aşık pilottur, camı yarı açıktır ve kollarını geri kıvırmış olduğu beyaz gömleğiyle yakar kavurur şerefsiz. elinde de birinci sigarası vardır bu pilotun.
sevgilisini havaalanında bırakmış kızın gözyaşlarıyla birlikte yolculuk yapmasıdır. gidip tuvaletin orada yolculuğun bitmesini beklemek o zırıltıyı dinlemekten dava evladır.
nereden baksan arızalı insanların işidir, yunanlılar yapmıştır bunu. olay geçtiğimiz yaz temmuz ayında yaşandı. yunanistan'ın kastanesi kasabasında arda nehrinin kenarında otlarken türkiye'ye vizesiz giriş yapan inek krize sebep olu.
bugün bir kez daha ortaya çıkmış olan su götürmez gerçek. dinci pkk lı kardeşliği başlığı altında girdiğim entryleri örgütlü bir şekilde eksi oylayıp başka alanlardan devam etmişlerdir. bunların alayı seovi. hele kemalizm, atatürkçülük, rejim hakkında olumsuz bir şeyler yazın size de dadanacaklardır valla denemesi bedava.
her fırsat bulduğunda müslümanların inançlarına saldıran beyinsiz. ilginçtir, diğer dinlerle bir problemi olmaz bu beyinsizin ve bunun gerekçesini de "burada diğer dinlerden insan yok ki kimle uğraşalım?" sorusuyla açıklamaya çalışır.
bosna hersek'in batılı müttefiklerinin gözüne girmek için atacağı adımdır. yalnız insan düşünmeden edemiyor; düne kadar avrupa bosna katliamına kör, sessiz kalırken bugün bu yaranma çabası neyin nesidir?
her ne kadar atatürkçüler tarafından kabul edilmese de fethullah gülen'in sistemle bir probleminin olmadığı göz önünde bulundurulduğunda kabul gören bir gerçektir. kime göre neye göre diyenler olacaktır elbet ama türkiye'de örgütlenme hakkını sonuna kadar kullanabilen bir gülen cemaati'nin ve liderinin atatürkçü olmasından daha doğal bir şey olamaz.
--spoiler-- Hamidiye Kruvazörü, Balkan Savaşı sırasındaki başarılı deniz çarpışmalarıyla ünlenen Osmanlı savaş gemisi. ingiltere'de yaptırılarak 1905'te istanbul'a getirildi. II nci Abdülhamid'in donanmaya duyduğu kuşku nedeniyle 1908'e değin Haliç'te demirli kaldı. Balkan Savaşı başlayınca Hüseyin Rauf Bey (ORBAY) komutasında Karadeniz'de görevlendirildi. Aralık 1912'de Varna'yı ve öteki Bulgar limanlarını bombaladı. 20 - 21 Aralık 1912 gecesi bir Bulgar torpil gemisince vuruldu. Baş tarafı tümüyle suya gömülü olarak istanbul'a gelmeyi başardı ve Haliç'te onarıma alındı. Ocak 1913'te bu kez Ege Denizi'ne açıldı. Yunanistan'ın Syrus Adası'ndaki barut ve dinamit fabrikasını yok ettikten sonra Yunan donanmasının ünlü "Makedonya" kruvazörünü ve 11 Mart 1913'te Adriya Denizi'ne girerek bir Yunan kuru yük gemisini batırdı. Dıraç'taki (Durres) Sırp kuvvetlerinin karargâhlarını bombaladı ve büyük kayıplar verdirdi. Shëngjin'de beş Sırp nakliye gemisini batırdı.
--spoiler--
bireysel silahlanmayla ilgili yasa tasarısına karşı çıkan muhalefetin ortaya attığı korkunç iddia. iddianın temelinde polis ve mit'e ağır silah alma yetkisinin verilmesi yatıyor.
genellikle terör örgütleri yapar bunu. konjonktürel gelişmelere bağlı olarak stratejilerinin bir parçası olarak saldırmamazlık kararı alırlar, böylece "inisiyatif bizde" mesajı verirler.
pazar günlerinde yaşananları anlatan cümledir. haftanın yorgunluğunu atmak için fırsat kollayan bireyin pazar günü öğlen kalkıp güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra varsa çoluk çocuğu alıp parka gidip salıncakta sallanmak, sallanmak, sallanmak. dadına doyum olmaz.
kameraları görünce galeyana gelen yurdum insanından duyulması muhtemel bir ayar cümlesi. insanları havaya uçuran kişilere yeri geldiğinde söylenir isyan b'abında.
birbirinden değerli iki güzide eser ama çikita muz daha fazla tutulmuştur. internete baktım 20 milyonu aşmış izlenme rakamı. nane nane o kadar tutulmamıştır.
kibar feyzo adlı filmde ağaca çıkan kemal sunal'a gülo karakterini oynayan müjde ar'ın babası ihsan yüce'nin "ulan ne arisen orda?" sorusuna kemal sunal'ın verdiği cevap. bu cevap üzerine ihsan yüce (hacı hüso) yerden kaptığı taşı kibar feyzo'ya fırlatarak uçmasını sağlar.
vücudu demir isteyen çocuktur. doğum sırasında anneden çocuğa yaklaşık 4-6 ay yetecek kadar demir geçer daha sonraki zamanlarda verilen gıdalardan çocuğun vücudu gerekli demiri temin edemezse dışarıdan almaya kalkar.