kendi hayatınıza yabancı olmanın duygusunu bilir misiniz.
senelerdir aynı eve giriyorsunuz ama
bir an geliyor ve burası benim evim mi diyorsunuz.
yıllardır çalıştığınız şirkette bir an
orayı ilk defa görüyormuş gibi oluyorsunuz.
çocukluk arkadaşınızın bir sözüyle bir an kendinizi sorguluyorsunuz, ben bununla nasıl yıllardır geçinmişim aslında ne kadar farkliyiz diyorsunuz içinizden.
hayat akışında bir şekilde devam ediyor ama sanki başkasının hayatını yaşıyor gibisiniz, bütün duygularınızın sağırlaştığını hissediyorsunuz.
sizi başka bir yerde başka bir hayatın beklediği duygusu yakanızı bırakmıyor.
düğümün nerde olduğunu düşünüyorsunuz, ve iş çıkmaz bir hale geliyor. çünkü bir an herkes ve herşey yanlış geliyor size, tek çarenin, izinizi kaybettirip kayıplara karışmak olduğuna inanıyorsunuz.
küçüğüm daha erken derken ah hayat yıllar geçmiş ama hala bu duygular peşimi bırakmamış.
peki ya sizin, sizin dünyanız nasil?
Suladigin çiçeğin çiçek açması sanardım hep ışıklı yolun kapısını, sonra anladim ki .. güneş başka bir tarafa doğru doğuyor, ve orasi cok uzay bir yer
istesende gidemezsin.
Ordan öğrendim ben, bir insanla onun hayatının hangi noktasında karşılaştığın ne kadar önemli olduğunu, duygular artık
körleşmişse o sizi asla sevemeyecektir, aşk sanatı onun yüreğinde hükmünü kaybetmiştir.
Güneşin doğduğu yer ise cok geçmişte kalmıştır, masumiyetini orada bırakmıştır, oraya isteseniz de gidemezsiniz artık.
Siz siz olun kime dair hayal kurduğunuzu iki defa düşünün.
ebedi ayrılık vakti geldi çatı ey sevgilim.
gelme etme diyemiyorum sana .. gururum izin verse bile nasil kıyarım sana.
yüzünün böyle gülecegine inanmışsın artık.
kırmızı elbisem hala sen kokuyor, sensizlige hazır miyim bilmiyorum
sessizliğini bu şekilde bozacağina hic inanmazdım ki .. döneceğin yol benim yanım sanardim hep.
etrafımda teselli sözleri uçuyor.. başım kalabalık.
beni sevmedin sanıyorlar, halbuki bilmiyorlar ki .. insanlar ya sevmediğinden ayrılır ya da cok sevdiğinden.
bu yüzden onlara beni nasil sevdiğini anlatmayacağım.. çünkü bana sevmeyi sen öğrettin.
mutluluklar en güzel yanım
O sokaklarda ki tinercilere,
kimsesiz sokaklarda dolanan
suç işleyen gençlere bile kızamıyorum
öyle susup kalıyorum.
Kötü yola düşeni bile anlıyorum bazen.
Ya aileleri yoktur yada babasının
dostluğunu duyar başkalarının ama
kendi evladına baba olamaz.
Geç kalınmış itiraflar.
Itiraf edilmemiş aşklar .
Söylenmemiş özlemler .
Suskun kalınmış haksızlıklar.
Bir ömür birikir gider insanın içinde, ama o tek bir soru kalır insanın aklında.
Acaba söyleseydim şu an her şey daha farklı olur muydu.
Topraktan geldik ..toprağa gideceğiz.
Ölüm bile bir ihtimal değil kaçınılmaz bir son iken, yaşam neden ihtimaller barındır.
Ah hayat..sana yalan dünya diyecek kadar gözüme bir kiprit tanesinin alevi kadar kısa gelirken neden suskunlukları erteleyecek kadar sonsuz geliyorsun gözüme.
2016 ; sevdiceğim arkasını dönmüş gidiyor.. dost kervanını oynuyoruz,
ötesi hiç itiraf edilmemiştir..
gurur zaferini ilan etmiştir.
Az önce tanık olduğum olay.
Bütün ümitlerin tükendiği andır.
Çok acı bir şey.
Hayat çok kısa bir kez daha anladım.
Allah geride kalanlara sabır versin.
