürüz yakında merzukasını...
biz bardağımıza kan koyar, onu da bıçakla karışıtırıp çay niyetine içeriz kirmastılı...
gün gelir, öyle bir adam çıkar karşına, vurdu muydu ejderja olsa devirir adamı !
bana mı bu laflar ?
biz ortaya konuşuyoruz... yarası olan gocunur... yaran mı var aslanım ?
gardiyan zihni belki anlayamamıştır, garibanlara kurduğunuz tezgah bana işlemez. yanılırsanız fena harcarım !
bize söylenmez bu laflar ! ayıp oluyor ! haddini bil !
niye söylenmezmiş ulan ? kimsiniz ha ?
gece yarısı enstantaneleri, üzerinize alınmayınız !
