Ferhat ile şirin'in, leyla ile mecnun'un aşkı bu ikisinin yanında halt yemiştir.
Allah meryem ölesiye seviyordur. Ancak allah ta aslında homo olduğu için bir zaman sonra allahın ilgisi meryemden muhammed'e kayar. Allah artık muhammed'e aşıktır. Meryem başlar dırdıra. Allahın kafasının etini yer.
Artık dayanamayan allah meryem'e bir ceza verir ve onu dünyaya yollar. Kendisine nispet olarak aynı zamanda muhammed'i de yollar ki meryem onu kıskansın. Tabi ara ara yanına çağırıp ilişki yaşamayı da ihmal etmezler.
Allahın meryem'e öfkesi geçmemiştir. Ona bir ceza daha verir ki akıllara zarar. Ondan bir çocuk peydahlamıştır: ''isa''. Hem metremin adını kötüye çıkartmış hem de günahsız isa'piç durumunda düşmüştür.
Gel zaman git zaman allah tekrar meryem'e aşık olmuştur. Onun için allah kıyamet senaryosunu hazırlamış ve kendini affettirmeyi başarmıştır. Bu iki aşık birlikte olacakları günü beklemektedirler.
Her şeyi bilinmezliğe ve aklın yetersizliğine vuran insanlardır.
Asıl gayeleri farklı olmaktır. Aslında kalbinin ta derinliklerinde yatan tanrı inancına sığınarak öteki tarafı kurtarmış olduğunu düşünürler. buna sığınarak diğer insanlara ''agnostik''olduğunu söylerler.
bu sığıntı düşüncenin insanların ateist olmaya cesaretleri; mümin olmaya gururları yoktur.
Arkadaş.
sevdiğin kız kürt, çocukluk arkadaşın çerkez, en yakın arkadaşın zaza iken ben de bir türk olarak nasıl faşist olabilirim ki?
Mantıklı açıklamasını bulmadığım sorudur.
Bir insan doğarken elinde olmadığı yani seçimini kendisi yapamadığı şeylerden nasıl sorumlu tutulup sanki yanlış yapmış gibi yargılayıp suçlanabilir.
O vakit negatif kan grubuna sahip insanları da yargılamamız gerekir.
ancak bir insanı davranışları yüzünden yargılayabilir suçlayabiliriz ki onun da temelini bilerek.yıllarca eğitimin gitmediği bölgelerdeki insanlar cahil davranışı yüzünden yargılanıyorsa bu cahilliğin sebebi ırk mıdır eğitimini oralardan esirgeyen mi?
1. zaten 2. Mehmet'e fatih değil bunun dışında da herhangi bir vasfı olmadığı için büyük olasılıkla ''2.'' Mehmet diye hitap ederdik.
2. Atatürk istanbul'un (yani constantinapolis) dört bir yanında kısa sürede kısa süreli kongreler düzenleyerek bizans halkını örgütlerdi.
3. 2.mehmet'in her türlü ekonomik, silah, teknolojilik ve askeri üstünlüğüne karşı atatürk halkından savaşmak için toplattığı silahlarla yapılabilecek en iyi stratejiyi geliştirir ve savaş başlardı.
4.uzun süren savaşların ardından 2. Muratın hiç bilmediğimiz bir gayri meşru bir çocuğu ortaya çıkar -zira padişahların böyle bir fantezisi vardır- ve tahtta hak iddia ederdi.
5.bütün savaşların sonunda ise atatürk marmara bölgesini osmanlılardan temizler ve tekrar bizans topraklarına katardı. Bizans yönetimindeki çatlakları giderecek çalışmalar yapar ve bilime hiç olmadığı kadar önem verirdi.
6. Bazı arapların övgüsüne aslında hiç layık olamamış zavallı osmanlı hanedanlığı arap bir halifenin emrine girerek araplaşmasını tamamlardı.
7. Aptal osmanlı sistemi yüzünden ne yazılık ki anadolu halkı türk değil arap olurdu. Buna karşın bizans eskisine oranla yok denecek kadar az olan toprak hacmiyle dimdik ayakta ve çok daha sağlam adımlarla günümüze kadar gelirdi.
Her şeyin olduğu gibi dünyada sahte aşkların da sonu vardır.
Yeri gelecek yarın vizen olduğu halde sabahlara kadar dertlerini dinleyeceksin yeri gelecek arkadaştan utana sıkıla borç alıp çıkacaksınız.
En iyi ihtimalle ilişkiniz iki seneyi bulancak. artık o kadar yakın geliyor ki en rezil anılarını paylaşacaksın sevdiceğinle. Farkında değilsin ki onlara bir yenisini eklemektesin.
Küçük rutin tartışmalar bile monotonlaşır. Uzun süren bu ilişkide artık aşk değil yalnızlık korkusu vardır. Ondan önce yani yalnızken ne yaptığını hatırlamaya çalışırsın ancak kendi haline şaşırırsın.
Aşk çok önceleri bitmiştir. Monotonluğun sıkıcılığı ölümcül düzeye erişmiştir ki iki tarafta istemesine rağmen ayrılığı dile getirmekten korkar.
Gözü kararan artık kim olursa o rutin tartışmaların sonunda 'bitsin artık' kalıbını kullanır. Gerek bu şekilde gerek ölümle gelecek olan kaçınılmaz olan haşmetli yine oradadır: ayrılık
işin trajik tarafı asıl başlar.dünyaya yeni gelmiş gibisindir ve her şeye sen daha yeni başlarken o profesyonelliğini konuşturur ve başkasının elini tutar.ilk önce aklın almaz sen ki bu arada hala sevdiğini fark edersin. Lakin o hiç sevmemiş gibidir.
O aşk kırıntıları nefrete dönüşerek büyür ve kocaman olur. Paylaştığınız onca şey, yapılanlar, konuşulanlar hepsine öfke duyarsın ama o mutludur.
Yenisini aramakla uğraşmazsın çünkü hepsinin sonunun kaçınılmaz bir ayrılık olduğunu anlamışsındır. ayrılığın ihtimali çekeceğin acının var olma olasılığıyla aynıdır.
Bile bile bir daha göze alamazsın kaçınılmaz ayrılığı...
(bkz: pedofil)
(bkz: bedevi)
yabancısından tut yerlisine kadar kendine eş koleksiyonu yapmış ancak halen gözü doymamış olan ve yaklaşık 1400 sene önce yaşamış olan maceraperest bir arabın tutmuş olduğu, yıllar sonra milyonlarca basımı yapılacak olan anı-günlük tarzı ve ayrıca bir hali de kalın olan defterdir.
içeriğinde yazarın bulunduğu duruma göre konulmuş bir takım emir ve yasakları barındırır. Hatta öyle ki müritleri ekleniş torpil bölümleri dahi vardır. Kendinizi vererek okursaniz kitapta herhani bir açık bulamazsınız. hipnozun ve öteki dünyaya dair anlatılmış olan korku bölümünün etkisi geçip objektif olarak okuduğunuzda beyin denen organının kitabin içinde hiç olmadığını ve anlatılanların da abartı olduğunu anlarsınız. büyüsünün etkisinin tam olarak kırılması için birden fazla okumak şarttır.
yazar mahlasını ise kendisini koleksiyonuna henüz altı yaşındayken kattığı ve dokuz yaşındayken cinsel ilişkiye girdiği karısından alır.