Durum güncellemesi yapalım..
Plan kana kana ilerliyor .. ha tabi canım yanıyor .. bu kaçınılmaz.
Her gün birlikteyiz, artık bana alışmaya başladı ve kıskanmaya.
Beni kıskandırmak için yanımda başka kızları arıyor ama hiç tepki
vermiyorum .. umurumda değil gibi davranıyorum.
Şu an kulağında telefon eriyecek konuştuğu kıza yalakalik yapmaktan.
Küfür ediyorum içimden.
Vaatlerin hep aklımdaydı ama
Hayat iyi bir insan olmama müsade etmedi anne
Affet.
Bir değil belki bin pişmanlığım var bu yüzden ama bir tanesi var ki hiç geçmeyecek.
2013 senesinin ilk günlerinde .. valizimi topluyorum ve sen gideceğimi anladın .. pasaportumu aldın elimden, .. ağlamaya başladın ama ben dinlemedim ardımda bile bakmadan her şeyi ve herkesi terk ettim.
Size anlatamadıklarım vardı bu yüzden gitmeye meçbur olduğumu düşünüyordum başka çare göremiyordum.
Yokluğum zoruna gitmesin diye sana son zamanlarda kötü davranmaya başlamıştım ...
Bugünlerde dört buçuk sene oldu ama sanma ki zaman çabuk geçti .. pişmanlıklarla dolu dört buçuk yil hiç çabuk geçer mi.
Keşke ama keşke diyorum o gün o pasaportu yırtıp atsaydın ve ben gidemeseydim .. illa ki bir çare bulunurdu dimi anne .. bir şekilde derdimi anlatabilirdim size.. o zaman ki aklımla doğruya karar veremiyordum işte.. ama çocuk aklımın verdiği bir kararın vebali bu kadar ağır olmak zorunda mıydı.
Zaman zaman sizi görmeye gelsemde artık o evde hep misafirim biliyorum. ..
Ayrılık .. insanoğlun aldığı karardır
Kader ise Allah'ın takdiri, ama sorarsanız hangisi daha fazla insana koyar diye ..
insanoğlunun aldığı karar derim.
Bu Yüzden daha kolaydır kadercilik oynamak her ayrılığın sonunda.
her herkes hayatında bir kez olsun sevgiyi de tadar ayrılığı da,
iki insan anlaşamadığı için ayrıldığını bir şekilde kabul edebilir ama istemeyerek ayrılmak..
buna mecbur kalmak insanı bir defa değil her gün öldürür.
çünkü o sakladığın gerçeklerin onu yıkacağını bilirsin ve sadece susup usulca gidersin, belki yokluğunda onu üzecektir ama gerçekler kadar değil.
kendin için değil onun için onu seviyorsan her türlü fedakarlığını yapmaya hazır olursun .. gerekirse kendi sevginden bile vazgeçersin.
intiharı savunduğumu düşünmeyin, mesele ölümden korkmamak değil..
intihar biçimi.
Öyle çok fazla yöntemde yok bir anda olduğunu yerden uygulanacak,
ya yüksekten atlarsın ya kendini asarsın yada bileklerini kesersin ve bunların hepsinde canınızın ne
kadar yanacağını bilemiyorsunuz ama acısız yöntem yoktur yani ha tabi hap hariç oda çoğunlukla öldürmüyor onu saymıyorum.
Ve ben eminim ki bu dünya da intiharın eşeğine gelip ama acısından korktuğu için vazgeçen milyonlarca insan vardır.
Faydalar aslında değişkenlik gösterir, kişiye göre duruma göre.
Kimine hayat olan kimine ecel olabilir.
Verdiğin tavsiye seni yaşatırken beni öldürebilir, bu yüzden doğrunun bir tane
olduğunu savunan insanların sadece kendi doğrusunu yaşadıklarını unuttuklarını
belirtmek istedim.
Zaman ne mucize bir şey dimi .. acımızı dindirir .. yaralarımızı tek başına kimseye ihtiyaç duymadan sarar,
imkansız dediğimizi bile mümkün kılar .. geleni ağırlar gideni uğurlar... daima herkese bir şans daha verir.
Zamanın bana yaptığı en büyük iyilik,
beni yalnızlığa alıştırmak oldu .. bana tek başına güçlü olmayı öğretti.